500 milyonun üzerinde aylık aktif kullanıcıya ve 200 milyonun üzerinde ücretli premium aboneye sahip olan Spotify, 2030 yılı hedefini aylık 1 milyar aktif kullanıcıya ulaşmak olarak belirledi. LEVENT DAŞKIRAN
Spotify merkez ofisini ziyaret etmek için Stockholm şehir merkezindeki bir plazanın kapısının önüne geldiğimizde, içerde ne göreceğimden pek de emin değildim. Son derece sıradan bir güvenlik turnikesinden geçtik, alışılageldik bir plaza asansörüne bindik ve üst katlara doğru yol almaya başladık.
Birbirinden farklı iş kollarından ve kademelerden Spotify yöneticilerinden bilgi alacağımız 11’inci kata geldiğimizde işin rengi değişmeye başladı. Bizim için ayrılmış geniş alanda çayımızı kahvemizi alıp alt katlara inerek ofisi gezmeye başladığımızda, attığımız her adımda başlangıçtaki önyargılarımın yerle bir olduğunu hissettim. Bir ofiste değil de adeta çalışmaya olduğu kadar düşünmeye, kendini iyi hissetmeye adanmış ferah alanlar arasında yol alıyorduk. Raflarında çiçeklerin olduğu sessiz odalar, lüks bir sinema salonundan farkı olmayan konferans salonu, açık alanlarda turuncu tüllerle çevrilmiş toplantı masaları. Sandalyeyi çekip oturduğunuzda uçsuz bucaksız kumların ortasındaki bir vahaya kurulan çadıra yerleşmişçesine bir huzur doluyor içinize. Boşlukların, aydınlatmanın, dekorasyonun kullanımı öylesine ilginç ki “burada uzun süre geçirebilirim, burada durup bir şeyler yaratabilirim” diye düşünüyorsunuz. İlham arıyorsanız ortam var, çalışmak istiyorsanız her türlü araç gereç var, sosyalleşmek istiyorsanız kafe tarzı köşeler ve oyun alanları bile var. Çalışanlar için tasarlanan oyun alanının böylesini Türkiye’de işi e-spor olan şirketlerde bile görmedim.
Yine de içerde bir çalışan kalabalığıyla karşılaşmadık. Çoğu uzaktan çalışma imkanını kullanıyormuş. Ofise gelenler de genellikle öğleden sonra gelmeyi tercih ediyormuş.
Spotify İnsan Kaynakları Direktörü Katarina Berg, şirkete dünya genelinden ayda 120 bin iş başvurusu aldıklarını söylüyor. Şirketin 8 bin çalışanı olduğunu düşünürseniz, insan kaynakları biriminin karşısına her ay şirketin toplam çalışan sayısının 15 katı kadar özgeçmiş yığılıyor. Nasıl baş ediyorsunuz diyorum, ön değerlendirme aşamasında yapay zekadan yardım almaya başladıklarını söylüyor. Yapay zeka, şirket içinde insan kaynaklarının yanı sıra özellikle binlerce sayfalık yasal mevzuatı taramak zorunda kalan hukuk ekibinin işini çok kolaylaştırmış.
Bu arada Berg son derece ilginç bir bilgi paylaşıyor. Yapay zekanın sadece kendilerinin işini kolaylaştırmakla kalmayıp, engellilerin işe başvurusunu da kolaylaştırdığını söylüyor. Örneğin disleksi hastalarının başvuru sırasında yaşadıkları zorlukları aşmalarına yardımcı olabiliyormuş.
Yapay zeka şirket içinde yeni bir iş kolu yarattı mı diye soruyorum. “Yapay zekanın gelişimi ve yaygınlaşması adaylarda aradığımız bilgi ve yetenek setlerinin değişmesine neden oluyor. Ama henüz şirket içinde daha önce var olmayan yeni bir iş kolu yaratmış değil” diyor Berg.
17 YILDA YÜRÜDÜKLERI YOLU 7 YILDA TEKRAR YÜRÜYECEKLER
2006’da kurulan Spotify bugün aylık 515 milyon aktif kullanıcısı, 180 ülkede 210 milyon ücretli premium abonesi olan bir şirket. Normalde reklamlar eşliğinde ücretsiz olarak kullanabildiğiniz hizmet modelini öylesine kurgulamışlar ki, sizi herhangi bir şekilde zorlamadıkları halde gün geliyor gönüllü olarak ücretli aboneliğe geçiyorsunuz. Kullanıcıyı kahve gibi yavaş yavaş demliyorlar, zamanı gelen filtreden süzülüp aşağı damlıyor. Bu geçiş sanırım bende 3 yıl kadar sürmüştü.
Spotify, İsveç’te doğduktan sonra her yeni girişim gibi kalabalık neredeyse oraya gitmeye karar vermiş. Yeni şeyler denemekten korkmamışlar, kullanıcı neredeyse oraya gidip ellerindeki verilerden hareketle ne istediklerini anlamaya çalışmışlar. Bunun için uygulamalarını oyun konsollarına kadar yaygınlaştırmışlar.
En büyük mücadelelerini platformdaki yüz milyonlarca içeriği her bir kullanıcıya tercihleri doğrultusunda sunmak oluşturuyor. Her gün, her bir kullanıcı için özelleşmiş milyarlarca çalma listesi oluşturuluyor veya içeriği tazeleniyor. Spotify Eş Başkanları Gustav Söderström ve Alex Nörström, şirketin ana hedefini 2030 yılında 1 milyar aktif kullanıcıya ulaşmak olarak tanımlıyor. Geçtiğimiz 17 yılda gittikleri yolu önümüzde 7 yılda bir kez daha yürümeyi hedefliyorlar.
Avrupa’nın kuzeyinde doğan platform yine en büyük kabulünü Avrupa’dan görmüş. Aktif kullanıcılarının yüzde 30’u, ücretli abonelerinin yüzde 39’u Avrupa’dan geliyor. Spotify Avrupa Genel Müdürü Michael Krause, Avrupa’nın son derece dağınık ve ilginç bir pazar olduğunu söylüyor. “Avrupa’da 53 ülke, 200’den fazla dil ve diyalekt var” diyor Krause. “Ürünü yerelleştirdikten sonra deneyimi de yerelleştirmeniz gerekiyor. Örneğin geçtiğimiz yıl Fransa’da ilk 100’de yer alan şarkıların tamamı Fransızca iken, Almanya’da ilk 100’ün tamamını İngilizce şarkılardan oluşuyordu. Pazarın büyük olması, her şeyi tekrar tekrar test etmemizi gerektiriyor. Bu da aslında diğer yandan inovasyonu körükleyen bir şey.”
Milyonlarca sanatçının milyarlarca dinleyiciyle ilham aktardığı bu dev platform, müziğin yanı sıra podcast serilerini, sesli kitapları, sese dair her şeyi hizmetlerinin bir parçası haline getirerek, sıradaki milyar kullanıcıya ulaşmak için yoluna devam ediyor.
