Teknoloji Hakkında Heyecan ve Endişe Arasında Bir Gerilim Yaşanıyor

By Fortune Türkiye

Ipsos Global Trendler araştırmasına göre bireylerin teknoloji hakkında ikilemde olduğunu görüyoruz. Teknoloji daha yaygın hale geldikçe, bize getirebileceği sorun çözme araçlarının cazibesi ve iletişim kurma biçimlerindeki değişiklik inanılmaz bir heyecan yaratıyor. Diğer yandan da gizlilik, iş kaybı ve kötüye kullanım potansiyeline ilişkin endişeler var. Heyecan ve endişe arasında bir gerilim yaşanıyor.

IPSOS Türkiye CEO’SU Sidar Gedik verileri şöyle yorumladıIpsos Global Trendler araştırmasına göre bireylerin teknoloji hakkında bir ikilemde olduğunu görüyoruz. Teknoloji daha yaygın hale geldikçe, bize getirebileceği sorun çözme araçlarının cazibesi ve iletişim kurma biçimlerindeki değişiklik inanılmaz bir heyecan yaratıyor. Diğer yandan da gizlilik, iş kaybı ve kötüye kullanım potansiyeline ilişkin endişeler var. Heyecan ve endişe arasında bir gerilim yaşanıyor.

Araştırmaya göre ülkeler ortalamasında neredeyse dört kişiden üçü (%71), toplum olarak karşılaştığımız sorunları çözmek için teknolojiye ihtiyacımız olduğunu düşünüyor. Ancak, teknolojik ilerlemenin “hayatlarımızı mahvettiğini” düşünenler de var (%57). Bu ikilem, yapay zekâya bakış açısında da geçerli. Bireyler yapay zekâdaki gelişmeler konusunda heyecanlı, ama aynı zamanda bu gelişmelerin getirebileceği değişiklikler konusunda da endişeli. Ipsos bu gerilime “Yapay Zekânın Büyüsü ve Endişesi” (the Wonder and the Worry of AI) adını veriyor.

2022 yılının sonunda ChatGPT’nin kullanıma açılması ile milyonlarca internet kullanıcısı yapay zekâ ile doğrudan karşılaştı, diyalog kurmaya başladı. Yapay zekâ bir anda hayatlarımızın tam da ortasına yerleşti. Gündeme Dair araştırmamıza göre Türkiye’de her iki kişiden biri yapay zekâyı duyduğunu belirtiyor. Soruyu üretken yapay zekâ olarak sorduğumuzda ise bilinirlik oranı düşüyor (%32). Bu fark “üretken yapay zekâ teriminin daha teknik ve yeni bir kavram olmasından kaynaklanıyor olabilir. Herkesin gündelik diline yerleşmiş değil.  Bu yıl aynı araştırmada Türkiye’de yapay zekâ kullanımının 2023 yılına göre arttığını görüyoruz. Bazı uygulamaları denemek, iş ve özel hayatta işlerini kolaylaştırmak için kullananların oranı 2023 yılında yüzde 12 iken bu yıl yüzde 23’e çıktı.  Ipsos’un 30 ülkede 23 binden fazla kişiyle gerçekleştirdiği Global Advisor araştırmasına göre ülkeler ortalamasında bireylerin yaklaşık yarısı üretken yapay zekâ konusunda heyecanlı olduklarını, diğer yarısı ise endişeli olduklarını söylüyor.

Anglosphere ülkelerinde (ABD, İngiltere, Kanada, İrlanda ve Avustralya) heyecandan çok daha fazla endişe var. Avrupa pazarlarında ise daha az endişe gözlemleniyor, ama heyecan düzeyi de orta seviyede. Güneydoğu Asya’daki bazı ülkeler ise belirgin şekilde heyecanlı ve endişeye kıyasla çok daha olumlu. Japonya ise biraz aykırı bir ülke olarak konumlanıyor. Ne heyecanlı ne de endişeli. Türkiye’de ise heyecanlı olanların oranı endişe duyanlara göre daha yüksek, daha olumlu bir bakış açısı hakim. Endişelerin önemli kaynaklarından biri elbette ki bireylerin yaşadıkları ülkelerde yapay zekâya ilişkin düzenlemelerin yapılıp yapılmayacağı ile ilgili. Hükümetlerin düzenlemelere olan yaklaşımı bu noktada kritik önem taşıyor. Yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi sürecinde, bazı şirketler hükümetlerle iş birliği yaparak hukuki ve etik çerçevede hareket edeceklerini duyurdular. Bu, umut verici bir gelişme. Ancak tek başına yeterli mi, orası tartışmalı. Çünkü yalnızca özel şirketler değil, devletler de kendi yapay zekâ programlarını yürütüyor. Üstelik bu programların bazıları askeri amaçlar taşıyor. Yapay zekânın sunduğu güç ve ekonomik potansiyel, bu teknolojiyi etik ve yasal sınırlar içinde tutmayı her geçen gün daha da zorlaştırıyor.

Gündeme Dair araştırmamıza göre her iki kişiden biri Türkiye’de yapay zekâyı bir fırsat olarak görüyor. Tehdit olarak görenlerin oranı da azımsanmayacak düzeyde (%44). Her on kişiden altısı yapay zekânın yapabileceklerinden korkuyor. Gelecek nesiller için yapay zekânın yeni iş fırsatları yaratacağına inananların oranı, 2023 yılıyla benzer seviyede kalmış durumda. Öte yandan, yapay zekânın iş imkanlarını azaltacağı ve işsizliği artıracağı yönünde endişe duyanların oranı %25’ten %20’ye gerileyerek bir miktar azalmış görünüyor. Yapay zekânın şu anki işlerini yapacağını düşünenlerin oranı ülkeler ortalamasında %36. Türkiye’de ise bu oran %42.  Yapay zekânın şu anda çevrim içi aramalardan reklam içeriği oluşturmaya, iş başvurularını elemekten yapay zekâ ile oluşturulmuş spor içerikleri yaratmaya birçok görevi üstleniyor.

Global Advisor araştırmasına göre yapay zekâ kullanan şirketlerin bu kullanımı açıkça belirtmesi yönünde büyük bir beklenti var (%79). Önümüzdeki dönemde bireylerin içeriklerin yapay zekâ yerine insanlar tarafından oluşturulmasını tercih etme ihtimali de söz konusu. Kullanım yaygınlaştıkça buna alışmamız ve daha rahat hissetmemiz kolaylıkla beklenebilir. Ancak bir tepki senaryosunun gerçekleşmesi de mümkün. Yapay zekâ kullanan şirketlerin kişisel verilerin korunacağına ilişkin görüşler de farklılaşıyor. Ülkeler ortalamasında yapay zekâya bu konuda güven pozitif. Tüm bunlar bizler için karışık sinyaller ortaya koyuyor. Hem kaygı doluyuz hem de hayranlıkla bakıyoruz. Yapay zekâdan birçok şey bekliyoruz, ama bunların olumlu olup olmayacağından emin değiliz. En azından kısa vadede güven sorunu oldukça yaygın ama faydalarını da görmek istiyoruz.

Tarihte belki de ilk defa entelektüel üretimi, düşünme işini makinelere ihale ettiğimiz bir çağa giriyoruz. Bir kırılma noktasındayız. Teknolojinin neler yapabildiği değil, insanların bu güçle ne yapmayı tercih ettiği geleceği şekillendirecek.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...