Japon devletinden ‘çocuk da yap kariyer de’ teşviği

    0
    76

    Reklam sektöründe yönetici olan Chiaki Kitajima üç oğlundan ilkine hamile olduğunda, patronlarının mesai saatlerini azaltma, doğum izninin ardından iş yerindeki pozisyonu daha alt seviyeye kaydırma şeklindeki tekliflerini kabul etmediği gibi şirketin çocuk bakımını niçin desteklemesi gerektiği konusunda bir sunum yaptığında herkesin şoka uğradığını anlatıyor.
     
    Şimdi artık kendi reklam ajansının kreatif direktörü olan 47 yaşındaki Kitajima, “bana destek olmalarının iyi bir yatırım olduğuna ikna etmem için ciddi bir mücadele yürütmem gerekmişti” diyor.  Üç çocuk annesi Japon iş kadını, bununla birlikte profesyonel yaşamda kendi düzeyinde  çok az kadın bulunduğunu da sözlerine ekliyor.
     
    Ancak Japon başbakan bunu değiştirmeye, sıkıntılı bir süreçten geçen ülke ekonomisini düzeltmek için kadınları da iş dünyasına katmaya çalışıyor. Bunun için de bir formülü var: Bizde “çocuk da yaparım kariyer de” sloganını çağrıştıran “süper anneler”.
     
    İş ve aile hayatını bir arada yürütmenin oldukça zor olduğu Japonya’da Başbakan Shinzo Abe, Japon kadınları hem iyi bir kariyer yapmaya hem de birden fazla çocuk sahibi olmaya teşvik etmek için devletin maddi olarak desteklediği çocuk bakım programlarını ve başka uygulamaları gündeme getiriyor.
     
    Japonya’da bir yandan azalan nüfus kaygı yaratırken bir yandan da geçen mali çeyrekte sürpriz bir şekilde daralan ekonomiyi yeniden canlandırmanın yolları aranıyor.
     
    Japon başbakanı Abe’nin kadınları teşvik edebilmesi için çalışma hayatında erkeklere uygun, uzun ve esnek olmayan çalışma saatlerinden yana tavır koyan kurumsal kültürü değiştirmesi gerekiyor. Ancak başbakanın mensubu olduğu muhafazakar partinin kadınlara yönelik eşitliksiz bakış açıcı göz önüne alındığında bu biraz zor.
     
    Nitekim yaklaşık on yıl kadar önce Abe’nin seleflerinden olan Yoshiro Mori çalışmak için çocuk doğurmayı erteleyen kadınları bencilce “özgürlük delisi” olmakla suçlamıştı. Hatta çocuksuz kadınlara emeklilik maaşı ödenmemesini teklif edecek kadar ileri gitmişti. Başbakan Abe’nin ilk hükümetinde bir sağlık bakanı da kadınları “bebek fabrikaları” olarak tanımlamıştı. Abe’nin gaflarıyla ünlü maliye bakanı Taro Aso ise Japonya’nın demografik sorunlarının “çocuk yapmamak”tan kaynaklandığını söyleyerek, dolaylı olarak kadınları işaret etmişti.
     
    Japonya’da doğum oranı kadın başına 1.4 çocuk ve bu da dünyadaki en düşük düzey; gelecek yıllarda nüfusun azalmasını engelleyebilecek bir oran değil. Japon kadınlar çocuk doğurduklarında da, diğer sanayileşmiş ülkelere göre çok daha sıklıkla işten ayrılıyorlar, bu da zaten sıkıntılı olan işgücünde ekstra bir boşluk yaratıyor.
     
    Japon kadınların çoğu doğumun ardından tekrar iş hayatına dönüyor ama bunlar genellikle düşük ücretli part-time ya da sözleşmeli işler oluyor. Bu da Japon kadınların erkeklere kıyasla yüzde 40 daha az kazanmaları ve 10 yönetici pozisyonundan yalnızca birinde yer almalarına yol açıyor.
     
    IMF Başkanı Christine Lagarde eylül ayında yaptığı açıklamada, ülkenin iş hayatında kadın erkek arasındaki eşitsizliğin düzeltilmesi halinde Japon ekonomisinin çeyrek puan ila bir puan arasında büyüyebileceğine dikkat çekmişti. Eski bir Japon yatırım bankacısı olan Mikiko Fujiwara da Japonya’nın nüfusunun yalnızca yarısını kullanarak, uluslararası alanda rekabet edemeyeceğini söylüyor.
     
    Öte yandan, Başbakan Abe’nin kadınlara yönelik planları da tartışmalı. Abe ilk başta çocuk doğuran kadınlara üç yıl kadar doğum izni verilmesini teklif etti. Ancak iş hayatından uzun süre kopukluğun olumsuzluk yaratacağı belirtilerek bu teklif gerçekçi bulunmadı.
     
    Japon başbakanın bu konuda en somut adımları ise çocuk bakımıyla ilgili. Hükümet Mart 2018’e kadar 400 bin yeni istihdam yaratmak suretiyle kreşlerde sıra beklenmesini önlemek istiyor.  Ayrıca yabancı dadıların önünü açmak için göçmenlere yönelik sınırlamaların da esnetilmesine çalışılıyor.
     
    Ayrıca tek gelirli haneleri iki gelirli hanelere göre kayıran vergi yasalarının da değiştirilmesi tartışılıyor. Japonya’da 1960’lardan gelen yasa uyarınca, eşleri 8 bin 300 doların altında kazanan erkeklere vergi indirimi uygulanıyor.
     
    Öte yandan, 2020 yılına kadar özel ve kamu sektöründe üst düzey pozisyonların yüzde 30’unun kadın olmasını hedefleyen ve uzun zamandır unutulmuş olan strateji de canlandırılmaya çalışılıyor.
     
    Japonya’da halen 3 bin 600’ü aşkın kamu işletmesinin yüzde 80’inden fazlasında kadın yönetici yok.
     
    Uzmanlar Japonya’da şirketlerin İK politikalarının kâğıt üstünde cinsiyet ayrımı yapmıyormuş gibi gözükmelerine rağmen uygulamaya gelince ayrımcılığın bariz olduğuna dikkat çekiyorlar. Nitekim Japon bir kadın çalışan, “erkeklerin görevi çalışmak, kadınlarınki ise evle ilgilenmek. Bundan dolayı da kadınsanız, iş hayatına ciddi bir dezavantajla başlıyorsunuz” diyor.