​Mevlüt Çavuşoğlu’ndan IŞİD açıklaması

0
24

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Habertürk TV’de Veyis Ateş’in sorularını yanıtlıyor.

Çavuşoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle;

Türkiye’nin sürekli öldüren terör örgütlerinden kurtulması lazım. Genel olarak Esad dışındaki tüm güçleri birleştirmek gerekiyor. Kimsenin dışlanmaması gerekiyor. 

Benim Dışişleri Bakanı olduğuktan sonra ilk toplantılarımdan biri Cidde’deki konsoloslukta bir toplantıydı. O dönemde bir Türkiye DEAŞ’a karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini somut önerilerle ortaya koyuyor. Yurtdışında tüm katıldığım toplantılarda DAEŞ’le mücadele hakkında konuştu.

Eğer kapsamlı bir plan yaparsak Türkiye DAEŞ’le mücadeleye her türlü katkıyı sağlayacaktır. 
Musul ulusal muhafızların eğitilmesi dahil her türlü katkıyı sağlamaya varız. ABD’li dostlarımız

Biz şu anda PYD’ye karşı özel bir operasyonumuz olmayacak. Ancak bu PYD’nin yaptıklarını onaylıyoruz anlamına gelmiyor. PYD IŞİD’le çatıştığı için destek gördü ancak PYD Suriye’de barış için mücadele eden bir unsur değil.
Biz şu anda doğrudan PYD’yi hedef almıyoruz ancak PYD’ye yaptığımız eleştiriler net. Şu anda doğrudan hedefimiz DAEŞ’le mücadele. Ancak PYD’ye uyarılarımızı yapıyoruz.

Son zamanlarda PKK’nın Türkiye’deki terör saldırılarından PYD’nin de rahatsız olduğunu duyuyoruz.
DAEŞ’temizlendikten sonra ortaya temizlenmiş bir bölge çıkacak. Biz bu bölgeyi oluşturduktan sonra herkesin meşru gördüğü ılımlı muhalefet güçlerinin yerleşmesini istiyoruz. Bu sadece Türkiye’nin değil Suriye’nin geleceğini ve istikrarını isteyen herkesin temennisi bu.

Buranın güvenliği ılımlı muhalefet tarafından yapılacak.
İncirlik ya da diğer üsler fark etmez. Biz DAEŞ’in bölgeden temizlenmesi için her türlü katkıyı sunacağız. Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen yabancı teröristlerin kaçak bir şekilde bölgeye geçişini de bu şekilde durduracağız.

Görüyoruzki gizli serviste çalışanların, DAEŞ sempatizanlarının Türkiye üzerinden geçmelerine yardım ediyor. Biz bu yolla bunları da durdurmuş olacağız.
İnsanların memleketlerine geri dönmesine yardım etmek bizim görevimiz. Burada güveni sağlamak da bölgedeki ılımlı güçlerin görevidir. 
Buraya insanlara zorla döneceksiniz diye bir baskımız yok. Ancak gönüllü dönmek istiyorlarsa Türkiye onlara yardım edecek. Türkiye her türlü etnik guruba eşit yaklaştık. Açık kapı politikamız tüm dünyadan övgü alıyor.
Eğit donatta lojistik sebeplerle bazı gecikmeler oldu. Teknik problemler kaldı geriye. En kısa sürede başlayacağını söyleyebilirim.

Biz başından beri DEAŞ’a karşı mücadele içerisindeyiz. DEAŞ’a mücadele konusunda kapsamlı bir strateji yeni yeni oluşmaya başladı. Bu gecikme Türkiye’den kaynaklanmadı.

Biz konsolosluk görevlilerimiz DEAŞ’ın elindeyken sesimizi fazla yükseltmedik. Çünkü onların yaşamını tehlikeye atmak istemedik. Ancak onları kurtardıktan sonra her platformda gerek Cumhurbaşkanı gerek biz DAEŞ’le ilgili konuştuk.

Arazideki durumu en iyi biz biliyoruz. Kapsamlı bir strateji olmadan bu işin çözülemeyeceğini görüyorduk. IŞİD’e karşı gecikmiş stratejinin bizden kaynaklanmadığını müttefik ülkeler de söylüyor.

DEAŞ’a karşı kapsamlı ve sonuç alıcı bir operasyon isteniyorsa kara operasyonu yapılmalıdır.
Biz DAEŞ’i bitirdikten sonra eğer Suriye’de bir siyasi istikrar olmazsa DAEŞ değil de başka bir örgüt yine oradan çıkabilir. Bu yüzden terörle mücadele ederken siyasi olarak da geleceğe yönelik adımlar atılmalıdır.

Biz Türkiye’de PKK’ya DHKP-C ve DAEŞ’e karşı mücadele yürütüyoruz. İçeride tüm terör örgütleriyle bir mücadele içerisindeyiz.

Biz güvenlikli bölgeye PYD’nin girmesini istemeyiz. Ilımlı muhalefetin güçleri olması en doğrusudur. Bunlar Suriye’nin bütünlüğü için mücadele eden unsurlar. Biz ne DAEŞ’in ne PYD’nin burada olmasını istemeyiz. Çünkü bu durum orayı güvenli bölge olmaktan çıkartır. Ancak bu noktada ABD ile bir görüş ayrılığımız yok. Müttefikimiz ve dostumuz ABD ile anlaşmamız da bu yönde. Amaçlarımız aynı. 

Şu anki mutabakatın içerinde Irak yok sadece Suriye’deki bölgelerin DAEŞ’ten temizlenmesi var.
Irak’taki Sunnilerin güveninin tekrar kazanılması gerekiyor ve onların da DAEŞ’le mücade etmesi gerekiyor. Ancak henüz bu konuda somut adımlar atılamadı.

Suriye’nin toprak bütünlüğünü önemsiyoruz. Bölünmesini istemiyoruz. Bir ülkede istikrar olmazsa, sınır birliği olmazsa kaos olur bu da en çok Türkiye’yi ilgilendirir.

Biz Suriye’de Esad’la bütünlüğün sağlanamaycağını 5 yıldır söylüyoruz. Cenevre deklarasoynunda gayet açık ifade ediliyor.

Suriye’de serbest bir seçim ortamı sağlanacak. Herkesin ülkesine geri dönebilmesi için güvenli bir ortam sağlanacak.