​Foreks piyasası yeniden düzenleniyor

0
38

Foreks piyasasını daha şeffaf hale getirmeyi amaçlayan Sermaye Piyasası Kurulu, yeni düzenlemeler üzerinde çalışıyor. Buna göre, yatırımcıların öncelikle demo kullanması zorunlu hale getiriliyor. 10 bin TL’nin altındaki işlemlerde ise kaldıraç oranı 1’e 50 ile sınırlandırılıyor.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) foreks piyasasında kuralları yeniden yazıyor. Buna göre, foreks piyasasında işlem yapacak olan yatırımcılar zorunlu olarak demo kullanımı ile eğitim alacak. Hatta SPK, demo kullanımını merkezi olarak organize etmeyi planlıyor. Ayrıca, yatırımcı büyüklüğüne ve foreks ürününe göre kaldıraç oranı getiriliyor. Foreks piyasasının popülaritesi ile diğer piyasalarla yarışır duruma geldiğine dikkat çeken SPK Vahdettin Ertaş, “Yapısı itibariyle son derece riskli olan bu işlemlerde yatırımcıların dikkatli olmasını, yüksek kaldıraç kullanmamalarını, spekülatif işlemler yerine, sektörün korunma amaçlı işlemlerle büyümesini tercih ediyoruz” diyor. Ertaş sorularımızı yanıtladı.

Foreks piyasasının geldiği noktada piyasanın işlerliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bundan dört yıl öncesine kadar ülkemizde foreks piyasaları düzenleme altında olmayan, birçok kişinin mağdur olduğu ve zarara uğrayarak tasarruflarını kaybettiği bir piyasa iken, bugün dünyada bu işi düzenleme altına almak isteyen ülkelerin örnek model olarak almak istedikleri, bu amaçla kurulumuza ziyaretler yaptığı bir noktaya geldik. Bu yılın ağustos sonu itibariyle toplam kaldıraçlı alım satım işlem hacminin yüzde 30’u işlem hacmi en yüksek ilk üç aracı kurum tarafından, yaklaşık yüzde 70’i ise ilk 10 aracı kurum tarafından gerçekleştiriliyor, açık hesap sayısı ise 127 bin 854 adet. Bu hesapların 83 bin 753 adedinde teminat mevcut olup, genel bir yaklaşımla bu hesaplar aktif hesap olarak kabul edilebilir. Yüksek kaldıraç kullanıldığından bu piyasa ile ilgili hacim bilgisi üzerinden gitmek yanıltıcı olabilir. Bu piyasa için ayrılan kaynak ne kadar diye bakacak olursak, Takasbank nezdindeki teminatlar iyi bir gösterge olabilir. Yatırımcıların kaldıraçlı alım satım işlemleri için aracı kurumlar tarafından Takasbank’ta tutulan teminat miktarı 711 milyon TL’dir. 2014 sonu itibariyle bu rakam 449 milyon TL. 2015 yılı içerisinde görünen artışın bir bölümünü döviz kurlarındaki artışa bağlı olarak döviz cinsi tutulan teminatların TL cinsinden daha değerli hale gelmiş olmasıyla açıklayabiliriz. Zira teminatların 2014 sonu değeri 192 milyon dolar iken mevcut durumda dolar cinsi değer 241 milyon dolar. Bu gözle bakarsak yüzde 25’lik reel büyümeden bahsedebiliriz.
    
Foreks piyasasının varlığı sermaye piyasaları için nasıl bir anlam taşıyor? 
Teminat miktarı rakamında da anlaşılacağı üzere diğer yatırım araçlarındaki büyüklüklerle kıyasladığımızda piyasanın büyüklüğü halen sınırlı. Bununla birlikte piyasanın popülaritesi diğer piyasalarla yarışır duruma geldi. Giderek artan işlem hacmi de, Türk yatırımcısının foreks işlemlerine özel bir ilgisi olduğu düşüncesini doğruluyor. Bu kapsamda, İstanbul’u bir finans merkezi haline getirme yolunda, yabancı sermayeyi ülkemize çekmek için foreks işlemlerinin önemli olduğunun farkındayız, ancak piyasanın bu yönünün yetersiz olduğunu da vurgulamalıyım. Sektörün düzenleme altına alınması aşamasında gündeme getirilen yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi olacağı, risk yönetimi için önemli bir enstrüman olarak kullanılacağı gibi hedefler pek gerçekleşmedi. Daha ziyade yoğun pazarlama faaliyetleriyle bireysel yatırımcıların işlem yaptığı bir piyasa yapısı gözlemliyoruz. Yapısı itibariyle son derece riskli olan bu işlemlerde yatırımcılarımızın dikkatli olmasını, yüksek kaldıraç kullanmamalarını, spekülatif işlemler yerine, sektörün korunma amaçlı işlemlerle büyümesini tercih ediyoruz. Özellikle bu konuda yeterli bilgi ve deneyimi olmayan yatırımcılara sektör ve işlemler hakkında yeterli bilgi ve deneyim sahibi olmadan işlem yapmamalarını, işlem yapacaklarsa düşük teminatlarla başlamalarını ya da fazla risk almamalarını öneriyoruz.

Foreks piyasasında kayıp/kazanç oranları nedir?
Yurtdışı çalışmalara baktığınızda zarar eden yatırımcı oranının yüzde 70 olduğu gibi, yüzde 90’lara çıktığı da görülebiliyor. Söz konusu işlemlerde zarar eden müşteriler çoğunlukta. Bu kapsamda mevcut düzenlememiz çerçevesinde foreks işlemine ilişkin kurulumuz tarafından yetkilendirilen aracı kurumlar üçer aylık dönemlerin son günü itibariyle, kârda ve zararda olan hesapların oransal dağılımını internet siteleri üzerinden duyurmakla yükümlü. Tabii burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Açıklanan hesabın kârda veya zararda olduğu, kâr veya zararın ne kadar olduğu değil. Yani 1 TL potansiyel kâr var ise hesap kârda, 1 TL potansiyel zarar varsa hesap zararda olarak kabul edilip değerlendirmeye alınıyor. Ayrıca, aracı kurumların çalıştıkları müşteri profili ve müşteri sayıları farklılık gösteriyor, bu kapsamda tüm aracı kurumların kayıp/kazanç oranlarına bakıp doğrudan bunun ortalamasını almak pek sağlıklı bir yöntem değil. Bu bakımdan müşteri sayıları ile bir ağırlıklandırma yapmak suretiyle bir hesaplama yaptığımızda en son dönem itibariyle yaklaşık yüzde 74 gibi bir zarar oranına ulaşıyoruz. Sektör genelinde açıklanan en düşük zarar oranının yüzde 54, açıklanan en yüksek zarar oranının ise yüzde 85 olduğunu görüyoruz. Kayıp/kazanç oranlarına ilişkin duyurunun, işlemlerin gerçekleştirildiği ana sayfa üzerinde dikkat çekici bir şekilde yer alması hususunu aracı kurumlar için bir zorunluluk haline getirmeyi planlıyoruz. Hatta bunun için öngördüğümüz başlık “zarar olasılığınız”. Bu sayede yatırımcıların işlem yapmak istedikleri foreks piyasası hakkında önemli ve dikkate alınması gereken bir veri olan kayıp/kazanç oranlarına rahatça ulaşabilmelerini amaçlıyoruz. 

Kaldıraç oranıyla ilgili bir çalışmanız var… 
Küresel anlamda işlem hacminin büyüklüğü ele alındığında dünyada önde gelen foreks piyasalarından birine sahip Amerika’da kaldıraç oranı majör paritelerde 1’e 50, diğer paritelerde 1’e 20’ye çekilmiş. Japonya’da halen 1’e 25’le sınırlı. Kaldıraç oranı ne kadar yükselirse hızlı fiyat hareketlerinde yatırımcının teminatının tamamını kaybetme olasılığı da o derece artıyor. Fiyat kısa bir süre sonra tekrar yatırımcının öngördüğü seviyeye dönse de yatırımcıların pozisyonları kapanmış olabiliyor. Bu bakımdan yeni taslağımızda 10 bin TL’lik başlangıç teminat tutarının altındaki müşteriler için kaldıraç oranını 1’e 50 ile sınırlamayı öngörüyoruz. Yeni düzenleme taslağımızda bir de işlem yapılan paritelerin likidite durumlarını dikkate alıyoruz. Likit pariteler için 1’e 100 kaldıraç oranı uygunken, daha az likit pariteler için bu oranın daha düşük olması gerektiğini düşünüyoruz. Buna göre, varlık bazında uygulanacak kaldıraç oranlarının varlıkların belirli gruplara ayrılması suretiyle birlik tarafından belirlenmesini ve kurulumuz onayına sunulmasını öngördük. 

SPK’nın önümüzdeki dönemde uygulamaya koymayı planladığı başka düzenlemeler var mı?
Düzenleyici otorite olarak piyasanın daha etkin çalışmasını sağlayacak yeni düzenlemeler yapmak tabii ki önemli, bu nedenle nihai olarak temel hedefimiz piyasayı şeffaf hale getirmek ve nihai kararı her zaman yatırımcının kendisinin vermesini sağlamak olacak. Kaldı ki, görevimiz riskten korunmak isteyenlere belirli bir piyasa veya enstrümanı işaret etmek ya da bunlardan birine yönlendirmek değil, gerekli piyasa ve araçları dünya örneklerine uygun olarak oluşturup, tercihi yatırımcılara ve şirketlere bırakmak. Gerek piyasadan gelen talepler ve gerekse müşteri şikayetlerine ilişkin incelemelerde tespit ettiğimiz hususlar üzerinden yeni düzenlemeler yapmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda TSPB’nin de oluşturduğu bir çalışma grubu var. Onlardan gelen çalışma üzerinde değerlendirmelerimizi tamamladık ve geçtiğimiz günlerde yatırım kuruluşlarının temsilcileriyle foreks piyasası ve tezgahüstü türev işlemlere yönelik olarak karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk.

Nedir bunlar?
Piyasadaki etkinliğin temeli olarak gördüğümüz şeffaflık kriterinin sağlanabilmesini teminen aracı kurumların sadece kâr-zarar oranlarını değil, başka bazı hususları da kamuyla paylaşmaları zorunluluğu getirmeyi öngörüyoruz. Gerçekleştikten sonra iptal edilen veya sistem tarafından reddedilen emir oranları, kaldıraçlı işlemlerde müşterilerden alınan teminatlar, foreks işlemleriyle ilgili aracı kurumların anlık olarak açıkladığı fiyatlar ve aracı kurum işlem platformlarından kaynaklanan, müşteriler tarafından işlemlerin yapılmasını etkileyecek düzeydeki teknik sorunlar gibi belirleyeceğimiz başka konularda da raporlama ve bildirim yükümlülükleri getirilmesi gündemimizde.

Çoğu yatırımcının foreks işlemlerinde çok tecrübeli olmadığını dikkate alarak yatırımcıların söz konusu işlemlere alışma sürecinde mağduriyeti en aza indirgemekle ilgili bazı mekanizmalar öngörüyoruz. Aracı kurumlar tarafından hesap açılışından önce müşterilerin deneme platformu üzerinde belirli bir süre için işlem yaptırılması zorunluluğu getireceğiz. Risklerin farkında olmayan yatırımcıların bu piyasada işlem yapmalarını istemiyoruz.

Piyasada veri akışı konusundaki sorunlar ve yatırımcılarda oluşan tereddütleri gidermek bakımından elektronik işlem platformlarında kullanılan uygulamalar, programlar ve yazılımlarla bunların çalışma ve kullanım esaslarını TSPB’ye bildirmekle yükümlü kılındı. Bildirilen uygulama ve yazılımlar yatırımcıların hak ve yararlarına aykırı sonuç verecek unsurlar içeremeyecek ve TSPB’ye bildirilenler dışında platform, program, uygulama ve yazılım kullanılamayacak. Aracı kurumların buna uygun davranıp davranmadıklarının tespiti amacıyla bağımsız denetim kuruluşları vasıtasıyla yılda en az iki defa aracı kurumdan habersiz olacak şekilde bağımsız denetim yapılması zorunluluğu getiriyoruz. Böylelikle kullanılan platformlarla ilgili olarak yatırımcılarda oluşan tereddütleri gidermeyi amaçlıyoruz.

Yatırımcıların yeterince bilgilendirilmesi ve bu piyasaya uygun yatırımcı profiline hizmet verilmesi çok önemli. Finans piyasaları konusunda bilgi ve deneyimleri yeterli düzeyde olmayan yatırımcıların bu işlemleri yapmaya yönlendirilmemesi gerekiyor. Sektörün dönüşümünü tamamlayacağımız 2015 yılı içerisinde uygunluk testi düzenlememizin zorunlu hale gelmesi ile birlikte burada önemli aşama kaydetmiş olacağız. Sektörün kısa vadeli değil, uzun vadeli bir bakış açısıyla, gerçekleşen müşteri emirlerinin iptali, başta hafta sonlarını müteakiben olmak üzere piyasa açılışlarında gözlemlenen ani fiyat dalgalanmaları, spreadlerin kısa süreler içerisinde dalgalanması gibi konularda daha hassas olması ve kendi içerisinde bir uygulama bütünlüğü geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunlarla ilgili şeffaflığı sağlayacak bazı teknik mekanizmalar da öngördük. 

Yabancı yatırımcıların piyasaya girmemelerinin nedeni olarak vergi politikası gösteriliyor. Bu konuda bir girişiminiz var mı?
Foreks işlemleri Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı tanımı kapsamına girmediğinden, foreks işlemlerinden sağlanan kazançların elde edilme tarihinden itibaren 15 gün içerisinde diğer kazanç ve irat olarak beyan edilmesi gerekmekte olup; yurtdışında yerleşik yatırımcılar bakımından aracı kurumlarca bu kazançların elde edilen adına beyan edilmesi ve artan oranlı vergiye tabi olması piyasa aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor. Vergi düzenlemeleri kurulumuz görev alanında bulunmadığından doğrudan bir çalışmamız yok ancak, bu konudaki çalışma ve görüşmelere katkı sağlıyoruz. Öte yandan, yabancı yatırımcıların piyasaya girmemesinde vergi konusunun temel bir unsur olduğuna ilişkin elimizde bir veri de yok aslında.

Piyasanın derinleşmesi için ne tür yeni ürünler geliştirilmesi planlanıyor?
Kurul olarak tezgahüstü piyasa niteliğinde olan foreks piyasasını düzenlerken en temel yaklaşımımız yatırımcıları korumakla birlikte piyasaya esneklik de sağlamaktı. Bu bakış açısıyla da, foreks işlemlerine ilişkin olarak yaptığımız düzenlemelerde hangi paritelerin kullanılacağına ilişkin herhangi bir kısıtlama yapmadık. Düzenlemelerimiz uyarınca işlem gerçekleştirildiği sürece yatırımcılara bütün paritelerin sunulması mümkün. Tabii ki, yatırımcılar doğal olarak en likit ve en çok talep gören pariteleri seçiyor. Bu noktada aracı kurumlara büyük görevler düşüyor. Sadece yüksek kazanç vurgusu yaparak yatırımcıyı işlemlere çekmeye çalışmak yerine, yatırımcıya riskleri tam manasıyla anlatmak ve sistemin işleyişi ile ilgili eğitimler vermek sektörde yer alan aracı kurumlardan beklentimizdir. Böylelikle hem yatırımcılar hem de aracı kurumlar yani kısacası sermaye piyasalarımız kazanacak.

“BU PİYASADA BİLGİ BİRİKİMİ ÖNEM TAŞIYOR”
Foreks yatırımcılarına ne tavsiye edersiniz?

Foreks işlemlerinin çok riskli işlemler olduğunu tekrar tekrar hatırlatmak isterim. Bu piyasa çok riskli ve para kazanması zor olan bir piyasa olduğundan bu işlemlere yeni başlayacak olan yatırımcılara öncelikle kaldıraç oranı nedeniyle kazanç sağlayabilecekleri kadar aynı oranda kayba da uğrayabileceklerinin vurgulanmasında fayda görüyorum. Bu piyasada bilgi birikimi büyük önem taşıyor. Yatırımcılar hesap açtırdıklarında, hesaplarında yer alan tutarların tamamı ile işlem yapmamaları ilk anda yaşanacak büyük zararlardan yatırımcıları koruyacaktır. En azından foreks işlemlerine ilişkin yeterli deneyimi edinmeden bu iş için ayırdıkları sermayenin küçük bir kısmı ile işlem yapmaya başlasınlar. Yatırımcılar işlemlerin gerçek niteliğini bizim yaptığımız uyarılardan ziyade filli zarar oluştuğunda anlıyorlar. Bu bakımdan vereceğim en önemli tavsiye yatırımcıların foreks işlemlerinde yatırdıkları tutarları, açtıkları pozisyonları ve kaldıraç oranını kademeli olarak artırmaları. Ancak, bu şekilde işlemler daha sağlıklı olarak gerçekleştirilecektir. Yeni getirmeyi planladığımız düzenlemede de bunu dikkate alarak demo kullanımını zorunlu hale getirmeyi, hatta demo kullanımını merkezi olarak organize etmeyi planlıyoruz. Ayrıca, yatırımcıların aracı kurumlarla imzaladıkları çerçeve sözleşmelerini ve risk bildirim formlarını dikkatli bir şekilde okumaları ve işlem yaparken burada yazılı olan hükümlere dikkat etmeleri gerekir