‘Kanserojen’ ayakkabılarla ilgili soruşturma başladı

0
34

Sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verildikten sonra piyasaya sürüldüğü öğrenilen ayakkabıların gümrükten nasıl çıkarıldığına ilişkin savcılığın soruşturma yürüttüğü öğrenildi.

Kişilerin tespiti istendi
Soruşturma, geçtiğimiz hafta Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar, Kaçakçılık ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından “5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu” kapsamında başlatıldı. Soruşturma kapsamında, kanserojen ayakkabıları gümrükten piyasaya sürenler ile bunlara yardım eden kişiler tespit edilip, deliller toplanacak. Konuyla gümrük içerisinde idari soruşturmanın başlatıldığı da öğrenildi.

Bakan açıklama yapmıştı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli piyasaya binlerce zehirli ayakkabı sürüldüğü iddialarını doğrulayarak “Maalesef bu eşya iç piyasaya satılmış görünüyor. Ne kadarı piyasaya sürüldü ona bilemiyoruz. Bazı marka isimleri var ama aynı markanın sağlıklı ürünleri de var. Marka ismi belirtmek sıkıntı yaratabilir. Ayakkabılarla ilgili yoğun bir şekilde raftan ürün numunesi alarak çalışma yapıyoruz. İmha edilmesi gereken 33 bin çift ayakkabı var” açıklamalarında bulunmuştu.

TÜDER: “Derhal piyasadan toplatılmalı”
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, kanserojen ayakkabıların derhal piyasadan toplatılması gerektiğini belirterek, “Kanserojen ayakkabıları ithal eden ve piyasaya süren firmaların kamuoyuna açıklanmasını, kanserojen ayakkabıları piyasaya sürenler ile bunlara yardım ve aracılık edenlere yasal müeyyidelerin uygulanmasını, yetkili tüm kamu idarelerinden bekliyoruz” dedi.

Küçük, yaptığı açıklamada, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin açıklaması ile kamuoyuna yansıyan haberlerden; kanserojen madde içeren yaklaşık 25 bin zehirli ayakkabının, tüketicilere satılmak üzere yasal olmayan yollardan piyasaya sürüldüğünü, ayakkabıların akıbetlerinin bilinmediğini öğrendiklerini söyledi.

Bakan Canikli’ye, kamuoyunu bilgilendirmesinden dolayı teşekkür eden Küçük, “Tüketicilerin bilgilenmesi ve bilgilendirilmesi, sağlıklarının ve ekonomik çıkarlarının korunması, Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmiş en önemli evrensel tüketici haklarından olup, 1982 Anayasası’nın 172. maddesi gereğince de Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler almak zorundadır” ifadelerini kullandı.

Levent Küçük, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu açıdan Tüketiciler Derneği olarak kanserojen ayakkabıların derhal piyasadan toplatılmasını, kanserojen ayakkabıları ithal eden ve piyasaya süren firmaların kamuoyuna açıklanmasını, kanserojen ayakkabıları piyasaya sürenler ile bunlara yardım ve aracılık edenlere yasal müeyyidelerin uygulanmasını, buna benzer olayların sürekli kamuoyu ile paylaşılarak tüketicilerin bilgilendirilip uyarılmasını, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere yetkili tüm kamu idarelerinden bekliyor, kendilerini göreve davet ediyoruz. Ayrıca, tüketicilerimizi dikkatli olmaya, bu tür ürünler ile karşılaşmaları halinde yetkili mercilere şikayette bulunmaya davet ediyoruz.”

TASD: “İthal ayakkabıya ek verginin ne kadar doğru bir karar olduğunu gösterdi”
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, imha edilmesi gerekirken, piyasaya sürülen kanserojen etkiye sahip ayakkabı olayıyla, ithal ayakkabıya ek verginin ne kadar doğru bir karar olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.

Çetin, yazılı açıklamasında, imha edilmesi gerekirken, piyasaya sürülen kanserojen etkiye sahip 25 bin 510 çift ayakkabının ucuz ithalat sorununu bir kez daha gündeme taşıdığını kaydetti.

“Yaşadığımız bu olay, sektörümüze büyük darbe vuran ucuz ve kalitesiz ayakkabı ithalatına karşı çıkarılan ek verginin doğruluğunu net bir şekildi ortaya koydu. Türk halkı kanserojen ayakkabı giymeyi hak etmiyor” ifadelerini kullanan Çetin, son olayla birlikte, sağlıklı ve kaliteli üretim yapan yerli sanayicinin nefes almasını sağlayan ithal ayakkabıya yönelik yüzde 30-50 aralığındaki ek verginin ne kadar doğru bir karar olduğunun ortaya çıktığını vurguladı.

Ek verginin zehirli, kanserojen ayakkabıların tamamının olmasa da büyük bir kısmının önüne geçeceğini belirten Çetin, şunları kaydetti:

“Türkiye olarak 500 milyon çift üretim kapasitesiyle dünyanın 7., Avrupa’nın ise 1. ayakkabı üretim merkeziyiz. Buna karşın yılda sadece 320 milyon çift üretim gerçekleştirebiliyoruz. Bugüne kadar ucuz ayakkabı ithalatının ağır baskısı altındaydık.  Sektörümüzün haklı taleplerine ses veren ekonomi yönetimimiz 10 Ağustos’tan geçerli olmak üzere ithal deri ayakkabıya yüzde 50, suni deri ayakkabıya ise yüzde 30 ek vergi koydu. Öte yandan ayakkabı ithalatının büyük kısmının yapıldığı Çin, Endonezya ve Vietnam gibi ülkelerden gelen kalitesiz ve sağlıksız ayakkabılar bundan sonrası için büyük oranda engellenmiş oldu.”

Kanserojen azo boyar madde içeren ayakkabı ithalatının önünün ek verginin yanı sıra çok daha radikal önlemlerle acilen kesilmesi gerektiğini ifade eden Çetin, ihtisas gümrüklerinin “delinmesinin” sorunun ana kaynaklarından biri olduğunu dile getirdi.

Çetin, “Vatandaşa saygısı olmayan, para kazanma hırsı aklının ve vicdanının önüne geçen işadamı görünümündeki zehir tacirlerine izin verilmemesi gerekiyor. Başta ayakkabı olmak üzere Türkiye’ye giren her ürünün sağlıklı olup olmadığı incelenmeli. Azo boyar madde, ftalat gibi kanserojen etkiye sahip zararlı madde taraması mutlaka yapılmalı. İthalat yapılan bütün ürünlerin Türk ayak yapısına uygunluğu mutlaka denetlenmeli” ifadelerini kullandı.