Sabancıların Kaderini Değiştiren O Söz Neydi?

By Fortune Türkiye

Bazı sözler vardır; ne bir kürsüde söylenir ne de bir kameraya yakalanır. Ama yıllar sonra her şeyin başladığı yer olarak hatırlanır. Sabancıların kaderini değiştiren o sözü, Hacı Ömer Sabancı amcasına söylemişti.

Fuaye alanında nostaljik fotoğrafların arasında yürürken düşünüyordum: Hacı Ömer Sabancı amcasına o gün ne söylemişti.?

Belki o söz, o gün söylendiğinde sadece basit bir yön değişikliği gibi görünüyordu.

Ama bugün dönüp bakıldığında, o kararla başlayan yolculuk bir ailenin ötesinde, bir topluluğun ve hatta Türkiye’nin ekonomik tarihinde yeni bir sayfa açtı.

Sabancı Topluluğu, 100’üncü yaşını Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen özel bir etkinlikle kutladı.

Davetiyeler siyahtı, katılımcılar da siyah giyinmişti.

AKM’nin yüksek camlarla çevrili fuaye alanında sergilenen nostaljik fotoğraflar, geçmişe açılan bir zaman tünelini andırıyordu.

Ancak gecenin asıl odak noktası, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hayri Çulhacı’nın yaptığı konuşmaydı.

O konuşma hem bir muhasebe hem yüz yıllık bir vizyonun bugüne taşınmasıydı.

Tayfun Bayazıt, Suzan Sabancı, Hayri Çulhacı, Serra Sabancı, E. Melisa Sabancı Tapan, Kıvanç Zaimler

Birlikte Başarma İradesi

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hayri Çulhacı konuşmasına, “Bugün sadece bir yıl dönümünü değil, bu topraklara duyulan sadakati, birlikte başarma iradesini ve yüzyıllık emeği de anıyoruz” diyerek başladı.

Bu cümle, gecenin temasıydı aslında.

Sabancıların başarısının arkasında elbirliğine dönüşmüş kolektif bir emek vardı.

Çulhacı, Hacı Ömer Sabancı’nın ticari başarılarının yanı sıra, aile içinde üstlendiği rolün altını çizdi.

Altı oğlu, birlikte karar alan bir ekipti.

Sabancı kardeşler, şirketleri birlikte büyüttüler. Tartışarak, uzlaşarak ilerlediler.

Bu iş yapma biçimi, Sabancı kültürünün temel taşı oldu.

Kurulan her ortaklıkta, halka açılan her şirkette, bu birliktelik ruhu vardı.

Büyüten Cesur Adımlar

Çulhacı konuşmasında, 1970’lerde sermaye piyasalarının yeni yeni tanındığı bir dönemde Sabancı Grubu’nun cesur adımlar attığını hatırlattı.

Akçimento, Lassa, Kordsa, Olmuksa gibi şirketlerin halka arz edildiği dönemlerdi bunlar.

Sonrasında gelen Toyota, Bridgestone, Ageas gibi uluslararası ortaklıklar ise grubun ufkunu küreselleştirdi.

Ama bu ortaklıklar sadece sermaye veya teknoloji değildi.

Disiplin, kurumsal yönetim ve vizyon taşıyorlardı.

Sabancı Topluluğu da bu kültürle büyüdü.

Çulhacı’nın sözleriyle: “Kurulan güçlü ilişkiler, Sabancı’nın sürdürülebilir büyümesinin temel taşı oldu.”

Bir şirketin geleceği, bilançosundan çok, birlikte üretme biçiminde saklıydı.

Genişleyen Bir Yapı

Hacı Ömer Sabancı’nın “Bu topraklardan aldığını bu topraklara verme” anlayışı, bugün hâlâ canlı.

Hayri Çulhacı bu sözü hatırlatırken, Sabancı Vakfı, Sabancı Üniversitesi ve desteklenen yüzlerce projeye atıfta bulundu.

Eğitimden kültüre, bilimden sosyal sorumluluğa kadar üretim alanının sınırlarını genişleten bir yapıdan söz ediyordu.

Daha Hızlı ve Çetin Geçecek

Çulhacı, konuşmasının sonuna doğru geleceğe dair bir uyarı da yaptı: “Yeni yüzyıl daha hızlı ve daha çetin olacak.”

Teknoloji baş döndürücü hızla ilerlerken, sadece ayak uydurmak yetmeyecek; bilgi üretmek gerekecek.

“Dalganın üzerinde sörf yapmak” benzetmesiyle, değişime direnmek yerine onunla birlikte akmayı önerdi.

Sürekli öğrenmeye, farklı fikirlere ve dijitalleşmeye yapılan vurgu, Sabancı Topluluğu’nun yalnızca geçmişe yaslanmadığını, geleceğe hazırlanmakta olduğunu da gösteriyor.

 Bu, geçmişin onuruyla geleceğe bakma halinin en sade ifadesiydi.

O Söz, O Yürüyüşü Başlattı

Etkinlik çıkışında elimdeki siyah davetiyeye bakıyordum.

Aklımda hâlâ o soru: Hacı Ömer Sabancı, amcasını Adana’ya nasıl ikna etti?

Muhtemelen çok sade bir cümleydi.

Belki bir çay sohbetinde söylendi.

Belki “Artık Adana’ya gitmeliyiz” gibi bir ifadeydi.

Ve o cümle, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birine uzanan yolun kapısını araladı.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...