Perla Fruit, tarım alanında uzun yıllara dayanan tecrübesi ve vizyoner projeleriyle sektöre güçlü bir giriş yaptı. Perla Fruit CEO’su Kerim Taner, büyüme stratejileri doğrultusunda, tarıma yatırım yapmak isteyen yatırımıcılarla özellikle kiraz, incir, kivi ve yaban mersini gibi ihracat potansiyeli yüksek ürünlerde ortak projeler geliştirmek istediklerinin altını çiziyor.
Şule Laleli
Kerim Taner, 2021’de satın alımını yapacakları yeni makinelerle kiraz kapasitesini iki kat, incir kapasitesini ise yüzde 50 artırmayı planladıklarını söylüyor. İncirde olduğu gibi kirazda da Türkiye’nin lider ihracat şirketi olmak en büyük hedef. Ayrıca, iki yıl içinde tarım sektöründe birçok ihtiyaca yerel çözüm üretmek üzere bir Ar-Ge merkezi kurma çalışmaları da devam ediyor.
Perla Fruit’in girişim hikayesinden bahseder misiniz?
Ben, 1988 yılından bu yana Türkiye’de taze meyve-sebze sektöründe faaliyet gösteriyorum. Aynı zamanda Güney Amerika, ABD, Avrupa ve Afrika kıtalarında hem üretim hem de dağıtım konularında yabancı ortaklarımla, üst düzey yönetici olarak görev yaptığım yoğun çalışmalarım oldu. Tüm kariyerini tarım sektöründe gerçekleştiren biri olarak bugün iyi tarım, sağlıklı gıda gibi konuların tüm dünya için öncelikli hale geldiğini görmekten mutluluk duyuyorum. Aynı şekilde ortağım Hamdi Taner’in de Türkiye yaş meyve sektöründe 15 yıla yakın yoğun ve başarılı çalışmaları var. Perla Fruit işte bu yaklaşım ve tecrübeyle doğdu; 2019’un Haziran ayında Hamdi Taner tarafından kuruldu. Ben de şirketimize aynı yılın Kasım ayında ortak oldum. Kısacası, oldukça genç ve dinamik bir şirket olan Perla Fruit, tarım alanında uzun yıllara dayanan tecrübesi ve vizyoner projeleriyle sektöre güçlü bir giriş yaptı.
2020 yılında ilk tam sezonumuzu yaşayarak ana ürünlerimiz
olan kiraz ve incirin yanı sıra domates ve kestane ihracatlarımızı gerçekleştirdik. Gururla ifade etmek isterim ki bu kadar kısa bir süre içerisinde, 2 bin 500 tona yakın ihracatla, tüm zamanların incir ihracat rekorunu kırarak, 2020 sezonu incir ihracat şampiyonu olduk. 3 bin 500 tonluk kiraz ihracatımızla da ülke genelinde
ilk sıralarda yerimizi aldık. Kısa zamanda büyük başarılar elde etmemizde, yine sektörün en deneyimli ve güçlü ekibiyle yola çıkmış olmamızın rolü büyük.
İnovasyon ve Ar-Ge konusunda nasıl bir süreçte ilerlediniz?
Perla Fruit olarak Ar-Ge konusuna büyük önem veriyoruz. 2020 yılı içerisinde çok büyük makine ve alt yapı yatırımları gerçekleştirdik. Şu anda en son teknoloji ile geliştirilmiş, bir adet kiraz, iki adet incir paketleme makinemiz ve üç adet kiraz soğutma makinemiz bulunuyor. Tüm ürünlerimizi en son teknoloji kamera sistemleriyle ve yapay zeka kullanarak kalite, renk, ebat ve farklı müşteri standartlarına göre paketliyoruz.
İlaç kalıntısı sektördeki en büyük problemlerden biri. Pandemi süreci de bize sağlıklı ürünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle ihracat ürünleri için gıda güvenliği konusunda seferberliğe ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Biz Perla Fruit olarak, gıda güvenliği alanında “sıfır tolerans” prensibiyle Uludağ Üniversitesi ULUTEK Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde ‘Gıda Kontrol Laboratuvarı’mızı kurduk. Kalıntı ve Mineral laboratuvarlarımızda, gıdalarda ilaç kalıntısı, toprak, su, ağır metal ve aflatoksin analizlerini en hızlı şekilde sonuçlandırmaya başladık. Yakın zamanda kurmayı planladığımız Mikrobiyoloji ve Biyoteknoloji laboratuvarlarımızda da analizlerimizi yapmaya başlayacağız. 2021 yılında akreditasyon sürecinin de tamamlanmasıyla Perla, kendi akredite Laboratuvarı olan tek meyve ihracatçısı konumunda olacak. “Doğru sonuç, hızlı sonuç” mottosuyla hayata geçirdiğimiz laboratuvarlarımız ile Bursa’ya ve hatta tüm Türkiye’ye hizmet vermeyi hedefliyoruz.
İhracatını yaptığımız tüm ürünlerle ilgili üreticilerimiz ve üniversitelerimizle kalite artırıcı, ürün güvenliğini garantileyen, çevreyi koruyan, sürdürülebilir üretimi destekleyici Ar-Ge çalışmaları yapıyor ve bunları tüm sektörle paylaşıyoruz. Hali hazırda 2 patent ve 2 faydalı model başvurumuz, meyvelerde ilaç kullanımının etkileri, depo ve raf ömrü, biyolojik mücadele konularında da 6 bilimsel makale çalışmamız sürüyor. Ayrıca Perla Laboratuvar faaliyetlerimizde, AB destekli Ar-Ge çalışmalarında önemli paydaş rolü üstleniyoruz. Ayrıca, iki yıl içinde tarım sektöründe birçok ihtiyaca yerel çözüm üretebileceğimiz kendi Ar-Ge Merkezimizi kurmayı hedefliyoruz.
Yatırım planlarınız ve buna bağlı olarak hedeflediğiniz ciro ve büyüme oranları nedir?
2020 yılını 200 milyon TL ciro ile kapattık. 2021 yılında yapacağımız yeni makina yatırımlarıyla iki-üç sene içinde ciromuzu 1 milyar TL düzeyine çıkarmayı planlıyoruz.
Büyüme stratejimiz doğrultusunda, tarıma yatırım yapmak isteyen yatırımıcılarla özellikle kiraz, incir, kivi ve yaban mersini gibi ihracat potansiyeli yüksek ürünlerde ortak projeler geliştirme amacındayız. Perla olarak, 2021’de satın alımını yapacağımız yeni makinelerle kiraz kapasitemizi iki katı, incir kapasitemizi ise yüzde 50 artırmayı planlıyoruz. İncirde olduğu gibi kirazda da Türkiye’nin lider ihracat şirketi olmayı hedefliyoruz.
Tarım sektöründe iş gücünün devamlılığının olmaması girişimcilik faaliyetlerine talebi düşürüyor. Siz bu sureci nasıl aştınız? Tarımda girişimcilik konusunda neleri ön plana aldınız? Ayrıca istihdam konusunda nasıl bir büyüme bekliyorsunuz?
Hasat ve paketleme konusunda meyvecilik sektöründe sezonluk
iş gücü ihtiyacı oldukça yoğun oluyor. Bizim ana ürünlerimiz genelde yaz döneminde yetiştiği için yöresel iş gücü, öğrencilerin
de desteğiyle ihtiyacımız olan insan kaynağını bize sağlıyor. Ancak ana iş gücünü daha uzun vadeli değerlendirmek için kiraz ve
incire ek olarak yaban mersini, nar, domates, kestane gibi farklı ürünlerin de ihracatını planlamaktayız. Artan ve tüm yıla yayılan ihracat hedeflerimiz doğrultusunda, daha yüksek oranda istihdam sağlayabileceğiz. Diğer yandan, geçtiğimiz ay ziraat alanında ilk kez imzalanan bir protokol ile Üniversite-Sanayi iş birliğini geliştirme çalışmaları kapsamında, Uludağ Üniversitesi’nden 3 doktora öğrencisini bünyemize katmak üzere anlaşma yaptık. Bu tip yenilikçi çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Çünkü tarım sektöründe ekosistemin büyümesi ve güçlenmesinde böyle iş birliklerinin çok değerli olduğuna inanıyoruz.
Yurtdışı ihracat pazarlarında incir ve kiraz üretimi konusunda global pazarlar açısından genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Türkiye hem kirazda hem de taze siyah incirde kalite ve miktar yönüyle dünya lideridir. Bu ürünler son senelerde artık tüketici açısından alışveriş listesinin en tepesine yerleşerek, talep patlamasına sebep oluyor.
Lider pazar Almanya olmak üzere tüm Avrupa Birliği ile
İngiltere yüksek pazar payına sahipken, Uzak Doğu ve Çin büyük büyüme potansiyeline sahiptir. Sürekli TV yemek programlarına
ve dergilerine konu olan, yeni gurme kullanım alanları hızla gelişerek, popülaritesi artan ürünlerimize olan talebi karşılamak için ülkemizde bu ürünlerimizin verimli ve kaliteli yetişebileceği üretim haritasını geliştirmiş bulunuyoruz. İncirde de kirazda da Almanya ve İngiltere başta olmak üzere neredeyse tüm Avrupa ülkelerine
ve havayolu ile Güney Afrika, Orta Doğu ülkeleri ile Uzak Doğu’da Hong Kong, Singapur ve Malezya’ya ihracat yapıyoruz. Hedefimiz bu pazarlarda büyümeye devam etmek.