Büyük bir endüstri olan sporun finansmanı da önem kazanıyor. Deloitte’un hazırladığı “Futbol Finansı” raporunun Türkiye versiyonunu yapmaya hazırlanan Aktif Bank, altı ayda bir düzenli olarak yayınlamayı planladıkları rapor ile birlikte daha önce düzenledikleri Spor Finansmanı Semineri’ni de düzenli olarak gerçekleştirmeyi hedefliyor. Genel Müdür Dr. Serdar Sümer, “Bizim yaklaşımımız klasik bir banka gibi değil. Spor kulübünün çözüm ortağı gibi yaklaşıyoruz. Kulübün temliğini alarak kredi vermek yerine, gelirlerini artıralım, geliri artırmak için ihtiyaç duyulan finansmanı sağlayalım istiyoruz” diyor. Passolig’in kulüplere bugüne dek ne getirdiğini Sümer ile konuştuk.
Passolig uygulaması bugüne kadar çok tartışıldı. Tartışılmaya da devam ediyor. Passolig’in yanında olan argümanlardan biri kulüplere gelir sağladığı yönünde. Passolig kartları bu yıla kadar kulüplere ne tür bir gelir sağladı?
Passolig projesi kapsamında 10 yıllık süre için, aşağı yukarı 100 milyon dolar civarında bir kaynağı, Passolig sisteminin kurulması, işletilmesi ve yönetilmesi için ayırdık. Kulüplerin hayatında daha önce olmayan birtakım gelirler ortaya çıktı. Birincisi, kartların gelirlerinin aşağı yukarı yarısı kulüplere gidiyor. Burada kulüplere yaklaşık yıllık 15 milyon lira civarı gelir dağıtıldı. İkincisi, daha önce olmayan bir kredi ortaya çıktı. Bir dönem banka hesapları yoktu, maaşları mutemetler elden dağıtırdı. Futbol kulüplerinde de benzer şekilde elektronik bilet uygulamasından önce tüm bilet satışları nakit bazda çalışıyordu ve kaydi bir sistem yoktu. Elektronik biletle birlikte her şey kaydileşmeye böylece ciddi bir istatistik bilgi oluşmaya başladı. Kaydileşen nakit akışı da bizim markamız üzerinden hareket ediyor. Kulübün nakit akışını kaydi olarak izleyebildiğimiz için ona uygun üç-beş yıllık krediler verebilir hale geldik. Daha önce böyle bir istatistik olmadığı için bankalar da finansman sağlamakta zorlanıyordu. Örneğin Beşiktaş ile ilgili verdiğimiz stat kredisi, Türk spor tarihinin en uzun vadeli kredisi.
Sistemin kurulması için 100 milyon dolar kaynak ayırdınız. Bunun dışında sağladığınız başkaca finansmanlardan bahseder misiniz?
100 milyon dolar bizim karşılıksız olarak federasyon ve kulüplere destek olmak amacıyla verdiğimiz bir bedel. Bunun dışında, 1,5 yıl içinde, yaklaşık 12 spor kulübüne, 1 milyar liranın biraz üzerinde kaynak aktardık. Bugün birçok kulüp transferlerinde, ödemelerinde, Financial Fair Play’in vergi borcu vs. olmaması gerektiği ile ilgili kriterlerini de göz önüne alırsak, bu finansman, kulüplere önemli ölçüde destek oldu. Finansman imkanlarına ulaşmalarının kolay olmadığı dönemlerde, yaşam döngüsü ve faaliyetlerinin devamında ciddi katkı sağladı.
Bütün kulüplerle de çok iyi ilişkilerimiz var. Tahmin ediyorum onları en iyi anlayan banka biziz. Sadece banka olarak da değil; yan şirketlerimizle de hizmet veriyoruz. Bunlardan biri Asset. Asset’in tüm kadrosunu bankacılık dışındaki kişiler oluşturuyor. Bunlar örneğin Galatasaray’ın Beşiktaş’ın sponsorluklarını, maç biletlerini, kombinelerini, localarını satan, ticari haklarını değerlendiren ekipler. Şirketin amacı bilet satışları, sponsorluk satışları ve statların işletmesinde kulüplere destek olmak. Onların desteğini de finansmanın bir parçası olarak koyuyoruz. “Sizin sponsorluk haklarınızın satışını Asset firmamız yapsın ve buradan üç yılda beklediğimiz gelirin bir kısmını size daha satış olmadan verelim” diyoruz. Bu kendimize olan güvenimizin de bir göstergesi. Model, kulüplerin de hoşuna gidiyor.
Spora destek olan az sayıda banka var. Sizi ayıran yönleriniz neler?
Biz sadece banka olarak değil aynı zamanda elektronik biletleme sistemini yöneten ve işleten kurum olarak da varız. Asset, E-kent, Sigortayeri gibi çözüm ortaklarımızla gelir yaratıyoruz. Örneğin hiçbir banka, gayrimenkul geliştirme yapmıyordu. Bir futbol kulübünün arazisi varsa, oranın önce en iyi nasıl değerlendirilebileceğini araştırıyoruz. Sonuç bir otel çıktıysa, bu otelin finansmanının A’dan Z’ye yapılması, müteahhit firmanın seçilmesi, tüm kontrol sisteminin seçilmesini yapıyoruz. Bununla ilgili de bir şirketimiz var; Emlak Girişim Anonim. İlk defa stat işletmenliğine gireceğiz, Vodafone Arena’yı işleteceğiz. Restoranlarından, ticari alanları, catering hizmetleri, locaların VIP hizmetlerine kadar… Henüz kesinleşmedi ama çok yakında kesinlik kazanacak.
Passolig’e dönük eleştirilerden biri de bu uygulamanın izleyici sayısını azalttığı yönünde…
Bu tespit ilk yıl için doğru. Çünkü Süper Lig’deki ortalama izleyici sayısı, Passolig’den önce maç başı ortalama 10 bin civarında. Statların kapasitesine göre aslında, çok fazla izleyicimiz zaten yoktu. Passolig ile beraber ilk yıl rakam 6 bin 500’e düştü. Ama burada ilginç olan, gelirler azalmadı. 10 bin çarpı ortalama bilet fiyatlarından beklenen toplam gelir, 6 bin çarpı ortalama bilet fiyatına düşmedi. Demek ki, ya çok sayıda kişi bedava bilet alıyordu. Ya da başka bir şekilde, buradaki hasılat tam olarak yansımıyordu. Bu sene ise, ki bu sezon takımlarda iyi transferler yaptı, Passolig’de 10 binli izleyici rakamlarına ulaştık.
Passolig kartlarında yenileme bedeli 15 liradan 21 liraya çıktı. Bu bedelin ileride kaldırılması söz konusu olabilir mi?
Orada bir tercih yapıldı. Federasyon tarafından ihale şöyle çıkabilirdi, yasa gereği statlara bir sistem kuracağım ve stadın büyüklüğüne bağlı olarak; büyükse 10 milyon lira, küçükse 4-5 milyon lira civarında bedeli ben karşılayacağım, taraftar ve kulüplerden bir şey istemiyorum, denebilirdi. Şuan 32-33 stat var ve toplam 50 stada ulaşılacak. Burada toplamda 500 milyon liraya yakın bir para söz konusu. Fakat yasa, bunun bir kısmını kulübün bir kısmını federasyonun yapması gerektiğini söylüyor; merkezi biletleme sistemini federasyon, yerel sistemi kulüp. Federasyon, burada çıkacak iş modelini yapacak kişiye münhasırlık tanıyayım ve o da bedelini ödesin dedi. Bence akıllıcaydı. Parayı yatıran için bu bedelin geri dönmesi lazım. Yenileme ücretleri bunun çok cüzi bir parçası. Aboneli olsaydı yenileme ücreti de olmayabilirdi. Ama kulüp kartı bunu karşılamak zorunda kalacaktı ki, özellikle Anadolu kulüplerinin bunu karşılaması zor. Dolayısıyla bunun outsource edilmesinin bir yansıması.
PASSOLİG kart adetleri
TAKIM | ADET |
Galatasaray | 318.446 |
Fenerbahçe | 309.040 |
Beşiktaş | 212.155 |
Torku Konyaspor | 84.202 |
Trabzonspor | 79.613 |
Bursaspor | 52.030 |
Adana Demirspor | 32.312 |
*26 Ekim itibariyle
PASSOLİG kart sahiplerinin yaş aralıklarına göre dağılımı (%)
0-18 yaş 11
19-35 yaş 56
36-55 yaş 28
55+ yaş 4
En çok kart satışı yapılan beş kentin toplamdaki payları (%)
İstanbul 33,5
Ankara 6,8
Konya 5,9
Bursa 5,2
Antalya 3,8