Ümran Beba: PepsiCo CEO’luğuna adım adım

0
215

Türkiye’den dünyaya açılan, ilham veren, rol model olan başarılı yönetici Ümran Beba, 271 bin çalışanı bulunan PepsiCo’da global insan kaynakları yönetiminin başına geçti. 21 yıldan beri PepsiCo’da farklı görevlerde bulunan ve daha önce Asya, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi İnsan Kaynakları Başkanlığı’nı Dubai’den yöneten Beba, şubat ayında New York’ta şirket merkezinde göreve başladı. Beba’nın rakip şirket Coca-Cola’nın CEO’su Muhtar Kent’e adım adım yaklaştığını, PepsiCo CEO’su Indra Nooyi’nin halefleri arasında en güçlü isimlerden biri olduğunu söylemek mümkün.

“BENCE BİRİNCİ ŞART doğru yerde doğru insan. Tüm kültürlerle kaynaşabilecek, düşünce olarak kendi rahat bölgelerinin dışında da başarı sağlayabilmek; yani farklı insanlarla, davranışlarla, inançlarla ilişki kurabilmek ve farklı tecrübeleri denemek. İşte küresel liderlik bu” diyen Ümran Beba, PepsiCo’da şirket yönetimindeki ilk dört isimden biri. Daha önce PepsiCo Asya, Ortadoğu ve Afrika (AMEA) Bölgesi İnsan Kaynakları Başkanlığı’nı üstlenen Ümran Beba’nın yeni görevi, PepsiCo’nun faaliyette olduğu tüm ülkeleri kapsıyor. Beba, Şubat 2016’da New York’taki şirket merkezinde insan kaynaklarını yönetmeye başlıyor ve ”İnsan Kaynakları Yönetim Hizmetleri ve Operasyon Başkanı” unvanını alıyor.

PepsiCo’nun dünya çapında 200 ülkede 271 bin çalışanı bulunuyor. Beba yeni süreçte, CEO Indra K. Nooyi ile yakın temas içinde çalışacak. Türkiye’de ve dünyada ilham veren iş kadınlarından biri olarak gösterilen Beba, yeni dönemde, PepsiCo’nun kurmayı amaçladığı “İnsan Kaynakları Profesyonel Hizmetler Grubu”nun liderliğini de üstlenecek. Bu hedefleri gerçekleştirirken, performans yönetimi süreci, organizasyonel memnuniyet ve proje yönetimi ofisi dahil olmak üzere temel insan kaynakları süreçlerinde koordinasyon, entegrasyon ve yalınlığın sağlanmasından sorumlu olacak.

“Dışarıda bir hareket var. Herkes en iyiyi bulmaya çalışıyor. Gelişmiş ülkelerde yaşlanan bir nüfus var. Stratejik olarak kadınlar ön plana çıkacak. Özellikle Japonya kadınları işgücüne katmazsa büyük sıkıntı yaşayacak. O nedenle başbakanları bile kadınlar konusunda inisiyatif başlattı” diyor Ümran Beba. Arkasından bugüne kadarki çalışmalarından örnekler veriyor. Öğreniyoruz ki Beba, Suudi Arabistan’ın kadınların çalışmasına izin vermesinin ardından ülkede PepsiCo’ya özel bir bölüm yaparak 100’den fazla kadını işe almış. Pakistan’da ise çocuk bakım yükü nedeniyle çalışmayan kadınları rahatlatmak için şirkete kreş koymuş. “Aile baskısını böylece azalttık. Çocuk bakım ücretlerinin çok pahalı olduğu Avustralya’da da doğum sonrası bir yıla kadar ücretsiz izin veriyoruz” diyor.

Beba, üstlendiği görev ve misyonu bir solukta anlatıyor. Konu kadın yöneticiler olunca Beba, PepsiCo’nun

Ümran Beba ve “en”leri…
En sevdiği yönetmen: Çağan Irmak ve Roberto Benigni (“Life is Beatiful” filmi).
Etkilendiği kitap: “Art of Happiness”- Dalai Lama and Howard Cutler
En beğendiği söz: “Şans hazırlıklı kafalara yardım eder.” – Dr.Louis Pasteur
En beğendiği düşünür: Konfüçyus: “Nereye giderseniz gidin ama tüm kalbinizle gidin.”
En beğendiğiniz ülke/şehir: (Etkilediği ve düşündürücü bulduğu) Kamboçya – Angkor.
En sevdiği müzik türü: Klasik Barok’tan başlayıp, yabancı pop, Türkçe pop, halk türkülerini dinliyor. Ayrıca dinlendirici meditasyon müziklerini de seviyor. Arapça müzik öğrenme tutkusu şimdiden 20 Arapça şarkı öğrenmesini sağlamış. 
 

bulunduğu ülkeler arasında en fazla kadın yönetici oranına yüzde 50 ile Çin’in sahip olduğunu söylüyor. Beba’nın sorumlu olduğu bölgede ise kadın yönetici oranı yüzde 30’u bulmuş durumda. Asya Pasifik’te yüzde 36, PepsiCo’nun genelinde ise yüzde 30 oranında kadın yönetici bulunuyor. Kadın oranı konusunda karnesi en iyi şirketlerden biri PepsiCo. Dünyada ilk kadın yönetim kurulu üyesini (Joan Crawford) göreve getiren şirketlerin başında gelen PepsiCo, CEO Indra Nooyi ile kadın yönetici algısını pekiştiriyor.

Beba ile röportajımızı gerçekleştirdiğimiz mekan Moda Deniz Kulübü. Öğreniyoruz ki burası Beba ailesinin, dostlarıyla buluşup yemek yediği özel yerlerden biri. Beba, deniz manzarası gören sakin bir masayı seçmiş. Menüyü ise biraz yerel biraz trend atıştırmalıklarla donatmış. Türkiye’den uzaktayken özlediği birkaç tat masada… Üzerindeki işlemeli ve dantel motifli cepken yine siyah düz bir elbiseyle tamamlanmış. Boynundaki taşlı kolye ise kıyafetin tamamlayıcı unsuru. Geleneksel ve modern çizgiler yine bir arada. Bunu ustaca kullanmayı iyi biliyor. 12 yıl boyunca halk oyunları oynayan Beba’nın bir de kaftan koleksiyonu var. Kısa süre önce hiç yapmadığı bir şey yaparak bir kadın dergisine kaftanlarıyla moda çekimi bile yapmış. Geleneksel yaklaşımlar Beba için çok önemli. Ama bunu moderniteyle birleştirme ve genele yayma konusuna ayrıca önem veriyor.

Aslında yeni görevinin detayında da bu var: Çok kültürlülüğü ve çok renkliliği şirket DNA’sına iyice yerleştirmek. Şubat ayında teslim alacağı görev için heyecanlı. PepsiCo’daki kariyerine 21 yıl önce Türkiye Pazarlama Direktörü olarak başlayıp, PepsiCo İnsan Kaynakları Yönetim Hizmetleri ve Operasyonları Başkanlığı’na giden yolda başarısını sürekli kılmasının altında yatan nedeni sorduğumda şunları söylüyor: “2001’de Türkiye’de ekonomik kriz yaşandı. Kriz vardı ve ben ilk oğluma hamileydim. Aynı dönemde buna bir de genel müdürlük görevim eklenmişti. Benim için zor bir seneydi ama iyi bir şekilde atlattım. Başarıda sizi yönlendiren yöneticilerinizin, ailenizin, çocuklarınızın ve çevrenizin etkileri büyük. Farklı tecrübeler, ciro ve kâr yönetimi, farklı coğrafyalardan sorumluluk ve global lider konumuna gelmek başarımın sürekliliğinde etkili oldu diye düşünüyorum.”

Beba yeni görevini anlatırken şöyle diyor: “İK benim için çok önemli. Çünkü büyüme ve inovasyon konularında şirketi nasıl yönlendirebileceğimiz, ticari birimler ve fonksiyonların nasıl olacağı konularında temel esaslardan biri İK. Şirketin global çalışma modeli yeniden oluşturuldu. Yiyecek- içecek dediğimiz global portföy alanımız yeniden yapılandırıldı. Bu alan yeniden tasarlanınca, organizasyon yapısı da yeniden oluşturuldu. Model belirlendi. Ben de sahada edindiğim bilgi ve pazarlama, İK konularındaki tecrübelerimi birleştirdim. Kendi adıma dünya operasyonlarını yakından görecek olmam beni heyecanlandırıyor.”
 
SORUMLU OLDUĞU BÖLGELER LİDERLİĞE KOŞTU

Güneydoğu Avrupa Bölge Başkanlığı görevinde 14 ülkeden sorumlu olarak çalışırken Beba’ya Asya Pasifik Bölge Başkanlığı görevi verildiğinde ise 18 ülke bağlanmıştı. Bu görevi aldığında Beba, Özyeğin Üniversitesi’nde, “10 Bin Kadın Girişimci Projesi”nin tanıtımıyla ilgili bir toplantıdaydı. Kendisine telefonla ulaşan PepsiCo’nun Avrupa Başkanı Zein Abdalla (yeni görevine atanmadan önce bağlı olduğu yönetici), Beba’ya, “Yeni yapılanmada böyle bir özel pozisyon oluşturuldu. Seni düşündük, ilgilenir misin?” diye sorar. O dönemde PepsiCo Güneydoğu Avrupa Bölge Başkanlığı’na yaklaşık bir yıl önce gelen Beba pek istekli değildir. Beba bu karar sürecini şöyle anlatıyor: ”Aslında o yıllarda yurtdışı görevi sık konuşuluyordu. Ama ben düşünmüyordum. Zein’e dedim ki, ‘Hafta sonuna giriyoruz, ben bir düşüneyim. Tek başıma düşünmem de yetmiyor, eşimle de

Beba’dan genç yöneticilere tavsiyeler
– İyi bir eğitim alt yapısı şart,
– İngilizce çok önemli,
– Kendinizi geliştirmeye açık olun,
– Dinlemeyi, ne istediğinizi bilin,
– Sabırla ilerleyin,
– Fırsat sunulduğunda hızla değerlendirin,
– Ekip çalışmasına yatkın olun.

birlikte düşünmemiz lazım. Siz de düşünün’ dedim. Sonra eşimle değerlendirdik. İlk etapta ‘Ne gerek var buna, ülke büyüyor bizim bölge büyüyor, işler gayet iyi gidiyor’ diye düşündük. Tabii mesele bizim bölgenin büyümesi değildi. Mesele benim Türkiye’den ayrılmamdı. PepsiCo da çeşitli yerlerde, değişik yerlerde tecrübemizin artmasını istiyordu. Eşim, ‘Ben olsam giderim’ dedi. Hem eşimin, hem de Zein’in sözleri üzerine bir daha düşündüm ve gideceğim bölgede patronum olacak kişiyle konuştum. PepsiCo Afrika-Ortadoğu-Asya (AMEA) CEO’su Saad Abdul-Latif ile Ortadoğu Bölgesi’nde beş yıl birlikte çalışmıştık daha önce. O da ısrarcı oldu. ‘Bu senin için iyi bir fırsat, yeniden birlikte çalışacağız’ dedi. Ve son kararım olumlu yönde oldu.”

Beba’nın yönettiği bölgede aralarında Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Tayland, Pakistan, Güney Kore, Vietnam, Kamboçya, Laos, Filipinler, Malezya, Singapur, Endonezya ve Pasifik adalarının da bulunduğu 18 ülke ve 6 binden fazla çalışan vardı. Çalışan sayısı Pepsi Co’nun şişeleyicilerinin de hesaba katılması durumunda 10 bini geçiyordu. Bu bölgenin cirosu ise Beba’nın yeni görevinden önce yönettiği Güneydoğu Avrupa Bölgesi’nin cirosundan en az yüzde 50 daha büyük. Çin ve Hindistan ise milyarlık nüfuslarıyla bölgede iki ayrı yönetim birimi. Beba, uzun süre bu iki ülke dışında tüm Asya Pasifik Bölgesi için strateji ve iş geliştirdi. Kısa sürede de Asya Pasifik Bölgesi, PepsiCo içinde en hızlı büyüyen bölgelerden biri oldu. 

CEO KOLTUĞUNA GİDEN YOL ARTIK DAHA YAKIN
Beba, PepsiCo Asya Pasifik Bölgesi Başkanı iken “Kadınlar İçin En iyi Şirket” ödülüne layık görüldü. 2012 yılında ise, PepsiCo’nun en yüksek liderlik dereceli onur ödülü olan “Global Steve Reinemund Çeşitlilik ve Dahil Etme Liderlik Ödülü”nün sahibi oldu. Şüphesiz bu ödüller ve başarılar Beba’nın kariyer basamaklarını çıkarken yanındaki en büyük destekçilerinden biri CEO Indra Nooyi’ydi. Beba, onunla çalışmayı sevdiğini ve onun farklı bir lider olduğunu düşündüğü söylüyor. “Bir yöneticisinin düzenini bozup yurtdışı görevi kabul ettiği için teşekkür eden biri” diyor onun için ve devam ediyor: “Nooyi, bunu geleceğin CEO’sunun sahip olması gereken özelliklerden güçlü duygusal zekanın pratiğe yansıması olarak görüyor.” “Beba bir gün PepsiCo’nun CEO’su olabilir” sözü ise henüz PepsiCo’nun Doğu Akdeniz İş Birimi Genel Müdürü olduğu zaman Nooyi’nin kendisi için söylediği önemli cümlelerden biri. Peki, Beba gerçekten CEO olmak istiyor mu? Beba, bu konudaki düşüncelerini şöyle aktarıyor:

“Nooyi, 2007 yılında Türkiye’ye geldiğinde benimle ilgili güzel şeyler söylemişti. Kendisinden sonra kimin CEO olabileceği yönündeki soruyu yanıtlarken benim ismimi vermişti. CEO’nun benimle ilgili güzel şeyler söylemesi elbette çok önemli. Kariyerimde hep global bir şirkette global bir görevde olmayı istemişimdir. Global şirketlerde kariyer adımları için epey süre geçmesi ve pek çok adım atılması gerekiyor. Bugüne kadar görev aldığım işler hep yükselmeyi destekleyici görevlerdi. Bu görevleri istekli olduğum için kabul ettim. Bugün kendine özgü ve ağırlığı olan bir görevdeyim. Şirketin en üst yöneticileri arasında karar alan birkaç kişiden biriyim. CEO olmak konusundan öte, yaptığım işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. PepsiCo’da olmaktan mutluyum. Yeni görevlere açığım.”

Beba, CEO koltuğuna giden yolu emin adımlarla yürüyor gibi görünüyor. İK yapılanmasıyla şirket kültürüne yön vereceği konular, Pepsi’deki dönüşüme de yön verecek. Bu değişimin nasıl başlayacağını ve nasıl devam edeceğini soruyorum. “Temel olarak, kullanıcı deneyimine daha fazla dikkat ediyoruz artık. Tasarım odaklı düşünmeyi tedarik zincirine kadar yaygınlaştırıyoruz. İş yapma biçiminizle, müşteriyle ilişki biçiminizle ilgili kendinizi sürekli yeniden tanımlamanız gerekli. Sürdürülebilirliği benimsedik. PepsiCo’nun genç insanların çalışmak isteyeceği “iyi” bir şirket olmasına yardımcı olmak istiyoruz” diyor.

Bugünlerde PepsiCo’da stratejik planlar yapılıyor. Nerede ve hangi bölgelerde büyüme gerçekleşecek; bunun hesapları da… Tüm bunlar İK ile ortak planlar üzerinden gelişiyor. Var olan yöneticilerin yetiştirilerek ileri pozisyonlara hazırlanması sağlanıyor. Mentorluk pozisyonlarına önem veriliyor. Stratejik yeni görevler ve yeni işe alımlarla ilgili planlar mevcut. Beba, bu yenilikler arasında bir başka önemli noktaya değiniyor ve “E-ticaret yeni bir alan. Bizim de büyümek istediğimiz bir alan. Mesela Çin, e-ticaretin yükseldiği bir ülke. Burada olmazsanız, olmaz. İstihdam konusunda işe alımlarımızı bölgelerarası yapıyoruz. ‘Stratejik alımlar’ diye özel bir bölümümüz var. Yeni fabrikalar için satış ekipleri istihdam ediyoruz. Lokal ekipler oluşturuyoruz. Üs düzey pozisyonlardaki global liderlerimizi bu pazarlara gönderiyoruz. Global liderlerin tecrübe kazanması için bu pazarlara gitmesi gerek” diyor.

2016 için iş planlarında, lokal iş gücü, yeni iş alanları ve yeni işe alımlar söz konusu. Dijital pazarlamada büyümek, yeni ürünlerde iddiayı büyütmek önemli. Yıllık olarak stratejik planlar yapılıyor ve yönetici yetiştirme, yeni iş alanlarına girme konusuna odaklanılıyor. İş ve istihdam konusunda ise Beba, PepsiCo’da Y kuşağından önemli sayıda çalışan istihdam ettiklerini söylüyor. Gençlere yön vermek yerine onlardan bir şeyler öğrenebilme meselesiyle yakından ilgileniyor. Karşılıklı mentorluk ve yöneticilerle eşleştirerek, gençleri anlama deneyimleri üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor. Beba, “X kuşağının teknoloji ve dijital deneyimi çok güçlü değil. Y kuşağının ise sosyal medya ve teknoloji konusundaki bilgisi tartışılmaz. Onlardan karşılıklı öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Farklı kültürlerden pek çok insanla çalışıyoruz. Farklı kültür, dil, din gibi etkenlerle bir araya gelen kişilerin etkin çalışabilmesi için eğitimler veriyoruz. Biz bunu ‘görebilme gözlüğü’ olarak da açıklıyoruz. Bunların odağında en çok değer verdiğimiz konu, çalışanlara liderlik edenlerin ‘otantik liderlik’ konusundaki bakış açılarını geliştirmek üzerine” diyor.
 
OTANTİK LİDERLİĞE GEÇİŞ
Beba’nın bahsettiği “otantik liderlik” konusu sohbetin de gündemine oturuyor. “Nedir otantik liderlik” diye soruyorum. Liderlik gücünün mutlaka otantik lider olmakla eş değer olduğuna olan inancını dile getiriyor ve “İnsanlar sizinle yarattığınız tutku için çalışmalı. İşin daha iyi gitmesi için yöneticiler çalışanlarını dinlemeli. Değişmesi gereken şeyler varsa bunları değiştirirken beraber yapmalısınız. Bir liderin hem evde hem işte aynı olması çok önemli. Farklı insanlarla çalışırken, herkese Mevlana’nın dediği gibi, ‘Gel, gel, ne olursan ol yine gel’ cümlesindeki gibi yaklaşmak gerek. Aslında bu cümle global konsept bakış açısı olmalı herkesin. Çünkü birleştiren ve bütünleştiren bir bakış açısı var. Bir değer yaratmak ve onu bulunduğun ortama dahil edebilmek çok önemli” diyerek açıklıyor.

Beba, işten fırsat buldukça İstanbul’a geliyor. Zaman zaman ailesiyle beraber Türkiye’nin farklı bölgelerine seyahatler ediyor. Buluştuğumuzda Erzurum Palandöken’den geldiğini, çocuklarıyla beraber kayak yaptıklarını anlatıyor. Gelecekte daha çok kadının istihdam edilmesi gerektiğini söylüyor. Kadınların eğitimde bilim, matematik, mühendislik gibi alanlara yönelmelerini destekleyen projeleri desteklediklerini söylüyor.
İş kadını Beba’nın dışında farklı bir Beba daha var. O daha çok keşif gezileri yapan, gezi yazıları yazan biri. Kadın yönetici olarak gündeminde elbette kadınlar var. Kadınların yönetim kurullarındaki sayısının artmasını çok önemsiyor ve bu oranı yüzde 30’lara çıkarmak konusunda kararlı. Üst düzeyde ne kadar çok kadın olursa, bütün yapının bundan o kadar olumlu etkileneceğini düşünüyor. Kadınlara eşit şans verilmesi gerektiğini söyleyerek “Yönetim kurullarında bir kadının olması önemli, üç kadının olması ise daha da önemli” diyor. İki çocuk annesi olan Ümran Beba’nın akademisyen eşi Ali Beba, ailesinden sonra en büyük destekçisi. Onu cesaretlendiren önemli kişilerden biri. Röportajda birkaç kez değindiği halk oyunları oynadığı dönemi ise liderliğiyle bütünleştirip, şöyle diyor: “12 sene halk oyunlarıyla ilgilendim. Hem eğlendim, ter attım, zaten dans etmeyi çok severim, hem ekip çalışması içinde yer aldım hem de sosyal iletişimi ve iş hayatının temel kurallarını öğrendim. Bunun büyük ekipleri yönetmeye ve başarılı liderliğe katkısı büyük.”

Global liderin gündeminde, geleceğin liderlerini yetiştirme ve onları bu konuma hazırlama süreci geniş yer tutuyor. 2016 için iş planlarında, lokal iş gücü, yeni iş alanları ve yeni stratejik işe alımlar söz konusu. Değişik kültürleri öğrenmek ve anlamak, insanlarla milliyetlerine odaklanmadan, farklılıklara saygı göstererek ilişkiler geliştirmek gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Siz dünya vatandaşı gibi davranırsanız bugünkü sınırsız ve global ortamda daha fazla kabul görürsünüz. Takipçilik, alçakgönüllü olmak ve başarıyı paylaşmak ve gülümsemeyi unutmamak bana hep fayda getirmiştir. Bundan sonrası da sadece işinizi doğru yapmak. Bu prensipler doğrultusunda bir de işinize de tutku ile de bağlıysanız başarı da kolayca gelecektir.”