Türkiye’deki Alman Şirketlerinden Ekonomiye Olumlu Bakış

0
83
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr.Markus C. Slevogt

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye), 2021 ilkbaharında üye şirketlerinin katılımıyla gerçekleştirdiği “World Business Outlook” anketinin sonuçlarını açıkladı. Ankete Türkiye’de Alman sermaye katılımına sahip yaklaşık 260 üye şirketten 52’si katıldı. Dünya genelinde anket, yurt dışında faaliyet gösteren 4 bin 500’den fazla Alman şirketinden alınan geri bildirimleri de kapsıyor.

Anket sonuçları, koronavirüs pandemisi etkisini azaltsa da henüz tam olarak bitmemesine rağmen Türkiye’deki Alman şirketlerinin küresel ekonomik toparlanmadan yararlandığını ortaya koydu. Mevcut ticari ortam, ankete katılanların yüzde 69’u tarafından iyi ve yüzde 29’u tarafından tatmin edici olarak değerlendirildi. Şirketlerin sadece yüzde ikisi, ticari durum için olumsuz fikir açıkladı. Böylece iyiyle kötü değerlendirme yüzdesi arasındaki fark, 2021 ilkbaharında 67 puanla, Türkiye’de gerçekleştirilen ilk “World Business Outlook” anketinden beri en yüksek değerine ulaşmış oldu. Ticari gelişim açısından da, şirketlerin yüzde 37’si gelecek on iki ay için olumlu bir seyir gerçekleşeceğini, yüzde 58’i ise bu gelişimin aynı düzeyde kalacağını öngördü. Sadece yüzde altılık bir kesim olumsuz bir bakış açısına sahip. 

Konjonktürel gelişim açısından değerlendirmeler, önceki yıla göre belirgin ölçüde daha iyimser. Şirketlerin dörtte biri, daha iyi bir gelişim olacağını tahmin ediyor. Yüzde 37’lik diğer bir kesim, gelişim düzeyinin aynı olacağını öngörüyor. Şirketlerin sadece yüzde 31’i konjonktürün kötüye gideceğini düşünüyor; oysa bu oran 2020 sonbaharında yüzde 57 düzeyindeydi.

Şirketlerin yatırım yapma isteği de önceki yıla göre belirgin bir şekilde artmış durumda. Artık şirketlerin dörtte biri daha yüksek yatırımlar yapmayı planlıyor. Yüzde 44’lük kesim yatırım seviyesinin aynı kalacağını ifade ederken, şirketlerin sadece yüzde 21’i yatırım giderlerinin daha düşük olacağını öngörüyor. Şirketlerin yüzde 10’u yatırım yapmayı planlamıyor.

Şirketlerin istihdam planlarında da olumlu bir eğilim görülüyor. Şirketlerin yüzde 29’u yeni personel istihdam etmeyi planlarken, yüzde 61’i istihdam düzeyinin aynı kalacağını öngörüyor. Sadece yüzde 10’luk kesimin öngörüsü personel sayısını azaltma yönünde.

Ekonomik ve ticari durum açısından yine başarılı bir toparlanma söz konusu olsa da, seyahat kısıtlamaları (yüzde 85), lojistik ve tedarik zincirlerindeki sorunlar (yüzde 62) ve fuarların iptal edilmesi (yüzde 56) gibi küresel olumsuz etkiler, ulusal sınırların ötesindeki ticari gelişimi hâlâ engelliyor. 

Döviz kuru, artan enerji ve hammadde fiyatları, endişe kaynağı

Halen şirketlerin yüzde 86’sına göre Türk lirasının döviz kuru geleceği en büyük riski barındırmaya devam ediyor. Ekonomik politika koşulları da şirketlerin yüzde 67’si için ticari gelişimle bağlantılı olarak, önemli bir risk faktörü olma özelliğini sürdürüyor. Her iki değer de 2020 sonbaharındaki sonuçlara göre yine belirgin bir şekilde artış göstermiş durumda. 

Artan enerji ve hammadde fiyatları, ileriye dönük ticari gelişim için önemli risk faktörleri olarak algılanıyor: 2021 ilkbaharında şirketlerin yüzde 37’sinin ifadesi bu yönde ve bu fiyatlar, risk faktörleri arasında üçüncü sırada. 2020 sonbaharındaysa, şirketlerin sadece yüzde 28’si aynı görüşü paylaşıyordu ve söz konusu fiyatlar, risk faktörleri arasında altıncı sıradaydı.

Anket sonuçlarını değerlendiren Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr.Markus C. Slevogt, şirketlerin zorlaşan pazar koşullarına rağmen dirençli olduklarını kanıtladıklarını, yeni koşullara adapte olup, yeni ticari olanaklar geliştirdiklerini belirtti. Slevogt bununla birlikte, makroekonomik koşulların halen ileri düzeydeki ekonomik ve ticari gelişim açısından risk oluşturduğuna da dikkat çekti.