Seferoğlu Grup İhracat Hedeflerini Büyütüyor

0
1377

1996 yılında kurulan Seferoğlu Grup, blokset pano partnerliği anlaşması ile Türkiye’de Schneider Electric markası adı altında hem üretici hem de kurucu lisanslı ilk ve tek şirket. Seferoğlu Grup’un kardeş yöneticileri Zeynep Özkırşehirli ve Murat Seferoğlu şirketlerini Fortune Türkiye’ye anlattı…

Alçak gerilim girişimlerine ek olarak güneş enerjisi ve kojenerasyon tesisleri alanlarında da yatırım yapan Seferoğlu, Türkiye’nin en büyük arazi tipi GES projesine ve ilk yenilenebilir enerji üretim kooperatifi güneş enerjisi santralinin kurulumuna öncülük ediyor. Seferoğlu Grup’un en kritik noktalarında iki kardeş yer alıyor. Sabancı Üniversitesi İşletme mezunu olan Murat Seferoğlu, finanstan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Zeynep Özkırşehirli ise Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisi ve üretimden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı. İki kardeşle şirketin hedeflerini ve başarı yolculuklarını konuştuk.

Kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?

Zeynep Özkırşehirli: Şirketimiz 1996 yılında halen yönetim kurulu başkanlığını sürdürmekte olan Ahmet Seferoğlu tarafından elektrik taahhüt alanında faaliyet göstermek üzere kuruldu. Takip eden yıllarda alanında dünya devi şirketler ile işbirliği yaparak faaliyet alanlarımızı genişlettik. Alçak gerilim pano ve şalt malzemesi üretiminde Schneider Electric, aydınlatma ve tarımsal çözümlerde Philips ile iş birliği yapmaktayız. 2008 yılı itibariyle Schneider Electric Global ile gerçekleşen blokset pano partnerliği anlaşması ile Türkiye’de Schneider Electric markası altında hem üretici lisanslı hem kurucu lisanslı ilk ve tek şirket konumuna geldik. Ben ve kardeşimin, şirkette aktif olarak rol almaya başlamamız da bu döneme denk geliyor. Alçak gerilim girişimlerimize ek olarak iştirak şirketlerimiz ile güneş enerjisi ve kojenerasyon tesisleri alanlarında yatırımlarımız oldu. Ülkemizin en büyük arazi tipi GES projesine ve ilk yenilenebilir enerji üretim kooperatifi güneş enerjisi santralinin kurulumuna öncülük ettik. Günümüz itibariyle kurulumu şirketimizce yapılan enerji santralleri portföyümüz 160 MW’a yaklaşmaktadır.

Bünyemizdeki 3 şirket ile de yolumuza Seferoğlu Grup olarak devam ediyoruz. Murat Seferoğlu finans departmanının, ben ise alçak gerilim pano üretim planlamanın yönetiminde görev alıyorum. Şirketimizin gelişim süreçlerini içerden gözlemleyebilmek bizim için çok öğretici oldu. Anadolu’da faaliyet gösteren aile şirketlerinin yeri geldiğinde global trendleri yerel ticari kültüre adapte edebilmesinin çok ayrıcalıklı bir durum yarattığını gözlemledik. Yönetimde farklı jenerasyonların yer alması da bu ortamın oluşmasına çok büyük katkı sağlıyor. Bunun mümkün olduğu bir şirkette çalışıyor olmak da beni ayrıca memnun ediyor.

Ürün çeşitliliği hakkında bilgi verir misiniz? Ürünleriniz içerisinde teknoloji yoğun olan ürününüz olarak hangisini gösteriyorsunuz?

Üretiyor olmaktan son derece memnunuz ve bunun çalışmalarımızla gelişerek devam etmesini umuyoruz. Bütün projelerimizin her aşamasında standartlaşmış bir kalite sunmak bizim için çok önemli. Bu yüzden proje ayırt etmeksizin her adımımızı, yıllar içinde oturmuş olan bir kurum kültürüyle atıyoruz. Bu kültürün genç jenerasyonu olarak bizim amacımız ise bu anlayışı koruyarak ileri taşımak.

Yurt içi ve yurt dışı pazar ağından bahseder misiniz? Hedef pazarlarınızda varlığınızı artırmak adına neler yapıyorsunuz?

Zeynep Özkırşehirli: Global bir partnerle çalışmak dünya çapında bir kalite standartı yakalamak konusunda elbette bize çok katkı sağladı. Aynı zamanda bu perspektifi, parçası olduğumuz yerel kültürle desteklemenin getirmiş olduğu.

Ürün geliştirme adına yapılan çalımalar nelerdir?

Murat Seferoğlu: Schneider Electric ile uzun yıllardır devam eden partnerliğimiz kapsamında; Blokset ve Prisma Plus pano üretimi gerçekleştirmekteyiz. Bunların yanı sıra Schneider Electric’ten 2017’de bütün haklarını devraldığımız ve artık portföyümüzde yerli ve milli üretim olarak yer alan S-Evo alçak gerilim panolarını üretmekteyiz. Gerçekleştirdiğimiz teknoloji aktarımının ülkemiz için büyük önem teşkil ettiğine inanıyorum. Ek olarak S-EVO modelimiz üzerindeki Ar-Ge çalışmalarımız ile ürünümüzü daha rekabetçi hale getirmeyi ve üst segmente çıkarmayı hedeflemekteyiz. Bu çalışma neticesinde, 3200 amper dayanımı olan panomuzu 4000 ampere yükselterek ve mevcut formunu değiştirerek daha geniş bir müşteri portföyüne ulaşmayı hedefliyoruz. Yerel bir marka altında uluslararası standartlarda bir ürün avantajın da bizi bugüne taşıyan en önemli etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Yerel pazardaki sektörel payımızdan memnunuz. Ancak her zaman için önceliğimiz ihracat gerçekleştirerek ülkemize katma değer sağlamaktır. Mevcutta Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Afrika’da bazı ülkelere ihracat gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde Orta ve Batı Avrupa’da ve Rusya’da da faaliyet göstermek üzere görüşmelerimiz devam ediyor. Bu pazarlarda büyük istek ve fırsatlar görmekteyiz. Umuyorum ki 2020 yılı içerisinde kayda değer anlaşmalar gerçekleştireceğiz.

Firmanız 2019 yılını nasıl geçirdi? 2020 beklenti ve hedefleriniz nelerdir? Yatırım planlamanız hakkında bilgi verir misiniz?

Murat Seferoğlu: Ülkemizdeki genel olumsuzluklara rağmen şirket olarak geçtiğimiz yıl gurur duyulacak bir performans gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Çizilen karamsar tabloyu düşünmeden, 2020 yılı için beklentilerimizi ve umutlarımızı yüksek tutarak çalışmaya devam edeceğiz. Şirket olarak sektörde 30. yılımıza yaklaşmaktayız ve yıllardır ödün vermediğimiz kalitemizi ve rekabetçi politikamızı sürdürerek başarılı bir yıl geçireceğiz.

Genç yönetici olarak sizin hedef ve planlamalarınızdan bahseder misiniz? Genç yöneticilere mesajınız var mı?

Murat Seferoğlu: Jenerasyon geçişlerinin bayrak yarışı havasında gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bir aile şirketinde genç bir yöneticiyseniz, sizden en önemli ve temel beklenti size teslim edileni sonraki jenerasyona daha iyi bir durumda aktarmanız oluyor. Bu noktada ben ve benim gibi yönetici arkadaşlarımın üzerinde ekstra bir baskı oluştuğunu da kabul etmek gerekir. Bu baskıyı ve beraberinde gelen stresi iyi yönetmeniz bekleniyor. Bununla baş edebilmenin yollarından biri de sanırım bu baskıyı işin odağında tutmamak. Her zaman için amaç; doğru analiz edilmiş süreçlerin getirdiği kararlar ile hareket ederek sağlam adımlar atmak olmalı. Bu doğrultuda hareket etmeyi alışkanlık haline getirebildiğiniz ölçüde o baskıdan da sıyrılabiliyorsunuz. Aynı zamanda, bir şirketi ilerletmenin de her zaman bir ekip işi olduğunu da unutmamak gerek. İkinci jenerasyon olarak, tecrübe ile bir araya gelen doğru ve alanında uzman bir ekiple çalışıyor olmak da her anlamda güven veriyor. Genç yöneticiler olarak bize aktarılan tecrübeyi, kendi jenerasyonumuzun özgün yönleriyle harmanlayarak şirketimizi olduğundan ileri taşımak temel hedefimiz diyebilirim.

Zeynep Özkırşehirli: Parçası olduğum departmanı göz önünde bulundurduğumda; yöneticiliğin iyi bir ekip kurma ve yönetebilme becerisine dayandığına inanıyorum. Bunu yaparken de öncelikli odağım, yenilikçi bir vizyonla küresel ölçekte çözümler yaratabilmek. Yalnızca şirketin geleceğini değil, parçası olduğumuz toplumun da geleceğini düşünerek daha dikkatli, bilinçli, doğaya saygılı ve çağın gereklerini yerine getirebilen bir misyonla hareket etmek gerektiğine inanıyorum.