Şimşek: Bütçe açığı Eylül’de 14,1 milyar TL oldu

0
23

 Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, merkezi yönetim bütçesinin, geçen ay 14,1 milyar lira, ocak-eylül döneminde ise 13,5 milyar lira açık verdiğini bildirdi.

Şimşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığında, ocak-eylül dönemi bütçe uygulama sonuçları, 2015 sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Mehmet Şimşek, eylülde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,5 artarak 33,8 milyar lira, bütçe giderlerinin ise yüzde 21,2 artarak 47,9 milyar olduğunu kaydetti. Bütçenin eylülde 14,1 milyar lira açık verdiğini belirten Şimşek, geçen ay 7,7 milyar lira faiz dışı açık oluştuğunu söyledi.

Yılın 9 ayında bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarak 354,2 milyar liraya ulaştığını ifade eden Şimşek, söz konusu dönemde bütçe giderlerinin ise yüzde 13 artışla 367,7 milyar lira olduğunu dile getirdi. Şimşek, ocak-eylül döneminde 13,5 milyar liralık bütçe açığı gerçekleştiğini bildirdi.

Mehmet Şimşek, eylül ayı bütçe açığına ilişkin olarak, “Biz emekli maaşlarını bayram nedeniyle öne aldık, ayrıca geçen senenin aynı ayına göre 2 milyar lira ilave faiz olduğu için burada dönemsellik var, 6 milyar lira dönemsellik arz ediyor. Bütçe açığı olması gerekenden şeklen daha fazla, önümüzdeki aylarda düzelecek” dedi.

Şimşek, eylül ayı ve 9 aylık bütçe sonuçlarının hedeflerle son derece uyumlu olduğunu belirterek, “Burada en ufak bir kaygıya gerek yok” diye konuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde, gelişmekte olan ülkelerde stresin biraz daha devam edebileceğini belirterek, “Ama Fed’in faiz artırması muhtemelen gecikecek, öyle görünüyor. Dolayısıyla ‘Üç aşağı beş yukarı yakın dönemde yaşadıklarımızın benzeri bir resimle karşı karşıyayız’ desem çok abartılı olmaz” dedi.

Şimşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığında, ocak-eylül dönemi bütçe uygulama sonuçları, 2015 sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Mehmet Şimşek, küresel büyümenin yavaşlamaya devam ettiğini belirterek, dünya ekonomisinin potansiyelin altında büyümeyi sürdürdüğünü dile getirdi.

Dünya ekonomisinde ciddi kırılganlıklar olduğunun altını çizen Şimşek, zaman zaman bu stresin piyasalara yansıdığını, dönem dönem de bir takım veriler üzerinde rahatlamalar yaşandığını bildirdi.

Şimşek, son 1-2 haftadır bazı verilerde bir miktar rahatlama olmakla birlikte temelde artçı şoklar ve kırılganlıkların 6-7 yıldır devam ettiğini söyledi.

ABD’de başlayan krizin dünyayı etkilemesinin ardından Avrupa’daki borç krizi ile birlikte Avrupa’nın 6 yıl durgunluk içerisinde kaldığına dikkati çeken Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde artçı şokların devam ettiğini belirtti.

Şimşek, “Çin ekonomisi yumuşak inişi başarabilecek mi” sorusunun en önemli soru olduğunun altına işaret ederek, bunun emtia fiyatlarını belirlediğini, Fed’in faiz artırmamasının arka planında da bu kaygıların olduğunu bildirdi.

Çin’de de bazı gelişmekte olan ülkelerde de özel sektörün aşırı borçlanması ve kredi riski bulunduğuna işaret eden Şimşek, “Önümüzdeki dönemde muhtemelen gelişmekte olan ülkelerde stres biraz daha devam edebilir. Ama Fed’in faiz artırması muhtemelen gecikecek öyle görünüyor. Dolayısıyla, ‘Üç aşağı beş yukarı yakın dönemde yaşadıklarımızın benzeri bir resimle karşı karşıyayız’ desem çok abartılı olmaz” şeklinde konuştu.
Şimşek, IMF’in geçen hafta Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladığını anımsatarak, dünya ekonomisine ilişkin büyüme tahmininin 0,7 puan aşağıya çekildiğini ve dünya ekonomisinin 2015 yılında yüzde 3,1 büyüyeceğinin tahmin edildiğini kaydetti.

IMF’in gelişmekte olan ekonomilere ilişkin tahminlerini de ciddi şekilde aşağı doğru revize ettiğinin altını çizen Şimşek, en büyük aşağı yönlü revizyonların ise Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerle ilgili olduğunu, bu ekonomilere ilişkin büyüme tahminlerinin 1,7 puan aşağı çekilerek, 1,9 büyümelerinin öngörüldüğünü ifade etti.
Şimşek, Türkiye’de yüzde 3’lük büyümeyi yetersiz gören çevreler olduğunu dile getirerek, dolayısıyla Türkiye’nin, Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomilerden 1,5 kat hızla büyüyeceğini söyledi.
Dünyanın en önemli ekonomisi ve itici gücü olan ABD’de gidişatın iyi göründüğünü anlatan Şimşek, “Ancak henüz parasal sıkılaştırmayı yeni bir aşamaya götürecek kadar herhalde kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bunun da temelinde Çin’e ve küresel büyümeye ilişkin kaygılar var” dedi.

 
“İNŞALLAH TÜRKİYE DE BUNLARDAN BİRİ OLUR”
 
Şimşek, AB’nin Türkiye için çok önemli olduğunu, “durgunluktan çıkıyor” gibi göründüğünü ancak ciddi bir ivme kazandığının söylenemeyeceğini dile getirdi.

Siyasi belirsizliklerin sadece Türkiye’de değil, bir çok ülkede bulunduğunu ifade eden Şimşek, bunun gelişmekte olan ülkelerin risk primini artırdığını bildirdi.

Şimşek, gelişmekte olan ülkeler için tek çıkış noktasının “reform” olduğuna dikkati çekerek, “Siyasi istikrarı yakalayan ve bunu da reforma dönüştüren ülkeler önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde pozitif yönde diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışacaklar. İnşallah Türkiye de bunlardan biri olur” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı AB’nin büyük bir durgunluk içerisinde olduğunu, şimdilerde toparlanmaya girdiğini, ancak Türkiye’yi bu döneme kadar aşağıya çektiğini dile getiren Şimşek, Ortadoğu’da da sosyal ve ekonomik faaliyetlerin dibe vurduğunu söyledi.

Fed’in faz konusunda alacağı kararın Türkiye piyasalarına da yansıdığına işaret eden Şimşek, siyasi belirsizliğin de Türkiye’yi etkilediğini, bütün bunların ülkede büyümeyi sınırlandırdığını bildirdi.
Şimşek, büyümenin bu sene yüzde 3 olarak gerçekleşeceğini belirterek, bu rakamın Çin ve Hindistan’a bakıldığında fena olmadığını kaydetti.

Latin Amerika’daki ülkelerin 2015 yılında ortalamada yüzde 0,3 küçüleceğini, Rusya ekonomisinde de daralma olacağını dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’deki yüzde 3’lük büyüme… Bu siyasi konjonktürde iki seçimin yapıldığı, ciddi belirsizliklerin olduğu, sistemin kilitlendiği, geçici hükümetin kurulmasında dahi sıkıntıların yaşandığı bir ülkeden bahsediyoruz. Niye, çünkü AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye’nin temelleri sağlamlaştırıldı, reformlar yapıldı, mali disiplin konusunda ödün verilmedi ve bu nedenle Türkiye büyümeye devam ediyor.
Siyaset daha çok iş ve aş üretmek için yapılır. Bütün bu bütçelerin amacı da bu. Türkiye’de 2007’den bu yana 7,1 milyon vatandaşa iş imkanı sağladık. Sadece son 1 yıl içerisinde bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen 932 bin vatandaşımıza iş bulduk. Bu tesadüf değildir, bu aktif iş gücü politikaları ile istihdamın güçlü bir şekilde desteklenmesi ile bizim uygulamaya koyduğumuz programlar sayesindedir.
İşsizlik ona rağmen yüzde 9,8, nispeten yüksek ama bizde çalışma çağındaki nüfus hızla artıyor, iş gücüne katılım artıyor, dolayısıyla bu Türkiye gibi bir ülke için son derece normal. Ama dikkat ederseniz bizim seçim beyannamemizin en önemli bileşeni gençlerin istihdamıdır. Türkiye eğer önümüzdeki seçim sonrasında tekrar istikrarı yakalar, güçlü bir hükümetle bu yapısal dönüşüm reform programını da uygulamaya koyarsa ben inanıyorum ki, Türkiye pozitif yönde küresel ekonomiden ve gelişmekte olan ülkelerden ayrışacaktır.”
 
“SENE SONU İÇİN ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ ENFLASYON ORANI YÜZDE 7,6”
 
Bakan Şimşek, enflasyonu bütün bu olumsuzluklara rağmen tek hanede tuttuklarını belirterek, “Sene sonu için öngördüğümüz enflasyon oranı yüzde 7,6. Tabii ki orta ve uzun vadede biz enflasyonu yüzde 5’lere, ardından da düşük tek haneye düşürmeyi hedefliyoruz. İnanıyorum ki bunu da reformlarla başaracağız” şeklinde konuştu.
Cari açığın daraldığına dikkati çeken Şimşek, geçen sene cari açığın 46,5 milyar dolar olduğunu, bu sene 36,7 milyar dolara gerileyeceğini söyledi.
 
Şimşek, cari açığın daha da düşük olmasını beklediklerini ancak paritenin Türkiye’nin ihracatını dolar bazında vurduğunu aktardı.
 
Ara malların önemli bir kısmının dolar cinsinden alındığını, doların avro karşısında değer kazandığını kaydeden Şimşek, ihracatın önemli bir kısmının avro cinsinden olduğunu, bunun da cari dengeyi etkilediğini ifade etti.
 
“YAPISAL REFORMLAR VE İSTİKRAR İKİ ÖNEMLİ HUSUS”
 
Yapısal reformlar ve istikrarın önemine vurgu yapan Şimşek, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönem için altın ticareti muhtemelen normal bir seyre girecek, iç talepte ılımlı büyüme devam edecek, enerji, petrol fiyatları muhtemelen nispeten düşük kalacak.
Rekabetçi bir kur düzeyine sahibiz. Bunların hepsi cari işlemler dengesini olumlu yönde, aşağı yönlü etkileyecek ama olumsuz yönde etkileyebilecek bazı faktörler var tabi. Turizm, özellikle Rusya’daki gelişmelerden etkileniyor.Euro, dolar paritesi bir miktar daha aleyhe dönebilir veya şu anda zaten aleyhte. Ticaret ortaklarımıza, Ortadoğu’da, savaşın olduğu bölgeye mal satmak kolay değil. Dış talep düşük, Rusya ekonomisinde ciddi sıkıntılar var, bunların aşılıp aşılmayacağı bizim cari açığımızı belirleyecek.
Ama tüm bu iç ve dış konjonktüre rağmen orta ve uzun vadede kamu maliyesindeki güçlü duruşumuzu devam ettirme iradesini ortaya koyduk. Reform iradesi ortada. Ben bunlarla Türkiye’nin pozitif yönde ayrışacağını ve Türkiye’nin tekrar daha hızlı büyüme patikasına ve dengelerin daha da iyileştiği bir çerçeveye oturacağına inanıyorum. Son 13 yıldır sağlıklı makroekonomik politikalar uyguladık, reform yaptık, refah arttı ve Türkiye’nin temelleri hala sağlamdır. Yapısal reformlar ve istikrar önümüzdeki dönem için mucizevi değnek yerine geçecek iki önemli husustur, başka da sorunlara kısa bir yolu ve hızlı bir çözüm yolu yok.”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2015 yılı sonunda bütçe giderlerinin 503 milyar lira, bütçe gelirlerinin 478,5 milyar lira, bütçe açığının 24,5 milyar lira olmasını beklediklerini bildirdi.

Şimşek, ocak-eylül dönemi bütçe uygulama sonuçları, 2015 sonu bütçe gerçekleşme tahmini ile  2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı hakkında düzenlediği basın toplantısında, eylül ayı bütçe açığının beklenenden fazla olarak görülebileceğini söyledi. Şimşek, “Biz emekli maaşlarını bayram nedeniyle öne aldık, ayrıca geçen senenin aynı ayına göre 2 milyar lira ilave faiz olduğu için burada dönemsellik var, 6 milyar lira dönemsellik arz ediyor. Bütçe açığı olması gerekenden şeklen daha fazla, önümüzdeki aylarda düzelecek” dedi.
Bu yılın eylül ayında bütçe açığının 14,1 milyar lira, faiz dışı açığın ise 7,7 milyar lira olduğunu belirten Şimşek, ocak-eylül dönemi itibarıyla ise bütçe açığının 13,5 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 31,3 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildirdi. Yılın ilk 9 ayındaki bütçe gerçekleşmelerinin hedeflerle uyumlu olduğunun altını çizen Şimşek, “Kaygıya gerek yok. Emekli maaşlarının, enflasyon farklarının bayram öncesi ödenmesi yaklaşık 4 milyar lira ilave ödeme yükü getirmiştir” ifadesini kullandı.

Bütçe giderlerinin ocak-eylül döneminde yüzde 13 artarak 367,7 milyar lira olduğunu belirten Şimşek, gerçekleşmenin yıl sonu bütçe hedefinin yüzde 77’sine karşılık geldiğini kaydetti. Aynı dönemde faiz dışı harcamaların da yüzde 12,4 artışla 322,9 milyar lira olduğunu bildiren Şimşek, faiz harcamalarının da yüzde 17 artarak 44,8 milyar liraya ulaştığını söyledi.

“VERGİ PERFORMANSIMIZ ÇOK İYİ “

Vergi gelirlerinin 9 aylık dönemde yüzde 15,3 arttığını ve 298 milyar liraya ulaştığını ifade eden Şimşek, “Biz 2015 bütçesini yaparken vergi gelirlerinin yüzde 6,3 artacağını öngörmüştük. Halbuki yüzde 15,3 arttı. Vergi gelirleri performansımız gerçekten çok iyi. Bu nedenledir ki bizim 2016 bazımızda da iyileşme var, bu nedenle vaatlerimizi bütçeye yedirmemize rağmen 2016 bütçesinde bir sapma yok. Niye? Çünkü biz, 2015’te vergi gelirlerini öngördüğümüzün 2 katı artırmışız” değerlendirmesinde bulundu.

YIL SONU BÜTÇE AÇIĞI BEKLENTİSİ 24,5MİLYAR LİRA

Bütçeye ilişkin 2015 sonu beklentileri hakkında da bilgi veren Şimşek, yıl sonunda bütçe giderlerinin 503 milyar lira, gelirlerin 478,5 milyar lira, bütçe açığının 24,5 milyar, faiz dışı fazlanın da 29,5 milyar lira olmasını beklediklerini kaydetti.
Şimşek, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 1,3, genel devlet kesimi açığının ise dengede olacağını ifade ederek, “Diğer ülkelerle karşılaştırmalarda kullanılması gereken rakam, Türkiye’nin bu sene bütçede dengeyi yakaladığı hususudur. Özetle mali disiplin en güçlü bir şekilde iki seçimin yapılacağı 2015 yılında devam ettirilmiştir” dedi.

Harcamaların, bütçede öngörülenin biraz üzerinde olduğunu ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:
“Biz karayollarına yine fazla para veriyoruz, Sağlık Bakanlığının hastane yapımına ilave para verdik, İçişleri Bakanlığına özellikle hükümet konakları, yatırımlar anlamında paralar verdik. Sağlık, emeklilik, sosyal yardım giderlerimiz öngördüğümüzün biraz üzerinde, mahalli idare payları vergi gelirlerimiz yükseldiği için bütçede öngörülenin üzerinde. Özetle yatırımlara, eğitime, sağlığa ve emeklilerimize daha fazla kaynak aktarmışız. Ona rağmen bütçe hedeflerini tutturuyoruz. Ona rağmen Türkiye’nin kamu kesiminin tamamının bütçesi dengededir.”
Bütçe gelirlerinde de öngördüklerinden 26,5 milyar lira daha fazla performans gösterdiklerine işaret eden Şimşek, otomotiv ve konut satışlarının öngörülenden daha yüksek olması, kayıt dışı ile mücadelede ciddi yol alınması gibi hususların söz konusu artışta etkili olduğunu ifade etti.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2016 yılında bütçe giderlerinin 540,9 milyar lira, bütçe gelirlerinin 525,4 milyar lira olmasını öngördüklerini bildirdi. Şimşek, “Şu anda öngördüğümüz ilave bir vergi oranında artış veya yeni vergi anlamında bir şey yok” dedi.
 
Şimşek, ocak-eylül dönemi bütçe uygulama sonuçları, 2015 sonu bütçe gerçekleşme tahmini ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’na ilişkin düzenlediği basın toplantısında, bütçeyi önceki AK Parti hükümetlerinde olduğu gibi hazırladıklarını söyledi.
 
Makro ekonomik istikrarın korunmasının önemine dikkati çeken Şimşek, “Cari açık ve enflasyonun aşağı çekilmesi ve yapısal reformlar yoluyla büyümenin artırılması özü bu. AK Parti önümüzdeki dönemde iktidarda olursa ki inşallah olacak, o zaman da biz bu çerçevede bütçemizi şekillendireceğiz” diye konuştu.
 
Gelecek yıl yüzde 4 büyüme öngördüklerine işaret eden Şimşek, “Türkiye’nin siyasi öngörülebilirliği artar ve siyasi belirsizlik azalırsa rahat bir şekilde ilave 1 puan büyür. Ben bunu nispeten gerçekçi buluyorum. AB de toparlanıyor” ifadelerini kullandı.
 
Şimşek, gelecek yıl bütçe giderlerinin 540,9 milyar lira, faiz hariç giderlerin 485,9 milyar lira, bütçe gelirlerinin 525,4 milyar lira, vergi gelirlerinin 444,1 milyar lira, faiz dışı fazlanın 39,6 milyar lira ve bütçe açığının ise 15,4 milyar lira olmasını beklediklerini bildirdi. Bakan Şimşek, 2016 yılında bütçe gelirlerinin 2015 sonu gerçekleşmelerine göre yüzde 9,8 artacağını öngördüklerini kaydetti.
 
AK Parti’nin iktidar olması durumunda mali disiplini devam ettireceklerini dile getiren Şimşek, “Bu Türkiye için çok önemli. Türkiye’de faizlerin düşük kalması tüketiciyi, yatırımcıyı, hazineyi, vergi verenleri olumlu etkiliyor” dedi. Şimşek, faizleri ve risk primini düşük tutmanının önemine işaret ederek, “Bu da mali disiplinle olur. Reformlarla da yüksek büyüme olur, istihdam olur, bizim sihirli formülümüz bu” şeklinde konuştu.
 
Şimşek, 2016 yılında bütçe açığının GSYH’ye oranının 0,7, faiz dışı fazlanın milli gelire oranının yüzde 1,8 olacağını söyledi. AK Parti’nin seçim beyannamesinin hazırlanan bütçeye yansıtıldığını anlatan Şimşek, “Ne söz verdiysek onlar gerçekleştireceğimizi bildiğimiz için onları bu bütçeye yansıttık. Gelir vergisi reformu yapacağız. Ama maktu vergiler dışında, yani enflasyonla yeniden değerleme oranı kadar artırılması gereken vergileri zaten yapıyoruz, onun dışında şu anda ön gördüğümüz ilave bir vergi oranında artış veya yeni vergi anlamında bir şey yok” ifadelerini kullandı.
 
Mehmet Şimşek, 2016 yılında kamunun brüt borç stokunun milli gelire oranını yüzde 32,8, 2018 yılında ise yüzde 30 olarak öngördüklerini belirterek, “Muhtemelen biz bu hedeflerden daha iyi bir performans göstereceğimize göre ki her sene bunları yaptık, muhtemelen yüzde 30’ların altına da indiririz” değerlendirmesinde bulundu

İNSAN ODAKLI BÜTÇE

Bütçeyi insan odaklı hazırladıklarına işaret eden Şimşek, şöyle konuştu:
 
“Milletimiz bu bütçenin merkezinde. 2016 yılında topladığımız bütün vergi gelirlerinin 4’te 1’ini eğitime harcayacağız. Eğitime 106,5 milyar lira harcayacağız, bu rakam 2002’de 11,3 milyar liraydı. Bütçedeki ikinci en büyük kalem sosyal güvenlik sistemine aktarımdır, bu rakam 2016’da 91,5 milyar lira olacak. Sağlığa da toplamda 91,2 milyar lira ayırdık. Yani bütçenin 4’te 3’ü sadece emeklimize, insanlarımızın sağlığına ve eğitimine ayırdık.”
 
Yatırımlara da kaynak ayırmaya devam edeceklerini vurgulayan Şimşek, “Yatırımları da 52,1 milyar liraya çıkaracağız. Tarımsal destekleri de artırıyoruz, fiilen yaklaşık 16,9 liralık kaynak aktarmış olacağız. Ama doğrudan destekler 11,1 milyar lira olacak” dedi.
 
Şimşek, personel giderlerinin 2016 bütçesinde 169,3 milyar lira olacağını hedeflediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
“Son 13 yıl içerisinde bütün dönemlerde çalışanımızı, emeklimizi, memurumuzu, çiftçimizi ve öğrencimizi bütün kesimleri gözettik. Herkesin refah seviyesini bu anlamda artırdık, önümüzdeki dönemde öyle olacak. Biz emeklimizi de özellikle gelir dağılımını iyileştirecek şekilde hem 7 Haziran öncesinde hem de 1 Kasım öncesinde taahhüdümüz var, emeklilerimizin durumunu ciddi bir şekilde iyileştireceğiz. Bunu ilk defa yapmıyoruz.”
 
AK Parti’nin vaatlerinin toplam net maliyetinin 19,3 milyar lira olduğuna dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
 
“Gelecek sene önemli bir adım atıyoruz. Personel ve yatırım harcamaları dışındaki bütün harcamaları sadece deflatör kadar arttıracağız. 2016 yılına da inşallah disiplinle gireceğiz, disiplinle devam edeceğiz ve Türkiye kazanacak, Türkiye büyüyecek. Reformlar yapacağız, reformlar için gerekli kaynak var. Çünkü biz bütçeyi genel devlet açısından dengeye getirmişiz. Reformlar için para isteniyorsa sorun yok ve Türkiye 25 yapısal dönüşüm programını uygulamaya koyarak katma değer zincirinde yukarı çıkacak, Türkiye teknoloji, bilgi yoğun ürünü üretecek. Türkiye, yapısal dönüşümünü gerçekleştirerek bir sağlık ihracat üssü olacak, eğitimde yeni bir aşamaya gelecek.”
 
Maliye Bakanı Şimşek, reformların ülke ekonomileri üzerindeki etkisine değinerek, birinci nesil reformları yaptıklarını ve ülkenin refahı yakaladığını söyledi. Şimşek, “İnşallah 2016-2020 döneminde Türkiye tekrar istikrarı sağlayacak, reformları yapacak ve bu defa Dünya Bankası tanımına göre Türkiye, üst gelir grubuna sınıf atlayacak” diye konuştu.