Rasyonel Olmak…

0
936

Kripto varlıklar gençler arasında oldukça popüler. Peki, kripto varlıkları çeşitli borsalarda alıp satan, defi uygulamaları üzerinde birikimlerini değerlendirenler ve bu teknolojinin beraberinde neler getirebileceğine ne kadar hâkim? Örneğin blockchain teknolojisinin çalışma dinamiklerini, bu teknoloji sayesinde var olması mümkün olan, web3.0 olarak isimlendirdiğimiz internetin bir sonraki aşamasının neleri mümkün kılabileceğini biliyorlar mı?

Geçtiğimiz Mayıs ayında, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın katıldığı bir programda konu kripto paralara geldi. Lagarde daha önce çeşitli ortamlarda ifade ettiği düşüncelerini tekrarladı ve kripto varlıklara olan güvensizliğini dile getirdi. AMB’nin bilançosunda hiçbir kripto varlık olmadığının da altını çizdi. O sırada seyirciler arasından bir genç söz aldı ve Lagarde’a kişisel olarak kripto varlık sahibi olup olmadığını sordu. Lagarde beklendiği üzere hiçbir kripto varlığa sahip olmadığını belirtti. Ancak kısa bir duraklama anından sonra bir oğlu olduğunu ve onun kripto varlıklara yatırım yaptığını söyledi. Bu durumun bir benzerini JPMorgen CEO’su Jamie Dimon 2017 yılında Bitcoin ile ilgili düşüncelerini ifade ettiğinde yaşamıştık. Dimon Bitcoin’in hiçbir değeri olmadığını, lale balonundan bile daha kötü sonuçları olacağını, kendi çalışanları arasında Bitcoin yatırımı olan birisi olduğunu öğrenmesi halinde onu, o saniye kovacağını söylemiş ve bu sert söylemi sebebiyle çok fazla tepki toplamıştı. Daha sonra yaptığı bir konuşmada Dimon, Bitcoin ile ilgili görüşlerinin değişmediğini ancak ona tepki gösterenler arasında kendi kızının da olduğunu ve kızının bitcoin yatırımı yaptığını öğrendiğini belirtmişti…

GENÇLERİN İLGİSİ FAZLA

Bu yaşananları basitçe kuşak çatışması olarak yorumlamak elbette mümkün. Peki, biraz daha anlam çıkartmaya çalışırsak, ciddi bir dönüşümün eşiğinde olduğumuzun göstergesi olarak da yorumlayabilir miyiz? Yapılan pek çok araştırma hem ülkemizde hem de dünya genelinde kripto varlıklara sahip olanların daha çok gençler olduğunu bize gösteriyor. Gerçi bunu öğrenmek için bir araştırma sonucu görmeye de pek ihtiyaç yok. Kendi çevremizde de kolayca gözlemleyebileceğimiz bir durum bu. Anlamlandırmak da çok zor değil. Gençlerin teknoloji ile olan mesafelerinin çok daha kısa olması, risk eşiklerinin düşüklüğü ve henüz belirli davranış biçimlerini alışkanlık haline getirmemiş olmaları bu sonucu doğal karşılamamız için yeterli. Tabii bu saydıklarıma genç kuşağın en çok eleştirildiği konulardan birisi olan kolay yoldan para kazanma arzusunu da ekleyebiliriz. Resme böyle bakınca Lagarde ve Dimon’ın yaşadıklarını kuşaklar arası farklılıklarla açıklamak akla bir hayli uygun geliyor. Ama hadi gelin, yukarıda söylediğim şeyi yapalım ve bu durum üzerine biraz daha kafa yoralım… Evet, bugün kripto varlıklar gençler arasında oldukça popüler. Peki, kripto varlıkları çeşitli borsalarda alıp satan, defi uygulamaları üzerinde birikimlerini değerlendiren bu gençler teknolojiye ve bu teknolojinin beraberinde neler getirebileceğine ne kadar hâkim? Mesela blockchain teknolojisinin çalışma dinamiklerini, bu teknoloji sayesinde var olması mümkün olan, web3.0 olarak isimlendirdiğimiz internetin bir sonraki aşamasının neleri mümkün kılabileceğini biliyorlar mı? Merkeziyetsizlik ne demek, neden bu kadar önemli, gün geçtikte daha dijital hale gelen gündelik yaşantımızın veri olarak depolanması ve bu verilerin belirli kişi ve kurumların kontrolünde olması beraberinde ne gibi sonuçlar getirir, bu soruları soruyorlar mı? Yoksa sosyal medyada grafikler üzerine çeşitli çizgiler çizen, fenomen olarak adlandırdıkları hesapları takip ederek kripto varlık alım satımı yapıp, kısa yoldan zengin olmanın derdindeler mi yalnızca? Bu teknolojiyi derinden anlamaya çalışan ve olası sonuçları üzerine kafa yoran pek çok genç olduğunu biliyorum ancak benim kendi gözlemlerime göre gençler daha çok ikinci söylediğim sebep için kripto varlıklarla bu kadar haşır neşir oluyorlar. Peki bu kötü bir şey mi? Bu bilgiden yola çıkarak blockchain teknolojisini ve bu teknolojinin meyvelerini gelip geçici bir heves, bir balon olarak mı nitelemeliyiz?

DÖNÜŞÜME UYUM SAĞLAMAK

90’ların ortalarında, internetin gündelik yaşantımızın bir parçası haline gelmeye başlaması ile bugün yaşananlara benzer şeyler yaşamıştık. Bugün blockchain teknolojisini anlamaya çalışan ve kripto varlıkların gençler arasındaki popülaritesini sorgulayan çoğu kişi o dönemin genç kuşağını oluşturuyordu. Eminim ki pek çoğu internet üzerinde chat yapmanın, eposta yoluyla iletişim kurmanın ne kadar harika olduğunu o dönemin orta yaş kuşağına anlatmakta oldukça zorluk çekti. Bu zorluğu yaşamış kişilerden birisi de benim. Babama neden telefon açıp konuşmak yerine ICQ üzerinden arkadaşlarımla sohbet ettiğimi anlatmaya çalışmanın beni ne kadar yorduğunu hatırlıyorum. İşin açıkçası bunu kendime bile pek anlatamıyordum. Tek bildiğim bana daha çok keyif verdiğiydi. Ancak zaman içerisinde internet teknolojileri gelişti. İnternet kullanıcı sayısı arttıkça şirketler de internet üzerinde neler yapabileceklerine kafa yormaya başladılar. Gazetelerimizi internet üzerinden okumaya başladık. Web 2.0 ile birlikte hayatımıza sosyal ağlar girdi. Artık yalnızca internet kullanıcı sayısı artmıyor, internet kullananların günlük kullanım süreleri de inanılmaz bir hızla artıyordu. Servis sağlayıcıların yaptıkları yatırımlarla internete erişim daha kolay ve ucuz hale gelmeye başladı. Bu süreç içerisinde devletler de internete fazla kayıtsız kalamadı ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmak zorunda kaldılar. Bankacılık işlemlerimizi de internet üzerinden yapmaya başladık. Akıllı telefonlar ivmeyi iyice arttırdı. Bu dönüşüme ayak uyduramayan pek çok dev şirket tarih sahnesinden çekilirken pek çok yeni dev şirket ortaya çıktı. Bugün market alışverişlerimizi bile internetten yapmaya başladık. Hatta artık işe dahi gitmiyor, bilgisayarımızın kamerasından koca koca şirketlerin idaresini sağlıyoruz. Babamla 90’ların ortalarında interneti tartışırken, ona tüm bu olacakları öngörüp anlatabilmek isterdim. Ama en ufak bir fikrim yoktu. Ancak böyle bir öngörüm olmasa da ben ve benim gibi o dönem interneti kullanmaya başlayan tüm gençler bu gelişim sürecine çok büyük bir katkı yapıyorduk. İnternetin ortaya çıkışı 60’ların başına dayanıyor. Ancak onu gündelik yaşantımızın merkezine koyan süreç 90’ların ortalarında başladı. Çünkü internetin kitlesel kullanımı o tarihlere denk geliyor. Kullanıldıkça daha fazla yatırım yapıldı. Yatırım yapıldıkça gelişti, geliştikçe daha çok kullanıldı. Bu döngü interneti bugünkü haline getirdi. Ben ve benim gibi internet kullanıcısı gençler bugünleri öngöremesek de, bugünleri öngören geliştiriciler, akademisyenler, bilim insanları vardı. Bizim varlığımız bu insanların daha fazlasını yapabilmeleri için gerekli kaynaklara ulaşımını kolaylaştırdı ve çok daha fazla şirketin ve geliştiricinin bu alanda bir şeyler yapmasını, yeni uygulama alanları ortaya çıkarmaya başlamasını sağladı.

FİYAT HAREKETLERİ DEĞİL TEKNOLOJİYİ ODAKLANMALI

Bugün blockchain teknolojisi denildiğinde akla ilk kripto paralar ve onların artan, azalan değerleri geliyor. Kısa sürede milyoner olan gençlerin veya bir gecede milyonlar kaybedenlerin hikâyelerini dinliyoruz. Bu durum da beraberinde bir popülarite getiriyor. Bu sayede, bu teknolojiye yapılan yatırımlar her geçen gün artıyor. Popüler kültürde kripto varlıkların fiyatları ile ilgili tartışmalar sürerken, arka planda bu teknoloji üzerinde yapılan geliştirmeler tüm hızıyla devam ediyor. Diğer taraftan devletler gerekli yasal düzenlemeleri nasıl yapabilecekleri üzerine büyük çalışma grupları oluşturuyorlar. Pek çok şirket de bu teknolojiyi anlamaya ve onu nasıl kullanabileceklerini düşünmeye başladılar bile. Ben kişisel olarak kripto varlıkların alımı satımı üzerine bugüne dek hiçbir tavsiyede bulunmadım. Yasal olarak bunu yapma hakkım da yok zaten. Ancak bu teknolojinin, kripto varlıkların fiyatlarındaki orta/kısa vadeli artış veya azalışla modası geçecek, unutulacak bir teknoloji olmadığına emin olacak kadar bu teknolojiye ve geliştirici ekosistemlerine hâkim olduğumu düşünüyorum. Kişi ve kurumlara da naçizane tavsiyem, bu teknolojiye yatırım yapmak konusunu değerlendirirken, bunu fiyat hareketleri üzerinden değil, teknolojiyi ve dünyanın değişim yönünü iyi anlamaya çalışarak yapmaları. Gençleri daha yakından gözlemlemek ve davranış biçimlerini rasyonel bulmasak da onları anlamaya daha fazla gayret göstermek yapılması gereken önemli şeylerin başında geliyor. Çünkü internet örneğinde olduğu gibi, neyin rasyonel olacağını onların davranışları belirliyor.