Sağlığın geleceği veri analitiğinde

0
62

Ufuk Eren,  “Oğluma sağlıkla ilgili bir şey yapmak istiyorsan, odaklanmak için büyük veri ve analitik alanını seç diye tavsiyede bulunuyorum” diyor. Volitan Consulting’in CEO’su ve sağlık sektörünün duayeni Eren’in bu sırrı danışmanlık yaptığı şirketlerin yöneticileri ile paylaştığı da açık. 27 yıldır uluslararası arenada boy gösteren Eren, bütün bu süre boyunca olmasa da yakın geçmişte New York’ta ve Chicago’da yaptığı sunumlarda bu konuya dikkat çekmiş durumda.

Sağlık işinde kişiselleştirilmiş ilaçlardan gelişmiş görüntülemeye kadar teşhis ve tedavi ile ilgili konular çok daha popüler olurken, büyük veri ile analitik hitap ettikleri ekonomik büyüklükler nedeniyle başrol çalmaya aday görünüyor. Dünyada sağlığa harcanan 6,5 trilyon dolar, gayrisafi global hasılanın şimdiden yüzde 10’unu oluşturuyor ve bu oranın daha da artması bekleniyor.

Eren, “Kuzey Amerika pazarı 2010 itibariyle 2,9 triyon dolar ile sağlık pazarının yarısına yakınını oluşturuyordu ve 2006-2010 arasındaki yıllık ortalama yüzde 7,4’lük büyümesi ile liderliği elinde tutacağının mesajını veriyor ama gelişmekte olan ülkeler yüksek büyüme oranları ile dikkat çekiyor” diyor.

Aynı dönem için büyüme oranlarının yıllık ortalama 298 milyar dolarlık Güney Amerika pazarında yüzde 19,3; 242 milyar dolarlık Afrika ve Ortadoğu pazarında yüzde 13 ve 1,2 trilyon dolarlık Asya Pasifik pazarında yüzde 11,3 olarak ortaya çıkması Eren’in işaret ettiği bu durumun rakamsal göstergelerini oluşturuyor. Bu tabloda Avrupa da 1,9 trilyon dolarlık bir pazar ve yüzde 5,9’luk büyüme hızı ile yer alıyor.

Geriye bakınca görülen bu tablo ileriye bakınca çok daha dramatik bir hal alıyor. 2030’da Kuzey Amerika’da sağlık harcamalarının ikiye katlanarak 6 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bulaşıcı olmayan hastalıkların getireceği global yük ise 47 trilyon dolara ulaşacak. Bu, nüfus artışı kadar demografideki değişimden de kaynaklanan bir sonuç.

2025 itibariyle dünya nüfusunun şu andaki  7,2  milyarlık düzeyinden 8 milyarın üzerine çıkarken artışın tamamına yakını düşük ve orta gelir grubundaki ülkelerden gelecek. Aynı zamanda yaşlılıktan kaynaklanan bakım ihtiyacı olan nüfusun oranı en dramatik olduğu Japonya’da yüzde 35’ten 2025 itibariyle yüzde 51’e yükselecek. Bunlara eşlik eden bir gelişme, kronik hastalıklardaki artış. Dünya genelinde sayısı 2013’te 380 milyon olan diyabet hastalarının sayısı, 2025’e geldiğimizde 582 milyona yükselmiş olacak.

Bütün bu veriler etkileyici olmakla birlikte, Eren büyük veri ve analitik tarafına daha büyük önem verilmesinde başka bir etkenin de etkili olacağını ifade ediyor. Eren, “Sağlık harcamalarının ülkelerin gayrısafi yurtiçi hasılalarından alacağı pay dikkat çekici bir biçimde artacak. Burada ABD’deki oran en dikkat çekicisi ancak Türkiye’de oluşacak tablo da azımsanacak gibi değil” diyor. Rakamla ifade etmek gerekirse, 2014 tarihli OECD Sağlık İstatistikleri’ne göre bu pay, 2005 (gerçekleşmiş), 2030 (projeksiyon) ve 2050 (projeksiyon) yılları için sırasıyla ABD için yüzde 15,3, 24,9 ve 36,7 olarak değişirken Türkiye’de bu rakamların yüzde 7,6, 12,3 ve 18,2 olarak ortaya çıkması bekleniyor.

Eren bu artışın üstel niteliğine dikkat çekerken, “Hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerde harcamalar ve yatırımlar anlamındaki büyüme, bu alandaki oyuncular için yeni fırsat ve meseleleri ortaya çıkaracak” diyor.
Eren, bu yeni dünyanın yeni sorularının şimdiden ortaya çıkmaya başladığını kaydederken, farklı oyuncular tarafından dile getirilen bu soruların başında “Gerçek maliyetleri nasıl düşürürüm” sorusu yer alıyor.

Burada servis yeterliliği önemli bir konu ve daha iyi performans için network oluşturulmasından servis mantığının tamamen değiştirilmesine kadar birçok ayağa odaklanıyor. Bu noktada devreye girenler sadece büyük veri ve analitik değil; Eren, dünyada kabul gören ve iş yapış tarzında köklü değişiklik yapan uygulamaları da masaya yatırıyor. Tabii bunu yaparken odaklandığı nokta, -açıkça yatırımcıları hedef alan bir biçimdezaten iyi bilinen bu örneklerin yarattığı değer.

Hiç aracı olmayan araç paylaşım uygulaması Uber’in 50 milyar doları aşan, oteli ya da servis veren gayrimenkulü bulunmayan Airbnb’nin 25 milyar dolarlık, fabrikası olmadan Apple’ı dünyanın en değerli şirketi sıralamasında tepelerde tutan değeri gibi örnekler, sağlık sektöründe de değişime yatırım yapmayı cazip hale getiriyor.

Büyük veri ve analitik, mobilite ile birlikte bu yatırım noktasında gelindiğinde cazibeyi artıran örnekler olarak karşımıza çıkıyor. Bunun global sağlık sektörüne yansıması konusunda Eren, “Yeni trend, farklı oyunculardan oluşan kümeler tarafından sağlığın sağlıklı davranışlar, hastalıktan korunma ve gerçekzamanlı bakım bileşenlerini kapsayacak şekilde yönetilmesi” diyor. Eren bunda büyük veri ve analitik tarafının rolü için, “Startuplardan konsorsiyum ve büyük şirketlere kadar birçok yapı, ilaç Ar-Ge’sinden bakım hizmetlerinin koordinasyonuna kadar her şeyin verimliliğini artırmak için farklı veri akışlarını aktif olarak entegre ve analiz ediyor. Bu veri akışları, elektronik sağlık kayıtları ve sigortadan hak taleplerinden, eczane verileri ile mobil sağlık teknolojilerinden gelen veriye kadar geniş bir yelpaze oluşturuyor” şeklinde konuşuyor.

Genetik bilgisi ve genom teknolojilerinin genel olarak ilaç ve daha özel olarak kişiye özel ilaç üretilmesinde oynadığı rol, önümüzdeki dönemde yaşanacak değişim açısından önem taşıyacak. Mobil ve sosyal ortamlardaki sağlık çözümleri, bu alanın hayatın içinde daha yerleşik hale gelmesini sağlıyor ve bu arada iş de değişiyor.

Eren, “Geleneksel sağlık pazarının dışından gelen oyuncular ezberleri bozacak” diyor: “Telekomünikasyon şirketleri hastaların sağlıklarını daha iyi yönetmesini sağlayacak yeni yaklaşımlar geliştiriyor. Bilgi teknolojisi şirketleri, veri analitiği ile ilgili eksiklikleri gidermek için oyuna katılıyor. Bu yaklaşımlar, farklı sektörler arasında işbirliği ile ilgili yeni fırsatlar yaratıyor ancak benzer biçimde geleneksel olarak güçlü olan oyuncularının ezberini bozabilecek yeni oyuncuların da yolunu açıyor.” Bütün bunlar, sağlık sektörünün geleceğinin bilişim boyutuyla da takip edilmesini zorunlu hale getiriyor.