‘Türkiye, dijital ekonomide hızla büyüyor”

0
54

Ocak 2016’dan beri Schneider Elektrik’in Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanlığı görevini üstlenen Caspar Herzberg, 20 yıllık endüstri tecrübesine sahip. Herzberg’e göre geleceğin akıllı evrenini yaratmak teknolojik altyapı, nesnelerin İnterneti (IoT) ve her şeyin interneti (IoE) ile sağlanabilir çünkü dijitalleşme bu şekilde sağlıklı, etkili ve güvenli hale gelebilir. Herzberg, “Nesnelerin interneti fiziksel aygıtların, araçların, ev aletlerinin ve diğer elektronik eşyaların, yazılım ve programların ve sensörlerin arasındaki birbirine bağlanabilir ve veri paylaşımı yapılabilir bir ağ sistemi. Herşeyin interneti ise insanlar, süreçler, veriler ve diğer şeyler arasındaki akıllı bağlantı. Yani bu bağlantı insanların, verilerin ve dijital ağın aynı anda birbirine bağlanmasını içeriyor” açıklamasını yapıyor. 
 
Herzberg, “Sorumlu endüstri lideri olarak, yeniliklerimizin müşterilerimize ve iş ortaklarımıza enerji yönetimi ve otomasyonda başarılı dijital dönüşüm sağlamaları konusunda nasıl destek olduğunu göstermeliyiz. EcoStruxure üzerine kurulu olan teknolojilerimiz, dijitalleşmenin gücünü kullanarak müşterilerimizin daha verimli, güvenli, güvenilir, bağlı ve sürdürülebilir hale gelmelerini ve bu sayede yeni dijital ekonominin liderleri olmalarını sağlıyor” derken Türkiye pazarındaki gelişmelere bağlı olarak Schneider Electric’in gelecek dönem yatırım odaklı olduğu konular, işgücü, yeni iş modelleri ve sürdürülebilir stratejiler açısından Türkiye’nin performansını yorumluyor. 
 
İşte Herzberg’in Fortune Türkiye’nin özel Inovation Summit, gelecek dönem projeler ve gelişmelerle ilgili sorduğu sorulara verdiği cevaplar…
 
Uzun bir süredir (yaklaşık 30 seneden fazladır) Türkiye pazarındasınız. Genel bir değerlendirme yaptığınızda Türkiye’nin dijital teknolojiler alanındaki şansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsatlar ve odaklanılması gereken konular sizce neler?  
Türkiye’nin ve Türk şirketlerinin dijital değişim ve süreçleri açısından büyük fırsatlara sahip olduğunu düşünüyorum. Bu soruya iki açıdan cevap vermek isterim. İlki Türkiye’nin teknoloji konusunda hangi konumda ve hangi fırsatlara sahip olduğu konusu. Türkiye makina teknolojileri konusunda çok başarılı. 
 
İkinci adımda, bu odak alanlarında yeteneklerin birbirleriyle etkileşimi ve değer yaratmaları çok önemli. Türkiye bu açıdan da çok başarılı. Dışardan gelen müdahalelere çokca maruz kalmış bir ülke. Bu da sizi deneyimli hale getiriyor. Özellikle KOBİ’lerin hemen hemen her konuya hızlı adaptasyonu ve  değişimi kendi lehine çevirebilmeleri çok önemli. Türk işletmelerin bu doğasında var. Bu konuda eğitimli çalışanlar ve entellektüel sermayeye ihtiyaç var. Türkiye’nin akıllı çözümler konusunda projeler geliştirip, daha sonra bulunduğu bölgede diğer ülkelere de proje ihraç edebilmesi için işgücündeki gelişmişlik seviyesi ve mekanik uzmanlığın birleşimi önemli. 
 
Bu bahsettiğiniz eğitim ve sürdürülebilir stratejilerle Schnider Electric Türkiye’de ne kadar yol aldı? Bu süreç içinde bu kitleleri yetiştirebildiniz mi? 
Türkiye’de hem teknolojiye meraklı hem de teknolojiyle iç içe geçmiş bir genç nüfus var. Şirket olarak özellikle yetenek geliştirmeyle ilgili iki haftalık keşif turlarımız var. Bulunduğumuz bölgelerdeki gelecek vaadeden çalışanları farklı ülkelerdeki keşiflere gönderiyoruz. Orada her türlü çalışmayı yerinde görüyorlar, öğreniyorlar. Global ve yerel programlarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Dijital ekonomi tdijital tranformasyon ve dijital teknikle ilgili eğitimleri sürekli veriyoruz. Yetenek geliştirmeyle ilgili örnek vermek gerekirse en son Hong Kong, Singapur gibi ülkelere kısa süre önce gönderdiğimiz çalışanlarımız mesela McDonalds’ta tedarikten müşteri ilişkilerine kadar geniş bir alanda tüm çalışmaları yerinde izlediler.
 
Türkiye’nin diğer bölge operasyonlarına örnek olduğu çalışmalar oldu mu? Bu alanda Türkiye en çok hangi yönüyle öne çıkıyor? 
Bizim genel olarak iki iş modelimiz var biri, direk müşterilerle çalışmak diğeri bayi ve distribütör kanalı üzerinden iş yapma modeli. Türkiye distribütör üzerine iş geliştirme konusunda oldukça başarılı. Volatil ekonomilerde şirket çıkarlarını koruma konusunda departmanlar arasındaki etkileşim, yardımlaşma ve iş modellemesini Türkiye’de geliştirdik ve mükemmel hale getirdik. Biz bu modellemeyi bugün Arjantin, Brezilya gibi ülkelerde kullanıyoruz. Kısaca gelişmekte olan pazarlar için iş modeli stratejimizi Türkiye’de geliştirdik. 
 
Schnider Electric’in Türk şirketleri ve son kullanıcı üzerindeki pozitif etkileri üzerine genel bir değerlendirme yapar mısınız? Şirket olarak ihtiyaçları giderme ve gerekli gelişmeleri yönlendirme konusundaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Akıllı şehirler gibi olgular geniş kapsamlı yolculuğu temsil ediyor. Günlük hayatta sunacağınız çözümlerle pazarda gerçekleşen sonuçlar arasında fark olması oldukça doğal. Şehirlerde yaşarken son tüketicinin değişimi farketmesi ve görmesi kolay değil. birçoğuna sorduğunuzda en iyi trafik araç olmayan trafik derler ama bu gelişmeleri izlemek açısından kesin bir sonuç değildir. Özellikle akılllı binalar, akıllı hastanaler gibi çözümler enerji yönetimi ve verimlilik kendini kanıtlamış ve soru işareti taşımayan konular arasında yer alıyor. İş modeli olduğu için kanıtlanmamış çözümler bunlar. Avantajlarının hissedilmesi son kullanıcı tarafında farkedilmesi daha uzun sürebilir. Buna görünmeyen etkileşim de diyebiliriz. 
 
Türkiye operasyonunda geç kaldığınızı düşündüğünüz bir konu var mı? 
Dünyada sunduğumuz çözüm ya da ürün anlamında Türkiye’de sunmadığımız hiçbir şey yok. Türkiye’nin ekonomisi daha çok endüstriyel çözümler üzerine odaklı. Petrol dağıtımı gibi konulara daha fazla odaklanmak ve bu alanda lider olmak istiyoruz. Türk ekibimizin de iddiası bu. 
 
Türkiye pazarı sizce ekonomik gelişmelere bağlı olarak güvenli limanlardan biri mi? Gelecek dönem yatırımlar ve Türkiye ile ilgili planlarınızda neler var? 
Türkiye pazarına güveniyoruz. Uzun yıllardır iş yapıyoruz. Ekonomik anlamda belki Türkiye pazarında dalgalanmalar oldu geçmişte ve gelecekte de olabilir ama stratejik olarak Türkiye’de işlerimize devam edeceğimizi söyleyebilirim. Türkiye ile olan iş bağlılığımız devam ediyor. Şirket olarak taktiksel bazı önlemler alabiliriz ama uzun dönemde Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca Inovation Summit Istanbul etkinliğinin Türkiye’de yapılmış olması da bu gevenin sonucu. Schnider Electric’in dünyadaki üst düzey ekibinin çoğunluğu Türkiye’ye geldi. Bu anlamda güvenimiz tam ve iş modellerimizle ve stratejilerimizle Türkiye pazarında olmaya devam edeceğiz. 

Schnider Electiric ve Gelecek Hedefleri
 2020 itibariyle yüzde 80 ve 2030 itibariyle yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanımı; buna göre şirket 2030 itibariyle 2005’e kıyasla enerji verimliliğini iki katına çıkaracak ve tesislerdeki enerji tüketimini azaltmaya devam edecek. 
 
2050 itibariyle de 2015’e kıyasla mutlak değerde 1. ve 2. kapsamların CO2 emisyonlarını yüzde 50’den fazla azaltacak. 100 milyon ton CO2 emisyonu engellenecek.
 
2020 itibariyle geri dönüştürülen veya onaylı kaynaklardan taşımacılık paketleri için yüzde 100 mukavva ve palet kullanılacak. 2030 itibariyle de yüzde 100 geri dönüştürülmüş veya onaylı kaynaklardan gelen paket ve ambalaj kullanılacak.
 
Enerjiye Erişim Programı’nın cirosu 4’e katlanacak. 2025 itibariyle düşük karbon çözümleri sayesinde 50 milyon yoksun kişinin aydınlatmaya ve iletişime erişimini kolaylaştırılacak. Dünya çapında 350 bin ve 2025 itibariyle 1 milyon yoksun kişi enerji yönetimi alanında eğitilecek.
 
Schneider Electric’in HerForShe hareketinin sonucu olarak grup ülkelerini taahhüde uygun şekilde harekete geçirmek ve çalışanların en az yüzde 95’ini kapsayacak şekilde cinsiyetlere eşit ödeme sağlamak.