15 yılı aşkın deneyiminden hareketle sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin entegrasyonunun bir paradigma değişimine öncülük ettiğini aktaran PLM ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Adem Özdemir, dijital ikizlerin mevcut konumunu ve gelecekteki potansiyelini değerlendirdi.
Üretim ve mühendislikte bir seçenek olmaktan çıkıp rekabet gücünün ve geleceğe hazırlanmanın temel bir gerekliliği haline gelen dijital ikiz teknolojileri, ABD’den sonra Türk iş dünyasını da etkisi altına alıyor. Teknoloji sektöründeki 15 yılı aşkın deneyiminden hareketle sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin entegrasyonunun bir paradigma değişimine öncülük ettiğini aktaran PLM ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Adem Özdemir, dijital ikizlerin mevcut konumunu ve gelecekteki potansiyelini değerlendirdi.
Almanya’da Prozeda ve Airbus Helicopters gibi öncü şirketlerde başladığı kariyerinde akıllı kontrol üniteleri ve simülasyon sistemleri alanında öncü projelere imza atan Adem Özdemir, Prozeda bünyesinde, donanım ve yazılım üniteleri için ilk HIL (hardware-in-the-loop) ve SIL (software-in-the-loop) simülasyon sistemlerini kurarak şirketin test süreçlerinde maliyet verimliliği sağlayan yenilikçi çözümler geliştirdi. Almanya’da Ostfalia Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen ve Alman hükümeti tarafından 3 milyon Euro ile fonlanan güneş enerjisi sistemleri projesinde teknik sorumlu olarak görev aldı. Bu projedeki çalışmalarını 2012’de Frankfurt’ta düzenlenen bir konferansta sunarak, alanındaki uzmanlığını akademik ve endüstriyel çevrelere taşıdı. CENIT AG bünyesinde MAN Truck & Bus gibi dev bir üretici için uzun yıllar kritik PLM danışmanlığı rolünü sürdüren Özdemir, aynı zamanda Ankara’daki bir uzman ekibe liderlik ederek teknik yetkinliklerini geliştirmelerinde ve yerel üretim planlarını desteklemelerinde mentorluk yaptı.
“Dijital ikizler, gelecekte sektörlerin işleyişini temelden dönüştürme potansiyeli taşıyor”
Adem Özdemir, şu açıklamalarda bulundu: “Günümüzde dijital ikizler, fiziksel bir varlığın veya sürecin sanal bir kopyasını oluşturarak gerçek zamanlı veri analizi ve simülasyonlarla üretim ve mühendislik süreçlerini optimize etmek için yaygın olarak kullanılıyor. Halihazırda operasyonel verimliliği artıran, maliyetleri düşüren ve inovasyonu hızlandıran bu birleşim, gelecekte sektörlerin işleyişini temelden dönüştürme potansiyeli taşıyor. Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM) sistemleriyle temelini attığımız yapının zirvesi olan dijital ikizler, genişletilmiş gerçeklik (XR) entegrasyonu gibi sanal modellerle etkileşimi çok daha yüksek ve sezgisel bir boyuta taşıyor.”
Adem Özdemir: “Dijital ikizler, olası darboğazları önceden tespit ediyor”
Küresel dijital ikiz pazarının yıl sonuna kadar yaklaşık 25 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını aktaran Adem Özdemir, bu teknolojinin iş dünyasındaki önemini şu sözlerle ifade etti: “Üretim hatlarının dijital ikizleri, sensörlerden gelen verilerle sürekli güncellenerek olası darboğazları ve arıza noktalarını önceden tespit ediyor. Bakım ekipleri, AR gözlükleri aracılığıyla bu dijital ikiz verilerini gerçek makina üzerine yansıtarak onarım ve bakım işlemlerini daha hızlı ve hatasız bir şekilde gerçekleştirebiliyor. AR uygulamaları, operatörlere montaj talimatlarını adım adım göstererek ve olası hataları anında bildirerek kaliteyi artırıyor. Üretim ortamının bire bir kopyası olan VR simülasyonları sayesinde, riskli veya karmaşık iş görevleri için güvenli bir ortamda eğitim alınabiliyor. Böylece hem iş kazalarını azaltıyor hem de öğrenme sürecini hızlandırıyor.”
“Tasarım döngülerini önemli ölçüde kısaltıyor ve maliyetleri düşürüyor”
Mühendislerin de dijital ikizleri tasarım, işbirliği ve operasyonel süreçlerde kullanarak birçok fayda elde ettiğini belirten Özdemir, “Tasarladıkları ürünlerin veya sistemlerin dijital ikizlerini VR ortamında deneyimleyerek ergonomi, montaj kolaylığı ve performans gibi kritik faktörleri henüz fiziksel bir prototip üretilmeden test edebiliyorlar. Bu, tasarım döngülerini önemli ölçüde kısaltıyor ve maliyetleri düşürüyor. Farklı lokasyonlardaki mühendislik ekipleri bir araya gelerek aynı sanal prototip üzerinde çalışabiliyor ve bu sayede, küresel projelerde iletişimi güçlendirerek karar alma süreçlerini hızlandırıyor. Saha mühendisleri ise AR gözlükleri kullanarak karmaşık kurulum veya onarım işlemleri sırasında ihtiyaç duydukları teknik şemalara, talimatlara ve uzman desteğine anında erişebiliyor” dedi.
“Tüm ürün yaşam döngüsü, entegre bir dijital ikiz platformu üzerinden yönetilecek”
Dijital ikiz ve XR teknolojilerinin entegrasyonunun gelecekte üretim ve mühendislikte çok daha dönüştürücü bir rol oynayacağının altını çizen Adem Özdemir, “Yapay zeka ve nesnelerin interneti teknolojilerinin de bu denkleme eklenmesiyle birlikte kendi kendine öğrenebilen ve otonom kararlar alabilen sistemlerin önü açılacak. Dijital ikizler, sadece izleyen ve simüle eden sistemler olmaktan çıkıp üretim süreçlerini otonom olarak yönetecek. XR arayüzleri, bu otonom sistemlerin insan operatörler tarafından denetlenmesi ve yönetilmesi için kritik bir rol oynayacak. Bir ürünün tasarımından üretimine, kullanımından geri dönüşümüne kadar tüm yaşam döngüsü, entegre bir dijital ikiz platformu üzerinden yönetilecek. Bu, sürdürülebilirlik ve kaynak verimliliği açısından devrim niteliğinde gelişmeler yaratacak” diyerek değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı: “Dijital ikizler ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri sayesinde, tüketicilerin taleplerine göre anında özelleştirilebilen üretim sistemleri mümkün hale geliyor. Müşteriler, AR aracılığıyla kendi tasarımlarını sanal olarak deneyimleyip sipariş verirken, endüstriyel metaverse platformları farklı şirketlerin ve tedarik zincirlerinin ortaklaşa işlettiği sanal üretim ekosistemleri kurmasını sağlıyor. Yüksek başlangıç maliyetleri ve uzmanlık ihtiyacı gibi zorluklara rağmen, bu teknolojilerin sunduğu verimlilik, maliyet tasarrufu ve inovasyon potansiyeli, yatırımları hızla artırıyor. Bu dönüşüme uyum sağlamak, Türkiye’deki sanayi ve mühendislik şirketlerinin küresel rekabet güçlerini korumaları ve artırmaları için kritik bir önem taşıyor.”