Publicis’e taze kan

0
79

Ekim 2015 itibariyle Özlem Öğüt Çital Publicis İstanbul Genel Müdürü, Can Faga Publicis İstanbul Kreatif Direktörü olarak, ajansın geleceğini belirleyecek yeni yönetim takımını oluşturdular. 2015’i yatırım yılı ilan eden ajans 2016 için yeni ekibiyle daha da iddialı.

Avrupa’nın bir, dünyanın üçüncü iletişim devinin Türkiye operasyonu için hedefleri de büyük.  Çital, “Uzun soluklu başarı peşinde koşan markalar için en iyi adresiz” diyor ve stratejinin ana noktasını çiziyor. İki genç yönetici hedeflerini ve reklamın dijital yüzünü Fortune’a anlattı.

Publicis İstanbul kan tazeledi. Bu değişim gerekli miydi, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çital: Her yenilenme kendi enerjisiyle geliyor. Ajansa geçişimiz sektörün de hareketli bir dönemine denk geldi. Publicis İstanbul’un yıllardan beri süregelen müşterileriyle hayata geçirdiği bir iş yapma şekli var. Artık iletişim çok farklı bir noktada. Fikir çok önemli. Hizmet verme şeklini yeniden tanımlamak gerekiyor. Markalarımıza gözümüz gibi bakıyoruz. Ajanslardan beklentiler yüksek. Pazarlama iletişimi farklı bir noktada. Yaşadığımız seçim dönemi, ülke gündemi, tatil dönemlerinin üst üste gelmesi tüm sektörü etkiledi, bazı projeler donduruldu, kampanya tarihleri kaydı. Verimli bir dönem değildi. Biz geçen yılı yatırım yılı ilan ettik. Bomonti’de yeni binamıza geçtik, Healthcare, shopper marketing gibi farklı alanlara yöneldik. Brief’ten kreatife gelinceye kadar fikri nasıl büyütebiliriz buna odaklandık. Online ve offline ayrımını ortadan kaldırdık.
 
Yerel ya da ulusal markalarınıza ekip ve iş yapma stratejinizin değiştiğini nasıl anlattınız?

Çital: Çokuluslu markalar için olduğu kadar yerli markaların da bu değişime ve yenilenmeye ihtiyacı var diye düşünüyorum. Bizler de bu süreçlerin en önemli ortakları olarak, ajansın çalışma ve yaratma sistemlerini bu açıdan değerlendiriyoruz. Klasik reklamcı profilinin dışında ekiplerimizi nasıl çeşitlendirebileceğimize bakıyoruz. İşleyiş süreçlerimizi herkesin içindeki yaratıcıyı nasıl daha fazla uyandırırız diye bakmaya odaklıyoruz. Ajans içinde mecra bağımsız düşünce anlayışını yaymaya çalışıyoruz. Farklı kökenlerden gelen yaratıcı değerleri uyumlu ve birlikte çalıştırabilmeyi, Türkiye’nin yükselen ve değişen trendlerini daha iyi anlayabilmeyi ve bunları markaların hizmetine daha anlamlı sunabilmeyi hedefliyoruz. Markalarımızı zamansız ve vazgeçilmez değerler haline getirmek için, pazarlama iletişiminin doğasında var olan yenilenme gereğini gerçekleştirmeye her zaman özen gösteriyoruz.

Reklam verenlerin beklentileri neler?
Faga: Bazı müşterilerimizle oturup brief konuşuyoruz. İşi nasıl yaparız, nasıl kırarız, nereden vururuz diye düşünüyoruz ki benim aslında en ideal bulduğum şey de o. Hani müşteriden brief gelsin biz de çalışalım değil. Briefi hazırlama aşamasında müşteriyle kol kola girip sanki ajans-müşteri gibi değil de biraz daha aynı ajansın iki departmanı gibi oturup çalışalım, bir şey çıkaralım ortaya… Öyle bir ortam sağlandığında daha briefi konuşurken bile müşterinin verdiği anlık tepkilerden tereddütlerini, heyecanlarını daha iyi anlayabiliyorsun. Kağıttaki kelimelerden çok aldığın tepkiler ve yüz ifadeleri doğru bir iletişim kurmanda yardımcı oluyor. Genelde böyle tercih ediyorum. Özellikle dijital ajanslarda müşteri dijitale çok hakim değil. Fikirleri aynı hedef doğrultusunda bir araya getirecek ve tek bir mesaja dönüştürecek büyük fikri bulmak artık çok önemli.
 
Ajansın 2016 büyüme hedefleri neler?
Çital: Network açısından şanslıyız. Publicis network’ü dijital alanda çok güçlü. Nurun, DigitasLBi gibi önemli markalarımız var. Girişimcilik de önemli. Startuplardan da güzel girişimcilik hikayeleri geliyor. Onları destekleyip reklamverenleri biraraya getiren özel platformlar oluşturuyoruz. Reklamverenlerle bir arada çalışabilecekleri bir alan yaratıyoruz. 2016 yılı için büyüme hedefimiz yüzde 12. Publicis İstanbul ekibi 75 kişi. Yüzde 73’i Y-Z kuşağı ve yaklaşık beş yıldır bizimle beraber çalışıyorlar. İK kalitesini daha da güçlendirmek ve dijital yatırımları öne çekmeyi hedefliyoruz.