Para oyunlarında son sahne

    0
    15

    Küresel ekonominin gündeminden Çin düşmüyor. Çin’de büyüme krizi giderek derinleşebilir. Ancak asıl mesele Çin giderek kötüleşirken ABD buna nasıl tepki verecek. Çünkü ABD’yi besleyen Çin. 

    Çin büyüme rakamlarında 2010 yılında yakalanan yüzde 12’lik büyüme sonrası gerileme dönemine girildi. Şanghay Borası bu dönemde rekorlar kırarken, herkesi korkulu rüyası bir balon oluşabileceği ve küresel bir krizin tetiklenebileceğiydi. Nitekim beklenen sona yaklaşıyoruz. ABD’de başlayan kriz sonrası dünya devleri birer birer krize girerken Çin’in bu dalgaya yakalanmasının sonuçları çok daha ağır olabilir. ABD sonrası Avrupa’da başlayan ekonomik kriz, parasal genişleme ile çözülmeye çalışılıyor. Ancak henüz başarıya ulaşmış değil. Hatta ilerleme bil kaydedilemedi. Çünkü enflasyon rakamları eksi hanelerde gelmeye devam ediyor. Çin ise sıradaki kurban olabilir. Büyüme ve enflasyon rakamları incelendiğinde son 5 yılda devamı olarak küçülen bir Çin ekonomisi var. Ekonominin yakıtı niteliğinde olan enflasyonda ise gerileme devam ediyor. Dış ticaret rakamları ise son dönemde oldukça düşük seviyelerde. Çünkü mallarını yoğun bir şekilde sattığı ülkelerin tamamında enflasyon sorunu var. Başta ABD olmak üzere en büyük tüketicisi Avrupa’da da halen tüketiciler harcama yapmaya niyetli değil. Geçen hafta açıklanan rakamlarda Çin’de ithalat rakamları yüzde 20 oranında düştü ihracatta ise yüzde 3.7’lik bir düşüş var. Dolayısıyla harcamayan dünya Çin’e destek olamıyor. 

    Avrupa’da ise gidişat halen ekside. Son olarak parasal genişleme hamlesi ile Euro’nun değer kaybından faydalanmaya çalışan Avrupa Merkez Bankası bu kozunu da yitirmiş görünüyor. Euro son dönemde ABD’nin faiz artırımını 2016 yılına bırakacağı beklentisi ile önemli ölçüde değer kazandı. Bu durum Avrupa’da önemli ölçüde enflasyon çabasının çöpe gitmesi anlamını taşıyor. Ancak Avrupa Merkez Bankası kanadından yeni bir hamle gelebilir. Geçtiğimiz hafta ECB üyesi Nowotny’nin önemli bir itirafı oldu. Çabalara rağmen enflasyon yaratılamadığını itiraf etmeliyiz diğer ECB üyesi, gelecek günlerde politika araçlarına eklemeler yapmak zorunda kalabileceklerini de kaydetti. Yani mevcut parasal genişlemeye ek bir parasal genişleme gelebilir. Çabalar tamamen Euro’nun değersizleşmesi üzerine kurulabilir. Henüz başkan Draghi’den böyle bir söylem yok. Ancak ek parasal genişleme Aralık ayına kadar açıklanabilir. Bu durum değer kazanan Euro’nun bir miktar daha değer kaybetmesine sebep olabileceği gibi Avrupa’nın ticaret ve enflasyon rakamlarına da katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin dört gözle beklediği parasal genişlemeye yeni bir rakam daha eklenmesi gelişen piyasaların da destekçi olur. 

    ABD ise kur savaşlarının dışında kalmayacaktır. Çin etkisini şu an için göz ardı edemez. Bu sebeple faiz artırımında bir süre daha çekinceli davranmaya devam edebilir. Zaten son dönemde bozulan veriler de ortada. Özellikle Perakende satışlar verisinde hareketlenme olmadan adım atması muhtemel görünmüyor. O yüzde Ekim ayını da pas geçecektir. Ancak Aralık halen masada. Ekim sonrası açıklanacak istihdam verilerinde toparlanma görülür ve çekirdek TÜFE’de 1.9 rakamı yerini yüzde 2 seviyesine bırakırsa, faiz kapısını aralaması muhtemel görünüyor. Avrupa ve Çin’in adımlarını Araık ayına kadar izleyip dolarda aşırı değerlenme olması halinde gerek sözlü yönlendirmeler gerekse ilk faiz adımından sonra uzun süre faizleri artırmayıp bekleme stratejisini seçerek ticaret rakamlarının etkilenmesini engellemek adına değerli doları yeniden değersizleştirmek için çaba sarf edebilir. 

    Bundan sonraki süreçte kılıçlar çekilmiş görünüyor. İlerleyen dönemde kur savaşının galibini ekonomik verilerden çok Merkez Bankalarının söylemleri belirleyecek. Daha fazla sözlü yönlendirmeye maruz kalacağımız ortada. 

    VELİ KOCATÜRK    
    IŞIKFX ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ