Veri Merkezinin Geleceği

    0
    71

    5G, analitik ve yapay zekanın gelişimi ile birlikte veri merkezlerinin öneminin artacağı aşikar. Bunların üzerine eklenen sos ise, eşyanın interneti (IoT) ve sınır bilişim olacak. Vertiv Doğu Avrupa Direktörü Murat Dumlu, özellikle Almanya’daki fabrikaları ile odaklandıkları sınır bilişimin veri merkezlerinin gelecek üç ila beş yıldaki büyümesine önemli katkıda bulunacağını söylüyor.

    KEREM ÖZDEMİR

    Vertiv Doğu Avrupa Direktörü Murat Dumlu

    Büyük veri, veri merkezlerinin artan öneminin açık bir göstergesi olarak uzun süredir karşımızda duruyor. Büyük miktarda verinin saklanması
    ve işlenmesi için veri merkezlerine duyulan ihtiyacı anlamak için teknoloji bilmeye gerek yok; alışveriş merkezi (AVM) görmüş herkes bu durumu rahatça anlayabilir. AVM’nin içindeki çok sayıdaki ürün çeşidi üzerinden fiyat, piyasa ve satın alınabilirlik analizi yapmaya benzer şekilde veri merkezlerinde tutulan veri üzerinden analitik yapmak, karar süreçlerine çok değerli bir destek sağlarken bunun sonucunda AVM’de gerçekleşen satın alma veya veri merkezinde gerçekleşen operasyon asıl iş sonucunu ortaya çıkarıyor. Günümüzde bu teori, hızla gelişen elektronik ve mobil ticarete bağlı olarak ciddi biçimde değişen pratiğe uyarlanmak zorunda. Bu ise verinin çok hızlı tüketilmeye ve dengesizleşmeye başladığı bir dünyanın yeni dinamiklerine yanıt vermek zorunda. Üstelik bunu veri kullanımının sürekli arttığı bir dünyada yapmak gerekiyor. IDC’ye göre 2025 yılı itibariyle veri merkezleri yaklaşık 175 zettabyte veri işleyecek. Bunun ne anlama geldiğini anlamak için, bir zettabyte’ın bir trilyon gigabyte’a eşit olduğunu bilmek gerekiyor. Bir süre öncesine kadar çoğumuzun aylık dört gigabyte kotalı internet bağlantısı kullandığını hatırlamak, bu veri işlemenin boyutunu daha rahat anlamayı sağlıyor.

    Bu büyümeyi anlamak için bakılması gereken bir diğer
    yön ise, bulut bilişim. Veri merkezleri ile dahili (on premise) bulut yapılarının birlikte kullanılmasına dayanan hibrit bulut uygulamalarının ağırlığı sürekli artıyor. 2021’de kurumların yüzde 90’ının bilgi teknolojileri ihtiyaçlarını karşılamak için birden fazla bulut veya hibrit bulut modeli kullanması bekleniyor. Bu, hızlı ölçeklenebilirlik ve farklı veri merkezi
    ile farklı bulut yapıları arasındaki entegrasyonu daha önemli bir konu haline getiriyor. Konunun ekonomik boyutu da veri merkezlerine dikkat çeken bir başka unsuru ortaya çıkarıyor. IDC, bulut bilişim harcamalarının şirketlerin temel bilişim bütçeleri içindeki payının 2022’de yüzde 40’a ve 2028’de yüzde 80’e ulaşmasını bekliyor.

    Vertiv Doğu Avrupa Direktörü Murat Dumlu, bu döneme damgasını vuracak önemli bir gelişmenin sınır bilişim (EDGE computing) alanında yaşanacağına işaret ediyor. Bu gelişme, 5G’nin etkisiyle daha da güçlenecek ve analitik boyutuyla dikkat çekecek. 36 ülkeden sorumlu Doğu Avrupa yöneticisi olan Dumlu, işin veri merkezi altyapısı tarafında yer alan bir lider olarak geleceği önceden görebilmeye elverişli bir pozisyona sahip. Vertiv’deki 21 yıllık deneyimi ise, Dumlu’nun elini, gelişmeyi analiz etmede güçlendiriyor.

    “Sınır bilişim, bizim şu anda ağırlıklı olarak üzerinde çalıştığımız bir konu çünkü önümüzdeki üç ila beş yılda sınır bilişim veri akışının yoğunluğu ve hızı anlamında çok daha önem kazanacak. Özellikle Almanya’daki fabrikamızda geliştirilen yeni sistemlerimiz sınır bilişime imkan verecek altyapıyı oluşturuyor. Kabinler ve onların iç yapılarındaki soğutma sistemi ile güç kaynağı gibi bileşenler üzerinde Ar-Ge de dahil olmak üzere çok yoğun bir çalışma devam ediyor” diyen Dumlu, “Verinin oluştuğu yerde işlenmesi çok daha büyük önem kazandı. 5G uygulamasının da gelmesi ile birlikte, telekomünikasyon ve finans sektöründe ciddi ve ağırlıklı bir büyüme bekliyoruz. Sınır bilişim buradaki büyümeye önemli bir katkı sağlayacak” diye devam ediyor.

    20 binin üzerinde çalışanı ile dünya genelinde iş yaptığı 130 ülkede 5,5-6 milyar dolar ciro yapan Vertiv, New York Borsası’na kote bir ABD şirketi. Teknoloji sektöründe yer alan analiz şirketi Omdia’nın, 2020’nin sonlarında yayınlanan ve 2018 ile 2019 verilerine dayanan Veri Merkezi Termal Yönetim Raporu 2020, Vertiv’in küresel veri merkezi soğutma pazarında yüzde 23,5’lik bir paya sahip olduğunu belirtiyor. Bu oran Vertiv’in en yakın rakibinden yüzde 10 daha fazla. Omdia’ya göre 2020’de 3,3 milyar dolar olan veri merkezi termal teknolojisi pazarının 2024’te 4,3 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Vertiv ayrıca yüzde 37,5’lik pazar payıyla çevre termal teknolojler pazarının lideri. Üstelik bu konumuyla sektördeki ikinci büyük tedarikçiden yüzde 20 daha fazla paya sahip.

    Şirketin kurumsal kimlik tanıtımı başlı başına, veri merkezlerinde yaşanan değişimi ortaya koyuyor. “Vertiv donanım, yazılım, iş analitiği ve devamlı servisleri bir arada sunarak müşterilerinin kritik öneme sahip uygulamalarının kesintisiz çalışmasını, en iyi performansı sunmasını ve ihtiyaca uygun şekilde büyümesini garanti altına alıyor. Vertiv veri merkezlerinin, haberleşme ağlarının, ticari ve endüstriyel tesislerin bugün karşılaştığı en önemli zorlukları çözerken güç kaynağı, soğutma ve IT altyapı çözüm ve servisleriyle buluttan uç nokta aygıtlarına kadar kapsamlı bir portföy sunuyor” ifadelerindeki kesintisiz çalışma ve sürdürülebilirlik vurgusu, veri merkezlerinin yeni anahtar sözcüklerini oluşturuyor.

    Sınır bilişim ile veri yönetiminin kuralları yeniden belirlenirken akıllı işletmmelerini sınır bilişim ortamındaki operasyonlarında konteynır, sanal makineler (VM) ve hyperconverged altyapı (HCI) sözcüklerini daha fazla duymaya başlayacağız. Donanım ile yazılımı birbirinden bağımsız hale getirerek yazılım için asgari kaynak kullanımını sağlayan VM’leri kullanan konteynırlar, trafiği daha iyi yönetmenin önemli bir aracını oluşturuyor. Sınırlardaki bilişimi konteynırlarla yönetme yöntemi, iş yüklerinin mobilleştiği dönemdekine benzer ama daha şiddetli bir dönüşüme yanıt vermeyi hedefliyor. Mobile geçiş, şebekenin ya da ağın parametreleri tanımlanabilen bir ortam olması durumuna son vermişti. Sınır bilişim
    ve IoT, bugünün dünyasında benzer bir ortamı ortaya çıkarıyor.

    Bu yeni ortama eşlik eden geleneksel olgular da varlığını sürdürüyor ama
    belirli bir değişim geçirerek. Geleneksel olarak veri merkezlerinin en önemli gider kalemi olan enerji yönetimi, bugün de en önemli konulardan biri olmayı sürdürüyor ancak sürdrülebilirlik yaklaşımları ile harmanlanmış olarak… Dumlu, “Geçmişte kurulan veri merkezlerinde, işlevini yerine getirmeleri en önemli öncelikti ve bunlar, deli gibi enerji harcamaları üzerinde çok durulmadan fonksiyonunu yerine getiren blgi işlem merkezleri olarak kuruluyordu. Biz de bunlardan kurarken bütün odayı ne kadar soğutabiliriz diye düşünüyorduk ama aslında bütün odayı değil, çalışan bilgisayarları soğutmak gerekiyordu” diyor.

    Birçok ayrıntıda değişim yaşansa da temelde veri merkezinin kendi görevini tam kapasite ile yerine getirmesi hala önemli bir öncelik ancak bunu sağlayacak şekilde, çevre donanımlarının da en optimum enerji harcaması ile tasarlanması günümüzün en önemli konusu. Dumlu, bu denklemin ayrıntısını, “Çevre donanımlarının da en optimum enerji harcamasıyla en verimli şekilde hesaplanması artık çağımızda gündeme geldi çünkü enerji çok değerli” diye ifade ediyor. Bir yandan fiber bağlantının sağladığı bağlantı hız ve band genişliği diğer yandan bu tür tasarımlar, veri merkezlerini iş sürekliliğinin önemli bir unsuru haline getiriyor.

    Bu iş sürekliliği pandemi ile birlikte e-ticaretin yanı sıra uzaktan çalışmayı da kapsamaya başladı. Dumlu “Son dönemde 5G ile birlikte sanal gerçeklik, Endüstri 4.0, gerçek zamanlı bilgi iletişimleri, sağlık sektöründe doğrudan doğruya gerçek zamanlı operasyonlar yüksek çözünürlük ve çok hızlı veri akışı gereksinimleri ile birlikte gündeme girdi. Bunun karşılığı olarak çok yüksek miktarda enerji tüketimi gerçekleştiriliyor. Enerji ihtiyacı yüksek olunca, ‘biz bunun neresinden daha çok tasarruf yapabiliriz’, ‘nasıl optimize edebiliriz’ sorularına odaklanma noktasına geldik” diyor. Telekomünikasyon sektörü bu konuda iyi bir örnek oluşturuyor. Telekomünikasyon sektöründe ihtiyaç duyulan veri işleme ciddi bir şekilde arttığı halde, bunun için gereken enerji düşüyor. Bunun ekonomisi, birim maliyetlerin düşürülmesi ihtiyacı ile bağlantılı. Dumlu, “Biz de kendi veri merkezlerimizde veya binanın içindeki (on premise) veri merkezlerinde nasıl daha etkili bir enerji tasarrufu yapabileceğimizi düşünüyoruz. Zaten bu anlamda Honeywell ile iş ortaklığı yapmaya başladık” diyor.

    Honeywell’in kumanda ve kontrol tarafında ve Vertiv’in bilgi işlemde sunduğu gelişmiş altyapı, kumanda/kontrol ve otomasyon, kurulacak bilgi işlem merkezlerinde bilgi işlem sisteminin ötesinde binanın otomasyonunun tamamının tek elden mümkün olduğunca verimli yönetilebilmesini sağlıyor. Dumlu “Önümüzdeki yıllarda bu konu daha önemli hale gelecek. Bilgi işlem merkezlerini kurmak için önemlilik derecelerine göre alan seçimi ve yapının seçimi çok önemli. Deprem bölgesinde mi -böyleyse ne tür önlemler alınmalı-, üzerinden uçak geçiyor mu, duvarlarının kalınlığı ne olmalı gibi sorular tasarım açısından önem taşıyor. Türkiye’deki veri merkezlerinin çoğu kuzeyde ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üzerinde. Zaten İstanbul da o hattın üzerinde. Bizim uzman mühendis arkadaşlarımız, binanın inşa sürecinin öncesinden başlayarak danışmanlık veriyor ve inşa sürecinde sadece binanın sekiz ila dokuz şiddetinde bir depreme daynamasını değil, içindeki bilgi işlem ekipmanlarının böyle bir olayda çalışmayı sürdürmesini sağlamaya yönelik hareket ediliyor. Burada yedekleme konusu da önem taşıyor” diyor. Yedekleme ile ilgili ayrı bir tasarım seti söz konusu.

    Ancak bilgi işlem merkezleri söz konusu olunca başka tür afetleri de dikkate almak gerekiyor. Sınır bilişim, bilgi işlem merkezleri tarafında band genişliği yetersizlikler ile altyapı kesintilerini çözüm bulunması ve yatırım yapılması gereken birer afete dönüştürüyor. Pandemi döneminde okullar ve bunların bağlı olduğu internet portallarının kullanımında oluşan yoğunluk benzer bir sorun yarattı ve yaratıyor. Bunların önüne geçilmesi için yeni yatırımlar gerekiyor ve Dumlu Avrupa’da yoğun olarak gözlemledikleri bu trendin Türkiye’ye de yansıdığını ifade ediyor. Dumlu, “Ciddi yatırımlar başlad ve bu anlamda çok hızlı bir ilerleme var. 2020’den 2021’e geçerken bir yıl içinde sadece sınır bilişimde yüzde 25’lik bir büyüme bekliyoruz. Bunun kırılımına baktığımızda en çok karşımıza çıkan, veri yoğun çalışan sistemlerin bilgilerinin işlenmesinin sınırlarda yapılması. Burada çok ciddi bir büyüme olacak. Hemen arkasından gecikmeye duyarlı hassas yapılardaki yeni yatırımlar geliyor: sanal gerçeklikler, iletişimler, alar sistemleri gibi. Makinelerarası iletişimde yine çok ciddi yatırımlar olacak. Burada da yüzde 22 gibi çok ciddi büyüme bekliyoruz” diyor. Kritik hayati uygulamaların yüzde 17 gibi bir büyüme oranı ile bunları takip etmesi bekleniyor. Zaten büyüyerek gelen bir pazarın sadece bir yıl içinde dörtte biri kadar büyümesi önemli bir gelişme oluşturuyor.

    Ancak asıl çarpıcı gelişme, uygulama alanlarında ortaya çıkıyor. Bu alan, hastalıkların uzaktan teşhisi, uçağın
    hava alanına inişinin zamanlaması ve e-ticarette bir satın almanın gerçek zamanlıya yakın bir hızda ve bu hız sayesinde daha güvenli yapılabilmesi gibi çok farklı ve çeşitli uygulamalar üzerinde duruluyor. Dumlu, “Bilgisayarının başına geçen herkes tam zamanlı ve gerçek zamanlı bir iletişim içinde olmak isteyecek. Bütün bu uygulamaların bizi götürdüğü sonuç, veri ve veri altyapı yatırımlarının ciddi bir şekilde artacağı” şeklinde konuşuyor. Bu senaryo içinde 5G önemli bir yere sahip.

    Yüksek hız, taşınabilen veri büyüklüğü, çok daha fazla cihazın bağlanabilmesi, mobilite ve güvenilirlik gibi önemli avantajlara sahip olan 5G şebekelerinin hayata geçmesiyle elde edilecek hızlı veri akışı ve düşük gecikme süreleri sayesinde hibrit bilişim, entegre sistemler ve sınır bilişim uygulamaları yeni bir dijital çağa kapı aralarken bu uygulamaları gerçekleştirilebilir hale getirecek. Bu gelişmeler, 2025 yılında global veri trafiğinin günümüze göre 2,5 kat artması beklentisini yaratırken bilgi işlem merkezlerinin geleceğine de ışık tutuyor.