Şirketlerde Kalıcı Başarı Sağlayan Finansman Modeli

By Fortune Türkiye

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), tematik fonları ve kalkınmada öncelikli alanları destekleyen stratejisi ile yatırımcıların finansman erişimine benzersiz çözümler sunuyor. TKYB Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Sürdürülebilir üretim modellerinin gelişmesini ve kapsayıcı ekonomik büyümeyi destekliyoruz” diyor. Bankanın aktif toplamı Eylül 2025 itibarıyla 190.7 milyar TL’ye, kredi portföyü ise 116.4 milyar TL’ye yükseldi. – Ersan Taylan

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB),2025’in üçüncü çeyreğinde finansal performansını istikrarlı ve sürdürülebilir şekilde güçlendirmeye devam etti. Eylül sonu itibarıyla aktif toplamı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artış göstererek 190,7 milyar TL’ye ulaştı. Kredi portföyü aynı dönemde yüzde 19 büyüyerek 116,4 milyar TL’ye yükseldi. Aktif kalitesinin temel göstergelerinden biri olan brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise azalış seyrini sürdürerek yaklaşık yüzde 0,5 seviyesinde gerçekleşti. Bu göstergeler risk yönetimi disiplini ve kalkınma odaklı finansman yaklaşımının somut bir yansıması niteliğinde. Yılın dokuz ayında elde ettiği 6,4 milyar TL kâr ise, bankanın operasyonel verimliliğini, güçlü bilanço yönetimini ve sürdürülebilir büyüme kararlılığını teyit ediyor. “Güçlü finansal yapımız ile ülkemizin kalkınma önceliklerine hizmet eden projeleri desteklemeye devam ediyoruz” diyen TKYB Genel Müdürü İbrahim Öztop ile ayrıntıları ve şirketlere sağladıkları destekleri konuştuk.

Bankanızın kaynakları ve en son küresel finans kurumlarından sağlanan kredi anlaşmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Banka olarak uluslararası finans kuruluşlarıyla uzun vadeli ve istikrarlı iş birlikleri yürütüyoruz. Başta Dünya Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, Japon Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC), Çin Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Alman Kalkınma Bankası (KfW), İslam Kalkınma Bankası olmak üzere önde gelen uluslararası finansman kuruluşlarıyla çalışıyoruz. Uluslararası finans kuruluşlarıyla yürüttüğümüz iş birlikleriyle bugüne kadar ülkemize 7,7 milyar dolar tutarında dış kaynak kazandırdık. Söz konusu kaynağın yaklaşık yüzde 61’i 2018–2025 döneminde sağladık. 2024–2025 döneminde 707,2 milyon dolar ve 850 milyon euro tutarında anlaşma imzaladık. Uluslararası finansman kuruluşlarından temin ettiğimiz ve edeceğimiz kaynakları; katma değerli ve teknoloji yoğun öncelikli yatırımlar ile başta deprem bölgesi olmak üzere bölgesel kalkınmaya yönelik yatırımlara, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve KOBİ finansmanı gibi kalkınmayı destekleyen ve yeni istihdam yaratan dönüştürücü alanlara öncelikli olarak yönlendiriyoruz. Sunduğumuz uzun vadeli finansman çözümleri ve ülkemize katma değer sağlayan yatırımları destekleme misyonumuz ile sanayiden yeşil enerjiye, turizmden teknolojiye kadar birçok sektörü destekleyerek ülkemizin sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma hedeflerine ulaşmasında öncü bir rol oynuyoruz. Mayıs ayında Dünya Bankası ile, depremlerden etkilenen 11 il ve komşu 7 ilde kayıtlı istihdamın artırılmasına yönelik 500 milyon dolar tutarında kredi anlaşması imzalarken, yılın üçüncü çeyreğinde ise Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) ile iklim finansmanı ve dijital dönüşüm alanlarında 200 milyon dolar eşdeğerinde finansman anlaşması gerçekleştirdik. Ayrıca Çin Kalkınma Bankası (CDB) ile Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak üzere 200 milyon dolar tutarında yeni bir kaynak sağladık.

Bu anlaşmalar, uluslararası finansman kuruluşlarının bankamızdaki uygulama kapasitesine ve Türkiye’nin kalkınma projelerindeki rolüne duyduğu güvenin bir göstergesi. Uzun vadeli kaynak yapımızı güçlendirerek reel sektöre daha fazla destek sunmaya devam ediyoruz.

Bankanızın ekonomiye, reel sektöre sağladığı desteklerden bahsedebilir misiniz?

Stratejik önceliğimiz, Türkiye’nin sürdürülebilir, kapsayıcı ve nitelikli büyüme hedefleri doğrultusunda reel sektöre yönlendirdiğimiz kaynak hacmini artırmak. Özellikle enerji dönüşümü, yeşil altyapı yatırımları, dijitalleşme, verimlilik artırıcı modernizasyon projeleri ve KOBİ finansmanı alanlarında son dönemde belirgin bir talep artışı gözlemliyoruz. Bu eğilim, hem dönüşen küresel yatırım dinamiklerinin hem de Türkiye’deki sanayinin rekabet gücünü artırmaya yönelik yapısal ihtiyaçların bir yansıması. Bu çerçevede, uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarıyla imzaladığımız yeni kaynak anlaşmaları da uzun vadeli ve uygun maliyetli fonlara erişimimizi daha da sağlamlaştırdı. Söz konusu kuruluşlarla sürdürdüğümüz yeşil finansman iş birlikleri yalnızca kredi hacmini büyütmekle kalmıyor; aynı zamanda kullandırımlarımızın çevresel, sosyal ve yönetişim standartları açısından daha disiplinli bir çerçevede ilerlemesine katkı sağlıyor. Bu güçlü fonlama yapısı ve artan yatırım talebi doğrultusunda, reel sektöre aktaracağımız finansmanın geçen yıla oranla daha yüksek bir seviyeye ulaşmasını bekliyoruz. Bu büyümenin özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliği uygulamaları, teknolojik dönüşüm projeleri ve orta ölçekli işletmelerin kapasite artırım girişimlerinde daha belirgin olacağını öngörüyoruz.

TKYB’nin finanse ettiği sektörler ve kredi portföyünden söz eder misiniz?

1975 yılından bu yana, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda; ülkemizin üretim kapasitesini artıran, istihdamı güçlendiren ve dış ticaret dengesine katkı sunan yatırımlar için birçok projeye finansman desteği sağladık. Kaynak yapımızda tematik fonların payının giderek artması, kalkınmada öncelikli alanları destekleme stratejimizin güçlü bir yansıması. Bu fonlar aracılığıyla özellikle katma değerli üretim, iklim finansmanı, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, gıda güvenliği, afet dirençliliği, emisyon azaltımı, finansal kapsayıcılık, KOBİ finansmanı, teknoloji yatırımları ve bölgesel gelişmişlik alanlarında yatırımcıların finansmana erişimine katkı sağlıyoruz. Böylece hem sürdürülebilir üretim modellerinin gelişmesine hem de kapsayıcı ekonomik büyümeye destek oluyoruz. Ülkemizin imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması kapsamında belirlenen net sıfır emisyon hedefleri, Bankamızın da stratejik öncelikleri arasında yer alıyor. Bu doğrultuda yenilenebilir enerji projeleri, kredi portföyümüzün en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor. Güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarının yanı sıra enerji verimliliğini artıran ve karbon ayak izini azaltan projelere de öncelik veriyoruz. Banka olarak, sadece bugünün yatırımlarını değil, geleceğin sürdürülebilir ekonomisini finanse etmeyi hedefliyoruz. Kredi portföyümüzü bu vizyon doğrultusunda şekillendiriyor, desteklediğimiz her projede uzun vadeli etki yaratmayı merkeze alıyoruz. Attığımız her adımda, finansmanın ötesine geçerek uzun vadeli kalkınmaya, çevresel sorumluluğa ve toplumsal faydaya odaklanıyoruz.

Yatırım bankacılığı faaliyetlerinizle sektörde nasıl bir fark yarattığınızı düşünüyorsunuz?

Kalkınma bankacılığının yanı sıra, yatırım bankacılığı alanındaki faaliyetlerimizle de sektörde önemli başarılara imza atarak güçlü bir konum elde ettik. Kalkınmada öncelikli sektörler başta olmak üzere, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren firmalara halka arz, tahvil, bono ve sukuk ihraçları, şirket birleşme ve devralmaları ile finansal ve stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak geniş bir yelpazede hizmet sağlamaya devam ediyoruz. Enerjiden sanayiye, gıdadan turizme, e-ticaretten tekstil sektörüne kadar geniş bir yelpazede yer alan şirketlere danışmanlık hizmeti sunarak yatırım bankacılığı faaliyetlerimizi başarıyla sürdürüyoruz. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na, Elektrik Üretim A.Ş.’ye ait enerji santralleri ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’ye (TDİ) bağlı limanların özelleştirme süreçleri konusunda finansal danışmanlık desteği sunuyoruz. Özel sektörde de pek çok stratejik projede aktif rol alıyoruz. Yerli e-ticaret çözümleri sağlayıcısı Ticimax’in Avrupa merkezli team.blue ile gerçekleştirdiği ortaklık sürecinde satıcı taraf danışmanı olarak görev alıp imza aşamasını başarıyla tamamladık. Türkiye’deki önemli halka arzlardan, sukuk ve tahvil ihraçlarına öncülük ederek, sermaye piyasalarının derinleşmesine katkıda bulunmanın yanı sıra, Türkiye’nin ilk düşük karbonlu ekonomiye geçiş tahvili ve ilk sosyal sukuk ihracını gerçekleştirerek yenilikçi ürünler de sunmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu yıl özelinde ise, Kalyon Güneş Teknolojileri’nin 3,26 milyar TL tutarındaki halka arzında lider kurum olarak görev aldık. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına destek olma misyonumuz ile depremden etkilenen bölgelerdeki firmaları yeniden ekonomimize kazandırılmasını çok kıymetli buluyoruz. Bu kapsamda bölgedeki firmalara finansal danışmanlık hizmeti sunarak, bu firmaların yeniden yapılanma ve büyüme süreçlerine katkı sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz.

Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine sağladığınız katkıları nasıl özetlersiniz ve bu alandaki çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

Bugün TKF çatısı altında; Türkiye Kalkınma Fonu Üst Fonu, ülkemizin önde gelen fonlarına yatırım yapıyor, Invest101 Fonu aracılığıyla da yenilikçi şirketlere doğrudan yatırımlar sağlıyoruz. Ayrıca, Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Yenilikçi ve İleri Teknolojiler Katılım GSYF üzerinden; biyoteknoloji, havacılık ve uzay sanayi, siber güvenlik, yapay zekâ, otonom mobil robot teknolojileri ve bulut bilişim altyapısı gibi stratejik alanlarda faaliyet gösteren girişimlere sermaye desteği veriyoruz. Bu yatırımlarla, Türkiye’nin teknoloji tabanlı üretim gücünü ve uluslararası rekabet kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. Girişimcilik ekosistemine erişimi daha da genişletmek amacıyla TÜBİTAK BiGG Fonu aracılığıyla TÜBİTAK’tan “mükemmeliyet mührü” alan 85 iş fikrine yatırım yapıldı. Böylece Türkiye Kalkınma Fonu’nun bünyesinde bulunan 9 fon vasıtasıyla girişimcilik ekosistemine aktardığı toplam kaynak tutarı; 39 doğrudan yatırım için 29 milyon dolar, 8 fon yatırımı için 27,5 milyon dolar ve 440 TÜBİTAK BiGG girişimi için yaklaşık 11,6 milyon dolar olmak üzere 68,1 milyon doları aştı. Fon yapılanmamızın üç temel odağı var. Özel Sermaye (Private Equity), Girişim Sermayesi (Venture Capital) ve Fon Yatırımları (Fund of Funds). Özel sermaye alanında, kalkınmada öncelikli sektörlerde faaliyet gösteren, imalat ağırlıklı ve cari açığın azaltılmasına katkı sağlayan stratejik şirketleri destekliyoruz. Girişim sermayesi tarafında teknoloji odaklı, yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimlere yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Son olarak, fonların fonu yapılanması ile de Türkiye’nin öncü PE ve VC fonlarına taahhütte bulunarak, girişimcilik ekosisteminin ve sermaye yatırımları ekosisteminin gelişimine katkıda bulunuyoruz.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...