Uç noktaları korumak hiçbir zaman kolay değildi. Ancak kullanıcılarla birlikte BT de her yerden çalışır hale gelince bu görev daha da zorlaştı. BT siber güvenlik uzmanlarının yüzde 90’ı artık uzaktan çalışıyor ve bu uzmanların üçte birinden fazlası, karma çalışma düzeni dolayısıyla kuruluşlarının tehlikelere daha açık hale geldiğini ve güvenlik tehditlerine daha fazla maruz kaldıklarını düşünüyor.
Kullanıcılar ve cihazlar pek çok yere dağılmış haldeyken bilgisayar korsanları da yeni fırsatlar keşfediyor: Temmuz 2020’de yapılan “ISSA COVID-19 Pandemisinin Siber Güvenliğe Etkisi” anketine katılanların yüzde 68’i, saldırıların sıklığının arttığını ve son iki yıl içinde bir ya da daha fazla başarılı uç nokta saldırısı yaşadıklarını belirtiyor. Bu da, BT güvenliğinin her zamankinden daha tetikte olması gerektiği anlamına geliyor. Kuruluşların yarısından fazlası uç nokta koruması bakımından kurum içi uzmanlığın ve kaynakların bulunmadığını belirtiyor ve siber güvenlik uzmanlarının yüzde 57’si uç nokta güvenliğine daha fazla harcama yapılacağını öngörüyor.
Gelişen siber güvenlik dünyasında uç noktalar beş şekilde risk altında kalıyor:
- İşyeri merkezi olmayan bir hale gelince, tehditler de bu hale geldi. Ankete katılan BT uzmanlarının yüzde 23’ü, kuruşlarının uzaktan çalışmaya geçmesinden bu yana siber güvenlik olaylarında artış yaşandığını belirtirken, bazıları olay sayısında iki kat artışa işaret etti.
- Siber saldırganlar farkındalık düzeyi düşük çalışanları açık kapı gibi görüyor. Siber virüs bir kez içeri girdikten sonra, bir kullanıcı sisteminden diğerine yayılma gösteriyor.
- Virüsten korunma programları artık yeterli değil. Her ay 102 milyon yeni kötü amaçlı yazılım ortaya çıkıyor. Bu sayı günde 360 bine ve saniyede 4,2’ye karşılık geliyor. Bu nedenle kuruluşların yüzde 85 gibi büyük bir bölümü, yapay zeka, makine öğrenimi, davranış izleme ve proaktif izolasyon gibi özelliklere sahip gelişmiş BT güvenlik ürünlerini tercih ettiklerini belirtiyor.
- Göremediğiniz bir ihlali engelleyemezsiniz. Geleneksel olarak kuruluşların kötü amaçlı bir saldırıdan kaynaklanan bir ihlali tespit etmesi ve kontrol altına alması ortalama 315 gün sürüyor ve bu günlerin yalnızca yüzde 97’si gerçekten zayıf noktayı düzeltmek için harcanıyor. Ancak uzaktan çalışmaya geçilmesiyle birlikte kuruluşlar, evden çalışmanın bir veri ihlalini tespit etmek ve kontrol altına almak için gereken süreyi ve ayrıca ihlalin maliyetini yüzde 70 oranında artırmasını beklediklerini ifade ediyor. Bir veri ihlalinin ortalama maliyeti ise şöyle:
Perakende sektörü için 2,01 milyon$
Eğitim sektörü için 3,9 milyon$
Finansal hizmetler sektörü için 5,85 milyon$
Sağlık sektörü için 7,13 milyon$
- Siber güvenlik uzmanlığında arz sorunu yaşanıyor. Dünya çapında 3 milyon siber güvenlik personeli açığı bulunuyor.
Uç nokta güvenliğinde HP farkı
Intel® Core™ i7 işlemcinin gücüne sahip HP ProBook 650 G8 (3S8P1EA), her zaman görev başında ve her zaman etkili olabilen dayanıklı ve esnek bir savunma oluşturmak için birlikte çalışan donanım destekli güvenlik özellikleriyle günümüzün zorluklarına karşı koymak için tasarlandı. BIOS’tan tarayıcıya, işletim sisteminin üzerinde, içinde ve altında çalışma özelliğine sahip sürekli gelişme halindeki bu çözümler bilgisayarınızı tehditlerden korumaya yardımcı olur. ProBook 600 serisi; Gizlilik Kamerası ve kendi kendini onaran BIOS gibi güvenlik özelliklerinin yanı sıra, en yeni ve en hızlı Wi-Fi bağlantısı, uzun pil ömrü ve sorunsuz sanal iş birliği için gereken güç ve performansı sunuyor. Intel® Core™ i7 işlemcinin ve cihazlarınızı ve işinizi korumaya yardımcı olan en yeni yazılımların yanı sıra, kullanıma hazır donanım güvenlik özelliklerine de sahip oluyorsunuz.
Daha Fazla Bilgi için tıklayın:
