​Panik yok!

0
33

Ekonomi söz konusu olduğunda, aykırı olmanın yol açtığı sıkıntı şudur: Eğer herkes resesyona doğru bir gidişat olduğuna inanıyorsa ve buna göre davranıyorsa, o halde muhtemelen öyledir. Genel ruh hali, güven ve belirsizlik önemli unsurlar. Fortune kısa süre önce Morning Consult’la beraber gerçekleştirdiği ankette 2 bin kişiye yakın zamanda resesyona girilmesi olasılığı hakkında ne düşündüklerini sordu. Ankete katılanların yüzde 38’i “evet” dedi. Dörtte biri kararsız kalırken, yalnızca yüzde 36’sının yanıtı “hayır” oldu; yani iyimserlikten söz edilemeyecek bir durum söz konusu. 

Bugünlerde endişelenmek için çok şey olduğu bir gerçek. Borsalar sallantıda. Şirket kârları düz bir seyir izliyor. Petrol fiyatları Çin’deki ve dünyanın diğer ülkelerindeki zayıf büyümeden kaynaklı endişelerden dolayı geriledi. Bankalarla ilgili kaygılar da devasa boyutta. PepsiCo’nun CEO’su Indra Nooyi gibi isimler ekonominin şimdiye kadar tanık olmadıkları bir şekilde sallantıda olduğunu söylüyor. 

Burada görüldüğü gibi, 1929 yılında Wall Street’teki paniğin haklı gerekçeleri vardı. Aynısı 2008 yılı için de geçerli. Peki ya şimdi? O kadar değil.

Öte yandan, profesyonel anlamda tahmin yapanların çoğu hemen bir resesyon olasılığından söz edilemeyeceği görüşünde. Wall Street ekonomistleri arasında kısa süre önce yapılan ankette de, 2016’da resesyon oluşma ihtimaline “evet” diyenlerin oranı yüzde 21 olarak gerçekleşti; bir yıl öncesine göre yüksek ama yine de görece düşük bir oran. Dahası, ABD ekonomisiyle ilgili kilit önemdeki ölçümlerin çoğu (özellikle de işsizlik oranının yüzde 5’in altında olması) hâlâ güçlü. 

Tabii ki, olumsuz haberlerin gürültü patırtısından, özellikle de (ABD’de) seçim yılında, kaçabilmek mümkün değil. O halde hâlâ küpünüzü doldurma peşindeyseniz, işte size resesyonu tetikleyebilecek muhtemel faktörler ve de bunlara karşı, nasıl sakin kalabileceğinizle ilgili tavsiyeler.

İZLENMESİ GEREKEN BEŞ BAŞLIK

1. PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞ
Petrol fiyatları gerilemeye başladığında, ekonomistler büyüme konusunda iyimserdi; böylece, doğalgaz fiyatı ucuzlayacak ve tüketicilerin cebinde harcamak için daha fazla para olacaktı. Ancak kimse emtiadaki çöküşün boyutunu tahmin edemedi. Yatırım danışmanlık firması High Frequency Economics’ten Carl Weinberg müşterilerine yazdığı bir notta, “Günde 90 milyon varil ya da yılda 32,9 milyar varil petrol üreten bir dünya düşünün” diye yazdı. Weinberg yazının devamında şu saptamalarda bulundu: “Bu üretimin varil başına maliyetini 100 dolar azaltmak, dünyanın gelirinden 3,3 trilyon dolarlık bir kesinti yaratır ve bu da başlangıç için 70 trilyon dolar eder.” 

ENDİŞELENMEMEK İÇİN NEDEN:
Petrol fiyatları daha önce de geriledi. 1986 yılında da, bu kadar devasa olmasa da, petrol varil fiyatı 30 dolardan 15 dolara gerilediğinde emtiada benzer bir şok yaşanmış ancak bunun ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi olmamıştı. ABD’deki ekonomik faaliyetlerin büyük bir kısmı hizmet sektöründe ve bu durum da genel olarak daha ucuz enerji fiyatlarından yararlanılmasını sağlıyor. 

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA:
Petrol gibi doğal kaynakların yer altından çıkarılmasına dayanan sermaye harcamaları 2015 yılında yüzde 35 oranında geriledi. Bu gerileme devam ederse, petrolün ekonomi üzerinde etki oluşturmaya başlamasını bekleyebilirsiniz. Sermaye harcamalarında bir düzelme olursa düşük doğalgaz fiyatları ABD ekonomisini çekiştirmekten çok rahatlatan bir unsura dönüşecektir.

2. İMALATTAKİ RESESYON
Küresel ekonomide yavaşlamayla ilgili uyarı sinyalleri enerji piyasalarıyla sınırlı değil. Çin ekonomisi zayıfladığından emtia fiyatları geriledi ve imalatçılar da tam kapasite çalışan, panik halindeki Çinli fabrikalarla rekabet edebilmek için fiyatları düşürmek zorunda kaldı. The Institute for Supply Management’ın (Arz Yönetimi Enstitüsü) şubat ayında ABD’deki imalat sektörü yöneticileri arasında gerçekleştirdiği, yakından izlenen anket, sektörün beşinci ardışık ayda daraldığını ortaya koydu.

ENDİŞELENMEMEK İÇİN NEDEN:
Bugünlerde, imalat ekonominin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturuyor ve ISM’nin imalat dışı endeksi de hâlâ sağlıklı bir şekilde yükseliyor.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA:
Zayıflık belirtileri için hem hizmet sektöründeki anketleri hem de emek piyasasındaki ölçümleri izleyin. Eğer işsizlik rakamları bugünkü tarihsel düşük düzeyinden düzenli olarak yükseliş eğilimine girerse, imalattaki bozulmalar üzerinde metastaz etkisi yaratıyor denilebilir. 
 
3. KREDİLERDE DARALMA OLACAK
ABD Merkez Bankası’nın ocak ayında kreditörler arasında yaptığı ankette, katılımcıların yüzde 8’den biraz fazlası kurumsal kredi çekenler için kredi koşullarını zorlaştıracaklarını söyledi; bu da 2009’dan beri en yüksek oran. Kredilerdeki daralma her zaman resesyona da yol açmıyor. Ancak her resesyon bu şekilde başlıyor. Aynı zamanda şirketler, özellikle de düşük kredi notuna sahipse, borçlanmak için daha fazla ödeme yapmak zorunda kalacaklar.

Aralık ayında, çöp dereceli şirketlerle yatırım yapılabilir notuna sahip şirketlerin borçlanma maliyetleri arasındaki fark yüzde 7’nin biraz üzerine çıktı. Goldman Sachs, geleneksel olarak bu oran bu derece yüksek olduğunda, arkasından resesyonun geldiğine dikkat çekiyor.
 
ENDİŞELENMEMEK İÇİN NEDEN:
İyi haber şu ki, fark büyümesine rağmen faiz oranlarının hâlâ düşük olması şirketlerin -özellikle de yatırım yapılabilir notu olanların- çok düşük maliyetlerle borçlandıklarını ortaya koyuyor. Tüketici kredileri söz konusu olduğunda, kredi verenler kredi kartı, otomobil kredisi ve diğer krediler için daha bonkör davranmaktan kaçınmadıklarını söylüyor. 

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA:
Mali krizden iki yıl sonra, St. Louis Merkez Bankası finansal stresi takip etmek için bir endeks geliştirdi. Endeks ne kadar yüksek olursa, tehlike o kadar artıyor demek. Kriz sırasında endeks altıya yükselmişti. Şimdi ise, her ne kadar kuzeye doğru emekleme varsa da, henüz sıfırın altında.

4. KÂRLARDA AZALMA
FactSet’e göre, S&P 500’deki şirketlerin ortalama kazancı 2015 yılının dördüncü mali çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre gerileme kaydetti; böylece şirket kârları yıllık bazda üçüncü ardışık çeyrekte de gerilemiş oldu. Wall Street analistlerinin ortak öngörüsü, şirket kârlarının ilkbahardan sonra gerileyeceği ve 2016 yılının ikinci çeyreğinde de biraz artış kaydedeceği yönünde. 

ENDİŞELENMEMEK İÇİN NEDEN:
Tablodaki olumlu nokta şu ki, resesyonun ardından kârlarda artış oldu ve marjlar da tüm zamanların en yüksek düzeyinde. Ayrıca kârların çoğunda gerileme de yalnızca bir sektörde göze çarpıyor: Enerji. Petrol ve doğalgaz endüstrisindeki kârlar mali çeyrekte yaklaşık yüzde 75 oranında geriledi. Ve şirketler rakamlarını bildirmeye başlamadan önce, analistler yüzde 5’e yakın bir düşüş öngörüyorlardı; bu da, yaklaşık yüzde 3’lük orandan daha kötü bir rakam.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA:
Petrol dışındaki sektörlerde de kârlar gerilemeye başlarsa, bu durumda ekonomide sıkıntı olduğu söylenebilir. Şimdiye kadar böyle bir şey olmadı; Standard&Poor’s’a göre, enerji şirketlerini ve gelirinin yarısından fazlasını yurtdışında elde eden kuruluşları çıkardığınızda, dördüncü mali çeyrekteki “büyük kâr gerilemesi” yüzde 7’lik bir artışa dönüşüyor. 

5. HİSSELER DEĞER KAYBEDİYOR
Muhtemelen farkındasınız, ABD’li hisse yatırımcıları son zamanlarda huzursuz. S&P500’ün temmuz ayıyla şubat ortasına kadar olan süreçte yüzde 13 gerilemesi her şeyden önce ABD ekonomisiyle ilgili derin kuşkuların ortaya çıkmasına neden oldu. Piyasa ekonomik faaliyetin başlıca göstergesidir ve resesyonlardan önce de her zaman hisse değerlerinde düşüşe tanık olunur. 

ENDİŞELENMEMEK İÇİN NEDEN:
2010 ve 2011 yıllarındaki dibe düşüşlerin ortaya koyduğu gibi, ekonominin büyüdüğü dönemlerde borsalarda yüzde 10 ya da üzeri gerileme sıra dışı bir durum değil. Ancak S&P’nin yüzde 20’nin üzerinde düşüş kaydettiği ayı piyasalarına 1900 yılındaki resesyon haricinde yalnızca iki kez tanık olundu.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA:
Bono piyasasına dikkat edin. Kısa vadeli faiz oranlarının uzun vadeli faiz oranlarını geçtiği bir eğri modeli hisse senedi piyasalarına göre çok daha güvenilir bir göstergedir. Bu olursa, piyasalardaki panik havası biraz daha haklı gerekçelere dayanmış olacak.

OLUMLU KONUŞANLAR
“HERKES RİSK UZMANI KESİLDİ; KORKU, KORKU, KORKU, KORKU… HER ŞEY ABARTILIYOR.” –
Jamie Dimon,
CEO, J.P. Morgan Chase

“EKONOMİNİN SAĞLIĞIYLA İLGİLİ DİKKAT EDİLECEK TEK GÖSTERGE İSTİHDAMDIR. İŞSİZLİK YÜKSELMEDİĞİ SÜRECE ABD EKONOMİSİ HİÇBİR ZAMAN RESESYONA GİRMEDİ.”

Mark Zandi,
Moody’s Analytics’te baş ekonomist

ŞÜPHECİLER
“İŞ DÜNYASINDAKİ UZUN YILLARIM BOYUNCA, PEK ÇOK EKONOMİDE RÜZGARIN TERS YÖNDEN ESMESİYLE EŞ ZAMANLI OLARAK, TÜM DÜNYADA FİNANS PİYASALARINDA DA VOLATİLİTE GÖZLENMESİ GİBİ, ŞİMDİKİNE BENZER BİR TABLOYLA HİÇ KARŞILAŞMADIM.”
Indra Nooyi, CEO, PepsiCo

“NEREYE BAKARSAK BAKALIM, ŞİMDİYE KADAR HİÇBİR ŞEKİLDE TANIK OLMADIĞIMIZ EKSTREM KOŞULLAR GÖRÜYORUZ. BREZİLYA, RUSYA, JAPONYA VB BÜYÜK PAZARLAR VE EURO BÖLGESİ, EKONOMİK BÜYÜMEDEKİ YAVAŞLAMANIN ETKİSİ ALTINDA.”
Tim Cook, CEO, Apple