Money 20/20’de FinTech’ler Ön Plandaydı

0
133

Avrupa finans piyasalarının nabzını tutan Money 20/20 Amsterdam’da 21-23 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi. Eşzamanlı birçok oturumda finansal piyasaların önemli oyuncularıyla öne çıkan konu FinTech’lerdi.

ZEYNEP STEFAN
Insha Ventures – Direktör

“Konferansın ismini ilk duyanlarda 2020 yılına referans olduğu izlenimi bıraksa da 20/20 aslında görüş netliği anlamına gelmekle birlikte, isminin hakkını vererek dopdolu içeriğiyle kapsamlı bir çerçeve çiziyor ve oyuncuların bakış açılarını kesinlikle netleştiriyor. Eşzamanlı birçok oturumda finansal piyasaların önemli oyuncularını dinleme fırsatı bulduğumuz organizasyonun kuşkusuz en çok kazananı FinTech’lerdi. Benim perspektifime göre başarılı bir konferans sadece kafanızdaki soru işaretlerini giderdiğiniz değil, size yeni sorular da sorduran bir organizasyon olmalı. Bu haliyle 2021 yılının Money20/20’si benim için çok etkin geçti. Cevaplarını bulduğum sorular da yok değildi ancak bana düşündürdükleri kesinlikle cevaplardan daha değerli. Stratejik çerçeve, felsefi öz, regülasyon, ilk neden gibi birçoklarına sıkıcı gelen ancak benim özellikle ilgi çekici bulduğum konular Money 20/20’de farklı oturumda birçok defa tartışılmasına rağmen organizasyonun genelinde ödeme sistemlerinin ağırlığının hissedildiğini söylemeliyim. FinTech’ler için konunun neden dönüp dolaşıp sürekli ödeme sistemlerine geldiği gibi benim için yeni bir soruya da birkaç cevap bulabildim nihayet. Ödeme sistemleri müşteriyle direk bağlantıyı kolayca sağladığından ‘Money Value Chain’de herhangi bir değişimin en kolay gerçekleştirilebileceği ve gerçekleştirilen değişimle alakalı sonuçların hızla alınacağı bir alan. FinTech’lerin de genellikle ödeme sistemlerini seçmeleri dolayısıyla tesadüf değil, ancak geçici (aynı caddedeki birbiri ardına açılan birçok simitçi gibi) ve oyuncu sayısındaki bu yığılmanın negatif etkileri kendini birleşme (1+1=1 şeklinde) veya satın alma (1+1=0 şeklinde) olarak gösterecektir. Peki asıl değer merkezi ödeme sistemleri değilse neresi? Yeni nesil finansal hizmetlerde yer almak isteyen oyuncuların neredeyse tek bir atış hakkı var ise uzun vadede de kendi fikirleriyle ve ismiyle yer almak isteyen bir kurum bu değer zincirinin neresinde yer almalı? Gelecekte daha çok belirleyici olacak olan güven, inovasyon ve katma değer gerçek anlamda hangi adımda ve aslında kimin eliyle; düzenleyici kurumlar mı, bankacılık lisansı sahibi şirketler mi, FinTech’ler mi; yaratılıyor olacak?
Konferansta ödeme sistemlerinin evrilebileceği formlar kadar konuşulan diğer bir konu ise finansal kurumların sahip olduğu benzer fonksiyonların; müşteri doğrulama, ülkeler arası regülasyon farklılıklarının yönetimi vb.; ne kadar ortaklaşa gerçekleştirilebileceği ve bu alanlara aktarılan kaynakların etkin bir şekilde yeni piyasalara açılma ve ürün geliştirme gibi finansal kapsayıcılığa hitap edecek şekilde nasıl değerlendirilebileceği idi. Bu kadar çok konuşulmasına rağmen henüz ortak bir paydada buluşulamamasını bu alana görece yeni giren birisi olarak herkesin birbirini beklemesine bağlıyorum, yani ortada halen kaybedilecek çok finansal kaynak ve ne yazık ki zaman var. Tipik bir atipik.
Sayısız rakip ile var olabilme savaşında elde edilebilecek önemli bir başarının en çok yola çıkarken alınan kararların ne kadar detaylı analizlerle sağlamlaştırıldığına, zira her ne kadar pivot yapılarak farklılaştırılsa da ana fikir her zaman ana fikir, bağlı olduğunu kabul edersek gerçek değer aplikasyonda mı, hesap sahipliğinde mi, üründe mi yoksa ne olursa olsun elde edilecek gelirde mi saklı? Bir fikir bu unsurların hepsinde yaşayabilir mi, içlerinden birini mutlaka seçmeli mi? Türkiye gibi uzun zamandır gelişmekte olan kategorisinde yer alan bir piyasanın asıl ihtiyacı olan sıçramayı sağlayacak ‘artan finansal kapsayıcılık’ bu alanların hangisinin etkin kullanımı ile gerçekleştirilebilir? Ödeme sistemleri pastayı büyültmeyen ancak dağılımını farklılaştıran bir unsur ise neden bu kadar çok oyuncu öncelikle bu alanda, başka bir adıma kolayca geçebilmek için mi, en sorunsuzu bu alan olduğu için mi? Türkiye Fintech piyasası gibi eril bir yapıda halen ‘girly’ bulunan sürdürülebilirlik ne olacak peki?
Avrupa piyasasının ardından Ekim ayının son haftasında Las Vegas’ta gerçekleştirilecek Money 20/20 bu soruların ne kadarını, hangi değişikliklerle ve nasıl yeniden sordurtacak göreceğiz. Ölçek, denklemdeki birçok öğeyi değiştirebiliyorsa Amerika piyasası için beni daha kompleks sorular beklemekte. Eğer değiştiremiyorsa finansal piyasaların büyüklüğünden bağımsız, Kuzey Amerika-Avrupa piyasaları özelinde, iki devin de alacakları yolun eşit olduğunu söyleyebileceğim. Türk piyasası olarak bize düşecek ise yine aynı olacak: Herkesin yaptığını yapmamak!”