Jeopolitik Ortadoğu’nun Parasını Asya’ya Yönlendiriyor

By Fortune Türkiye

Dünya jeopolitiğinde yeni sayfalar açılırken, Körfez ülkeleri dikkatlerini Asya’ya çeviriyor. Finans, teknoloji ve know-how alanlarında yeni iş birlikleri ortaya çıkıyor. – Nicholas Gordon

Geçen yıl ekim ayında, Hong Kong’un en üst düzey maliye bakanı kalabalık bir heyetle Suudi Arabistan’ın başkenti ve aynı zamanda borsası Tadawul’un yer aldığı Riyad’a gitti. Suudi yetkililerle çevrili olan Paul Chan, Ortadoğu’nun en büyük borsa yatırım fonunu lanse etmek için düğmeye bastı. Yeni borsa 1,2 milyar dolarlık bir varlığı yönetiyor ve Çin’e ait şehirde işlem yapan, Şeriat hukukuna uygun 30 şirketi takip ediyor. (Bu şirketler arasından mega banka HSBC faiz uyguladığı için dışlandı.)

Chan ve Hong Kong Borsaları ve Takas CEO’su Bonnie Chan (aralarında akrabalık ilişkisi yok) dahil sayısız yetkili, Çinli kent Körfez’deki yeni kaynaklarla ilişki kurmaya çalıştığı için şimdilerde Ortadoğu’yu düzenli olarak ziyaret ediyor. HSBC’de baş Asya ekonomisti Frederic Neumann, “Hong Kong-Dubai Cathay Pacific uçuşları son üç dört yıldır tam dolu” diyor (kendisinin de sık sık Ortadoğu’ya uçtuğunu sözlerine ekliyor.) Hong Kong aslında Körfez parasına göz kırpan Asya ekonomilerinden yalnızca biri; üstelik bu ilgi yalnızca bireysel yatırımcılarla sınırlı değil.

 İster Suudi Arabistan’ın trilyon dolarlık Kamu Yatırım Fonu ya da BAE’nin kuruluşları olsun, Ortadoğu’nun devlet fonları dikkatini Doğu’ya çeviriyor. Körfez ülkelerindeki yatırımcılar yatırımlarını çeşitlendirmeye çalışıyorlar ve Asya da genç nüfusu, canlı teknoloji sektörü, hızla büyüyen ekonomileriyle müthiş fırsatlar sunuyor. Jeopolitik risk şirketi Gatehouse Advisory Partners’ta Dubai’de yerleşik kıdemli danışman Vasuki Shastry, “Körfez ülkelerinin yeni pazarlar bulmaları gerekiyor ve en cazip piyasalar da Asya’da yer alıyor” diyor. “Başka yatırım fonlarıyla iş birliği yapabilseler, bir sonraki Jack Ma’yı, engebeli arazideki pırlantayı bulabilirler mi?” Aslında bu yakın finansal bağlar salt ticari bir operasyonun ötesine uzanıyor.

Ortadoğu petrol sonrası bir ekonomi inşa etmeye çalıştığından stratejik önem taşıyor. Aynı zamanda, ABD’de Trump yönetiminin ticari ve yatırım ilişkilerinde gelgitlere yol açtığı bir ortamda hem Körfez ülkeleri hem de Asya koruma mekanizmaları oluşturmaya çalıştıkları için jeopolitik bakımdan da önemli. Ortadoğu ülkeleri ilk başta para yönetiminde daha Avrupa odaklı bir yaklaşım benimsediler.

Suudi Arabistan, Kuveyt ve BAE petrol paralarını Kuzey Amerika ve Avrupa’daki gelişmiş ekonomilere akıttı. Örneğin, Asia House düşünce kuruluşunun verilerine göre, Abu Dabi’deki Mubadala Investment Co., yatırımlarının yarısından biraz azını ABD’ye yönlendiriyor ve bu oran da diğer yatırımcılarınkine göre açık ara önde. Çin’deki yatırımları ise yalnızca yüzde 2.

Bu da Neumann’a göre, Suudi Arabistan, BAE ve Körfez İş Birliği Örgütü’ndeki diğerlerinin “Asya’nın yükselişi sürecinde treni biraz kaçırdıkları” anlamına geliyor. Şimdi Ortadoğu arayı kapatmaya çalışıyor. Batılı hükümetler yabancı yatırımları ince eleyip sık dokurken, Körfez yatırımcıları da portföylerine başka opsiyonları eklemeye çalışıyorlar. Geçen yıl, İngiltere BAE’nin maddi olarak desteklediği “Telegraph” gazetesinin satışını bloke etti; Avrupalı hükümetler de Körfez yatırımcılarının yerli telekom beri finans ve ticaret bağları var. Shastry, “BAE’de önemli sayıda Hintli milyarder olduğundan, bir aşinalık söz konusu. Hindistan’a yatırım yapmak, kendi ülkelerine yatırım yapmak gibi bir şey” diyor. Öte yandan, Çin Ortadoğu petrolünün önemli bir alıcısı. Neumann, Körfez İş birliği Örgütü’nün Çin’deki yatırımlarının Asya kıtası da dahil diğer yerlere kıyasla daha “hedefli” olduğuna dikkat çekiyor. “Çin’e yatırım yapıyorsunuz çünkü jeostratejik çeşitlenme ve teknolojiye erişim artık bir zorunluluk.”

Nacvalovaite, Ortadoğu’daki şirketlerindeki paylarını artırma girişimlerinden rahatsız oldular. Shastry, Körfez ülkelerinden gelen yatırımcılarla ilgili olarak “Çok kolay bir şekilde gidip herhangi bir Batılı varlığı almaları söz konusu değil” diyor. “Körfez ülkeleri bu tür yatırımların çok sıkı bir biçimde incelenmesinden rahatsızlar.” Bu durum Körfez ülkelerinin başta Asya olmak üzere başka pazarlara yönelmelerine yol açıyor. Oxford Üniversitesi’nde kamu servet fonları uzmanı Ana Nacvalovaite, Körfez ülkelerinin bölgede agresif bir yatırım stratejisi izlediğini belirtiyor. Asya’da Körfez yatırımları küçük çaplı ancak büyüyor. Kamu yatırım fonlarını takip eden Global SWF’ye göre, Suudi devlete ait yatırım fonu 2022 ila 2024 yılları arasında Asya ekonomilerine 6,6 milyar dolar yatırım yaptı; bu rakam daha önce üç yıl boyunca yaptığı yatırımların üç katına eşdeğer.

Abu Dabi Yatırım Fonu, Mubadala Yatırım ve Katar Yatırım Fonu gibi diğer Körfez ülkeleri fonları da aynı dönemde Asya’daki yatırımlarını artırdılar. Bununla birlikte, Körfez yatırımcıları Asya söz konusu olduğunda yatırım getirisinden daha fazlasıyla ilgileniyorlar. HSBC’den Neumann, Ortadoğu fonlarının, kendi ekonomilerine katkıda bulunabilecek “teknoloji ve know-how’a da erişmeye çalıştıklarını” belirtiyor.

Özellikle de BAE’den olan Körfez yatırımcıları geleneksel olarak Hindistan’a yakın olmuşlardır; bölgenin bu Güney Asya ekonomisiyle çok uzun zamandan yatırımcıların “önemli alanlarda büyük fırsatlara baktıklarını ve bunun da teknoloji “olduğunu söylüyor. Örneğin, elektrikli araçları ele alalım: 2023 yılı sonlarında, mobiliteye odaklı Abu Dabili şirket CYVN Holdings Çinli elektrikli araç startup’ı Nio’ya 2,2 milyar dolar yatırım yaptı. Video oyunları da Ortadoğu’nun dikkatini çeken bir başka sektör.

Nitekim Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu Nintendo, Capcom ve Nexon’un yanı sıra Çin merkezli e-spor şirketi Hero Esports gibi pek çok oyun geliştiricide hisse sahibi. Yakında Abu Dabi’de kurulacak olan e-spor şirketi NIP Group’un kurucusu Hicham Chahine, bu sektöre Körfez’in ilgisinin yatırımcıların hızla büyüyen bir pazardan yararlanmasını sağladığını söylüyor: “Çin dünyadaki en büyük oyun pazarı. Hindistan, Güneydoğu Asya, Japonya ve Kore’deki potansiyele bakın. Doğu her zaman oyunlarda ve e-sporda Batı’dan daha ilerdeydi.”

Son olarak da Güneydoğu Asya, özellikle de çoğunluğu müslüman olan nüfusları sayesinde ortak kültür ve dinsel bağlarından yararlanmayı uman Malezya ve Endonezya var. Shastry, “Endonezyalılar ve Malezyalılar kültürel benzerliğe büyük önem veriyorlar” sözleriyle açıklıyor. Körfez yatırımcıları burada emlak, veri merkezleri, hammadde ve altyapıya yatırım yapıyorlar. Endonezya kısa süre önce, ülkenin yeni kamu fonu Danantara’nın finanse ettiği yeni bir yenilenebilir enerji ortaklığı için BAE’den 10 milyar dolar yatırım sözü aldı. Danantara’nın baş yatırım sorumlusu Pandu Sjahrir, fon kurulurken Abu Dabili yatırımcıların “çok yakın temas halinde” olduklarını anlatıyor. Endonezya’nın Körfez’den daha çok yatırım alacağı konusunda iyimser. “Endonezya’nın kaynaklar, ucuz enerji, tüketim açısından elverişli kalabalık nüfus gibi özellikleriyle önemli bir potansiyel sunduğunu görüyorlar” diyor. “Son sekiz, on yıldır Endonezya’da para kazandılar. Daha fazla kazanmak istiyorlar.”

Asya’nın finans merkezleri de daha fazla Ortadoğu yatırımı çekmeye çalışıyor. Her ikisi de servet ve aile ofisleriyle tanınan Hong Kong ve Singapur, Körfez ülkelerinin zenginlerini cezbetme peşinde. Özellikle de Hong Kong bu konuda çok hevesli. Kentin yöneticileri 2023 yılında cüretkar ama başarılı olamayan bir adım atarak, Saudi Aramco’ya burada ikinci bir halka arz yapmasını önerdiler. Hong Kong borsası Riyad’da bir ofis açtı. Hong Kong aynı zamanda, Suudi Tadawul’un düzenlediği bir konferans olan Capital Markets Forum’una da ev sahipliği yaptı.

HSBC’den Neumann, Hong Kong’un Ortadoğu parasına göz kırpmasının işe yarayıp yaramadığını söylemek için “henüz çok erken” olduğunu kabul ediyor. Ancak kentin Çin’le olan sıkı bağları-teknoloji kaynağı, petrol alıcısı ve potansiyel güvenlik ortağı olması açısından önemli- para akışını kendisine çevirmesinde önemli bir etken olabilir. Öte yandan, Asya ülkeleri ve kıtadaki şirketler de Suudi Arabistan ve BAE’nin hem ülke içine hem de yurtdışına yatırım yaptığı bir süreçte, Körfez’e yatırım yapmaya çalışıyorlar. Nitekim Çinli gıda teslimat devi Meituan geçen yıl Suudi Arabistan’da hizmet vermeye başladı; bu, Çin toprakları dışındaki ilk girişimi. Shastry, özellikle de ABD ve Avrupa gibi gelişmiş pazarların Çin menşeli ürünlere gümrük vergileri uyguladıkları bir süreçte Suudi Arabistan için “Çinli şirketler için en cazip pazar” ifadesini kullanıyor. “Dubai tamamen Çin menşeli araçlarla dolu” diyor. Araştırma kuruluşu Canalys’e göre, üç mobil telefon şirketi Transsion, Xiaomi ve Honor Ortadoğu pazarının yüzde 37’sine sahip (buna Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri, Irak, Lübnan, Ürdün ve İsrail dahil); bu oran Apple’ın ya da Samsung’un pazar payını aşıyor.

Yeni pazarlar arayan Çinli şirketler Körfez ülkelerinden destek görebilirler. Suudi kamu yatırım fonu gibi fonlar kendi ulusal ekonomilerine yatırım yapmak istiyorlar ve yeni ofisler, imalat üsleri kurmak için de para harcıyorlar. Ocak ayı başlarında, PC üreticisi Lenovo, Suudi kamu fonuyla bağlantılı bir şirket olan Alat’tan 2 milyar dolarlık bir yatırım kazanarak, Riyad’da yeni Ortadoğu merkezinin açılışı ve Suudi Arabistan’da fabrika kurulumu için harekete geçti. ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlamasından önce bile, Körfez ülkeleri başka opsiyonlara odaklanıyorlardı. Suudi Arabistan ve BAE, Batı’ya karşı alternatif olarak yükselen uluslararası BRICS bloğuna katılmayı düşündüklerini belirttiler. BAE tam üye oldu.

Bununla birlikte, Ortadoğu’nun ABD’yle olan bağları Körfez’in Çin’le mali ilişkiler kurmasını zorlaştırabilir. ABD 2023 yılında, BAE’li yapay zeka şirketi G42’nin Washington’un yaptırım listesinde bulunan Huawei dahil, Çinli teknoloji şirketleriyle yakın ilişkiler kurmasından büyük endişe duymuştu. O yılın sonunda, G42 Çinli donanım tedarikçileriyle olan bağını kesti. Birkaç ay sonra, Microsoft 1,5 milyar dolarlık yatırımla boşluğu doldurdu. Ancak Körfez ülkeleri daha komplike bir dünyanın yatırımda biraz esneklik gerektirdiği kanaatine varabilirler. HSBC’den Neumann, “Jeopolitik gerçekler şu ki, küresel yatırımcılar artık çeşitliliğe daha fazla önem veriyorlar. Bu yaklaşım Ortadoğulu yatırımcılar için de geçerli” diyor. Danantara’dan Pandu da Körfez’in, ülkesi Endonezya’nın neler sunabileceğine ikna olacağından emin gözüküyor: “Körfez Hindistan’ı kaçırdı; Çin’i kaçırdı. Ama artık bunu kaçırmak istemiyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...