Koruncuk Vakfı’nın yıl sonu yemeğinde anlatılan bir denizyıldızı hikâyesi, bağışın büyüklüğünden çok etkisini yeniden düşünmeye çağırdı. Peki bu küçük görünen katkılar, kız çocuklarının geleceğinde gerçekten kalıcı bir karşılık yaratabilir mi?
Koruncuk Vakfı’nın kız çocuklarına destek amacıyla düzenlediği yıl sonu yemeği için Raffles İstanbul’un balo salonundayım.
Tam karşımda duran sahnenin arkasında büyük ekranda, çakıl taşlı kıyıya vurmuş büyükçe bir denizyıldızını görüyorum.
Sahnede Koruncuk Vakfı Başkan Yardımcısı Jülide Berkman konuşuyor.
Kıyıya vuran binlerce denizyıldızını tek tek denizle buluşturmaya çalışan yaşlı adamın hikayesini anlatıyor.

“Bir denizyıldızını denizle buluşturmak, bir hayatı kurtarmaktır.”
Sözleri masaların arasında dolaşıyor. Her davetlinin katkısı, küçük bile olsa anlamlı.
Salonu dolduran kalabalığa bakarken, bu gecenin bir bağış etkinliğinin de ötesinde bir şey söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyorum:
Küçük bir katkı, bir kız çocuğunun geleceğini gerçekten değiştirebilir mi?
STK’ların sürdürülebilir finansman ihtiyacı
“Bizim için süreklilik çok önemli.”
Koruncuk Vakfı Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı Av. Dr. Figen Samuray’ın vurgusu, sivil toplum kuruluşlarının en kırılgan alanına işaret ediyor.
Bağışlar çoğu zaman dönemsel dalgalanmalara açık. Oysa kız çocuklarının eğitim ve barınma ihtiyacı süreklilik gerektiriyor.

“Destek bir gecelik olmamalı.”
Bu yaklaşım, Koruncuk Vakfı’nın finansman modelinde neden kurumsal iş birliklerine ağırlık verdiğini izah ediyor.
“Kaynağı çeşitlendirmeden yol alamazsınız.”
Sözler salondaki sponsor yapısını daha anlamlı kılıyor.
Gecenin ana sponsoru Korkmaz ve diğer kurumların varlığı, vakfın bağışla olduğu kadar, uzun soluklu iş birliklerine de ihtiyacının olduğunu gösteriyor.
“Hedef ortaya konmadan sürdürülebilirlik olmaz.”
Tespit kaynağın rakamsal tutarların ötesinde aynı zamanda amacın da bir ihtiyacı karşılaması gerektiğini hatırlatıyor.
Sosyal yatırımların geleceği
“Artık herkes neye katkı sunduğunu bilmek istiyor” diyor, Figen Samuray.
Sosyal yatırımların geleceğinde ölçülebilir etki beklentisi belirginleşiyor. Kurumlar ve bireyler, destek verdikleri alanın somut çıktısını görmek istiyor.

“Etkisini anlatamadığınız iş kalıcı olmuyor.”
Sözleri dönüşümün neden hızlanması gerektiğini anlatıyor.
“Şeffaflık bizim için vazgeçilmez.”
Sosyal yatırım anlayışındaki yeni dili özetliyor. Vakıflar artık yardım ettiği kadar, sonuçlarını da paylaşıyor. Çıktılar paylaşıldıkça kurumsal ilgiyi de çekiyorlar.
“Bu beklentiyle çalışıyoruz.”
İfadeler, Koruncuk Vakfı’nın yeni döneme uyum sağladığını işaret ediyor.
Kız çocukların toplumsal kalkınmadaki yeri
“Kız çocuklarının eğitimi bir tercih değil, zorunluluk,” diyor Figen Samuray.
Eğitimden kopan her kız çocuğunun bireysel bir kayıpla kalmadığını, aynı zamanda toplumsal bir maliyet anlamına geldiğini söylüyor.
“Bu zincir erken yaşta başlıyor.”
Cümle, barınma ve psiko-sosyal desteğin neden önemli olduğunu hatırlatıyor.
“Onlara güvenli alan sunmak önceliğimiz.”
Figen Samuray’ın anlattıkları Koruncuk modelinin temelini ortaya koyuyor.
Ortaokuldan üniversiteye uzanan destek, kız çocuklarının hayata tutunmasını kolaylaştırıyor.
“Geleceğimiz ancak böyle güvencede olur.”
Yapılan işin aslında yardımın da ötesinde, kalkınma başlığı olduğu duygusunu veriyor.
Kültür ve sanat dünyasının sosyal projelerdeki etkisi
“Sanat, mesajı çoğaltır,” diyor Figen Samuray.
Gecede müzisyen Emir Ersoy ve Orkestrası keyifli anlar yaşatıyor. Sevilen oyuncular Gökçe Bahadır’ın katkısı ve Çağlar Ertuğrul’un gecede yer alması, bağış çağrısının etkisini artırıyor.
Kültür sanat dünyası, sosyal projelerin görünürlüğünü genişletiyor.
“İnsanlar hikâyeye dahil oluyor.”
Söz, etkileşimi adeta özetliyor.
“Bir ses, birçok kapıyı açabilir.”
Sanatçı ve oyuncuların varlığının neden önemli olduğunu anlatıyor. Duygusal bağ kurulduğunda, destek davranışı güçleniyor.
“Bu yüzden birlikteyiz.”
Figen Samuray, kültürle sosyal fayda arasındaki ilişkinin altını çiziyor.
Gece sona eriyor. Salondan çıkıyorum. Yürürken Jülide Berkman’ın anlattığı denizyıldızı hikayesi aklıma geliyor.
Yaşlı adam belki kıyıya vuran binlerce denizyıldızını kurtaramamıştı…
Ama denize attığı denizyıldızını kurtarmıştı…
