17. Uluslararası Arguvan Türkü Festivali için Malatya’dayız. Program öncesinde Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ile görüştük. Depremin ardından yeniden yapılanma sürecine giren şehir, yalnızca kayısıyla değil, sanayisi ve üretim altyapısıyla da anılmak istiyor. Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ile tarımsal kimlikten sanayiye yönelişi, model fabrika projesinden URGE çalışmalarına uzanan dönüşüm sürecini konuştuk. – Zeynep Aktaş
Malatya denince akla ilk kayısı geliyor. Bu durum yıllardır böyleydi ve hâlâ da öyle. Ancak son yıllarda bu güçlü tarımsal kimliğe sanayideki adımlar da ekleniyor. Özellikle 6 Şubat depremlerinden sonra ortaya çıkan yeniden yapılanma ihtiyacı, şehirde üretim altyapısının çeşitlendirilmesi gereğini daha görünür hale getirdi. Sanayiyle güçlenen, yeşil dönüşüme hazırlanan ve yeni nesil yatırımlarla yönünü değiştiren bir Malatya profili ortaya çıkıyor. 17. Uluslararası Arguvan Türkü Festivali için geldiğimiz şehirde, bu dönüşüm sürecini Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ile konuştuk.
Oğuzhan Bey, Malatya ekonomisinde son dönemde bir yön değişikliği gözleniyor. Ne oluyor?
Malatya yıllardır tarım temelli bir şehir olarak biliniyor. Özellikle kayısıyla tanınmak bizim için her zaman bir avantajdı. Ama artık bu kimliğe sanayi, teknoloji ve üretim gücü de eklensin istiyoruz. Son birkaç yıldır bu yönde çabalarımız vardı. 6 Şubat depremi ise bu değişimi hızlandıran bir dönüm noktası oldu. Fiziksel yeniden inşa kadar, ekonomik olarak da ayağa kalkmamız gerekiyor.
Yani konutlarla birlikte ekonomik altyapı da mı yeniden şekilleniyor?
Aynen öyle. Şehir sadece binalarla ayağa kalkmaz. İnsanlara iş, üretim ve umut da vermeniz gerekir. Tam bu noktada, Malatya’da yeni bir kalkınma modeli denemek zorundayız dedik ve ne yapabileceğimizi kendimize sorduk.
Cevap ne oldu?
Çok net: Sanayi. Ama sıradan, geleneksel anlamda değil. Çeşitlenmiş, yenilenmiş, teknolojiye ve yeşil dönüşüme açık bir sanayi yapısından söz ediyorum. Deprem sonrasında yeniden yapılanma sadece konutlarla sınırlı değil. Ekonomik olarak da kendimizi yenilememiz gerekiyordu. Biz de bunu bir fırsata çevirmek istedik.
Peki ne yaptınız?
İlk olarak mevcut potansiyelimizi değerlendirdik. Tekstil ve gıda gibi oturmuş sektörler zaten vardı. Ama bunların yanına yeni alanlar eklemek gerekiyordu. Savunma sanayi, sağlık teknolojileri, yazılım, elektronik ve yenilenebilir enerji gibi sektörlerde yatırımcı çekmemiz önemliydi. Bu noktada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın URGE projeleri çok değerli bir araç oldu. Hem yerli yatırımcıya yeni pazarlar açıyoruz hem de yabancı yatırımcıyı cezbetmeye çalışıyoruz.
Bu yeni yatırımlar için teşvik imkânları da kullanılıyor mu?
Elbette. Malatya şu anda 6. bölge teşviklerinden faydalanıyor. Bu teşvikler 31 Aralık 2025’te sona erecek ama biz sürenin uzatılması için girişimlerde bulunduk. Çünkü gerçekten işe yarıyor. Bu destekler sayesinde sanayimiz cazibe merkezi haline geldi. Şehre gelen yatırımcı sayısında gözle görülür bir artış var.
Peki teknoloji odaklı dönüşümde en somut örnek nedir?
Model Fabrika. Malatya 2. OSB’de, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle kurduğumuz bu yapı Doğu Anadolu’nun ilk model fabrikası oldu. Sadece Malatya’ya değil, bölgedeki tüm illere hitap ediyor. Endüstri 4.0’a uyumlu yapısıyla işletmelerin daha verimli, daha nitelikli üretim yapmalarını sağlıyor. Yeni ürün geliştirmede, dijitalleşmede çok büyük katkısı olacak.
Sürdürülebilirlik konusu da bu dönüşümün parçası mı?
Kesinlikle. Dünyanın nereye gittiğini görmezden gelemeyiz. Yeşil Mutabakat artık iş dünyasının en ciddi gündem maddelerinden biri. Özellikle AB’ye ihracat yapan firmalar için bu bir mecburiyet haline geliyor. Biz de bu doğrultuda Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu kurduk. Ticaret Bakanlığı’nın eylem planına göre firmalarımızı hazırlıyoruz. 2026’ya kadar eksiksiz hazırlanırsak, bu süreci avantaja çevirebiliriz.
Fabrikalar uyum sağlıyor mu?
Başladılar. OSB’deki birçok fabrika çatılarına güneş enerjisi sistemleri kurdu. Sıfır atık, düşük karbon salınımlı üretim, akıllı hatlar gibi konularda bilinç artıyor. Biz de bu alanlarda eğitim ve danışmanlık projeleri yürütüyoruz.
Kayısıyı bu modelin neresine koyuyorsunuz?
Kayısı artık yalnızca tarımsal bir ürün değil. Katma değerli üretimle çok sektörlü bir ekonomi aracına dönüşüyor. Örneğin kurutulmuş meyvede ileri işleme, çekirdekten elde edilen kozmetik ürünler, doğal enerji barları, fonksiyonel gıda katkıları… Bunların hepsi yeni modelin parçaları. Biz kayısının işlenme oranını artırarak üreticinin daha fazla kazanç elde etmesini ve ihracat kalitesinin yükselmesini hedefliyoruz.
Son olarak bu dönüşümün hedefi ne? Malatya nerede olmak istiyor?
Malatya’nın yıllık ihracatı şu anda 450–500 milyon dolar seviyesinde. Bu rakamı 1–2 milyar dolara taşımayı hedefliyoruz. Gaziantep, Kayseri, Konya gibi üretim merkezleriyle aynı ligde yer almak en büyük amacımız. Bunun yolu ise üretimde çeşitliliği artırmaktan, yeşil dönüşüme uyum sağlamaktan ve teknoloji odaklı yatırımları büyütmekten geçiyor. Artık yalnızca kayısıyla değil; planlı yatırımları, dayanıklı üretim altyapısı ve sürdürülebilir sanayi vizyonuyla anılan bir şehir olmayı önceliyoruz.