‘Türkiye’nin gayrisafi milli hasılası her yıl yüzde 1 artabilir’

0
29

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çözüm sürecinin başarılı bir şekilde nihayetlenmesi durumunda Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının her yıl yüzde 1 artabileceğini ve bunun da bölgede etkisini göstereceğini ifade etti.
 
Şimşek, 10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada, şu anda petrol fiyatlarının önemli bir konu olduğunu, ancak bölgedeki bütün geçici karışıklıkların ötesinin görülmesi gerektiğine dikkati çekti.
 
Zor zamanlarda iş yapabilmenin kolay olmadığını ifade eden Şimşek, hem Türk hem Arap hem de diğer ülkelerden meslektaşları ve iş adamlarının bütün karışıklık ve zorluklara rağmen kararlı olduklarını dile getirdi.
 
Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:
 
“Bütün resmi görebilmemiz gerekiyor. Burada bazı önemli noktalar var. Bunlardan ilki bütün jeopolitik gerginliklere ve etnik çatışmalara rağmen nasıl ileriye gidebileceğimiz sorusudur? Düşük petrol fiyat fiyatını bütün bölge ve hatta petrol ihraç eden ülkeler için dahi avantaja nasıl dönüştürebiliriz? Türkiye ile Arap dünyası arasındaki yatırım ve ticareti nasıl canlandırabiliriz? Bölgede büyük fırsat vardır. Bu bölgede maalesef şu anda çeşitli çatışmalar var. Toplumun daha hoşgörülü olması için çaba göstermeliyiz. Kucaklayıcılık bölgede anahtar olacaktır. Türkiye’de farklı etnik gruplar yaşamaktadır. Farklı dini gruplar vardır. Biz bütün konuların üstesinden gelmek için temel hak ve özgürlüklere önem verdik. Demokratik standartları zenginleştirmeli ve bunun sayesinde daha dengeli ve kendi içinde tutarlı politikalar yaratmalıyız. Türkiye’nin bunu başarması aslında bir örnek ve bölge için bir ilham kaynağı olacaktır.”
 
Türkiye’de yaşadığını ve Kürt kökenli olduğunu ifade eden Şimşek, “Bu ülkenin Maliye Bakanıyım. 6-7 yaşıma kadar Türkçe bile konuşamıyordum. Annem ve babam çiftçi idi ve okuma yazma bilmiyorlardı, Türkçe tek kelime konuşamıyorlardı. O yıllarda Türkiye ne yazık ki kendi kendini inkarı yaşamıştır yani bu etnik farklılıkları inkar etmiştir. Geçtiğimiz on yılda ise çok çeşitli reformlar gerçekleştirdik. Farklı etnik gruplara sahip olmanın bir tehdit olmadığını ve tam tersine bizim birlik olduğumuzu idrak ettik… Geçtiğimiz 30 sene zarfında neredeyse 40 bin kişi hayatını bundan dolayı kaybetmiştir. Ekonomik olarak da bazı tahminlere göre 300 milyar TL, bazı tahminlere göre dolaylı etkiler de dahil edildiğinde 500 milyar TL kaybetmiştir. Önümüzdeki 30 yıl içerisinde biz artık milyar dolarlar hiç kaybetmek istemiyoruz. Biz bu parayı eğitime, altyapıya, kalkınmaya, Ar-Ge’ye kanalize etmek istiyoruz. Hükümetimiz bir barış süreci içerisinde çalışmakta ve bunu başarılı bir şekilde götürmektedir” diye konuştu.
 
Silahsızlanma çağrısının yapılmasının ileriye dönük çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Şimşek, dolayısıyla bu konunun çözüme ulaşmasının son derece yüksek ihtimal olduğuna işaret etti.
 
Bakan Şimşek, çözüm sürecinin başarılı bir şekilde nihayetlenmesi durumunda Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının her yıl yüzde 1 artabileceğini ve bunun da bölgede etkisini göstereceğini ifade etti.
 
“KOBİ’lerin finansman imkanlarının geliştirilmesi için önlemler alınmalı”

Düşük petrol fiyatları nedeniyle petrol ihraç eden ülkelerin 1,7 milyar dolar kaybettiğini ve petrol ithal eden ülkelerin ise bu miktarı kazandığını söyleyen Şimşek, “Niçin bu fiyatlar düştü? Birtakım sebepler var. Bu fiyatların düşük ya da yüksekte olmasından bağımsız olarak her halükarda çeşitlilik yaratmak zorundayız. Her şey iyi iken bunun üzerinde pek durmayız. Ama fiyatlar düştüğünde kötü bir şeymiş gibi gözüken aslında büyük bir fırsattır. Bu da bize çeşitlenmenin kapısını açacaktır. Bu bölgede bundan ders alınarak daha akıllıca adımlar atılır” dedi.
 
Türkiye ile Arap dünyası arasındaki bağların daha fazla güçlendirilmesi için katılımcıların öneriler getirdiğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
 
“Çeşitlilik çok önemli. Neden Orta Doğu’dan daha az mal almaktayız? Çünkü enerjiye yoğunlaşmış durumdayız. Türkiye ile Arap dünyası arasında ticaret gelişsin diye uğraşıyoruz. KOBİ’ler için de bazı düzenlemelere ihtiyacımız var. Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında bu konunun üzerinde duracağız. KOBİ’lerin finansman imkanlarının geliştirilmesi için önlemler alınmalıdır. Genç bir nüfusa sahibiz. Onların istihdama ihtiyaçları vardır. Bu insanların kalifiye olması da önemlidir. Eğitimin öncelikle alınmasını gerektiğini düşünüyorum. Eğitimle birlikte altyapı ve Ar-Ge’nin de ön sırada yer alması gerekiyor.”

Şimşek, Türkiye AB’ye girse de girmese de, en iyi küresel standartlara ulaşmak istediklerini belirterek, “Yönetişim konusunda, mevzuat konusunda, iş dünyasındaki uygulama konusunda ve demokrasi standardı konusunda henüz hedefe ulaşamadık ama kararlıyız. Yani bir AB üyesi olmak için ne gerekiyorsa onları yapacağız. Türkiye AB’ye girmese bile Avrupa’nın bir Norveç’i, bir İsviçre’si haline gelecek” dedi.
 
Şimşek, 10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada, AB ile olan Gümrük Birliği Anlaşması’nı geliştirmek ve genişletmek, bunun içerisine tarımı da eklemek istediklerini dile getirdi.
 
Vize alımının kolaylaştırılmasının şart olduğuna da işaret eden Şimşek, bu olmadan iş yapmanın mümkün olmadığını kaydetti.
 
“Türkiye mükemmel mi? Hayır değil. Türkiye’de iş yapıyorsanız muhakkak sorunlarınız da olacaktır. Ama benim kapım açıktır. Zira sizlerin Türkiye’de güzel bir deneyim yaşamanızı istiyoruz. Türkiye’de para kazanmanızı istiyoruz” diyen Şimşek, eğer yatırımcılar başarılı olmazsa bunun Türkiye için iyi olmayacağını, o zaman yatırımların artmayacağını ifade etti.
 
Türkiye’de siyasette sorunların olduğunu ama istikrara kavuştuğunu aktaran Şimşek, haziranın başında seçimlerin yapılacağını anımsatarak, “Kamuoyu araştırmalarına baktığınızda siyasetin istikrara kavuştuğunu, pek bir değişim olmayacağını görüyorsunuz” dedi.
 
Siyasi istikrarın zenginliğin oluşturulması için ön bir şart olduğunu vurgulayan Şimşek, bu nedenle hükümetin geçen yıl bir reform programı hazırladığını ve bunu gelecek 4 yıl boyunca uygulayacağını ifade etti.
 
25 alanda mikro düzeyde değişiklikler yapılacağını anımsatan Şimşek, amaçlarının daha iyi bir yatırım ortamı oluşturmak, enerji verimliliğini artırmak ve sermaye birikimini desteklemek olduğunun altını çizdi.
 
AB İlerleme Raporu’nda Türkiye’nin 33 başlıktan 30’unda ilerleme kaydettiğinin ifade edildiğini aktaran Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
“Türkiye AB’ye girse de girmese de, biz en iyi küresel standartlara ulaşmak istiyoruz. Yönetişim konusunda, mevzuat konusunda, iş dünyasındaki uygulama konusunda ve demokrasi standardı konusunda henüz hedefe ulaşamadık ama kararlıyız. Yani bir AB üyesi olmak için ne gerekiyorsa onları yapacağız. Türkiye AB’ye girmese bile Avrupa’nın bir Norveç’i, bir İsviçre’si haline gelecek. Dolayısıyla karşılıklı bir kazan-kazan durumu ortaya çıkacak. Dolayısıyla AB hala bizim için geçerli.”
 
“Türkiye geçen yıl 2,5 milyar dolarlık medikal ihracat yaptı”
Şimşek, küresel rekabette, yolsuzluğun küresel olarak kabul edilmesinde Türkiye’nin büyük adımlar attığını ancak uzun vadeli hedeflere halen varılamadığını söyledi.
 
Burada en önemli öncelikli konunun eğitim olduğuna işaret eden Şimşek, brüt yurtiçi hasıla açısından bütçenin yüzde 20’sini eğitime harcadıklarını, bu nedenle okula erişim oranının arttığını, yapılan reformlarla bugün doğan çocukların 14,5 yıl eğitim alacağını, OECD ortalamasının 11 yıl olduğunu kaydetti.
 
Şimşek, altyapı olmadan, gelişmeden ve ticaretten bahsedilemeyeceğini vurguladı
 
Sağlık konusunda Türkiye’de büyük fırsatlar olduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye’nin geçen yıl 2,5 milyar dolarlık medikal ihracat yaptığını, bu rakamı 2017-2018’e kadar 2 katına çıkarmak istediklerini, Arap iş adamlarının da bu piyasada yer almalarını istediklerini ifade etti.
 
MENA Bölgesi’nde daha fazla işe ihtiyaç olduğunun altını çizen Şimşek, Türkiye’nin küresel finans merkezleri sıralamasında 44. sırada olduğunu bildirdi.
 
Türkiye’nin daha düşük petrol fiyatlarına rağmen geçen sene 55 milyar doları petrol ve gaz ithalatına harcadığı bilgisini veren Şimşek, “Termal, hidro, rüzgar ve güneş enerjisine ilişkin Türkiye’de büyük imkanlar var, bu yatırımları yapmak istiyoruz, MENA ülkelerinin de buna katılmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
Şimşek, gölge ekonomisi denilen kaçak ekonominin hala devam ettiğini belirterek, “Vergi toplamasında yüzde 100’e ulaşamadık” dedi.
 
“Makro ekonomiye bakıldığında büyümemiz yavaş oldu ama Avrupa’da tam bir durgunluk var” diyen Şimşek, Türkiye’de daha iyi finansal şartlara ihtiyaç olduğunu söyledi.
 
Şimşek, Orta Doğu’daki çatışmaların Müslüman dünyasının imajını çok kötü yaptığını, Müslümanların bunu hak etmediğini vurguladı.