Kur hareketleri borçluyu zorluyor

0
60

 BANKACILIK SEKTÖRÜNDE kredilerin GSMH’ya oranı 2002 yılında yüzde 15 iken, geçen yıl bu oran yüzde 68’e yükseldi. Kre­di mevduat oranı ise yüzde 120’lerde bulunuyor. Sektörün verdiği kredilerin yüzde 78’ini kurumsal krediler oluşturuyor. Yüzde 22’si ise bireylere konut ve ihtiyaç kredisi olarak kullandırılmış. Sektörde tahsili gecikmiş alacakların oranı ise yüzde 2.9’larda. Son dönemde büyük şirketlerin yeniden yapılandır­ma için bankalara başvurmasıyla gözler bankacılık sistemine çevrildi.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, borcunu ödemeye niyetli olanlarla yapılandırma yaptıklarını belirte­rek, yapılandırılan alacak toplamının 78 milyar TL, bunun da toplam kredilere oranının yüzde 3.8’ler­de olduğunu söylüyor. Bankalar Birliği tarafından yapılan açıklamada da şöy­le denildi: “Yakın dönemde ABD’de faiz oranlarının yükselme, dünyada petrol ve emtia fiyatlarının artış eğiliminde olması yanında uluslararası ve bölgesel politik risklerin artması, gelişmekte olan ülkeleri olduğu gibi ülkemizi de et­kiliyor. Bankacılık sektörü büyümenin sağlıklı olarak sürdürülmesine destek olacak yapıda ve güçtedir. Toplam kredilere oranı yüzde 3,8 olan yapılan­dırılan kredilerin tahsilat oranı yüzde 80’e yakındır. Sorunlu kredilerin yüz­de 75’i için özel karşılık öngörülmedik riskler için ise makul düzeyde genel karşılık ayrılmıştır. Hükümetimiz başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarla yakın istişare ve işbirliği sayesinde, beklenmedik durumlarda aracılık işle­vini sağlıklı olarak yerine getiren bankacılık sektörü, büyük ölçüde uluslararası gelişmelerin neden olduğu son dönemdeki zorlu sü­reçten kaynaklanan riskleri de doğru yöneterek pozitif görünümünü koruyacak kabiliyettedir.”

Bankacılık sektörünün ve yetkili kurumların yakından takip ettiği yeniden yapılandırmanın amacı kurumların ekono­miye katkılarının devam etmesinin sağlanması. Peki tahsil edilemeyen borçlarda durum nedir? Bankaların tahsili gecik­miş alacaklarını satın alan varlık yönetim şirketlerinin portföy satın alma iştahı nedir? Bu yıl ne kadarlık bir portföy satın alacaklar? Bu konuyu Varlık Yönetim Şirketleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Tuncalı’ya sorduk.

FONLAMA MALİYETLERİ ARTTI
Doğru fiyat olduğu sürece portföy satın alma iştah­larının olduğunu belirten Tuncalı, önümüzdeki dönemin zor olacağına dikkati çekiyor. Bunun da fonlama maliyetle­rinin artması ve politik belirsizliklerin ekonomide yarattığı endişelerden kay­naklanacağını kaydediyor. Çünkü özellikle kurlardaki dalgalanma hareketlerinin arttığı bu dönemlerde tah­silat yapmak zorlaşıyor.

Tuncalı’ya göre, önü­müzdeki dönemde ticari ve KOBİ tarafında banka­lardaki sorunlar artabilir.
Varlık yönetim şirketleri, 2009 yılından bu yana bankalardan 38 milyar TL tahsili gecikmiş alacak satın aldılar. Bunun 21 milyar TL’sini bireysel, 17 milyar TL’sini ise kurum­sal ve KOBİ kredileri oluş­turuyor. Bankaların portfö­yünde ise 65 milyar TL’lik tahsili gecikmiş alacak bulunuyor. Geçtiğimiz yıl bankalar portföylerindeki 8.5 milyar TL’lik tahsili gecikmiş alacağı varlık yönetim şirketlerine sat­mışlar. Selçuk Tuncalı, bu yılki satışın da geçen yılki rakamlara yakın olmasını beklediklerini kaydediyor. Bu arada, geçen yıl kamu bankalarının da satış yapabilmesi için mevzuat çıkmıştı. Tuncalı, bu yıl kamu bankalarının da satış yapabileceğini söylüyor. Kamu bankalarının tahsili gecikmiş alacak tutarının  18 milyar TL seviyesin­de olduğu belirtiliyor.

3.2 MİLYON KİŞİNİN BANKALARA BORCU VAR
Tuncalı’nın verdiği bilgiye göre şu anda Türkiye’de 3.2 milyon kişinin banka­lara borcu bulunuyor. Bu borçluların yaklaşık 1.5-1.6 milyonun borçları varlık yönetim şirketleri tarafın­dan devralınmış. Bunların 500 bininin ise borcu tahsil edilmiş. Tahsilat uzun zaman alıyor. Verilen bilgiye göre, varlık yöne­tim şirketleri devraldıkları bireysel portföyün ancak, yüzde 30-40’ına ulaşabi­liyor. Diğer yandan, 2009 yılında ortalama borç tutarı 5 bin TL civarın­dayken, şimdi bu oran 8-9 bin TL’ye çıkmış. Bireysel borçluların oranlarının çok fazla artmadığını kaydeden Selçuk Tuncalı, dövizle borçlanmaya sınırlama ge­tirilmesi, limitlerle ilgili sı­nırlamalar gibi önlemlerin etkili olduğunu kaydediyor.

 Ticari ve KOBİ’lerde durum nedir? Yeniden yapılandırma konusunda başvuru sayısının artma­sı önümüzdeki dönemin daha sıkıntılı olacağı sin­yallerini veriyor. Şirketlerin döviz borcunun fazla oldu­ğunu, kurlardaki yükselişin de özellikle borcu olan şirketlerde nakit sıkışıklığı yaratabileceğini kayde­den Tuncalı, “Geçen sene KGF işletmelere can suyu olmuştu. Şimdi döviz borç­lanmasıyla ilgili şirketlere de sınırlamalar getiriliyor. Ama TL borçlanmanın maliyeti de yükseldi. Bu da firmaları zorlayacaktır” di­yor. Tuncalı, büyük grupla­rın yeniden yapılandırma taleplerinin artçı efektler yarattığını, ihtiyacı olma­yanın da yapılandırma ile vade uzatımı isteyebileceği uyarısında bulunuyor. Bankaların tahsili gecikmiş alacak oranının çok yüksek olmadığını hatırlatan Tun­calı, ancak önümüzdeki dönemde reel tarafta kur nedeniyle sıkıntıların ola­bileceğini kaydediyor. KGF kredilerinde ise borcun iyi çevrildiğini, batık oranının yüzde 1’in altında olduğu­nu belirtiyor.

Son yıllarda çok fazla ticari ve kurumsal bor­cun bankalar tarafından varlık yönetim şirketlerine devrolmadığını hatırla­tan Tuncalı, ancak 5-6 yıl içindeki büyük proje finansman borçlarının önümüzdeki dönemde sa­tışa çıkabileceğini söylüyor. Özellikle enerji ve inşaat sektöründeki bu varlıkların ekonomiye tekrar kazan­dırılması ya da borcun kapatılması için yeni bir yaklaşıma ihtiyaç duyulabi­lir. Diğer yandan tekstil ve ticaret yapan şirketlerde de sorunlar olduğu konuşu­luyor.

Yaşanan sorunlar sadece Türkiye’ye özgü olmasa da tüm gelişmekte olan ülke­ler için sıkıntılı bir dönem­den geçildiği dile getirili­yor. Alınan önlemlerin ise hasarın daha az olmasını sağlayacağı görülüyor.