Veri, Yenilenebilir Petrol Mü?

    0
    137
    digital city
    Verinin doğru biçimde analiz edilmesi ve bundan kurumlara fayda sağlayan sonuçların elde edilmesinin bir kerelik değil tekrar edilebilir bir işlem olması, yeni petrol olarak nitelenen veriye “yenilenebilir petrol” demenin daha yerinde olduğunu düşünüyor.

    Bir işi gerçekleştirmek için enerjiye ihtiyaç vardır ve bu enerjinin kullanılmasının sonucu ortaya çıkan etki ile ölçülür. 20’inci yüzyılın başlarından itibaren petrolün hayatımızda oynamaya başladığı rol, bu enerjiyi sağlamada tercih edilen madde olmasından kaynaklanıyor. Günümüze gelindiğinde veri, iş hayatında ve genel olarak hayatın genelinde süreçlerin işletilmesi için gereken enerjiyi unsur olarak karşımıza çıkıyor. Genel olarak “verinin yeni petrol olduğu” tanımlamasının zeminini oluşturan bu gelişme, burada duracağa benzemiyor. Hitachi Vantara Dijital Çözümler Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jonathan Bowl’un tanımlaması, verinin iyi yönetimi ve tekrar tekrar kullanılmasından yola çıkan tanımlaması, yenilenebilir petrol tanımlamasını yapmak gerektiğini düşündürüyor. Kasım 2019’da Bilişim Zirvesi için Türkiye’ye gelen Bowl, konuşmasında verinin güncel bilgi teknolojisi olanakları sayesinde tarihte hiç olmadığı kadar değerli olduğuna işaret ederken “Veriye yeni petrol deniyor ama veri, yeni petrol değil, çünkü verinin bir gün tükenme olasılığı yok. Veri azalmıyor, veriyi sonsuz defalar kullanabilirsiniz. Dahası, ne kadar çok kullanırsanız o kadar çok fayda elde edersiniz. Veri bilimcilerimiz, veri mühendislerimiz ve platformumuzun yetenekleri ile kurumlara eşsiz bir destek sunuyoruz. Veri konusunda inovasyon yaparak geçmişi anlıyor, geleceği tahmin edebiliyoruz” şeklinde konuşuyor. Bowl, verinin yeni iş modellerinden teknolojiye ve kullanıcı beklentilerine kadar birçok alanda değişimi yaratacak potansiyeli oluşturduğunu da belirtiyor. Farklı veri türlerini depolayarak üzerinde çalışmaya başlanması sonucunda anlamlı iş sonuçları üretilmesi sağlanırken gerçek zamanlılığın belirleyici faktör olduğu bu alanda Eşyanın İnterneti (IoT) üzerinden elde edilecek veri ile bu faktör önemli bir değişime uğrayacak. Canlı olarak adlandırılan uygulamaların hayatın her alanında daha etkili kararlar almanın önünü açması bekleniyor. Dijital ikiz konseptinin gerçek anlamıyla hayata geçmesi ile sistemlerin davranışları dijital modellere aktarılabilecek ve süreçlerin takip ile kontrol edilmesi bir adım ileri taşınacak.

    Petrolün aralarında bulunduğu fosil yakıtlara yöneltilen en önemli eleştirinin çevre kirliliği noktasında olması, verinin yani yeni petrolün çevreyi koruma anlamındaki katkısını hem sembolik hem de etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor. Hitachi Vantara Dijital Çözümler SEMEA Direktörü Oylum Tağmaç, verinin yönetimindeki ilerleme sayesinde ile “operasyonel teknoloji uzmanlığımızdan ve dijital yolculuklarını hızlandırmak için yaratıcı yaklaşımlarımızdan yararlanmanın mümkün olduğunu ifade ediyor. Tağmaç’ın “Kanıtlanmış yöntemlerimiz ve gelişmiş araçlarımızla, verimliliği geliştiren, teslimat hızını artıran ve nihayetinde daha iyi iş sonuçları sağlayan müşterilerimiz için uygun çözümler tasarlayabiliyoruz. Vizyoner bir üretici olarak odak noktamız dönüşümsel değişimi hızlandırmak, veri silolarını ortadan kaldırmak ve dijital inovasyon için Üretim 4.0’a doğru olan yolculuğumuzu hızlandıracak bir temel oluşturmak” şeklindeki sözleri arasında yer alan “dönüşümsel değişim” ifadesi şu andaki en dikkat çekici kavram.

    Birçok büyük işletmede dijital liderler, dijital dönüşümden bahsetmenin artık anlamını yitirdiğini ve önemli olanın dönüşümün kendisi olduğuna işaret ediyor. Dijital dönüşüm ve bunu gerçekleştirmede kullanılan dijital araçlar sadece bu dönüşümün parçalarından birini oluşturuyor. Algıdan iş modeline kadar birçok boyutu ile değişimin büyüklüğü düşünüldüğünde dijital dönüşümün neden slogan olma özelliğini yitirdiği anlaşılıyor. Ancak daha önemlisi, kritik başarı faktörünün artık dijital araçları kullanma becerisi değil, sonuç alma yetkinliği olması: iyi oynadık ama yenildik ifadesi sonuç açısından anlam taşımadığı gibi, dijital araçları çok iyi kullandık ama istediğimiz sonuçları alamadık ifadesi de artık değerini yitirmiş durumda. Bunun kaynağı ise, dönüşümün artık hazırlık yapılan bir şey değil fiilen içinde bulunulan bir şey olmasından kaynaklanıyor. Hangi araçlarla olursa olsun sonuç alamayan kuruluşların ciddi bir sürdürülebilirlik sorunu yaşayacağı bir döneme giriyoruz. 

    Hitachi Vantara’nın Londra’da gerçekleştirdiği, Optimise Prime projesi, bu paradigma değişimini açıklayan önemli bir örnek.  Dünyanın önde gelen enerji, teknoloji, filo ve taşımacılık şirketlerinin yer aldığı Optimise Prime projesine sayısı 3 bini bulan elektrikli araç dahil olacak ve elektrikli taşıt filolarının ile kiralanan araçların oluşturduğu taleplerin detaylı bir resmi çizilecek. Bunun için dijital araçların ve daha açık olarak dijital ikizin kullanılacağı ve bu çözümün gerçek zamanlı veri kullanacağı aşikar ancak bundan daha önemli bir konu var. 

    Avrupa’daki karbon gazı salınımının neredeyse dörtte biri ulaşım kaynaklı ve hava kirliliği sebebiyle her yıl Avrupa’da 800 bin, dünyada ise 8 milyon 800 bin kişi hayatını kaybediyor. Sıfır karbon emisyonu hedefinin bir parçası olan elektrikli taşıtlara geçiş için Optimus Prime önemli bir adım olarak görülüyor. Proje ile elde edilecek veriler ve Hitachi Vantara’nın sağlayacağı teknolojilerin yaygınlaşması ile sadece İngiltere’de 2030 yılına kadar 2,7 milyon ton karbondioksit gazı salınımı önlenecek.

    Tağmaç, bu miktarın bir yolcu uçağının dünyanın etrafında bin 484 kez dönmesiyle ortaya çıktığını belirtirken, ağ üzerindeki yükün de azaltılarak 1,3 Gigawatt enerji tasarrufu sağlanacağının altını çizerken Hitachi Vantara’nın, şimdiden yenilikçi teknolojilerinin benzer şekilde ABD, Avrupa ve Asya’da kullanılması için çalışmalara başladığına da işaret etti.

    Hitachi Vantara, bu yeni yaklaşımı desteklemek için kendi ürün portföyünü de geliştiriyor. Şirketin 30 Ekim’de Las Vegas’ta tanıttığı yeni Lumada platform veri hizmetleri, spesifik bir endüstri ile sınırlı olmaması ve veri eksenli hız ve inovasyonu artırması ile yeni dönemi net bir biçimde gözler önüne seriyor. Bunun veri analizi ile bağlantılı boyutunda yeni Lumada Edge Intelligence, ticari ve endüstriyel operasyonlarda uçtan buluta veri yönetimini basitleştiriyor. Verinin artan yoğunluğu ve özellikle IoT etkisi düşünüldüğünde bunun EDGE kısmı çok daha önemli hale geliyor. Yeni Lumada veri hizmetleri ve Lumada Data Lake, tüm endüstrilere veri odaklı yenilikçilik getirerek bunu destekliyor. Ancak bir kez daha bu dijital araçlara takılmamak gerekiyor.

    Asıl önemli olan süreçlerin ihtiyaçlar doğrultusunda nasıl değiştiği. Dikkat çekici gelişmelerden birinin, günümüzde dijital ihtiyaçları karşılamada önemi giderek artan DataOps’un nimetlerinden faydalanmak olduğu görülüyor. 

    Geldiğimiz noktayı en iyi açıklayan ise, Lumada Data Lake. Şirket bunun tanıtımında “Lumada Data Lake, yenilikçi, “akıllı” bir veri gölüdür. Kendi performansını sürekli iyileştirir, veri setlerini akıllıca uygun konuma yerleştirir ve veri bataklıklarının oluşmamasını sağlamak için sürekli çalışır. Ayrıca, her yerden analiz araçlarına erişim sağlar” ifadelerini kullanıyor. Bu tanımlama aynı zamanda sonuç almanın ne anlama geldiğini de ortaya koyuyor: bataklık oluşturmadan göl kenarında huzur içinde yaşamak. Hala veri denizlerinden ve okyanuslarından bahsedebiliriz ama iş hayatının kaosundan –okyanus ve denizlerin fırtınalarından- uzaklaşarak gölde balık tutmak daha kolay değil mi?