İşte astımın ülke ekonomisine faturası

0
40

Hava yollarının mikrobik olmayan iltihabi, kronik bir hastalığı olan astım, Türkiye’de en sık görülen hastalıklar arasında. Şiddeti farklı olmakla birlikte hastalarda nefes darlığına, öksürüğe, göğüste sıkışma hissine ve soluma sırasında ıslık benzeri ses çıkmasına neden olan astım, dünyada yaklaşık 334 milyon kişiyi etkiliyor ve yılda 345 bin insanın da hayatını kaybetmesine neden oluyor. Hastanın karşılaştığı grip, alerjenler gibi bazı çevresel faktörler yakınmaların şiddetini artırabiliyor. Tedavi edilmeyen astım hastası egzersiz yapamaz hale gelebilirken, atak geçirip acil servise başvurmak zorunda da kalabiliyor. 2025 yılı itibariyle 100 milyon kişiyi daha etkilemesi beklenen hastalığı, erken teşhisle kontrol altına almak mümkün. Kontrol edilemezse hem hastaların yaşam kalitesi bozuluyor hem de hastalığın ekonomik yükü artıyor.

İlaç ve aşı firması GlaxoSmithKline’ın (GSK) desteği ile Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Türktaş, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Şekerel, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sevim Bavbek ve Başkent Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Bölümü Öğretim Üyesi Simten Malhan’ın birlikte yürüttükleri

araştırmaya göre, astımın toplam yıllık maliyeti 9 milyar lirayı aşıyor. Hastalığın maliyeti kontrol düzeyi ile yakından ilintili. Araştırmaya göre, kontrol altındaki erişkin astım hastalarının yıllık maliyeti bin 764 TL iken, kontrol altında olmayanlar özelinde bu maliyet iki katını geçiyor.

Türkiye’de yetişkinlerde astım hastalığının görülme oranı yüzde 4,5. Çocuklarda ise bu oran yüzde 7,5’lere kadar yükseliyor. Astımın hayat boyu süren bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Haluk Türktaş; “Ortada, doktor, hasta ve çok etkin ilaç olmasına rağmen çözülemeyen bir sorun var. İnanılmaz bir maliyet var. Burada temel sorun hastanın eğitimini sağlamak” diyor. Hastalığın kontrolünün yetersiz olmasının maliyeti artıran en önemli faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bülent Şekerel de; “Ulusal sağlık politikalarının (özellikle hasta eğitimi, doğru tedavilerin seçimi, sigarayı bırakma stratejileri) üretilmesi, astım hastalığının kontrolünde önemli bir rol oynayacak” diyor.

Genetik ve çevresel faktörler üzerinde gelişen hastalığı, rutubet, sigara kullanımı, hava kirliliği ve enfeksiyonlar

RAKAMLARLA ASTIM…
Erişkin hastaların sadece yüzde 51,5’i kontrol altında. Kontrol altında olan hastaların hastaneye yatış oranı yüzde 6 olurken kontrol altında olmayanlarda bu oran yüzde 54’e varıyor.

Pediatrik astımda, hastaların başı yıllık ortalama poliklinik maliyeti 336,03 TL.

İlaç maliyetleri ortalama yıllık 632,32 TL. İlaç maliyetlerinin toplam maliyetin içinde ağırlık oranları kontrol altında olan hastalar için yüzde 40, kontrol altında olmayan hastalar için yüzde 17 olarak hesaplanıyor.

tetikliyor. Hava kirliliği tüm kronik solunum sistemi hastalıklarında önemli neden ve tetikleyicilerden biri.

Özellikle sanayileşen ülkelerde astıma yakalanma oranının ve hastaneye yatış sürelerinin arttığı görülüyor.
Türkiye’de 2 milyon 292 bin civarındaki yetişkin astım hasta sayısı, kontrollü ve kontrolsüz olarak ayrıldığında, oranın neredeyse eşit olduğu görülüyor. Peki çözüm ne derseniz, hastaların doktora ulaşmasının kolaylaştırılması öncelikli çözümler arasında sayılıyor. Spesifik olarak bu alanda çalışan kliniklerin kurulması öneriliyor. Çünkü hali hazırda günde ortalama 70-80 hasta bakan bir hekimin, astım hastalarının eğitimi için fazladan zaman ayırması oldukça zor. Türktaş, astım hemşiresi, astımla ilgili sağlık birimi gibi yeni uygulamaların hasta eğitimine önemli katkıları olacağını belirterek ülkeye maliyetinin de böylece azalacağını vurguluyor.