Vehbi Koç Ödülü Prof. Dr. Uğurbil’e verildi

0
127

Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla verilen Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi insan beyniyle ilgili yaptığı çalışmaları nedeniyle Prof. Dr. Kamil Uğurbil oldu.

Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak 47 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanında verdiği Vehbi Koç Ödülü’nün 15’incisi İş Sanat Kültür Merkezinde düzenlenen törenle sahibini buldu.
Saygı duruşunda bulunulması ve ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan törende önceki yıllarda ödül alan kişi ve kurumlar hatırlatıldı.

Ödül törenindeki konuşmasına merhum Mustafa V. Koç’u anarak başlayan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, ödül töreninin her yıl Vehbi Koç’un ölüm yıl dönümü olan 25 Şubat günü gerçekleştirildiğini hatırlatarak, “Ödül törenini bu yıl, acı kaybımız nedeniyle ancak bugün yapabiliyoruz. Geçtiğimiz 21 Ocak günü çok vakitsiz aramızdan ayrılan ağabeyim Mustafa V. Koç’u huzurunuzda sevgi, özlem ve rahmetle anıyorum.” dedi.

“Bir vakıf insanların hayatına nasıl değer katabilir? Toplumun gelişimine, refahına, aydınlığına nasıl çözüm olabilir?” ifadelerini kullanan Koç, bu soruya herkesin farklı bir cevap vereceğini, doğrudan hizmet sunmanın, bilgi üretmenin ve diğer hayırseverlere örnek olmanın vakıfların ve genel olarak sivil toplum kuruluşlarının insan hayatına katkı yaparken kullandıkları yöntemlerin başında geldiğini söyledi.

Koç, Vehbi Koç Vakfı’nın 47 yıldır burs vererek, eğitim kurumları açarak, sağlık ve kültür alanında önemli hizmetler sunarak milyonlarca insanın hayatına dokunduğunu kaydederek, “Pırıl pırıl bursiyerlerimiz, eğitim kurumlarımızdaki öğrencilerimiz ve eğitmenlerimiz, hastanelerimizde deva bulan hastalar ve müzelerimizin ziyaretçileri ile bizler, birbirimizin hayatına değer katan büyük bir aileyiz ve ailemiz yeni projelerimizin gücüyle her geçen gün daha da büyüyor.” diye konuştu.
 
“Önemli başarılara imza atanlara hak ettikleri teşekkürü sunuyoruz” 
Vakıf olarak gerçekleştirdikleri faaliyetlerin, hayata geçirdikleri kurumların başkalarına örnek teşkil etmesinin de çok önemli olduğunu düşündüklerini aktaran Koç, Vehbi Koç Ödülünün bu sebepten dolayı önem arz ettiğini bildirdi.

Koç, eğitim, kültür ve sağlık alanlarında ulusal ve uluslararası platformlarda gelişime öncülük etmiş, önemli başarılar elde etmiş ve sıra dışı katkı sağlamış kişi ve kurumları ödüllendirerek hem onlara fazlasıyla hak ettikleri bir teşekkürü sunduklarını hem de aynı yoldan yürüyecek gençlere ışık tuttuklarını dile getirdi.
 
“Ödül, 9 yıl önce Aziz Sancar’a verilmişti”
Ödülün bunda 9 yıl önce o dönemde pek çok kişinin adını hiç duymadığı bir bilim insanına verildiğini anımsatan Koç, bu kişinin Nobel ödüllü bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar olduğunu söyledi.

Koç, “Kendisi için hazırlanan filmde örnek alınacak hayat hikayesine şahit olmuş; ödülü aldıktan sonra yaptığı mütevazi konuşmadan ise çok etkilenmiştik. Prof. Dr. Sancar söz konusu tören için Türkiye’ye hareket ederken Amerika’daki dostlarına ‘Türkiye’nin Nobelini almaya gidiyorum’ demişti. Bundan 8 yıl sonra dünyanın Nobelini de alarak hepimizi bir kez daha gururlandırdı. Bundan sonraki Vehbi Koç Ödülü seçici kurullarının sorumluluğunu da bir hayli artırdı.” ifadelerini kullandı..
 
“2016 ülkemizin tıp eğitimi tarihinde dönüm noktası olacak”

Vehbi Koç Ödülünün bu yıl sağlık alanında verilmesi nedeniyle Koç Topluluğunun sağlık alanındaki çalışmalarıyla ilgili bazı bilgileri de paylaşan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bildiğiniz üzere Koç Üniversitesi Tıp Fakültesini 2010-2011 eğitim yılında hizmete açtık. 2014 sonunda Koç Üniversitesi Hastanesi Topkapı’da hizmete girdi. 2017 yılında tüm yatırım tamamlandığında yalnızca ülkemiz ve bölgemiz değil, dünya da müthiş bir bilim ve sağlık kurumuna kavuşmuş olacak. Bu yıl tıp fakültemiz ilk mezunlarını veriyor. 2016 yılının ülkemizin tıp eğitimi tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağına yürekten inanıyor ve genç ‘Koç’ doktorlarına da buradan başarılar diliyorum.”

Koç, ödülün bu yılki sahibi Prof. Dr. Uğurbil’e ilişkin, “İnsan beynindeki aktivitenin manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle incelenmesi konusunda tüm dünyada çığır açan çalışmaları gerçekleştiren bu değerli bilim insanını gönülden kutluyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Ödülü Ömer Koç verdi
Koç’un konuşmasından sonra Vehbi Koç Ödülünü bu yıl kazanan kişinin Prof. Dr. Turgay Dalkara’nın başkanlığını yaptığı seçici kurulun önerdiği 3 aday arasından seçildiği hatırlatıldı.

15. Vehbi Koç Ödülüne sağlık alanındaki çalışmaları ile Minnesota Üniversitesi Manyetik Rezonans Araştırma Merkezinin yöneticisi konumunda çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Kamil Uğurbil’in layık görüldüğü açıklandı.
Konukların uzun süre ayakta alkışladığı Uğurbil, ödülünü Ömer Koç’un elinden aldı.

Ödül takdimi sonrası Prof. Dr. Uğurbil hakkında bir tanıtıcı film de gösterildi.
 
“Beynin sırrıyla ilgilenen insanların çok kullandığı bir teknik geliştirdik” 
“Beynin sırrını çözen Türk” olarak tanınan Prof. Dr. Uğurbil, törende yaptığı ve çalışmalarını anlattığı konuşmada, beynin sırrını çözemediklerini ancak beynin sırrıyla ilgilenen insanların çok kullandığı bir teknik geliştirdiklerini söyledi.

Uğurbil, “Fonksiyonel MR denilen tekniği geliştiren kişilerden biriyim. Sırf bana gelen ödül için değil de, aynı zamanda bilim insanlarına böyle bir ödül verdiğiniz için teşekkürler, bu bilimin gelişmesi için çok anlamlı bir destek.” dedi.
 
Çığır açan teknolojiler geliştirdi 
Beynin nasıl çalıştığına yönelik manyetik rezonans kullanarak çığır açan yeni teknolojiler geliştiren Prof. Dr. Uğurbil’in araştırmalarının alzheimer, depresyon gibi pek çok hastalığın sebeplerinin anlaşılmasına ve çözümlerin üretilmesine olanak sağladığını belirtildi.
Uğurbil’in araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bu teknolojilerin hastalıkların tanısının konması, tedavisinin planlanması ve tedaviye olan yanıtının izlenmesinde vazgeçilmez unsurlara dönüştüğü vurgulandı.
 
Ödül gerekçesi
Seçici Kurul tarafından hazırlanan ödül gerekçesi şöyle açıklandı:

“Prof. Dr. Kamil Uğurbil halen radyoloji, nörobilim ve tıp alanında ‘McKnight Presidential Chairs’ tarafından desteklenen bir profesör olarak Minnesota Üniversitesi Manyetik Rezonans Araştırma Merkezinin yöneticisi konumunda çalışmaktadır. Uğurbil’in sıra dışı bilimsel başarısı bilimsel yayınlarına yapılan 30 binin üzerinde atıf ve 93 H indeksinde yansımasını bulmaktadır. Kabaca bir fikir vermesi bakımından Prof. Dr. Aziz Sancar’ın atıf sayısı 33 bin ve H indeksinin 100’dür.

Uğurbil’in insan sağlığına katkısı beyin gibi kalın bir kemik kutunun içinde incelemesi çok zor olan bir organımızı çığır açan manyetik rezonans teknolojilerini kullanarak yaşayan insanda anestezi olmadan görüntülenebilir ve fonksiyonları incelenebilir hale getirmesidir. Bu sayede insanı insan yapan en önemli organımız olan beyinin nasıl çalıştığını ve alzheimer, depresyon gibi çeşitli hastalıklarda nelerin aksadığını giderek daha iyi anlayabiliyoruz. Uğurbil ülkemizde genç bilim insanları için önemli bir rol modeli olmasının yanı sıra genç bilimcilerimize merkezinde çalışma olanağı sağlamakta ve Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi’ne danışmanlık yapmaktadır.

Uğurbil, Robert Kolejinde lise eğitimini ve Columbia Üniversitesinde yüksek öğrenimini ve yine Columbia Üniversitesinde fizik/kimyasal-fizik alanında doktora eğitimini tamamladıktan sonra 1977’de AT&T Bell laboratuvarlarında bir dönem çalışmış; sonra da 1979 yılında Columbia Üniversitesine öğretim üyesi olarak dönmüştür. 1982’de Minnesota Üniversitesine taşınan Uğurbil’in manyetik rezonansla ilgili laboratuvarı CMRR adı altında disiplinler arası dünya lideri bir araştırma merkezine dönüşmüştür”
 
Ödül gerekçesinde şunlara da vurgu yapıldı:

“İnsan beynindeki aktivitenin manyetik rezonans görüntüleme ile gösterilmesi (fMRI), dünyada bağımsız ve eş zamanlı olarak iki laboratuvarda geliştirilmiş ve bunlardan biri de Prof. Uğurbil’in liderliğini yaptığı CMRR’daki laboratuvarı olmuştur. Bu gelişmeden sonra Prof. Uğurbil’in çalışmaları insan beyninden yüksek çözünürlükte ve doğrulukta fonksiyonel bilgi toplanması için yeni yöntemler geliştirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır.
Bu doğrultuda, ilk kez yaşayan insan beyninden görme merkezinin yapısını neredeyse mikroskobik detayda görüntülemeyi başaran Uğurbil, aynı zamanda 7 Tesla ve daha yüksek manyetik alanlı anatomik görüntüleme ve spektroskopi yöntemlerinin geliştirilmesi ve insanda kullanımı gibi (İnsanda kullanılan ilk 7 Tesla görüntüleme cihazı 1999 yılında CMRR tarafından geliştirilmiştir) birçok değerli başarıya imza atmıştır ve halen Obama yönetiminin en öncelik verdiği projelerden biri olan ‘The Brain Initiative; The Human Connectome’ projesinin liderlerinden biri olmuştur. Bu değerli çok sayıda ödüle layık görülmüştür.”