Reklamcılık sektörü 2030’a doğru hızla dönüşüyor. Küresel raporlara göre dijital artık yalnızca bir mecra değil, pazarın bel kemiği konumunda. Geleneksel medya kriz zamanlarında markalar için güvenilir bir iletişim kanalı olmaya devam ederken, dijital açıkhava reklamcılığı (DOOH) sokakta da ölçümlenebilir ve interaktif bir deneyim sunarak yükselişe geçiyor.
Dijital Reklamcılık: Artık Bir Kanal Değil Omurga
2030 itibarıyla küresel reklam harcamalarının dörtte üçünden fazlası dijitale kayacak. Türkiye’de de video, mobil ve yapay zeka destekli programatik reklamcılık yatırımların lokomotifi olacak. Deloitte verilerine göre 2024’te dijital medya, Türkiye’deki toplam reklam yatırımlarının %74,2’sini oluşturdu.
Union İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erkmen, dijtalin artık yan mecra olmadığını vurgulayarak, “Reklamcılıkta 2033 yılı öngörülerine baktığımızda, markaların yatırım planlarını dijital öncelikli kurgulaması, önümüzdeki yıllarda rekabet avantajı sağlayacaktır.” Dedi.
DOOH’un Yükselişi: Sokakta Dijital Deneyim
Türkiye OOH & DOOH pazarı 2025’te 146 milyon USD seviyesindeyken, 2030’da 222 milyon USD’ye ulaşacak. Bu segmentte dijital açıkhava reklamcılığı %58 pazar payıyla lider konuma gelecek. Açıkhavada reklamcılığın da dijitalleştiğini belirten Erkmen, “Şehirlerin dijitalleşmesiyle birlikte akıllı şehir ekranları ve DOOH, reklamverenler için kritik hale geldi. Markaların tüketiciye yalnızca ekranlardan değil, sokakta da dijital deneyim sunmaları gerekiyor.” diye konuştu.