İKV Başkanı Vardan: Türkiye AB’nin yükünü alır

0
47

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine ilişkin, “Bu sürecin hiçbir şekilde inandırıcılığı ve tarihi gerçekliği, temeli olmayan siyasi oyunlara alet ve feda edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
İKV’nin kuruluşunun 50. yılı vesilesiyle düzenlenen “50. Yılında Türkiye-AB İlişkileri” başlıklı toplantı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Vakfın kurulduğu günden bu yana gerçekleştirdiği çalışmaları anlatan sinevizyon gösterisiyle başlayan toplantının açılış konuşmasını, İKV Başkanı Vardan yaptı.
Vardan, kuruluşlarının 50. yılını kutladıkları bu günün, aynı zamanda “Avrupa Günü” olduğuna işaret ederek, “Bu kutlamayı bir Avrupa Birliği (AB) üyesi Türkiye olarak yapmak arzu ederdik. Yıllarca ortaya konan tüm gayretlerin ve çabaların tam anlamıyla karşılık bulmaması bizleri üzüyor” diye konuştu.
AB’nin kendi kurallarına göre, teknik açıdan müzakerelere başlayıp da sonunda üye olmayan hiçbir ülke bulunmadığına dikkati çeken Vardan, şunları söyledi:
“Tarih bunu söylüyor. Bizimle bu sürece başlayan Hırvatistan, AB’nin 28. üye ülkesi olurken, biz ise çeşitli sebep ve dayatmaların yanı sıra, bazı AB ülkelerinin vetoları gibi sebeplerle müzakere başlıklarını açamaz hale geldik. Maalesef yapılan birçok uygulamada oyun oynanırken, hatta son dakikalara gelinmişken, oyunun kuralları değiştirilmek istendi ve hala isteniyor. Bugüne kadar değişik gerekçelerle, yok ‘hazım kapasitesi’, yok ‘reform eksikliği’, yok ‘Kıbrıs meselesi’, yok ‘imtiyazlı ortaklık’ diyerek ülkemizin bu yolda önü kesildi ve hedefe ulaşması bir türlü gerçekleşemedi.”
 
– “Türkiye, bundan sonra da bölgenin en hızlı gelişecek ülkesidir”
 
Vardan, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin üyelik sürecinde 17 ilerleme raporu hazırladığını, bu raporların toplam sayfasının bin 786 olduğunu aktararak, “Bunca rapor Türkiye’yi hala bir AB üyesi yapmaya yetmediyse, şimdi soruyorum; ‘Daha ne kadar rapor gerek? Acaba bu raporların üslubunu, tarzını ve etkisini sorgulamak gerekmez mi? Ortak olmak üzere yola çıkmış tarafların, eksikliklerini birlikte oturup çözmek yönünde, iyi niyetle ve sonuç odaklı hareket etmeleri gerekmez mi?” ifadelerini kullandı.
AB’nin savunduğu demokratik ve adil düşünce tarzını Türkiye için de uygulaması yönündeki beklentilerini dile getiren Vardan, “Biz inanıyoruz ki; AB, Türkiye’ye karşı samimi ve adil bir politika izlerse, Türkiye buna misliyle karşılığını verecektir” dedi.

Vardan, 1963 yılında Ankara Anlaşması’yla başlayan AB üyeliği sürecinin artık tamamlanma zamanı geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bugün Türkiye ne 60’lı ne de 80-90’lı yıllardaki Türkiye değildir. Hatta aziz milletimiz tarafından ülkeyi yönetme görevinin sizlere tevdi edildiği 2000’li yılların başındaki Türkiye hiç değildir. Bugün Türkiye, 28 AB ülkesinin birçoğuyla mukayese dahi edilemeyecek nitelikte ekonomisini geliştirmiş, genç ve dinamik nüfusuyla hızlı büyüme trendini sürdüren, komşularının içinde de tek ama tek istikrarlı ve gelecek vadeden bir ülkedir. Yeni yatırımları ve daha yapılacak nice projeleriyle Türkiye, bundan sonra da bölgenin en hızlı gelişecek ülkesidir.”
İKV Başkanı Vardan, AB ile müzakere sürecinin Türkiye’nin demokratikleşmesi, sosyal ve ekonomik seviyesinin yükselmesi için çok değerli olduğunu ifade ederek, Avrupa’nın iş adamları açısından öneminden bahsetti.
Ekonomik anlamda birbirine entegre olmuş iki gücün artık bir olmasını istediklerini, vize, veto ve kota uygulamalarının bu bütünleşmeyi engellememesi gerektiğini vurgulayan Vardan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Muhataplarımız ellerine çantalarını alıp ülkemize mal satmak veya bavullarını alıp turistik seyahat etmek için gelirken, biz vize kuyruklarında beklemek, bunun için her türlü şahsi ve kurumsal bilgilerimizi paylaşmak ve hem servetimizi, hem de zamanımızı harcamak istemiyoruz. Ayrıca bütün bu zorluklara rağmen mal satabilmeyi başardığımızda da bu malları sevk edebilmek için kota sorunlarıyla uğraşmak istemiyoruz. Hele, 1996’dan bu yana Gümrük Birliği anlaşmamızın bulunduğu AB’nin, 3. ülkelerle imzalamaya devam ettiği Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ve bunun içinde çok önemli olduğunu düşündüğümüz Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) gibi yeni nesil STA’larının dışında tutulmayı da hiç kabul edemiyoruz. Tüm bunların, Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinin gelişmesinin önünde engel oluşturan ve adil olmayan uygulamalar olduğunu düşünüyoruz.”
 
– “Halkın yüzde 61’i AB üyeliğini destekliyor”
 
Vardan, İKV tarafından halkın Türkiye’nin AB üyeliğine bakış açısını ortaya koymak amacıyla yaptırılan kamuoyu araştırmasının sonuçlarını da katılımcılarla paylaştı.
18 ilde yaklaşık 2 bin 500 kişiyle yapılan anket sonuçlarının, halkın yüzde 61’inin AB üyeliğini desteklediğini gösterdiğini aktaran Vardan, “Hatırlanacağı üzere bu oran geçmişte yüzde 30’lara kadar düşmüştü. Bunun yeniden yükseldiğini görmek sevindirici. Buna rağmen, yakın gelecekte üyeliğin gerçekleşeceğine inananların oranı ise sadece yüzde 30. Yani ankete katılanların yüzde 70’i, yakın bir zamanda AB üyeliği beklemiyor” diye konuştu.

Vardan, araştırma bulgularının halkın AB konusundaki bilgi düzeyinin düşük olduğunu da ortaya koyduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Her 5 katılımcıdan 4’ü ‘AB’yi duyduk’ diyor. Ancak katılımcıların yüzde 85’i ise AB konusunda çok az ya da hiç bilgi sahibi olmadığını söylüyor. Bu da sivil topluma, medyaya, kamuya ve eğitim kurumlarına bilgilendirme konusunda hala çok daha fazla iş düştüğünü bizlere gösteriyor. 
Türk halkı, AB’yi en fazla ekonomik refah, serbest dolaşım ve demokrasiyle özdeşleştiriyor. AB üyeliğinden beklentimiz de bu yönde. Görülüyor ki AB, Türkiye için anlamlı bir hedef olmaya devam ediyor. Dolayısıyla bu sürecin artık ülkemizin üyeliğiyle taçlandırılmasının zamanı gelmiştir.”

Türkiye’nin üyeliğinin AB için de bir başarı öyküsü olacağına inandıklarını belirten Vardan, şunları ifade etti:
“Bu başarı sadece ekonomi alanında da olmayacak. Aynı zamanda bir barış projesi de olan AB, halkının çoğunluğu müslüman Türkiye ile bütünleştiğinde bu proje asıl anlamını bulacak ve günümüzde çatışmalarla kaynayan tüm dünyaya çok önemli bir barış mesajı verilecek. Dolasıyla bu sürecin, hiçbir şekilde inandırıcılığı ve tarihi gerçekliği, temeli olmayan siyasi oyunlara alet ve feda edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sonuçta, Türkiye, bugünkü gelişmişlik seviyesiyle AB’ye kati surette yük olmaz, olsa olsa AB’nin yükünü alır.”
İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, gelecek ay gerçekleştirilecek genel seçimlere ilişkin de “Seçimlerin ülkemizin birlik ve beraberliğini pekiştirecek, geçtiğimiz yaklaşık 13 yıldır elde edilen siyasi ve ekonomik istikrarın, güven ortamının sürmesini sağlayacak, ‘Yeni Türkiye’ vizyonuna yönelik, toplumsal mutabakatı ve ihtiyacı yansıtan yeni anayasaya kavuşturacak, yeni reform ve projelerle ülkemizi genelde 2023 hedeflerine ve özelde de AB üyeliği hedefine ulaştıracak bir hükümetin oluşmasına imkan verecek şekilde sonuçlanmasını diliyorum” değerlendirmelerini yaptı.