Türkiye Sigorta’nın sponsor olduğu Kadın Milli Basketbol Takımımızın Avrupa Şampiyonası eleme maçlarını izlemek üzere Atina’daydım. Bu süreçte yalnızca maçlara değil, kurumsal düzeyde yürütülen sponsorluk stratejisinin sahadaki yansımalarına da tanıklık ettim. Türkiye Sigorta, sektörde güçlü pozisyonunu sürdürürken, sahada da sponsorluk yaklaşımını iletişimden sosyal sorumluluğa uzanan bütüncül bir stratejiyle destekliyor. Şirketin yalnızca görünürlük değil, değer üretme hedefi taşıyan bu yaklaşımı, tribünde de yansımasını buluyor. – Zeynep Aktaş
Atina’da oynanan Kadın Milli Basketbol Takımımızın iki önemli Avrupa Şampiyonası eleme maçında, sahadaki mücadele kadar saha dışındaki kurumsal strateji de dikkat çekiciydi. Organizasyon, ana sponsor Türkiye Sigorta’nın sponsorluk anlayışının yalnızca bir forma reklamı değil, uzun vadeli bir iletişim stratejisinin parçası olduğunu açık biçimde ortaya koyuyordu. Geçtiğimiz mayıs ayında Basketbol Milli Takımları ana sponsoru olan Türkiye Sigorta’nın Genel Müdürü Taha Çakmak, bu iş birliğini “milli takımların yanında olmak bizim için çok kıymetli” sözleriyle ifade etmişti. Atina’daki maçları, Türkiye Sigorta Sağlık Sigortaları Genel Müdür Yardımcısı Tuba Buldu, Oto, Tarım Sigortaları ve Aktüerya Genel Müdür Yardımcısı Melike Nur Çınar, Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem Kılıç ve Kurumsal İletişim Direktörü Selda Çamlıbel Özkoyuncu ile birlikte takip ettim. Maç aralarında gerçekleştirdiğim sohbetler, şirketin sponsorluk vizyonunun arkasındaki stratejik bütünlüğü yakından görme fırsatı verdi.

Sponsorluktan öte bir yaklaşım
Türkiye Sigorta’nın 2022’de Basketbol Süper Ligi ile başlayan sponsorluk süreci, bugün Kadın ve Erkek Basketbol Milli Takımlarının ana sponsorluğu ile daha kapsamlı bir yapıya dönüşmüş durumda. Şirketin bu alandaki vizyonu, yalnızca marka görünürlüğü sağlamakla sınırlı kalmıyor; sporun tabana yayılması, kadın sporcuların desteklenmesi ve sosyal bütünleşme gibi toplumsal hedefleri de içeriyor. Türkiye Sigorta Genel Müdürü Taha Çakmak, bu yaklaşımı “milli sorumluluk anlayışımızla hareket ediyoruz” sözleriyle özetliyor. Atina’daki FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası eleme maçlarında, Fransa karşısında alınan 71-69’luk mağlubiyeti takip eden 91-67’lik İsviçre galibiyeti sırasında tribünlerde gözlemlenen coşku, şirketin yalnızca sponsorluk sağlayan değil, bu sürece sahada da eşlik eden bir kurum olduğunu gösteriyordu.
Sağlık sigortalarında büyüyen portföy
Türkiye Sigorta, spor sahalarında marka değerini artırırken, sigortacılık sektöründe de kapsamlı bir büyüme ve dönüşüm süreci yürütüyor. 2025 yılının ilk beş ayında 627.537 yeni sağlık poliçesi düzenleyen Türkiye Sigorta, bu dönemde toplam 914.310 aktif sigortalıya hizmet sundu. Aynı dönemde sağlık sigortası kapsamında 5,04 milyar TL tazminat ödemesi gerçekleştirdi. Sağlık Sigortaları Genel Müdür Yardımcısı Tuba Buldu, hizmet kalitesi ve dijital altyapının bu başarının temelini oluşturduğunu vurgularken, “Tazminat süreçlerimizi güçlü dijital altyapımızla yönetiyoruz. Hedefimiz, yalnızca sayısal büyüme değil, müşteri memnuniyeti ve hizmetin sürdürülebilirliği.” dedi.

Elementer branşlarda teknik güç
Şirketin oto, tarım ve diğer elementer sigorta branşlarındaki performansı da dikkat çekici. 2025 yılı ilk çeyreğinde toplam 2.681.097 poliçe üretilirken en yüksek üretim 944.538 adet ile Yangın ve Doğal Afetler ilk sırada geldi. Onu, 785.436 adet ile Genel Zararlar takip etti. Bu dönemde toplam 10,28 milyar TL tutarında hasar tazminatı ödendi. Oto, Tarım Sigortaları ve Aktüerya Genel Müdür Yardımcısı Melike Nur Çınar, bu tabloyu şöyle değerlendirdi: “Sadece üretim değil, hasar yönetiminde de operasyonel verimliliği artırarak süreci daha öngörülebilir ve güvenilir hale getirdik. Büyüme kadar denge de bizim için önemli.”
Finansal göstergelerle güçlenen güven
Türkiye Sigorta’nın finansal göstergeleri, sürdürülebilir kârlılıkla desteklenen bir büyüme ortaya koyuyor. 2025 yılı ilk çeyreği itibarıyla brüt yazılan prim 41,4 milyar TL’ye ulaştı; bu rakam, geçen yıla göre %47 artışı ifade ediyor. Net dönem kârı ise 4,52 milyar TL oldu. Mevcut tablo, yatırım yönetiminin önemini ve finansal istikrarın çok boyutlu inşa edildiğini gösteriyor.
Dijitalleşme ve teknolojik derinlik
Türkiye Sigorta, dijital altyapısını sadece süreç yönetimi için değil, aynı zamanda müşteri deneyimini kişiselleştirmek ve hizmeti yaygınlaştırmak için de kullanıyor. Yenilenen web sitesi ve mobil uygulama, yapay zekâ destekli chatbot “Bilge”, RPA tabanlı süreç otomasyonu gibi çözümler sayesinde verimlilik artarken, müşteri memnuniyeti de yükseliyor. Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem Kılıç, “Bilge sayesinde müşteri taleplerini gerçek zamanlı izliyor, dijital kanallarda bu ihtiyaçlara doğrudan karşılık veriyoruz” diyor. Provizyon işlemlerinin %87’sinin beş saniye içinde sonuçlanması, dijitalleşmenin müşteri memnuniyetini yukarı taşırken sigortacılığı daha akıllı hale getiriyor.
Stratejik bütünlük sahaya yansıyor
Türkiye Sigorta’nın sponsorluk faaliyetleri, sadece bir iletişim aracı değil; aynı zamanda markanın kimliğini temsil eden uzun vadeli bir strateji olarak kurgulanıyor. Kurumsal İletişim Direktörü Selda Çamlıbel Özkoyuncu, bu yaklaşımı şu sözlerle özetliyor: “Bu iş birliğini bir sponsorluktan öte, bir yol arkadaşlığı olarak görüyoruz. Türkiye adını taşımanın onuruyla, basketbolun dinamizmiyle örtüşen bir kurumsal ruhu sahaya taşıyoruz.” Sigortacılığı sadece bir teminat değil, bir değer sistemi olarak gören bu yaklaşım, hem ekonomik performansla hem de sosyal katkıyla destekleniyor. Türkiye Sigorta sektörde yön veren, sahada ise destekleyen konumuyla öne çıkıyor.