İş dünyasının ‘en’leri: Narsistler

0
215

“Asrın Vebası: Narsizm İlleti” isimli kitabın iki yazarından biri olan Prof. Dr. Keith Campbell, kibirli liderlerin şirketlere zarar veren yönüne dikkat çekiyor. Narsizmin iş hayatında ABD, Çin ve Türkiye’de artışta olduğunu anlatan Campbell, insan kaynakları yöneticilerinin sürekli en beğenileni, en karizmatiği, en çekiciyi seçmeye çalışırken yanlış yapabileceğine dikkat çekiyor. Tuttuğunu koparan, kendine güvenen insan arayışı içindeki iş dünyası, yanlış karar vermekten kendini alıkoyamıyor. Bu özellikler beslendikçe, narsistik kişiliklerin sayısı da artıyor.

Narsistlerin en belirgin özellikleri; insanlara değer vermeme, empati yokluğu, dinlemeye tahammülsüzlük, eleştirinin her türlüsüne kapalı olmak, sürekli takdir edilme isteği olarak kendini gösteriyor. Sürekli övülme ve pohpohlanma içgüdüsü ise onları ele veren en büyük özellikleri. Prof. Dr. Acar Baltaş, narsist yöneticiyle çalışmanın, bir yönüyle ruh sağlığı açısından risk taşıma, diğer yönüyle de kişinin itibarı açısından yıkıcı sonuçlar doğurma potansiyeline dikkat çekiyor. Baltaş, “Bu tarz yönetici veya liderlerle çalışan kişiler, özellikle işler yolunda gitmemeye başladığı zaman, durumlarını dikkatle değerlendirmeli. Bu değerlendirme sırasında, bu kişiyle aynı ortamı paylaşmanın kendilerine kazandırdığı ve kaybettiklerini gözden geçirmelidirler” diyor. Baltaş, narsisist yöneticileri olan çalışanların, ruh sağlıklarını korumak için, beklentilerini en aza indirmelerini, yöneticilerinin başarılarını takdir etmeyeceklerini kabullenmelerini ve karşılaştıkları tepkileri kişiselleştirmemelerini öneriyor ve ekliyor: “Çünkü narsisist bir yönetici için yapılan her şey ve söylenilen her söz, çalışanıyla değil, tamamen kendisiyle ilgilidir” diyor.

Narsistler, her konuda haklı olduklarını düşünen, her konuda kesin fikirleri olan kişiler aynı zamanda. Fikirlerine karşı çıkanları uzaklaştırıyorlar. Şirketlerini içinde bulundukları endüstrinin merkezi, kendilerini de şirketlerinin merkezi olarak görüyorlar. Dolayısıyla kendilerini endüstrinin vazgeçilmesi olarak değerlendiriyorlar. 2013 yılında Amsterdam Üniversitesi tarafından yapılan araştırma, narsistlerin takım çalışmasına engel olduklarını, bilhassa son kararı veren onlar olduğu için şirketin verimliğini düşürdüklerini ortaya koyuyor. Narsistlerin “kendine güven”, “otoriter olmak”, “yüksek öz saygı” gibi liderlik vasıfları, grup içinde bilgilerin paylaşılmasını engelliyor. Bu da şirketlerin gelecek planlarında olumsuz etki yapıyor.

Narsist kişilikler özellikle iş görüşmelerinde harikalar yaratıyorlar. Kendilerinden son derece eminler. Testlerden yüksek puan alıyorlar. Dolayısıyla da insan kaynakları elemanlarının aklını çeliyorlar. İlişkiyi gayet iyi başlatıyorlar ama sonrası pek iyi gitmiyor. Hata yapmayı doğal karşılamadıkları için yalan söylemeye başlıyorlar. Performans açısından yetkinler ama ahlaki açıdan zaafları var. Kestirme yollardan gidiyorlar, risk alıyorlar, hilelere başvuruyorlar. Beyaz yakalı suçları (zimmetine para geçirmek gibi) en çok onlar işliyorlar. Ekip çalışmalarına inanmıyorlar ve baltalamaya çalışıyorlar. 

Prof. Dr. Baltaş, Amerikan Milli Sağlık Enstütüsü’nün (NHI) yaptığı bir araştırmaya dikkat çekiyor: “NHI, yirmili yaşlardaki Amerikan vatandaşlarının yüzde 10’unun klinik olarak ‘ağır’ narsisist teşhisi alacak durumda olduğunu içeren araştırma yayınladı. Bu oran altmışlı yaşlarında olanlar için yüzde 3. Türkiye uzun zamandır Anglo-Sakson kültürünün etkisi altında. Gerek yayınlanan tercüme kişisel gelişim kitapları, gerekse de Hollywood kaynaklı film ve diziler Amerika’ya özgü hayata bakış tarzını özellikle kentli orta ve üst sınıf ailelerde egemen kıldı. 1950 yılında 40 bin üniversite öğrencisini içine alan araştırmada; ‘Ben önemli kişiyim’ diyenlerin oranı yüzde 12 düzeyindeyken, bu oran 1980’de yüzde 80’e çıktı. Yine aynı araştırma narsistlerin 1982’de yüzde 15 olan oranının, 2006 yılında yüzde 25’e çıktığını ortaya koyuyor.”

Peki, narsist bir kişiyle birlikte çalışmanız kaçınılmazsa neler yapabilirsiniz? Yönetim koçları, öncelikle narsist yöneticiyle ilgili nasıl davranılacağı konusunda bilgi edinilmesini öneriyorlar. “Bu kişilerin nasıl davranabileceğini ve ne yapabileceğini bilmek o kişiden beklentilerin daha gerçeğe uygun olmasını sağlıyor” diyorlar. Narsist yöneticilerle baş etmede en çok zorlananlar özgüveni yetersiz olanlar. Psikolog Ayça Sanver (37), özgüveni geliştirmenin narsistlerle baş etmede ciddi katkı sağladığını söylüyor.

Bir de öfke kontrolünü iyi yapmanın sağlayacağı faydalardan bahsediyor. Sanver, “Bu konuda düşündüklerinizi aklınıza geldiği gibi rastgele değil, belirli bir hedefe odaklandığınızda ve düşündüklerinizden emin olduktan sonra söyleyin” diyor. Bir başka uyarı da iş koçlarından… “Onlara sakın iyilik yapmayın. Yaparsanız da sakın minnettarlık beklemeyin. Narsistler, yaptığınız iyiliği, iyilik olarak değil, zaten hak ettiği bir şey olarak algılar. Patronunuzda, onunla didişen, onu küçük düşürmeye çalışan, ona meydan okuyan ve onu önemsemeyen bir insanmışsınız izlenimi yaratmayın” önerisinde bulunuyorlar.

İşe alım ve yükseltme amacıyla yapılan değerlendirmelerde, karizmatik ve özgüvenli görünen adaylar için hemen yargıya varmamak önemli. Narsisistler karizmatiktir, ancak karizmatik kişiler narsist ve kötü birer yönetici olmak zorunda değildir. Yapılan çalışma, narsistlerin karizmatik etkilerinin kısa sürede azaldığını ortaya koyuyor. Yarattıkları etkinin kısa süreli olması sebebiyle narsistler sürekli kendilerine yeni destekleyiciler bulma ihtiyacı içinde. Dolayısıyla seçme-değerlendirme sürecinde karar sürecini zamana yaymak, özgüvenlerinin arkasında yatan başarı hikayelerini etraflıca değerlendirmek, uzun vadede kuruma ve çalışanlara zarar verecek yanlış seçimlerin önüne geçebilir.

En çok güç zehirlenmesine kapıldıklarında hata yapan narsistler, dünya gerçeklerinden koptuklarında duvara çarpıyorlar. Partnerlerini eziyorlar. Talepkar oluyorlar. İstedikleri olmadığında sinirleniyor, küfrediyor hatta şiddete başvuruyorlar. Girdikleri ortamlarda özel ilgi bekliyorlar. Beklentileri karşılanmayınca olay çıkarıyor, kapris yapıyorlar. Sosyal hayatları çok yüzeysel oluyor. İnsanlarla menfaate dayalı iletişim kuruyorlar. Tüm bu özellikler dikkatinizi çekmeye başladığında yapmanız gereken şey, durumu gözden geçirip neyle karşı karşıya olduğunuz konusunda netleşip, önlem almak olmalı.