Kripto Varlıkların Başı (Yine) Belada

0
3014

Finansal piysalar açısından fazla hareketli geçmeyen Mayıs ayında sürüden ayrılan tek varlık sınıfı kripto varlıklar oldu.

Kripto para yerine kripto varlık tanımını özellikle kullandım zira ortada yaklaşık 10 bin kripto varlık var ve bunların çok büyük kısmı tanım olarak paranın taşıması gereken özellikleri taşımıyor. Bu nedenle para değil daha geniş bir tanım olarak varlık adı altında sınıflandırmak daha doğru olacaktır. Mayıs ayında yaşanan satışa benzer pek çok satış yaşandığı için kripto yatırımcılar bu hareketi her zamanki gibi doğal karşıladı. En son 2017/18 yılında 20 bin dolara kadar yükselen Bitcoin 4000 doların altına kadar gerilemişti. Ancak bu defa satışın “kodları” biraz daha farklı. Öncelikle, haklı olarak, “eski para sisteminde” birkaç kişinin, mesela merkez bankası başkanının, aşırı güçlü olduğunu ve tüm sistemin bir kişinin dudaklarından çıkacak kelimelere bağımlı olduğu tezi ile kripto varlıklara felsefi destek veren görüş Elon Musk’ın birkaç twiti ile tüm piyasayı sarsması neticesinde boşa düştü.

Kripto dünyasının teoride merkeziyetsiz fiyatların ise pratikte ise hala kişilere bağımlı hareket ettiğini gördük. Bunun en önemli nedeni de neye yatırım yaptığına bakmadan sadece birkaç “fenomenin” twitleri ile yatırım yapanların çokluğu. İkinci ve daha önemli bir dinamik Bitcoin madenciliğinin karbon ayak izi üzerine kopan fırtına. Yine Elon Musk’ın bir twiti üzerine Bitcoin’in aslında cevre için zararlı olduğu anlaşıldı! Musk birkaç ay önce ticarete konu edeceğini açıkladığı Bitcoin’in bu özelliğini aniden! öğrenince aldığı karardan vazgeçti. Ancak bu adım piyasada ve madenciler arasında yeşil-kara tartışmasını da tetikledi. ESG yani çevre standartları konusunun son derece öne çıktığı bu dönemde madenciler gerçekleri anlatmakta yetersiz kalırsa piyasada yeşil ve kara olmak üzere iki tip Bitcoin fiyatı oluşacak.

Belki de devletler tarafından yeşil sertifika verilmiş olan madencilerin ürettiği “çevreci” ve dolayısı ile daha değerli Bitcoin’e karşılık kara yani ıskontolu işlem gören Bitcoin. Diğer bir gelişme ise Çin’in madencileri uyarması ve faaliyetlerini kısıtlayacağı açıklamasıydı. Piyasa her yıl gelen bu açıklamayı , doğal olarak ciddiye almadı. Ancak bu kez kritik bir fark var. Çin geçtiğimiz yıl dijital merkez bankası parası olarak dijital yuanı piyasaya sürdü. Bu noktadan sonra alternatif sistemlere karşı daha katı bir tavır takınması şaşırtıcı olmayacaktır.

Çin kadar sert önlemlere başvurulmasa da dijital merkez bankası denemesi yapan tüm ülkeler benzer bir tavır alabilir. Kısa vadede Çin’in madencilerin aktivitesini kısıtlaması hash gücünde ve buna bağlı olarak zorluk oranında düşüş anlamına gelir. İşlemlerin güvenilirliği, hızı ve ücretlerin seviyesi konusunda soru işaretleri oluşur ancak bir süre sonra elbette başka ülkelerde Çin’den boğacak boşluk doldurulur. Öte yandan Bitcoin ve kripto varlıkların genelinde görülen 50-75% arası bir haftaya sığdırılan satışlar Bitcoin’in uzun vadeli hikayesini veya imajını da zora soktu. Enflasyona karşı koruma ve değer saklama aracı olarak öne sürülen Bitcoin’in bu kadar sert hareketler yapması reel sektör şirketlerinden gelecek talep açısından negatif bir durum. Hiçbir hazine şirket yönetimine ve hissedarlarına bu kadar volatil bir varlığı güvenli bir yatırım olarak açıklayamaz. Kısacası Bitcoin’de aslında alışa gelmiş bir satış yaşanmış olsa da çözülmesi gereken bazı sorunların da açığa çıktığını görüyoruz. BTC’nin arkasından çok değerli ve kolektif bir beyin olduğundan bu sorunlar da çözülecek ve fiyatlar yeniden yükselecektir. Şu anda yapılacak en büyük hata bu sorunları görmezden gelmek veya eleştirileri ad hominem argumanlarla geçiştirmek olacaktır.