Plantero CEO’su Türker Yaşın: “Dünyanın %70’inde Laktoz İntoleransı Var”

0
207

Laktoz intoleransı, dünya çapında bir sağlık sorununa dönüşüyor ve nüfusun %65’i bu problemle mücadele ediyor. Laktoz intoleransı tanısı konanlar ise süt ürünleri tüketemediği için alternatif besinlerin arayışına giriyor. Bitki bazlı, laktozsuz ürünler sunan Plantero’nun CEO’su ise tüketicilerin doğru ürünleri seçmeleri için yol haritası sunarken, araştırmalardan hareketle laktoz intoleransının küresel haritasını açıklıyor. 

Bağırsaktaki laktaz enziminin eksikliğinden veya aktivitesinin azalmasından kaynaklanan laktoz intoleransı, dünya çapında bir sağlık sorununa dönüşüyor. Bu sorunun hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çözülmesi içinse standartlaştırılmış ve doğru tedavi mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. Ancak böylesi kapsamlı bir çalışmaya imza atılması için uzun yıllara ihtiyaç duyulurken, laktoz intoleransı olan kişiler, çözümü bitki bazlı içeceklerde ya da gıdalarda buluyor. Sağlıklı beslenmeyi kolaylaştırmak için laktozsuz ürünler üreten Plantero CEO’su Türker Yaşın ise laktoz intoleransı, hakkında merak edilenleri açıklarken çözüm alternatiflerini paylaştı. 

International Dairy Journal’da yayımlanan bir araştırmaya göre, dünya nüfusunun %70’i laktoz intoleransı yaşarken, bu rahatsızlık en çok Asya kökenli insanlarda görülüyor ve nüfusun %70 ila 100’ünü etkiliyor. Türkiye’de ise laktozu sindiremeyenlerin oranının %70 ila %80 şeklinde kaydedildiğini belirten Plantero CEO’su Türker Yaşın, konuya dair şu açıklamada bulundu: 

“Bazı insanlar doğuştan laktaz enzimi üretemezken, bazıları da yaş ilerledikçe laktaz enzimi üretimini azaltabilir. Laktoz intoleransı, genetik yatkınlığa, coğrafyaya ve beslenme alışkanlıklarına göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, tüm Avrupa ülkelerinde süt ve süt ürünleri tüketimi yüksek olmasına rağmen Güney Avrupa ülkelerinde yüksek oranda laktoz intoleransı görülürken, Kuzey Avrupa ülkelerinde daha düşük oranlarda seyrediyor. Türkiye’de ise şöyle ironik bir durum var ki, insanlığın süt tüketiminin tarihte ilk olarak 9 bin yıl önce kuzeybatı Anadolu’da başladığı düşünülmesine rağmen, çok uzun zamandır süt içilen bu topraklarda laktozu sindiremeyenler, nüfusun çok yüksek bir çoğunluğu oluşturuyor.”

“Laktoz intoleransı, en çok ergenlik döneminden sonra görülüyor”

Laktoz intoleransının genellikle ergenlik döneminden sonra ortaya çıkan bir durum olduğunu söyleyen Plantero CEO’su Türker Yaşın, bu sorunu yaşayanlardaki görülen belirtileri şu şekilde sıraladı: “Laktoz intoleransı olan kişiler, süt ve süt ürünleri tükettiklerinde karın ağrısı, şişkinlik, ishal, mide bulantısı gibi sindirim sorunları yaşıyor. Bu semptomlarla sağlık kurumlarına başvuran kişilerde intolerans olup olmadığı hidrojen nefes testi veya dışkı asitliği testi gibi yöntemlerle belirlenebiliyor. Kişiler, uzmanlar eşliğinde dengeli ve doğru ürünlerle beslenme düzeni oluşturarak olası rahatsızlıklardan da korunabilir” ifadelerini kullandı. 

“Laktoz intoleransı tanısı konanlar, süt ürünlerini bırakmalı”

Laktoz intoleransı tanısı konan kişilerin süt ve süt ürünleri tüketimini azaltması veya tamamen bırakması gerektiğinin altını çizen Türker Yaşın, “Laktoz intoleransı olan kişiler, sağlıklı ve lezzetli bir alternatif sunan bitkisel bazlı ürünleri tercih edebilir. Biz de laktoz intoleransı olan kişilerin yeni ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı edinebilme sürecine destek olacak alternatif bitkisel sütler ve proteinler üretiyoruz. Ayrıca, ürünlerimizde soya, gluten, koruyucu, yapay aroma, antibiyotik ya da GDO bulunmuyor. Hayvansal kaynaklı hiçbir bileşen içermediği gibi hayvanlar üzerinde de test edilmiyor” şeklinde konuşarak sözlerine şunları ekledi:

“Laktoz intolerası olan kişilerin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen bir marka olarak, süt tüketimini bırakmak isteyen tüketicilerin bitki bazlı alternatiflerin arayışına girerken doğru ürün seçimi yapmasının önemine dikkat çekmek isteriz. Bu noktada elbette, ilk adımda etiket analizinin yapılması gerekiyor. Özellikle koruyucu, kıvam artırıcı ve yapay aroma içeren ürünlerden uzak durmakta fayda var.”

“Hammaddelerimizi biyoteknoloji ürünlerine dönüştürerek ihracatını yapıyoruz”

Bitkisel süt konsantrelerinin badem, fındık, kaju, yulaf gibi hammaddelerin işlenmesi ile üretildiğini vurgulayan Plantero CEO’su Türker Yaşın, “Ürünlerimizde hiçbir katkı maddesi, koruyucu veya aroma bulunmuyor. Konsantre olduğu için de açıldıktan sonra uzun süre bozulmadan saklanabiliyor. ABD merkezli olarak 2022’de kurulan şirketimizin tüm üretim operasyonlarını Türkiye’deki vegan ve iklim dostu fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. Firmamızda insan sağlığını ve doğanın iyiliğini önceliklendiren iklim dostu yaklaşımımızla hayvansal gıdalara alternatif yeni ürünler için Ar-Ge çalışmalarımızı da devam ettiriyoruz. %100 Türk fındığı ve bademi kullanımıyla da ülkemiz hammaddelerinin yüksek katma değerli biyoteknoloji ürünlerine dönüştürüp ihracatını yapma vizyonumuza bağlılığımızı sürdürüyoruz” dedi.