Kıbrıs Rum yönetimi, ada etrafında doğalgaz arama faaliyetlerine Türkiye’nin müdahalesini gerekçe göstererek, Ankara’nın Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerinde hiçbir yeni faslın açılmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Kıbrıs Rum yönetimi hükümet sözcüsü Nikos Hristodulidis, Ulusal Konsey toplantısında aldıkları kararları açıkladı.
Hristodulidis, Rum yönetiminin ‘münhasır ekonomik bölge’ ilan ettiği bölgede Türkiye’nin ‘Kıbrıs’ın egemenlik haklarını ihlal ettiğini’ öne sürerek, 23-24 Ekim’de düzenlenecek AB liderleri zirvesinde Türkiye’yi kınayacaklarını söyledi.
‘Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde hiçbir yeni faslın açılmasına izin vermeyeceklerini’ söyleyen Hristodulidis, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvurmanın yollarını da arayacaklarını söyledi.
Hristodulidis, Rum lider Nikos Anastasiadis’in de 6 Ekim’de BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun a bir mektup göndererek, Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgelerindeki provokasyonlarının Kıbrıs sorununun çözümü açısından yol açacakları konusunda uyarıda bulunduğunu açıkladı.
Kıbrıs Rum yönetimi, ada açıklarındaki doğalgaz arama faaliyetlerine Türkiye’nin müdahalelerini gerekçe göstererek, geçtiğimiz Şubat ayında yeniden başlayan adada birleşme müzakerelerinden bu ay çekildiğini açıklamıştı.
Rum yönetimi, katılım müzakerelerindeki 33 fasıldan 6’sını tek taraflı olarak bloke ediyor. Üzerinde siyasi blokaj söz konusu olmayan ve teknik kriterlerinin yerine getirilmesi halinde müzakerelere açılabilecek üç fasıl bulunuyordu.
Erdoğan’ın Letonya ve Estonya’da ziyaretinde gündem AB süreci olacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22-23 Ekim’de Letonya’yı ve 23-24 Ekim’de Estonya’yı ziyaret edecek. Erdoğan’ın ziyaretleri, her iki ülke ile sahip olunan iyi ilişkiler kapsamında, Türkiye’nin Baltık ülkeleriyle artan işbirliğinin en üst düzeyde sürdürülmesine yönelik ortak iradenin bir göstergesini teşkil edeceği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ve Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves ile gerçekleştireceği görüşmelerde, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin, ikili siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerin ilave işbirliği imkanlarının ele alınmasının yanı sıra, bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunulması öngörülüyor.
