TBB Başkanı Hüseyin Aydın’dan 2016 öngörüleri

0
26

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın,”Uluslararası toplantılarda şu fikir ağırlık kazanıyor ki, hem dünyada hem de Türkiye’de artık en kötü geride kalıyor. En kötü geride kaldığında, 2016’yı daha pozitif algıladığımızın bir altyapısını hazırlamış oluyoruz” dedi.
 
Aydın, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda düzenlenen CEO Club Bankacılar Zirvesi’nde, sektörün 2015 yılı performansını değerlendirdi.
 
Bu yıl ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ne yapacağının bilinmediğini, ikinci bir seçimin de sürpriz olduğunu belirten Aydın, “Bu denli bir terör olayı ve TL’de bu denli bir değer kaybı beklemiyorduk. Kurlardaki bu hareketlilik, enflasyon üzerindeki etkiler, doğrusu bunların bir bölümünü hesap etmiştik, bir bölümünü hesap etmemiştik” diye konuştu.
 
Aydın, Bankalar Birliği’nin 2014 sonu itibarıyla yaptığı bir çalışmada “2015’ten ne bekliyoruz?” sorusuna aldıkları cevaplar ile 2015’te karşılaştıkları sonuçların aynı olduğunu aktardı.
 
Büyümede yüzde 3-3,5 yakalanabileceğini öngördüklerini ve şu anda o düzeyde olunduğunu ifade eden Aydın, şöyle devam etti:
 
“Cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 5-5,5 olabileceğini söyledik, makro dengeler açısından bunu yakaladık. Enflasyonu zaten hiç tutturamıyoruz, yine tutturamadık. Dış taleple ilgili beklentilerimiz realize olmadı. Makro dengelerde böyleyken sektöre indiğimizde bilanço büyüklüğü açısından beklentilerimizden olumlu bir büyüme elde ettik. Bunları söylerken kur etkisinden arındırılmış olarak hesaplarımızı yaptık. Kredi büyümesi yüzde 15-17 civarında olur dedik, o büyümeyi şu an itibarıyla gerçekleştirebildiğimizi görüyoruz. Hatta otoritelerin, düzenlemelerin ışığında bireyselden ziyade kurumsal kredi kullandırmaya başladık. 2015 yılında salt kullandırılan kredilerin yüzde 75’i kurumsal, yüzde 25’i de bireysel. Bankalar bu konuda makas değiştirmiş gibi.”
 
Hüseyin Aydın, kredileri finanse etmek için mevduattaki beklentilerinin gerçekleşmediğini kaydederek, Türkiye’nin tasarruf sorunu bulunduğunu, kredileri salt mevduatla fonlamanın yeterli olmadığını dile getirdi. 
 
“SORUNLU KREDİLERDE SEKTÖRÜN GENEL ORTALAMASI SON DERECE OLUMLU SEYREDİYOR”
Bankacılık sektörünün borçlanmayla ilgili bir sıkıntısı olmadığını vurgulayan Aydın, ancak kredi vermek için özkaynağın güçlü kılınması gerektiğine işaret etti.
 
Aydın, ”TL değer kaybediyor. Kurlar böyle giderse, sizde sorunlu kredi patlar. Ne yapacaksınız?” sorusunun yine gündemde olduğunu belirterek, sektörün genel ortalamasına bakıldığında son derece olumlu bir seyir görüldüğünü söyledi.
 
Türk bankacılık sisteminin krizleri de kredileri de hem tahsis aşamasında, hem sonraki aşamalarda doğru yönettiğine dikkati çeken Aydın, “Özel ve reel sektör de risk yönetimini doğru yapabiliyor. 2015 yılı sektörün beklentilerinde önemli bir yıl. Biz elbette daha çok para kazanmak istiyoruz. Çünkü sektörün koyduğu sermayeye bakıldığında, başka hiçbir sektör bu denli bir özkaynağa sahip değil. Sektörün sürdürülebilir olması için mutlaka para kazanması ve özkaynağını güçlendirmesi gerek” değerlendirmelerini yaptı.
 
Gelecek yıla ilişkin beklentilerini de aktaran Aydın, gelecek yılın 2015’e nispetle belirsizlikleri ortadan kalkacağı bir yıl olacağını ifade etti.
 
Genel seçimin atlatılmış olacağını, Fed’in ne yapıp yapmayacağının görüleceğini dile getiren Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
“Avrupa Birliği’nden ümidimizi kesmedik, orada toparlanma biraz daha hız kazanacak. Dış taleple ilgili sıkıntılarımızı çözmüş olacağız. Uluslararası toplantılarda şu fikir ağırlık kazanıyor ki hem dünyada hem de bizde artık en kötü geride kalıyor. En kötü geride kaldığında, 2016’yı daha pozitif algıladığımızın bir altyapısını hazırlamış oluyoruz. Türkiye bütün bunlara rağmen ciddi bir mali disiplin uyguladı. Reel sektör ve bankacılık sektörünün gücü ve becerisi de ortada.  Biz 2016’yı olumlu bir şekilde bekliyoruz. Türk bankacılık sistemi Türkiye’nin büyümesine katkı vermeye ve kredi vermeye devam edecektir. Bu konudaki gücü de aşikardır.”
  
“REGÜLASYONLARIN BİZE EK YÜK GETİRMEMESİ LAZIM”

Hüseyin Aydın, Türk piyasasına talebin devam ettiğini ve çeşitlendirilmiş bir yapının var olduğunu ifade etti.
 
Sadece batı kaynaklı bir sermaye değil, çok farklı coğrafyalardan ama küçük ama orta boyutlu talep geldiğini anlatan Aydın, “Türkiye’de hala bankacılıkla tanışmamış ciddi bir kesim var. Bunun için Türk bankacılık sistemine talep devam edecektir ama bunun altını çiziyorum regülasyonların bize ek yük getirmemesi lazım” diye konuştu.
 
“3. Havalimanı imza töreninde Ziraat Bankası büyük rakamlarla bu işin kreditörü oldu. Birçok projede lider olarak yer aldığını görüyoruz. Bu kaynağı nereden buluyorsunuz?” soruya Aydın, şöyle cevap verdi:
 
“Aslında sorulması gereken, ‘Neden kamu bankaları bu yükün altına giriyor?’ yerine, ‘2001’de dükkanı dahi kapatamayan kamu bankalarında bugün ciddi rakamları nasıl bulup verebildiğidir?’. Bu iyi bir yönetim. Salt mevduata dayalı olmadık, kaynağı çeşitlendirdikçe son derece likit hale gelebildik. İyi yönetişim ve karlılık ana prensibimiz. Bu kamu bankalarının iyi yönetildiğini, ciddi anlamda gayret edildiğini gösterir. Bunun temellerinin de 2000’li yıllarda atıldığını da bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
 
SORULARI YANITLADI
CEO Club Bankacılar Zirvesi’nin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Aydın, bankacılık gündemine ilişkin değerlendirmeler yaptı.
 
Gelecek yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyümesini beklediklerini anlatan Aydın, bankacılık sektörü karlılığında da yüzde 12 artış beklediklerini kaydetti.
 
Bankacılığın sermaye yeterlilik rasyosunu gelecek yıl da muhafaza edeceğini belirten Aydın, Türkiye’ye sermaye hareketlerinin devam ettiğini söyledi.
 
Bankacılık sektörünün karlılığına ilişkin değerlendirmeler yapan Aydın, “Enflasyonun yüzde 6 olacağı varsayımından hareket edersek, 2016 yılı karlarımızın 2015 yılına nispeten yüzde 12 civarında bir artış kaydedeceğini bekliyoruz. Arzu ettiğimiz biraz daha üstü olması. Yani Hazine borçlanmasının üzerinde birkaç puan alabilirsek bu sektörün özkaynak biriktirmesine olumlu katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.
 
Gelecek yıl sendikasyon kredisi maliyetlerinde avantajlı bir dönem beklediğini anlatan Aydın, “Sendikasyonlardaki fiyatlamalar ve sair fiyatlamalar salt piyasa koşullarına göre olmuyor. İlgili bankalarla sizin bankanın dış ticaret ve sair işlemlerini de içerdiği için ona sağladığınız diğer imkanlarla fiyat farklılaşması her zaman olabilir” diye konuştu.
 
“KREDİLERDE YÜZDE 75 / YÜZDE 25 FEVKALADE İYİ BİR YAPIDIR”

 Gelecek yıl kredi hacminde kurumsal krediler ağırlıklı bir büyüme beklediklerini söyleyen Aydın, “Bireysel kredilerde düzenlemeler son derece katı, orada sermayeyi daha çok tüketiyoruz ve marjlar sınırlı. Kurumsal kredi yaptığımız zaman istihdama, büyümeye daha olumlu katkıda bulunuyoruz. 2015 yılında yüzde 50 büyük firmalara, yüzde 25 KOBİ’lere ve yüzde 25 de bireysele kredi verdik. Benzer yapı sürecek. Yani yüzde 75 / yüzde 25 fevkalade iyi bir yapıdır. Aslında ekonomi yönetiminin de arzu ettiği bir yapıdır. Bankalar çok elastik olduğu için başarıyla uyum sağladık” dedi.
 
“BORÇLANMANIN KALİTESİ PİYASA KOŞULLARINA GÖRE HER ZAMAN DEĞİŞİR” 
Bankaların munzam karşılıklardaki yükümlülüklere ilişkin tutumlarına yönelik bir soruya ise Aydın, şu yanıtı verdi:
 
“Bir yıl vadeli borçlanıyorsunuz, 3 yıl vadeli kredi veriyorsunuz, nasıl olacak? Biz 3 yıl vadeli de borçlanabiliriz. Fakat eğer roll over edebiliyorsanız, her sene borçlanma yapabiliyorsanız ve bir yıl vadeli borçlanma sizin için daha cazipse uzun vadeli borçlanmanın bir anlamı olmuyor. Bizim fon yöneticileri, hazine departmanı en ekonomik, en uygun vadeyle borçlanmaya çalışıyor. Türkiye bankacılık sisteminin borçlanmayla ilgili hiçbir sıkıntısı olmadı ama vade ve fiyat yani borçlanmanın kalitesi piyasa koşullarına göre her zaman değişir.”
 
“REGÜLATÖR YAPTIĞI DÜZENLEMELERİ BANKALARA ZULÜM OLSUN DİYE YAPMIYOR”
Küresel 2008 krizinin etkilerinin henüz tamamen ortadan kalkmadığını anımsatan Aydın, “Bankaları güçlü kılmak adına karı hep bünyede bırakıyoruz. Bunun ilanihaye böyle gideceğini söyleyemeyiz tabi. Hala Türkiye’ye gelen, farklı coğrafyalardan, çok sayıda ülke bankaları var” diye konuştu.
 
Bankacılık sektörünün Basel 3 kriterlerine hazırlanması gerektiğini söyleyen Aydın, şunları kaydetti:
 
“Regülatör yaptığı düzenlemeleri bankalara zulüm olsun diye yapmıyor, bankaların güçlü kalması için yapıyor. Tabi bankaların güçlü olması sadece regülasyonla olmuyor, sermayelerinin güçlü olması lazım. patronlar yeni para koymadığı zaman bankaların kazanması lazım. Şu anda Türkiye’de zaten yasal sermaye sınırlarının üzerinde bir sermayesi var Türk bankalarının. Yüzde 15 civarında bir sermayemiz var. Hiç yeni sermaye katkısı olmasa bile Türkiye’nin gelecek yıllardaki büyümesini finanse edecek bir gücümüz ve becerimiz var.”
 
“ŞEHİT YAKINLARINA ‘ŞUNU SİLDİK, BUNU VERDİK’ AÇIKLAMALARINI ŞIK BULMUYORUZ”
 
Türkiye bankacılığında özsermaye karlılığının yüzde 11 seviyesinde olduğunu aktaran Aydın, “Bunun yüzde 13-14’ler seviyesinde olmasını arzu ediyoruz. Tek haneli rakamlara hiçbir zaman inmek istemeyiz, şu anda da öyle bir risk görünmüyor” ifadelerini kullandı.
 
Bankaların şehit yakınlarına sağladığı kolaylıkları anons etmesini doğru bulmadıklarını anlatan Aydın, “İşin doğrusu ‘şöyle yaptık, böyle yaptık’ demeyi şık bulmuyoruz. Bu ülke için bedel ödeyenler, bu kardeşlerimiz, onlara Allah rahmet eylesin, ailelerine sabır diliyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz” diye sözlerini tamamladı.