TAV’ın ayak izi

0
98

19 yılda Türkiye’den küresel marka olarak çıkan TAV’ın arkasındaki isim, TAV Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Dr. Sani Şener. Avrupa, Orta doğu ve Afrika bölgesinin en başarılı ve bölgenin en iyi CEO’su seçilen Şener, sürdürülebilir stratejiler özelinde TAV’ın dünya markası hikayesini Fortune’a anlattı.

Kârlı inorganik büyüme fırsatlarına odaklanarak, 2018 yılında net kârını yüzde 46 artıran TAV’ın 19 yılda Türkiye’den küresel marka çıkarma başarısı, havalimanı işletmeciliği alanında örnek işlerden biri olarak kabul görüyor. 255 milyon avro’ya yükselen net kârla ilgili olarak TAV Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Dr. Sani Şener, Antalya’yı da portföylerine ekleyerek 152 milyon yolcuya hizmet veren TAV’ın 1 milyar 181 milyon avro ciro gerçekleştirdiğine değindiği değerlendirme toplantısında şu bilgileri veriyor: “TAV Havalimanları olarak büyüme stratejimizi oluşturan alanlarda başarılı bir yılı geride bıraktık. Kârlı inorganik büyüme fırsatlarına odaklanma stratejimiz doğrultusunda Mayıs 2018’de Antalya Havalimanı’nı işleten şirketin yüzde 50 hissesini 360 milyon avro karşılığında satın aldık. Böylece portföyümüze 15. havalimanımızı ekledik.” 

2018 yılı TAV’ın organik büyümesi açısından da başarılı bir süreç olarak değerlendiriliyor. Organik yolcu büyümesi (Antalya hariç) 2018 yılında yüzde 8 oldu. Üçüncü büyüme alanı olan hizmet şirketleriyle büyüme kombine cironun neredeyse yüzde 37’sini kapsıyor.

TAV’ın ayak izlerinin bir kısmı da havalimanı işletmeciliğindeki uzmanlığına dayanıyor. Avrupa’nın beş büyük havalimanı işletmecileriyle aralarındaki dengeyi nasıl koruduklarını anlatırken şu bilgiyi veriyor: “Fransız Aeroports de Paris-ADP’nin Vinci, Fraport, TAV ve Schiphol. Vinci ve Schiphol ADP’nin ortağı, ADP Schiphol’un ortağı, biz de Antalya’da Fraport’la ortağız. Bu şirketlerin yıllık hizmet verdikleri yolcu sayısı 500 milyonun üzerinde. Aramızda önemli bir sinerji var. Buradaki dengeler çok önemli ve iyi yönetiyoruz.”

Gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren 473 şirketin yer aldığı Institutional Investor anketinde, bir Türk markası olarak yer alan TAV’ın binlerce yatırımcısı var. Şener, havacılık sektörünün temel dinamiklerinin son derece kuvvetli olduğunu vurgulayarak, “Tüm dünyada yolcu hacminin önümüzdeki 20 yılda ikiye katlanması bekleniyor. Bu artışın aslan payı da bizim faaliyet gösterdiğimiz gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecek. Biz önümüzdeki döneme şirket içerisinde TAV 2.0 diyoruz. TAV 2.0 şirketimiz için cazip büyüme fırsatlarıyla dolu” diyor.

DHMİ’nin havacılık verilerine göre, TAV Havalimanları’nın en büyük havalimanı olan İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yolcu sayısı Ocak-Aralık döneminde yüzde 6 artış kaydederken, TAV Havalimanları’nın Türkiye’deki ve yurtdışındaki havalimanlarını kullanan toplam yolcu sayısı da yine aynı dönemde yüzde 31 oranında arttı. Yeni portföye eklenen Antalya Havalimanı hesaplama dışında tutulduğunda ise toplam yolcu büyümesi yüzde 8 seviyesinde. TAV Havalimanları’nın Türkiye’de işletmesini üstlendiği İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir A. Menderes, Milas Bodrum, Antalya (Mayıs 2018’den itibaren) ve Gazipaşa Alanya Havalimanları’nın toplam yolcu sayısının, Türkiye’deki havalimanlarının toplam yolcusuna oranı ise 2018 yılında yüzde 62 olarak gerçekleşti.

Şener ile röportajımıza öngörüleri ve önemli tecrübeleri damga vuruyor. 19 yılda gelen başarıyı aktarırken hiç de tesadüflere bağlı olmayan bir süreçten bahsediyor ve “Her zaman söylediğim bir konu var ki o da şu; başarılı olmanın sihirli bir formülü yok” diyerek konuyu özetliyor. Aradan geçen süreyi ise “makas değiştirme olarak ifade ediyor ve şöyle diyor: “Çalışmadan olmuyor. Zamanın yakalanması gerek. Havalimanı işini öğrenip, operasyonel olarak bölgesel, finansal olarak küresel bir firma olacağız dedik. Dediğimizi de yaptık. Hedeflerimizi tutturduk. 2013’te üçüncü havalimanı ihalesinden geri çekilince makas değiştirdik. 2013’e kadar servis şirketlerimiz sadece bize hizmet veriyordu bunu değiştirdik. Şimdi işletmesini yapmadığımız havalimanlarında da hizmet veriyoruz. Küreselleşmemiz böyle başladı. Yatırımcı bazımız genişledi. Dünyanın en büyük bankalarından kredi aldık. Uganda’dan Latin Amerika’ya kadar her yere girdik. Medine Havalimanı’nı işletiyoruz. 21 ülkede 78 havalimanında hizmet veriyoruz.”

20 yıldır havalimanı sektöründe olduğunu söyleyen Şener, işin solo bir iş olmadığını, işletmecilikte portföy yönetmenin önemli olduğuna değiniyor. ‘Atatürk Havalimanı kapandığında 22 ay erken kapanmış olacak. Aradaki sürede kârlı bir işe imza atmak gerekti diyor ve Antalya Havalimanı’nı Fraport ile IC İçtaş’ın hisselerinin satın alınma sürecini şöyle özetliyor: “Antalya Havalimanı ile gelir kaybımızın yüzde 25’ini hallettik. Diğer yüzde 25’ini servis şirketlerimizle sağlayacağız. Geriye kalan yüzde 50’yi ise inorganik yatırımlarla kapatacağız” diyor.

Şener dünya havalimanı işletmeciliğinde tecrübesini ise bir Çin atasözüyle şöyle özetliyor. “Dünyada beş büyük havalimanı işletmecisi var. Biz de bu devlerle işbirliği yapıyoruz ve hepimiz aynı gemideyiz. Bir Çin atasözü; ‘Sert rüzgârlar esti mi bambu ağacı gibi eğileceksin ama kırılmayacaksın. Esnek olmayı bileceksin” der. Türk insanı olarak Doğu’da doğup, Batı’da yetiştik. Kültürlere entegreyiz. Bu söze uyum gösteren kaslarımız var.”

İstanbul Havalimanı’na geçişle birlikte Atatürk Havalimanı’ndaki pozisyonlar ne olacak?

Bizden istenilen tarihe kadar Atatürk Havalimanı’nı yolcu konforunu bozmadan çalışır durumda tutmak için tüm hazırlıkları yapıyoruz. Atatürk Havalimanı’nda çalışan personelle ilgili olarak Atatürk Havalimanı’nda çalışan personelimizin yeni havalimanında da çalışıp faydalı olabilmeleri ve sorunsuz transferi için yeni havalimanı insan kaynakları ile bizim insan kaynaklarımız birlikte çalışıyor. İstanbul Havalimanı’nda yer hizmetleri şirketlerimiz, Atatürk Havalimanı’nda olduğu gibi hava yolu şirketlerine hizmet vermeye devam edecek. Türk Hava Yolları (THY) ile ortak yer hizmetleri şirketimiz Turkish Ground Services (TGS) de 15 yıl süreyle THY’ye hizmet vermeye devam edecek. Bunun dışında yeni havalimanında sınırlı bir yiyecek içecek ve lüks markaların gümrüksüz satışı operasyonu yapacağız.

Teknolojiyi ihraç eder hale geldiniz. Buradaki stratejiler neydi?

Bünyemizde TAV Technologies isimli bilişim şirketimiz var. TAV Technologies bugün Hollanda’ya teknoloji satar hale geldi. İşlettiğimiz havalimanlarını da en son teknolojik gelişmelere göre sürekli geliştiriyoruz. Yönetim kurulumuzu bünyesinde bulunduran Kurumsal Yönetim Komitemiz dijitalleşme konusunu bizzat yönetim kurulu seviyesinde takip ediyor. Bu kapsamda üzerinde çalıştığımız birçok konu var. Havalimanları çok akıllı binalar… Buradaki süreçlerin dijitalleşmesi, havalimanındaki birçok paydaşı aynı platformda bir araya getirerek büyük verinin en hızlı şekilde bilgiye dönüşümünü sağlıyor. 400’den fazla bilgisayar mühendisi çalışıyor bünyemizde. Ürünlerimizi geliştirdik. Yolcunun davranışlarını ölçtük. Mutlu yolcunun 10,68 euro daha fazla harcadığını tespit ettik. Duty free alanında bir dakika fazla zaman geçiren 0,16 cent harcıyor. 60 dakikadan fazla kalan kızıyor ve harcamıyor. Tüm bu veriler eşiğinde teknolojiyi ve dijitalleşmeyi tüketici açısından da kullanışlı hale getiriyoruz.

Dünyada küreselleşmeye bağlı olarak duvarlar yükseliyor. Hangi önlemleri almayı düşünüyorsunuz?

Havalimanları ülkelerin giriş kapısı. Gittiğimiz ülkeye yabancı yatırımcı olarak gidiyoruz. O ülkede şirket kuruyoruz. Mesela TAV Tunus kurulurken 3 bin kişiyi istihdam ettik. Bunun 2 bin 995 kişisi Tunus halkından. Bunun büyük kısmı o ülkenin vatandaşı. Standartlar koyacak arkadaşlarla çalışıyoruz. Bizde duvarlar yeni yıkılıyor. Uluslararası olmalı. Küresel işletmecileri orada görmek istiyorlar.

Büyüdükçe dünya coğrafyasında yönetim de zorlaşıyor mu?

Liderlikle ilgili olarak genellikle ‘Lider olan, ormanı yönetsin’ derler, ben de derim ki; ‘Ağaçlarını bilmediğin ormanı yönetemezsin.’ Ormandaki ağaçları bilmek gerek çünkü bilmezseniz ağaçlarla ilgili sorunları çözemezsiniz.

TAV’ın Türkiye’de her havalimanında olması mümkün mü?

Türkiye’de her havalimanında olabilmek için özelleştirme lazım. Ticari olarak zarar eden yerlere gidemesek de Havaş olarak Türkiye’de çoğu yerde varız. Türkiye’de bütün havalimanları özelleştirilmeli. Bu ilerde olacak. Bunu nereden biliyorum. Dünyada 20 bin uçak siparişi görünüyor. Bunun 16 bin civarı tek koridorlu uçak sipariş etmiş. Sadece 4 bin tanesi çift koridorlu. Bu demek ki ‘point to point uçuşlar’ artacak. HUB sayısı azalacak. 6-7 saat uçan uçaklarla ancak point to point uçarsınız.

Küresel şirket olarak gelecek dönem önlemler neler?

Dış şoklara karşı bir şey yapamayız. Risk ve kriz yönetimi hep karıştırılır. Risk yönetimi koruyucu hekimliktir. Risk yönetiminde artık ameliyata geçmeniz gerekir. Kötüyü daha kötüyü görmeyi engellersiniz. Mobilizasyon devam ettiği sürece havalimanı işi devam edecek.

Keşkeleriniz oldu mu?

Tunus’ta Arap Baharı’ndan sonra çok ciddi sıkıntılar geçirdik ama herkes çok ciddi destek oldu. Çocuklarımın çocukluğunu yaşayamadım. Hep dışardaydım yılda
200 gün uçtum hobim olmadı işle aileyi paralel götüremedim. Sanırım en büyük keşkem bu.