Tarihi mirası, kültürü, Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii, Marmara Denizi gibi İstanbul’un güzellikleriyle çevrili özel konumuyla Four Seasons Hotel Sultanahmet kapsamlı yenileme çalışmalarının ardından misafirleriyle yeniden buluşmaya başladı.
Kendine has tarzı ve simge haline gelmiş binasıyla 1996 yılında itibaren hizmet veren otel iki yıl süren renovasyon sürecinin ardından misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.
Four Seasons İstanbul Otelleri Kıdemli Genel Müdürü Tarek Mourad, yenilenen otelle ilgili olarak şu açıklamada bulundu: “Four Seasons Hotel Sultanahmet 2 yıl süren bir renovasyonun ardından kapılarını açtı. İstanbul’un zengin kültürü ve tarihi ile desteklenen ilham verici bir tasarıma, hikayelerin ve deneyimlerin eşlik etmesiyle Tarihi Yarımada’nın tek beş yıldızlı lüks oteli olarak yolculuğumuzu yeni boyutlara taşıyacağız. Four Seasons Hotel Sultanahmet’in renovasyon sürecinde olduğu dönemde Four Seasons Hotel Bosphorus otelimizde pandeminin ve kısıtlamaların yoğun olduğu sürecin ardından, geçen yıl 350 bine yakın misafir ağırladık. Yiyecek içecek alanında büyük başarı elde ettik, dolulukta yüzde 65’in üzerine çıktık. Bu yıl Türkiye sektörde en parlak dönemini yaşıyor. Avrupa, Kuzey Amerika, Uzak Doğu ve Orta Doğu’dan misafirlerimiz var. Savaşa rağmen Rusya’dan ilgi devam ediyor. Hindistan’dan ve başka ülkelerden düğünler ağırlıyoruz. İlk yarıda dolulukta beklentimizi aştık ve yüzde 80’lere ulaştık. Tahminlerimiz, doluluk, oda fiyatı ve yiyecek içecek alanında son 7-8 yılın en iyi rakamlarına sahip olan 2019’u da geçeceğimiz yönünde. Yılı yüzde 80’in üzerinde dolulukla kapatacağımıza inanıyoruz. Sadece doluluk anlamında değil bu yıl kârlılık ve gelir anlamında en iyi yılı yaşıyoruz. Her iki otelimizde de Avrupa, Kuzey Amerika, Uzak Doğu ve Orta Doğu’dan misafirlerimiz var. Four Seasons Hotel Sultanahmet iki yıl aranın ardından çok yeni açıldı ancak rezervasyonlarımız ülkeler bazında arzu ettiğimiz çeşitliliği yansıtıyor.”
İstanbul ve Türkiye’nin lokasyonu, doğası ve tarihi ile sahip olduğu zenginliği ve sunduğu çeşitlilikle çok avantajlı bir konuma sahip olduğunu, bu sebeple lüks turizmde giderek ilgi gören bir destinasyon olduğunu sözlerine ekleyen Mourad, havaalanları, gelişen altyapı, sağlık sistemindeki gelişmeler, havayolları ve daha pekçok gelişme sebebiyle ülkenin lüks turizmdeki gelişimine dikkat çekerek, bu yeniliklerin İstanbul’un turistlerin tercih sebebi olmasını sağladığına vurgu yaptı.
Türkiye’nin turizm sektöründeki durumuna bağlı olarak Four Seasons markasının başarısına da değinen Mouradşu sözlerle devam etti: “Four Seasons Hotel Bosphorus’ta oda fiyatlarında sağlıklı fiyat artışları gerçekleştirebildik. Talebe bağlı olarak fiyatlarımız da arttı. Oda fiyatlarımızda pandemi öncesi yıl olan 2019’a kıyasla minimum 100 Euro’luk bir artış oldu. Bu talebin artması anlamına da geldiği için ayrıca mutluluk verici. Bu benzersiz bir değer sunduğunuzun ve müşterilerin de bunu ödemeye değer bulduğunun bir yansıması. Bu başarıda lüks otelcilikte çok özel bir deneyim sunuyor olmamız önemli rol oynuyor. Geçen sene oda fiyatlarını ortalama 470 Euro seviyesinde kapamıştık.”
Four Seasons Hotel Sultanahmet Otel Müdürü Serap Akkuş da, pandemi başında yenilenme için doğru zaman olduğunu düşünüp, harekete geçtiklerini belirterek, normal bir otelin yenilenmesinin altı ayda tamamlandığını ancak kendilerinin büyük bir titizlikle yaklaşık iki yıl yenilenme operasyonunu yürüttüklerini kaydetti. İlk açıldığı günden itibaren dünyanın farklı ülkelerinden rezervasyonlar almaya başladıklarını belirten Serap Akkuş, otelin yenilenme sonrasında lüks deneyimi daha da ileriye taşıdığını kaydetti.
Four Seasons Hotel Sultanahmet’in iç mekanları, çok ödüllü tasarım stüdyosu Goddard Littlefair tarafından otelin tarihi, özel konumu ve lüks hizmet konusundaki başarılı geçmişi esas alınarak yeniden tasarlandı.
Tüm odalar, ortak alanlarda uygulanan aynı tasarım dili ve yaklaşımla yenilendi. Odalardaki estetik detayların yanı sıra, otel her yönüyle misafirlerin ruh hallerine ve isteklerine göre farklı deneyimler sunmak üzere tasarlandı.
Oturma grupları, huzurlu ya da canlı ve hareketli olabilecek yemek ve dinlenme alanları yaratmak üzere özel olarak tasarlanan ve peyzajı yenilenen terasa uzanıyor. Kahvaltıdan akşam yemeğine kadar gün boyu farklı deneyimler yaşanabiliyor. Executive Chef Özgür Üstün’ün yönetimindeki mutfak ekibi, avlunun kalbinde yer alan ve aynı ismi taşıyan AVLU Restaurant’ta Anadolu mutfağının seçkin lezzetlerini yerel ürünlerle hazırlayarak servis ediyor. Tarihi bir binanın avlusunda yemek yemenin keyfi, otelin çekici detayları arasında yer alıyor.
Otelin terasında yer alan Süreyya, Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii ve Tarihi Yarımada’nın çarpıcı siluetine eşsiz bir bakış sunuyor. Otelin yenilenen diğer barı Lingo Lingo, binanın merkezinde yer alırken hemen yanındaki şık yemek alanında deniz ürünlü mezelerin ağırlıkta olduğu bir menü servis ediliyor. Bu ferah ve aydınlık alan, özel etkinlikler için de uygun bir mekân seçeneği sunuyor. Otel yenilenme sürecinin ardından özel bir spa deneyimine de ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
