Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türk bankalarının Belarus, Ukrayna ve Gürcistan ile birlikte kurlardaki değer kaybına bağlı olarak düşen varlık kalitesi, yüksek refinansman risklerine karşı kırılgan olduklarını bildirdi.
Avrupa, Ortadoğu, Afrika (EMEA) bölgesinde gelişmekte olan bankacılık sistemlerine ilişkin rapor yayınlayan S&P, EMEA’da gelişmekte olan bankacılık sistemlerinin artan risklerle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
S&P analisti Natalia Yalovskaya yaptığı değerlendirmede, “Bizim görüşümüze göre Türk bankaları için ana riskler fonlama ve varlık kalitesi kırılganlığı. Bankaların kredi büyümesini fonlamada dış borçlanmaya bağımlılıkları 2010 yılından bu yana keskin şekilde arttı. Bu sektörü hızlı şekilde değişen uluslararası sermaye piyasaları dinamiklerine karşı risklere açık hale getirdi. 2016 yılında kredi büyümesinin yavaşlama beklemekle birlikte, bankaların mevduat
portföylerinin kısa vadeli yapılarının bu önemli sektör riskinin alevlenmesine yol açmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Fed’in parasal kararlarının ve ECB’nin parasal genişleme programının kısmen birbirlerinin etkilerini dengelemesini ve Türk bankalarının dış fonlama temin edebilirlikleri ve fiyatlamaları üzerine etkinin azalmasını bekleyen S&P, Türk bankalarının Nisan 2015’de yüzde100’ün altına inen dış borç çevirme oranlarının, 2016’da çok dahafazla düşmeyeceğini öngördüklerini vurguladı.
Türkiye’de kredi bülümesinin 2016’da yüzde 15 seviyesinin altına yavaşlayacağını tahmin ettiklerini belirten S&P, kredilerde yavaşlamaya neden olarak sıkılaşan para politikasını, tüketici kredilerini hedefalan düzenleyici tedbirleri, kredi talebindeki yavaşlamayı gösterdi. Bununla birlikte bankalar için kredi risklerine önem vermeye devam edeceklerini anlatan S&P, bankaların ticari kredilerinin üçte birinin yabancı para cinsinden olduğuna ve Türk lirasında oynaklığın arttığınadikkat çekti.
2015 yılında Türk Lirası’nın yüzde 20 değer kaybetmesine rağmen sorunlu kredi oranının yüzde 3 civarında kaldığını belirten S&P, döviz cinsindan kredilerin uzun vadeli olması ve belirli bir miktarda yeniden yapılandırmanın oranın düşük kalmasında önemli etkenlerolduğunu ve varlık kalitesinin kırılgan olmaya devam ettiğini
düşündüklerini vurguladı. S&P, TL’de değer kaybının bilançolar üzerinde doğrudan etkisinin düşük olduğunu görmenin pozitif olduğunun da altını çizdi.
Türk bankalarının kredi zararlarında ılımlı artışı absorbe etmek için yeterli sermaye ve kar tamponlarını devam ettirdiği görüşünü dile getiren S&P, bununla birlikte sıkı düzenlemeler, işletme büyümelerinde yavaşlama ve sıkı TL likiditesinin karlar üzerinde baskı yaratmasının muhtemel olduğunu vurguladı.
