Volvo Cars’ın, sadece tamamen elektrikli olmak üzere üretilen ilk otomobili C40 Recharge aynı zamanda iç tasarımında hiç deri kullanmadan üretilen ilk Volvo modeli olma özelliğini taşıyor..
İklim duyarlılığını en üste seviyeye taşıyan İsveçli Volvo Cars, tamamen elektrikli ve sıfır emisyonlu yeni Volvo C40 Recharge’i piyasaya çıkardı.
İklim duyarlılığını en üste seviyeye taşıyan İsveçli Volvo Cars, tamamen elektrikli ve sıfır emisyonlu yeni Volvo C40 Recharge’ı Türkiye pazarında satışa sundu.
Şirket, 2025 yılına kadar, küresel satış hacminin yüzde 50’sinin tamamen elektrikli otomobillerden ve geri kalanının ise hibrit modellerden oluşmasını hedefliyor. 2030 yılında ise satılan tüm otomobiller tamamen elektrikli olacak.
Volvo Cars’ın Avrupa’daki tüm fabrikaları 2008’den beri hidroelektrik enerjiyle çalışıyor. İsveç’teki Torslanda tesisi ise tamamen iklim nötr. Çin’deki Chengdu ve Daqing tesisleri de iklim açısından nötr elektrikle faaliyet gösteriyor.
Volvo Cars CTO’su Henrik Green, “C40 Recharge, Volvo’nun geleceğini temsil ederken aynı zamanda nereye doğru ilerlediğimizi de gösteriyor. Tamamen elektrikli ve yalnızca online olarak satışa sunuluyor. Yeni bir Volvo almak hiç bu kadar çekici olmamıştı” diyor.
C40 Recharge’ın arkası, alt tavan çizgisiyle uyumlu çarpıcı bir tasarıma sahipken, yeni ön tasarımı ise elektrikli Volvo’lar için yeni bir yüz sunuyor ve en son piksel teknolojisine sahip farlar dikkat çekiyor.
C40 Recharge koltuk tasarımı olarak da, Volvo sürücüsünün tercih ettiği yüksek bir oturma konumu sağlarken, modele özgü bir dizi renk ve dekor seçeneği ile birlikte sunuluyor. C40 ayrıca, içerisinde hiç deri materyal olmayan ilk Volvo modeli ve bu da aslında Volvo’nun yeni üretim yaklaşımının bir parçası.
C40 Recharge’da, XC40 Recharge’da olduğu gibi, Google ile ortaklaşa geliştirilen ve Android işletim sistemini temel alan, piyasadaki en iyi bilgi-eğlence sistemlerinden biri bulunuyor. Tüketicilere Google Haritalar, Google Asistan ve Google Play Store gibi yerleşik Google uygulamaları ve hizmetleri sunuyor.
Yeni C40, Türkiye pazarında iki farklı ‘’Recharge Twin’’ ve ‘’Recharge’’ motor seçenekleri ile sunuluyor. Tahrik sistemi iki farklı motor, ‘’Recharge Twin’’ motor tipinde, biri önde ve diğeri arka aksta olmak üzere, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar hızlı şarj edilebilen, 78kWh pil ile çalışan ikiz elektrik motorlarından oluşuyor. Zaman içinde kablosuz yazılım güncellemeleriyle gelişmesi beklenen tahmini menzil ise yaklaşık 450 km.
Gerçek deriye alternatif “Nordico”
İsveçli otomotiv devi Volvo Cars, tamamen elektrikli otomobillerinde, çevre ve yaşama duyarlı davranışını daha da ileriye taşıyarak, gerçek deri yerine sürdürülebilir döşeme seçenekleri sunuyor..
Volvo Cars, deriden arındırma hedefini bir parçası olarak, otomobil endüstrisinde kullanılan birçok malzemenin yerini alabilecek, yüksek kalitede, sürdürülebilir kaynaklar araştırıyor.
Şirketin iç mekanlarda deri kullanma kararından vazgeçişi, ormansızlaşma da dahil olmak üzere büyükbaş hayvancılığın olumsuz çevresel etkilerinden kaynaklanıyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 14’ünden hayvancılığın sorumlu olduğu tahmin ediliyor.
Gerçek deri yerine Volvo Cars tarafından üretilen yeni bir iç malzeme olan Nordico, PET şişeler gibi geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan tekstillerden, İsveç ve Finlandiya’daki sürdürülebilir ormanlardan elde edilen biyolojik nitelikli malzemelerden ve şarap endüstrisinden geri dönüştürülmüş mantarlardan oluşacak ve birinci sınıf iç tasarım için yeni bir standart belirleyecek. Bu malzeme, ilk defa yeni nesil Volvo modellerinde görülebilecek.
Volvo Cars, hayvan refahını önemseyen iş stratejisi çerçevesinde malzemenin bir parçası olarak ya da malzemenin üretiminde bir işlem kimyasalı olan plastik, kauçuk, yağlayıcı ve yapıştırıcıların üretiminde yaygın olarak kullanılan hayvan ürünlerini de kullanmaktan vazgeçiyor.
Volvo Cars aynı zamanda, yün tedarik zincirinde de tam izlenebilirlik sağlamaya çalıştığı için sertifikalandırılmış tedarikçilerden yün karışımı seçenekleri almaya devam edecek.
Volvo Cars Küresel Sürdürülebilirlik Direktörü Stuart Templar konuyla ilgili olarak şu açıklamada bulunuyor: “İlerici bir otomobil üreticisi olmak, sadece CO2 emisyonlarını değil, sürdürülebilirliğin tüm alanlarını ele almamız gerektiği anlamına geliyor. Sorumlu tedarik, hayvan refahına saygı da dahil olmak üzere bu işin önemli bir parçası. Elektrikli otomobillerimizde deri kullanmamak bu sorunu çözmek için çok iyi bir adım. Volvo Cars, malzemeleri mümkün olduğunca aktif bir şekilde değiştirmeyi hedefliyor. Hayvansal ürünler içeren malzemelere olan talebin azalmasına katkıda bulunuyor ve hayvanlara verilen zararı durdurmak için çalışıyor. Hayvan refahını destekleyen ürün ve malzemeleri bulmak zor olacak, ancak bu sorundan kaçamazsınız. Bu bir yolculuk. Gerçekten ilerici ve sürdürülebilir bir zihniyete sahip olmak, kendimize zor sorular sormamız ve onlara aktif olarak yanıtlar bulmaya çalışmamız gerektiği anlamına geliyor.”
Temiz enerji yatırımı çağrısı
İklim duyarlılığı ve hayvan refahı konusunda azami titizlik gösteren Volvo Cars, dünya liderleri ve enerji sağlayıcılarına da, temiz enerjiye yapılan yatırımları önemli ölçüde artırmaya çağrısında bulundu. Nitekim otomotiv devinin karbon emisyonlarıyla ilgili hazırladığı bir rapora göre, bir otomobil temiz enerji kaynakları kullanılarak üretilmesi ve şarj edilmesi halinde yüksek CO2 azaltma potansiyeli gösteriyor.
Karbon azaltma potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmek için hükümetlerin desteğine ihtiyaç duyan şirket, bu kapsamda Volvo C40 Recharge için yeni Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) raporunu hazırladı.
Volvo Cars, 2019 yılında pazara sunduğu ilk elektrikli otomobili XC40 Recharge ile başlayarak, tüm tamamen elektrikli modelleri için bir LCA raporu yayınlıyor. Bu raporlar, çeşitli senaryolar altında otomobilin CO2 etkisi açısından tam şeffaflık ve kullanıcılara otomobilin genel karbon ayak izi hakkında değerli bilgiler sağlıyor.
Raporun gösterdiğine göre, bir C40 Recharge, rüzgâr enerjisi gibi temiz enerjiyle şarj edildiğinde, otomobilin CO2 yaşam döngüsü etkisi geleneksel, içten yanmalı motorlu bir Volvo XC40’ın yarısından daha az. IEA raporuna göre, 2020’lerde sıcaklığı 2°C’lik artışın oldukça altında tutmak için temiz enerji yatırımlarının ikiye katlanması, küresel sıcaklık artışlarında da 1,5°C’lik bir stabilizasyon sağlamak için üç katın üzerine çıkması gerekiyor.
Bununla birlikte, C40 Recharge ortalama küresel enerji karışımı kullanarak şarj edildiğinde (yaklaşık yüzde 60’ı fosil yakıtlardan üretiliyor), otomobilin yaşam döngüsü CO2 tonajı 50 tona kadar çıkabiliyor ve geleneksel olarak çalışan bir araca kıyasla çevresel kazanımları önemli ölçüde azaltıyor.
Temiz enerji, elektrikli otomobil üretiminde yer alan karbon ayak izini azaltmada da önemli bir faktör. LCA, bir C40 Recharge üretim emisyonlarının benzinli bir XC40’tan yüzde 70 daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu, esas olarak batarya ve çelik üretiminin karbon yoğunluğunun yanı sıra otomobildeki yüksek oranlı alüminyumun kullanımından da kaynaklanıyor.
Nitekim Volvo Cars, SSAB ile fosilsiz çelik geliştirmek ve batarya tedarikçileri ile yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanan bataryalar üretmek için de adımlar atıyor.
Şirket, tedarik zincirindeki karbon emisyonlarını 2025 yılına kadar yüzde 25 oranında azaltmak da dahil olmak üzere, 2018 ile 2025 arasında otomobil başına ortalama yaşam döngüsü karbon ayak izini yüzde 40 azaltmayı hedefliyor.
