MÜSİAD: Çözüm Süreci, yüzyılın en önemli barış projesidir

0
49

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak, “Çözüm Süreci’ne inanıyoruz ve üzerimize düşen ne varsa yapmaya da devam edeceğiz” dedi.
 
İşsizlik rakamlarında özellikle psikolojik bariyer olan çift hanenin aşılmasının iyi olmadığını belirten Olpak, “Avrupa Birliği’nde (AB) bugün işsizlik ortalaması yüzde 12-13’lerden geçiyor. Böyle bir ortamda yüzde 10 hala Türkiye açısından önemli. Neden yüzde 5 değil, vatandaşımız hak ediyor mu? Elbette doğru bir soru. Buraya bakmak lazım. Ama iş gücüne katılım da ciddi şekilde artmakta. Bu da göreceli olarak rakamları artırıyor. Ben bu gözle yine de çok olumsuz bir tablo olarak görmüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
 
Olpak, Öncelikli Dönüşüm Programı ve Eylem Planları başta olmak üzere huzur, güven ve istikrar ortamı sürdürüldüğü takdirde işsizlikte kademeli bir şekilde tekrar aşağıya gidiş olacağını dile getirdi.
 
Nail Olpak, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Öncelikli Dönüşüm Programı ve Eylem Planları’na ilişkin, “Ortaya koyduğumuz görüşlerimizi, hem kamuoyuna yaptığımız açıklamalarla hem de bizatihi o dönemin başbakanı ve şu anki cumhurbaşkanımız olmak üzere yetkililere iletmiştik. Bu planların içerisinde, ilettiğimiz doğru önerilerin karşılığını görmüşüz diye bakıyorum” ifadelerini kullandı.
 
“Çözüm Süreci, yüzyılın en önemli barış projesidir” 
MÜSİAD olarak Çözüm Süreci’ne inandıklarını ve üzerilerine düşen ne varsa yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Olpak, şunları kaydetti:
 
“Çözüm Süreci, ilk gündeme geldiği zamanlardan bu yana 2 yıla yaklaştı. O zaman MÜSİAD olarak şunu demiştik; Çözüm Süreci sadece Türkiye açısından Doğu ve Güneydoğu’nun değil, Orta Doğu’nun ve o coğrafyanın kaderini değiştirecek belki de yüzyılın en önemli barış projesidir; ama 30 yılın acılarını ve sıkıntılarını da içinde biriktiren bir projedir. ‘Bu acıları ve sıkıntıları çözmek gerekir, kararlılıkla gidilmeli ama bu dikenli bir yoldur. Bu yolda yürürken bizim ayağımıza dikenler batacaktır, engeller çıkacaktır, buna baştan hazırlıklı olalım, yani bir gül bahçesi içinde gitmeyeceğiz. Bu hazırlık içerisinde olmak kaydıyla süreç devam ettirilmelidir’ demiştik.
 
Biz Türkiye’nin her bölgesinde örgütlüyüz. En son biz 31 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında bölgenin önemli alanlarından birisi olan Şanlıurfa’daydık. Özellikle Kobani’yi çokça konuştuğumuz bir yerde, Şanlıurfa’da bugün 420 bin Suriyeli mülteci var; bunun 200 bini son dönemde Kobani’den gelmiş kişiler. Birileri Kobani’yi çok konuşuyor ama Şanlıurfa’da böyle bir gerçeğin olduğunun çok da farkında değiller. Ben 6-7 Ekim olaylarından 20 gün sonra 700’den fazla üyemle Şanlıurfa’daydım. Biz oraya inandığımız için gittik. 3-5 kişiyle göstermelik bir heyet de değildi. Eşlerimiz de vardı. Siz ailenizi de oraya götürebiliyorsanız bu bir göstergedir. Ne planımızı erteledik, ne toplantımızı ileri bir tarihe attık. Bir yıl önce planlanmış toplantımızı aynen uyguladık.”
 
Kendilerine ‘Bölgeye gidecek misiniz?’ diye sorular yöneltildiğini aktaran Olpak, “Bu, MÜSİAD gibi bir derneğe değil de belki sadece İstanbul veya Ankara merkezli derneklere sorulacak bir soru olabilir. Biz zaten o bölgenin içerisindeyiz. Yani ben eğer Batman’da şubem var diyorsam, İstanbul’da yaşayan Batmanlıların orada kurduğu bir şubeden bahsetmiyorum. Batman’daki, Diyarbakır’daki, Şanlıurfa’daki, Van’daki Erzincan’daki, Hatay’daki, Gaziantep’teki iş adamlarından bahsediyorum” diye konuştu.
 
Olpak, Çözüm Süreci’ni desteklemek noktasında, geçen yıl genel kurullarını yaptıktan sonra ilk yönetim kurulu toplantılarını genişletilmiş başkanlar toplantısı olarak Batman’da gerçekleştirdiklerine değinerek, “Bu bir tavırdı, bir göstergeydi. Biz 6-7 Ekim’den etkilenmedik. Bir yıl önce planladığımız Şanlıurfa toplantımızı yine yaptık. Bazı dernekler ‘Çözüm Süreci biraz flulaştı, biz toplantılarımızı erteliyoruz’ dedi. Biz ertelemedik. Bu bir tavır göstermektir. Bence sorunun MÜSİAD üzerine düşeni en azından gücünün yettiği kadar doğru yerde durarak yapıyor” diye konuştu.
 
“Her şeyiyle kıyasladığımız Avrupa Birliği, şu anda yüzde 0.1 büyümekten bahsediyor. Bu teorik olarak büyümemektir”
Olpak, geçen yıl 65 milyar dolar bir cari açık verildiğini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yılki gerçekleşme tahminlerimizi ortaya koyduğumuzda 47-50 milyar dolar civarında cari açık olacağını öngörüyorduk. Bana göre 45-47 milyar dolar aralığında, geçen yıla göre 20 milyar dolarlık cari açıkta bir iyileşme sağlanacak. O zaman büyümede yaşanan büyümenin hızının azalması anlaşılabilir diyorum. Önümüzdeki yıl, 2013 yılının tablosundan sonra böyle bir tablo ile karşılaşıyorsak, yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimine rağmen biz hala bu büyümeyi götürebiliyorsak… Her şeyiyle kıyasladığımız Avrupa Birliği şu anda yüzde 0,1 büyümekten bahsediyor. Bu teorik olarak büyümemektir. Böyle bir dönemde gelecek yıl yüzde 4 bandında bir büyümenin gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz.”

MÜSİAD’ın yayınladığı Satınalma Müdürleri Endeksi’ne (SAMEKS) ilişkin de görüşlerini aktaran Olpak, veriler konuşulduğunda ağustos ayının ya da eylül ayının verisinin istatistiki açıdan önemli olduğunu ama iş adamı açısından, gündemi takip eden kuruluşlar açısından geçmişteki veriler kadar ilerisinin çok daha önemli hale geldiğini söyledi.

SAMEKS çalışmasının, dünyadaki uygulamanın Türkiye’de MÜSİAD tarafından yapıldığı bir çalışma olduğunu vurgulayan Olpak, iki yıldır bu çalışmayı yaptıklarını, kamuoyu ile bir yıldır paylaştıklarını belirtti. 

Hem hizmet sektörünü hem de sanayi sektörünü incelediklerini ifade eden Olpak, şunları kaydetti: 

“Burada ekim ayına bakacak olursak hizmet sektöründe 50’nin üzerindeydi. 55 puana yakın seviyede gittiğini görüyoruz. Sanayi sektöründe artış olmakla birlikte ivmesi fazla değil ama bu da 50’nin üzerinde. Bu da neyi gösteriyor? Kırılmaları vardı. Ne zaman vardı? Geçen yıl Gezi olaylarından sonra bir kırılma vardı.17 Aralık’tan sonra ocak ayında kırılma vardı. Ama en son, artı yönde gösteriyor. Bu da bizim ileriye yönelik tahminlerde elimizi güçlendiren bir argüman. Yaklaşık bin 100 firmalık bir havuzumuz var. Her ay bu bilgileri sorarak alıyoruz. 22 aydan beri SAMEKS’i hesaplıyoruz. Akademisyenlerimizden de destek alıyoruz. 22 aylık veri toplamından hareketle söyleyebilirim ki veri, sanayi üretim verisi ile yüzde 70’in üzerinde bir eşgüdümle gidiyor. Güvenilir bir endeks.” 

Doğrudan yatırımların artırılmasında, not veren kuruluşlarının değerlendirilmesi döneminin geride kaldığı kanaatinde olduğunu vurgulayan Olpak, “Niye derseniz, geçen yıl mayıs ayında yatırım yapılabilir ülke notunu 3 kurumdan da aldık. Peki mayıs ayına kadar bu ülkeye yatırım yapılmıyor muydu? Yurt dışı doğrudan yatırım vardı. Demek ki, bu notu almadan da size güven sağlanabiliyor” dedi. 

Olpak, yerli ya da yabancı, yatırımcıların, önce huzurun olmasını istediğine işaret ederek, çözüm sürecini bu yüzden önemsediklerini belirtti. “Hayatınızla, paranız karşı karşıya kaldığı zaman önce paranız dersiniz, huzurunuz dersiniz” ifadesini kullanan Olpak, ikinci konunun ise güven olduğunu kaydetti. 

Nail Olpak, “Söylediklerimizle yaptıklarımız örtüşürse güven ortamı öyle oluşur. Bugün bakıldığında siyasi ve ekonomik istikrar noktasında hükümetin ortaya koydukları yatırımcı açısından bir güven ortamını sağlamış durumda. Bundan sonra daha fazla doğrudan yatırımı nasıl çekebiliriz? Asıl önemli olan, güveni sağlamaya devam etmemiz. Asıl bakılan alanlardan biri de hukuk devleti konusudur. Hızlı ve adil işleyen bir hukuk devletine herkesin ihtiyacı vardır. Vatandaşın da ihtiyacı var, yatırımcının da ihtiyacı var. Bu konuda reformlarımıza devem edersek sıkıntı olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Olpak, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s’un (S&P), cuma günü güncelleyeceği Türkiye değerlendirmesine ilişkin, “Cuma günü açıklanacak değerlendirmeyi çok da merak etmiyorum. Biz kendi yolumuzda kendi bildiğimizle devam ediyoruz” dedi.
 
“İhracatımızın içindeki ithalata olan bağımlılık, bizim dolar kurundan çok öncelikli problemlerimizden biri”
Kırım ve Ukrayna arasında yaşanan krize değinen Olpak, “Bu krizin olmasını istemezdik, ama bu kriz Türkiye’nin açılma sebebi oldu. Bizim üzerinde durduğumuz  ‘Güney Gaz Koridoru’ uluslararası piyasalarda çok fazla rağbet görmüyordu. Ukrayna kriziyle birlikte Batı bir anda bizim söylediğimiz reçeteye tekrar geldi. Bir yerde olan kriz sizin açınızdan bir başka açılım anlamına da gelebiliyor. Bunu da böyle görmek lazım” diye konuştu.

Petrol fiyatlarındaki gerileme ve rubledeki değer kaybı dolayısıyla Rusya’nın finansal krize doğru gidebileceğine dair endişelerin Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğine ilişkin bir soru üzerine Olpak, şunları söyledi:

“Biz petrol ve doğalgaz yatakları olan bir ülke değiliz. Bildiğim kadarıyla petrol fiyatlarındaki her 1 dolarlık değişim bize 400 milyon dolarlık artı ya da eksi bir değişim getiriyor. Petrol fiyatlarındaki 6 – 8 milyar dolar civarında değişimden olumlu etkilenmiş durumdayız. Ayrıca, Rusya’nın Ukrayna krizi dolayısıyla Batıyla yaşadığı bir gıda ambargosu var. Bu gıda ambargosunda 15 milyar dolarlık paydan ne kadarını biz alabiliriz göreceğiz. Bizim ihracatçımız bu yönde çalışıyor. O pazara girersek girdikten sonra geriye de çıkılmayacaktır. Gıda vazgeçilemeyecek alanlardan bir tanesi. Bu da bizim önümüzdeki başka bir fırsat penceresi. Dolayısıyla Rusya adına bu risk olabilir ancak Türkiye açısından son derece olumlu bir gelişmedir.”

MÜSİAD olarak, bu yıl cari açık öngörülerinin 45-47 milyar dolar civarında olduğunu anımsatan Olpak, “Petrol fiyatlarında öngördüğümüzden fazla bir gerileme var. Petrol fiyatlarının fazla düşmesinden dolayı yaklaşık 2 milyar dolar kazancımız olduğunu revize ederek söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

Olpak, dolar artışı bir risk olarak görmediklerine işaret ederek, “Ara malı ithalatını azaltıcı tedbirlerin üzerine gitmediğimiz sürece ithalat bağımlılığımız maalesef devam edecek. İhracatımızın içindeki ithalata olan bağımlılık bizim dolar kurundan çok öncelikli problemlerimizden biri. Mutlaka ona çalışmamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.
 
“Finansman ‘vahşi bir amaç’ haline geldi” 
MÜSİAD Başkanı Olpak, finansmanın insanların kalkınmalarını sağlayabilmeleri için bir araç olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

“Ama bugün dünyanın geldiği noktada finansman araç olmaktan çıkmış ‘vahşi bir amaç’ haline gelmiştir. Biz insanların orada neden öldürüldüğünü tartışmıyoruz nasıl öldürüldüğünü tartışıyoruz. Biz finansman amaç mıdır araç mıdır tartışmasını bir kenara bırakmış durumdayız. Faizler inecek mi çıkacak mı tartışmasına, kör bir tartışmaya odaklanmış durumdayız. Kilitlendik çünkü dünyayı yöneten egemen güçler sistemi bunun üzerine kurgulamışlar. Alternatif finans sistemlerini çokça konuşmadığınızda o zaman sadece ABD Merkez Bankası’nın (Fed), Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ne açıklayacağına endeksli bir sistemin içerisinde gittiğimizde faizi çokça konuşuruz.”

İş adamlarının yatırım yapmak için düşük faiz istediğini vurgulayan Olpak, “Gerekçeleri bir tarafa ben faizin yüksek olmasından rahatsız olurum ve rahatsızlığımı da her ortamda dile getiririm” diye konuştu.

Nail Olpak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) eleştirilmesinde bir sıkıntı olmadığını belirterek, “Önemli olan Merkez Bankası emir-komuta zincirinde mi hareket ediyor yoksa süzgecinden geçirip mi devam ediyor. Bana göre süzgecinden geçirip öyle devam ediyor. TCMB’ye hükümet de eleştiri yapabilir. Halka hesap veren bir siyasi irade kendine göre yanlış gördüğü bir konuyu eleştirecektir. Özellikle Fed’in faiz artırımını bir miktar ötelemiş olması, Para Politikası Kurulu’nun önünde -enflasyon da izin verirse- hala gidilebilecek bir yol olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
 
“MÜSİAD Uluslararası Fuarı’na 7 bin uluslararası katılımcı bekliyoruz”
MÜSİAD Uluslararası Fuarı’nın 26 Kasım’da İstanbul’da Uluslararası İş Forumu’yla (IBF) beraber düzenleneceğini anımsatan Olpak, bu etkinliklerin Türk özel sektörü için başarılı iş fırsatlarına kapı açacağını söyledi.

Fuara bu yıl 7 bin uluslararası katılımcı beklediklerini aktaran Olpak, etkinliklere ilişkin şu bilgileri verdi:

“Uluslararası fuarımızı önceden her yıl düzenliyorduk, sonradan 2 yılda bir yapmaya başladık. Ama burada sadece fuarı yapmıyoruz. Fuarla birlikte bir de IBF’i de düzenliyoruz. Forumun ana teması bu yıl ‘Paradigma değişimi-Yeni finansal yönelimler’ olacak. Sadece fuardan ibaret bir etkinlik yapmıyoruz, finansmanın konuşulacağı, alanında uzman uluslararası konuşmacıların yer alacağı bir forum da yapılacak. Bir önceki etkinliğimizde yurtdışında 92 ülkeden 5 bin 200 yabancı iş adamını ağırladık. Şu da soruldu bize, ‘Bunlar etkin iş adamları mı?’ Hiçbir iş adamı dünyanın 92 ülkesinden parasını cebine koyup, bilet parasını kendi verip 3-5 günlüğüne bir başka ülkeye gitmez. Demek ki biz onlara bir fırsat, bir cazibe veriyoruz, onu almak üzere geliyorlar.”

CNR Expo’daki fuar alanının önceki yıllara oranla yaklaşık 2 kat büyütüldüğünü anlatan Olpak, yüksek teknolojiyi de ön planda tuttuklarını belirterek, “Bugüne kadar fuarlarımızda sadece MÜSİAD üyesi firmalar stant açma hakkına sahipti. High-Tech Port adında ayrı bir hall yaptık, hall dolu şu anda… Türkiye’de yerleşik bir firma olmak kaydıyla yüksek teknoloji üreten firmalar orada ürünlerini sergileyebilecek. Hem fiziki alanı hem de konsepti açtığımız için bu yıl diyoruz ki 100 ülkeden 7 bin yabancı iş adamı bekliyoruz. İnternet üzerinden fuar kayıtlarımıza bakınca bunu net olarak görebiliyoruz” diye konuştu.

Ekonomi yönetimine fuar ve foruma destekleri için teşekkür eden Olpak, etkinliğe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katılacağını kaydetti.
 
“Türkiye ne kadar büyürse bizde çıtamızı o kadar artırarak devam edeceğiz”
MÜSİAD’ın Türkiye genelinde faaliyette bulunduğunu gibi küresel ölçekte de 63 ülke ve 159 noktada hizmet verdiğini aktaran Olpak, “Türkiye ne kadar büyürse biz de çıtamızı o kadar artırarak devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

İş çevrelerinin uluslararası etkinliklerde oluşan iş hacimlerini açıklamaktan kaçınabildiklerini söyleyen Olpak, “Fuarın ardından rakamlar hızlı bir şekilde oluşmaz, 10 milyar dolar, 20 milyar dolar diye, bu çok afaki… Eğer her fuarın içinde 10 milyar dolar, 30 milyar dolarlık iş anlaşmaları yapılıyorsa sorarlar ‘bu pararlar nereye gidiyor’ diye. Ama etkinliğimize memnuniyet açısından bakıldığında geçen yıl üyelerimizin yüzde 78’i ‘somut iş bağlantısı yaptım’ diye bilgi verdi… Bunu önemli buluyorum” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin G20 dönem başkanlığına da değinen Olpak, MÜSİAD’ın da Business 20 (B20) bünyesinde çalışmalar yapacağını kaydetti. Dönem başkanlığının Türkiye’ye son derece önemli bir hareket alanı sağlayacağını belirten Olpak, iş dünyasının da bu süreçte yoğun çalışacağını aktardı.