Sorunlu borç bakiyesi ortalama 4 bin TL

0
22

Bankacılıkta en büyük sorunlarından biri takipteki krediler. Bankaların varlık yönetim şirketlerine devrettiği borçların ortalama bakiyesi ortalama 4 bin TL seviyesinde. Bu rakam beş yıl önceki ortalama olan 2 bin 700 TL ile karşılaştırıldığında bir artış söz konusu. Bankaların takipteki kredi oranı ise ortalama yüzde 2,8 seviyelerinde. Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, “Takipteki krediler varlık yönetim şirketlerine satılanlar dahil yüzde 4 seviyesinde, yüzde 2,8 değil. Ancak, bu yönetilebilir bir seviyedir” diyor.

2001 krizinden sonra yeni bir sektör olarak ortaya çıkan varlık yönetim şirketleri, bugüne kadar bankaların 21 milyar TL’lik tahsili gecikmiş alacağını satın almış. Bu rakam ana para. Bunun 3-3,5 katı büyüklükte birikmiş faiz de olduğu düşünüldüğünde varlık yönetim şirketlerinin bankaların üzerindeki ciddi bir riski üstlenmiş durumda olduğu görülüyor.
 
“500 BİN KİŞİYİ BORÇTAN KURTARDIK”
Varlık Yönetim Şirketleri Derneği’nin eski Başkanı Hilmi Güvenal, bankaların batık oranlarına bakıldığında varlık yönetim şirketlerinin etkisinin göründüğüne dikkat çekerek, “Biz olmasak bankaların batık oranları yüzde 2,8 değil, yüzde 4-5 görünecekti. Batık portföyleri de 55 milyar TL’yi aşardı” diyor. Güvenal, bankaların operasyonel yük olmasın diye bu portföyü kendilerine sattığını söylüyor.
Varlık Yönetim Şirketleri Derneği’nin yeni Başkanı Hasan Tengiz de sektörün bugüne kadar 500 bin kişiyi borçtan kurtardığını hatırlatıyor. Borcundan kurtulmak isteyen birçok kişinin elinde çikolatasıyla kendilerine geldiğini söyleyen Tengiz, sadece bankaları değil, kişileri de borçtan kurtararak önemli bir hizmet verdiklerini belirtiyor.
 
“ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARMIYORUZ”
Varlık yönetim şirketleri, bankaların 21 milyar TL’lik tahsili gecikmiş alacağı için toplam 2,9 milyar TL ödemiş. Sektörün borçlulardan yaptığı tahsilat oranı da 2,3 milyar TL. Borç rakamına göre tahsilat oranı oldukça düşük. “Bu durum sektörde bir sıkıntıya neden olur mu?” şeklindeki soruya Hasan Tengiz şu yanıtı veriyor: “Risk taşımada sorun görünmüyor. Sektör hâlâ portföy satın almaya iştahlı. Varlık yönetim şirketleri kendini finanse edebiliyor. Öte yandan, biz şapkadan tavşan çıkarmıyoruz. Biz de banka gibi borçluyu bulup tahsilat yapmaya çalışıyoruz. Görüşmelerde sonuca ulaşırsak, ne mutlu, yoksa hukuk yoluna gidiyoruz. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Yaptığımız işi özetlersek, aslında kayıp bir ekonomiyi canlı hale getirmek diyebiliriz.”
 
YENİ ŞİRKETLER GELİYOR

Sektördeki büyüme iştahı nedeniyle sektöre yeni şirketler de geliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) izin alan Sümer Varlık Yönetim ve Mega Varlık Yönetim’le sektördeki şirket sayısı da 12’ye çıkıyor. Şu anda bin 340 çalışanın bulunduğu sektörde, yaklaşık 3-4 bin kişi de dışarıdan anlaşmalı olarak destek veriyor. Call-center da eklendiğinde sektörde toplam 8-9 bin kişinin çalıştığı belirtiliyor.
Özellikle Asya krizinden sonra Uzakdoğu ülkelerinde yaygınlaşan sektörün yurtdışında portföylerinde telekom, elektrik gibi alanlar ve şirket alacakları da bulunuyor. Şu anda Türkiye’de şirketler BDDK’ya tabi olduğu için bunu yapmaları mümkün görünmüyor. Ancak, sektördeki bazı kurumlar, yeni bir şirket kurarak, bu tür borçları da üstlenme konusunda adımlar atmış durumda.

RAKAMLARLA VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİ
– Bankalardan ve diğer finansal kuruluşlardan toplam 21 milyar TL asıl alacak satın alındı.
– Türkiye’deki finansal sistemdeki tahsili gecikmiş alacak portföyünün yüzde 37’sini yönetiyorlar.
– Alacaklar için 2,7 milyar TL toplam satın alma bedeli ödendi.
– Yapılan tahsilat tutarı 2,3 milyar TL.

 

Kaynak: FORTUNE TÜRKİYE