İlya’nın Bisikleti

0
90

JOOM’un Başkanı ve Kurucu Ortağı Ilya Shirokov, girişimciliği bisiklete binmeye getirmiş görünüyor. İlk girişimini Yandex’e sattıktan sonra gittiği Stanford Üniversitesi’nin sağladığı birikimle JOOM’u hayata geçirdi. Avrupa Birliği’ne kayıtlı olan JOOM’un Avrupa’nın en hızlı büyüyen mobil pazaryeri haline gelmesi, Shirokov için girişimciliğin bisiklete binmeye dönüştüğünü gösteriyor. Bir kere öğrendin mi asla unutmazsın. KEREM ÖZDEMİR

JOOM’UN başkanı ve kurucu ortağı İlya Shırokov, “Büyük ortaklarla çalışmanın yanı sıra, büyük ürün çeşitliliği ve rekabetçi fiyatlar sunan küçük ve orta ölçekli Türk işletmelerle işbirliği yapmayı planlıyoruz. Türkiye’deki asıl hedefimiz yerel tedarikçilerin yurt dışında yeni pazarlara açılmalarına imkan sağlamak ve B2C yurt dışı segmentinde nasıl ticaret yapılacağını öğrenmelerine yardımcı olmaktır. Bu stratejimiz, Türk hükümetinin ihracatı teşvik eden politikasına da oldukça uygun. 2019 yılı sonuna kadar bine yakın Türk markasını JOOM’a entegre etmeyi planlıyoruz” diyor.

Ancak bu buzdağının sadece görünen bölümü. Haziran 2016’da kurulan ve Avrupa’nın en hızlı büyüyen mobil e-ticaret uygulaması olan JOOM, kısa sürede 200 milyondan fazla kullanıcıya ve 1 milyon adet günlük sipariş hacmine ulaştı. Türkiye ile ilgili adımlar bu hikayenin daha sonrasını kapsıyor. Ağustos 2018’de Türk pazarına giriş yapan ve 2019 yılından itibaren Türk satıcıları aktif olarak platformuna dahil eden JOOM’un gelecek hedefleri ise, Türk üreticilerinin ve Türk mallarının dünyaya açılan kapısı olmak.

Shirokov’un Çin mallarının e-ticaret kapsamında Rusya’ya girme modeli ile ilgili analizi, JOOM’un iş ve gelir modelinin nereye oturduğuna işaret ediyor. Rusya’nın e-ticarette uyguladığı vergi sınırının oldukça yüksek olması -1000 euro’dan yavaş yavaş düşürüyorlar-, sınır ötesi ticareti ya da e-ihracatı anlamayı kolaylaştırıyor. Geleneksel ticarette, kendi fiyatını belirleyen bir üretici, sonrasında bir aracı ve sonrasında başka oyuncuların yer aldığı uzun bir zincir bulunuyor.

Shirokov, “Çin’deki bir üretici kendi fiyatı ile bir malı arz ediyor. Bundan sonraki aşamada e-ticarete uygun olan kalitede yani iyi ürünleri araştıran aracılar devreye giriyor. Bu oyuncuların ortalama kar marjları yüzde 50 ve bu genellikle fiyatın iki katına çıkması anlamına geliyor. Bu aracılar ürünleri Avrupa ya da Rusya’daki bir toptancıya satıyorlar ki, bunun da bir kar marjı var. Bu toptancının da aynı gümrüğü ödemesi gerekiyor ve aynı zamanda depolama maliyetini de üstlenmesi gerekiyor” şeklinde konuşuyor ve sonraki sürecin de ayrıntılarına değiniyor.

Burada dikkat çekici noktalardan biri, toptancının baştan ödeme yapması gerektiği için kredi kullanmak zorunda olması. Toptancının da kar marjı hedefi yüzde 50 civarında.

Shirokov, “Bu kar marjı hedefi nedeniyle fiyat bir kez daha ikiye katlanıyor. Bu sadece iki aracı olduğundaki durum ancak birçok örnekte aracı sayısı beşe kadar çıkabiliyor. Bu aracıların hepsi karnını doyurmak istiyor. Bizim hedefimiz ve bu aynı zamanda elektronik ticarretin gelişmesini de sağlayan temel etken- bu aracıların zincirden çıkarılmasıyla sağlanan fiyat avantajı. Biraz daha uzun süre beklemeniz gerektiği doğru ancak bu sistemdeki fiyat ile önceki arasındaki farkı yüzde 20 gibi düşük bir düzeyde değil. Geleneksel zinciri kullanan mağazadan aldığınıza oranla yüzde 50 ila yüzde 70’lik bir indirim elde edebilirsiniz” şeklinde konuşuyor.,

Bu marj, JOOM’un iş modelinde gümrük tarifeleri ve vergi konularını en önemli kaygı olmaktan çıkarıyor. Şirketin en önemli pazarları olan Avrupa ve Rusya’da tüketicilerin temel güdüsü, ucuza satın almak ve JOOM müşterinin bu talebine hitap ediyor. “Orta sınıf her yıl zenginleşmiyor” diyen Shirokov, “Çin’de olduğu gibi Türkiye’deki hedefimiz de yerel pazara satış yapmak değil. Türkiye pazarında da küçük bir varlığımız söz konusu ama asıl hedefimiz, Türk tüccarın malını yurtdışında satmak” şeklinde konuşuyor.

Daha açık bir ifade ile, odak noktası Türk üreticilerinin dünya çapındaki son alıcılara doğrudan erişimini sağlamak olan JOOM’un iş modeli, Çin’deki ile benzerlikler olduğu kadar farklara da sahip. Shirokov, “Çin elektronikte; daha doğrusu fişe takılan bütün ürünlerde çok güçlü. Türkiye’de gördüğümüz ise, moda, giyim ve ayakkabı gibi ürünlerle dikkat çekiyor. Türkiye ile Çin arasındaki önemli bir fark da Çin’de markasız ürünler baskınken Türkiye’de U.S. Polo, DeFacto, Coton, LC Waikiki gibi dikkat çekici markaların bulunması. Sadece marka anlamında bile Türk tüccarın kendi ürünlerini daha iyi sunduğunu görüyoruz. E-ticaret söz konusu olduğunda bu, ürünlerinin fotoğraflarını daha iyi çekmeleri, daha iyi tanımlamalar oluşturmaları gibi biçimlerde kendisini gösteriyor” diyor. Bu Türk tüccar için önemli bir fırsat yaratıyor çünkü JOOM’da giyim, ayakkabı ve aksesuar gibi moda segmenti, JOOM’da yer alan en popüler ürünler arasında yer alıyor. Tüketiciler aynı zamanda çocuklara yönelik ürünler, ev eşyaları, tekstil, spor malzemelerinin yanı sıra tüketici elektroniğine de ilgi duyuyor.

Şirket Türk tüccar için önemli bir değer önermesinde de bulunuyor. JOOM, Türk üreticilerinin ve markaların kendi online mağazalarını oluşturmalarına, müşteri edinmelerine, yeni ürünler hakkında müşterilerine doğrudan bilgilendirme yapmalarına ve kişiye özel indirimler sunmalarına, bununla birlikte uygulama içindeki bloggerlar aracılığıyla belirli ürünleri tanıtmalarına olanak sağlayacak.

Letonya, Hong Kong, Çin, Rusya ve ABD’de ofisleri bulunan JOOM’un sistemine entegre edilmiş olan Türk üreticiler, hali hazırda Avrupa, Rusya ve BDT pazarlarına da erişebiliyor. JOOM 2019’un sonuna kadar pazar payını Ortadoğu ve Latin Amerika ülkeleri ile ABD’yi de kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyor. Böylece kendisi için yaptığı dünya çapında ürün satış/teslimatı konusunda uzmanlaşmış bir global mobil pazaryeri tanımlamasının hakkını daha iyi verecek olan JOOM, uygulaması ve web sitesi üzerinden, hazır giyimden aksesuara ve tüketici elektroniği ürünlerine kadar oldukça geniş olan ürün yelpazesini daha geniş bir tüketici kitlesi ile buluşturma imkanı sağlıyor olacak.

Bu, JOOM’un iddialı hedeflerine ulaşması için daha güçlü bir kaldıraca sahip olması anlamına da gelecek. Şirket bu hedeflerini üç başlık altında topluyor ve Shirokov bunları şu şekilde ifade ediyor:

• İnsanların arzuladıkları her şeyi cep telefonlarından satın almalarına yardımcı olmak ve aldıklarını mümkün olan en hızlı şekilde göndermek.

• Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olma ve Amazon’la eşit rekabet etme potansiyeline sahip olduğumuzu görüyoruz.

• Bunun dışında, dünyanın en büyük bilişim şirketlerinden birini oluşturmak ve liderler arasında ABD ve Çin kökenli olmayan ilk şirket olmak için iddialı bir hedef belirledik. Bu hedeflere ulaşmada Shirokov’un kendi deneyimi en önemli kozu oluşturuyor. Özellikle dijitalleşmenin yarattığı sosyalleşme olanaklarını çok iyi kullanan Shirokov, girişimciliği ve sonuç almayı bisiklete binmeye dönüştürmüş durumda.

Bir kere öğrenince bir daha unutulmayan türden bir girişimcilik genini oluşturmuş olan Shirokov’un bugüne gelene kadar başardıkları, JOOM’un geleceği konusunda da fikir veriyor. Shirokov, “İlk şirketimi 2007’de Yandex’e sattım. Bu, Rusya’nın ilk sosyal ağıydı. Adı Moi Krug’du. Bunun ardından Stanford’a gittim. Öğrenim görmeye bayılıyordum. Daha öncesinde üç akademik derecem vardı. Bu, dördüncüsü oldu. Bu dünyada öğrenmem gereken şeyler olduğunu düşünüyordum” diyor. Bu öğrenme aşkı, ilgi çekici bir akademik dereceler listesini ortaya çıkarıyor. Sondan başlayarak bu liste şu şekilde uzanıyor:

 • MBA, Stanford Üniversitesi, ABD

• Ekonomi Yüksek Lisansı, New Economics Okulu, Rusya

• Bilgisayar Bilimleri – Doktora, Rusya Bilimler Akademisi, Rusya Shirokov, “Stanford’da aldığım eğitim, dünyayı daha büyük ölçekte görmemi sağladı. Rusya’da veya başka bir yerel ülkede, dünyanın nasıl

 • Matematik Yüksek Lisansı, Moskova Devlet Üniversitesi, Rusya

Shirokov, “Stanford’da aldığım eğitim, dünyayı daha büyük ölçekte görmemi sağladı. Rusya’da veya başka bir yerel ülkede, dünyanın nasıl işlediğini göremiyorsunuz. Stanford’da dünyanın her yanından gelen insanlarla etkileşime geçerek küçük parçalar hakkında fikir sahibi oldum ve büyük sistemin nasıl çalıştığını anlama fırsatı buldum. Sonrasında Rusya’ya dönüp Odnoklassniki’nin CEO’luğunu üstlendim” şeklinde konuşuyor.

2005 ile 2007 arasında başında bulunduğu Moi Krug ve Stanford Üniversitesi’nin ardından kariyerine eklenen Odnoklassniki’de 20102016 arasında yaptığı başkanlık Shirokov’un olgunlaşma sürecine işaret ediyor. Moi Krug ilk olmasıyla dikkat çekerken Shirokov’un Odnoklassniki’de performansının dikkat çekici boyutunu finansallar oluşturuyor. Rusya’nın en büyük internet şirketlerinden biri olan Mail. Ru grubuna ait olan Odnoklassniki, Rusya’nın en büyük ikinci sosyal ağı. Shirokov’un görev süresi boyunca Odnoklassniki’nin geliri 10 kat, FAVÖK’ü ise 15 kattan fazla büyüyor.

Bu iki deneyimin ardından başkan ve kurucu ortak rolünü üstlendiği JOOM, aslında Stanford’daki büyük resmi görme eğitimi ile Shirokov’un becerilerini global ölçekte sınaması anlamına geliyor. Avrupa Birliği’ne kayıtlı bir şirket olarak Avrupa’nın en hızlı büyüyen mobil pazarı olma unvanını taşıması kadar Letonya, Rusya, Hong Kong, Çin ve ABD’deki ofisleri ile sahip olduğu global kimlik bu değerlendirmenin zeminini oluşturuyor.

Odnoklassnı’deki deneyimini“Odnoklassniki küçük bir şirketti. Onu sosyal ağa çevirdim ve bunun ardından Mail.ru grubu ile birleşmeye gittik. Mail.ru Londra’da halka arz gerçekleştirdi ve Rusya ikinci büyük halka açık şirketi haline geldi. Şirket yaklaşık 6 milyar dolarlık piyasa kapitalizasyonu elde etti” sözleriyle anlatıyor. Mail.ru 25 Temmuz itibariyle Londra Borsası’nda 5,665 milyar dolarlık piyasa kapitalizasyonu ile yoluna devam ediyordu. Bu değere bakmak Shirokov’un buradaki rolünü anlamak açısından önem taşıyor çünkü kendisi bu sistemde bir FAVÖK jeneratörü olarak önemli bir rol üstlenmişti.

Shirokov bu rolü, “Benim bölümüm grubun FAVÖK’ünün yüzde 60’ını üretiyordu. Bunu dışarıya çıkarıp ayrı bir şirket olarak düşündüğünüzde, o zamanın kriterleriyle Yandex’in ardından Rusya’nın ikinci büyük internet şirketi ile karşılaşırdınız. Bu şekilde Rusya’da yapabileceğim her şeyi başarmıştım ve Rusya’nın dışına çıkıp global ölçekte bir şey yapmak istedim” diyor.

Shirokov bu aşamaya geldiğinde uluslararası alanda gerçekleştirilecek fikirlerin arayışına giriyor. Rusya’nın dünyanın bütünü ile karşılaştırıldığında küçük bir parça olduğuna işaret eden Shirokov, “Her yerde ya da en azından her yerin önemli bir bölümünde hayata geçirilebilecek bir şey bulmalıydık. Bu bizi e-ticaretin mobil şekline götürdü çünkü Çin örneğini gördük. Çin’deki e-ticaret kullanıcı deneyimi ve bütün sosyal özelliklerle entegrasyon gibi boyutlarıyla dünyanın en gelişmiş örneğini oluşturuyordu. Alibaba o zamanlar bütün e-ticaret işlemlerinin cep telefonları üzerinden gerçekleştiğini açıklıyordu. Batıya dönüp Rusya, Avrupa ve ABD’ye baktığınızda bu oran ülkelere göre yüzde 25 ile 30 arasında değişiyordu” diyor.

Shirokov bu rakamlara bakarak büyüyeceğini düşündüğü mobil ticaret alanına adım atıyor ve Çinli tüccarla çalışmaya başlıyor. Bu kararı almalarının sebebi, Çinli tüccarın mallarını dünyanın her yanına ulaştırmanın yolunu bilmesi oluyor. Shirokov, “Bunun anlamı dünyanın her yanında reklam yaparak insanların bizim sunduğumuz sisteme ihtiyacı olup olmadığını tespit edebileceğimiz ve talep gören malı buraya ulaştırmakta sorun yaşamayacağımızdı. Reklam yapmaya başladığımızda ilk olarak Rusya’dan ve ardından Avrupa’dan olumlu tepki aldık” diyor.

Bugün geldiğimizde Ortadoğu JOOM’en hızlı büyüyen bölgesi haline gelmiş durumda. 100’den fazla ülkeye sevkiyat yapan JOOM’un pazarlarının büyüklüklerine göre sıralamasında birinciliği Avrupa ve ikinciliği Rusya alıyor. Shirokov, hızla büyüyen Ortadoğu’nun birkaç ay içinde üçüncü büyük pazarları haline gelmesini bekliyor. Ortadoğu’da şu anda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde varlık gösteren JOOM, Katar gibi küçük nüfuslu ülkelere ve Mısır’a genişlemeyi planlıyor.

18 Haziran’da Shirokov ile görüştüğümüzde JOOM’un üçüncü yaş gününü kutlamalarının üzerinden sadece bir hafta geçmişti. Bu değerlendirmeler o zamana ait. Bir sonraki doğum gününde Türkiye ile ilgili rakamların da daha netleşmesini sağlayacak. Shirokov, iyi rakamalar elde edeceğinden umutlu: “Bunun için buraya geldim” diyor.