Fonlara Yönelim Artıyor

    0
    61

    Faizler düşüş trendinde. Döviz ve fiziki olmayan altın işlemlerinde yüzde 1’e çıkarılan vergiyle birlikte tasarruf sahiplerinin işlem maliyeti arttı. Fonlara yönelim güçleniyor.

    Zeynep Aktaş

    Koronavirüs salgını global ölçekte sosyal hayat kadar ekonomik faaliyetleri de ciddi boyutta etkiledi. Devletler ise aldıkları tedbirlerle sorunu en az hasarla aşmaya çalışıyor. Bu amaçla bir yandan destek paketleri açıklanırken diğer taraftan kaynak oluşturulma çabası öne çıkıyor. Türkiye’de de birikimlerin ekonomiye kazandırılabilmesi gayesi ile kademeli şekilde tedbirler devreye giriyor. Döviz işlemleri ile altın hesaplarındaki işlemlerde alınan Banka Sigorta ve Muamele Vergisinde binde 2 olan oran yüzde 1’e yükseltildi. Böylece tasarruf sahiplerinin yatırımlarında bu iki enstrümanın zayıflatılarak TL araçlarına yöneltilmek isteniyor. Uzun yıllar hazine yöneticiliği yaptıktan sonra Minerva Eğitim’in Kurucu ve Yönetici Ortaklığını üstelen Ayşegül Güngör, değişen koşullarda ve olağanüstü dönemlerde yeni enstrüman türlerinin çıkarılmasının önemli olduğunu söylüyor. Güngör, yeni dönemde fonların öne çıkacağını ve birikim sahiplerinin kurumsal yatırımcılar üzerinden parasal varlıklarını değerlendirebileceklerini belirtiyor.

    Yatırım fonlarının toplam büyüklüğü 102 milyar TL ve yatırımcı sayısı 3 milyon 706 bine ulaştı. Türkiye’deki yatırım ve emeklilik fon sayısı ise 552. Bu rakam Almanya’da 6.392’ye, ABD ve Fransa’da 10.000’lere çıkıyor. Lüksemburg’da ise 14.808 fon bulunuyor. Ayşegül Güngör, Türkiye’deki fon piyasasının büyük bir büyüme potansiyeli taşıdığını ve içinden geçilen dönemin iyi değerlendirilmesi halinde fon piyasasında kalıcı ve istikrarlı bir büyümenin de yolunun açılabileceğini dile getiriyor. Piyasanın alternatifi faiz, döviz ve altının yükseleceğine yönelik güçlü beklenti fonların gelişmesinin önündeki en önemli engellerden. Ancak gelen yeni uygulamalar tasarruf sahipleri açısından fonları daha cazip hale getiriyor. Bu da fonları daha gözde enstrüman konumuna getiriyor.

    Fon piyasası ile ilgili yapılabilecekleri değerlendiren Ayşegül Güngör, fon çeşitliliği ve fon türlerinin artırılmasının önemine dikkat çekerken yatırımcıların her türlü fon seçeneğine ulaşabilmesi gerektiğini söylüyor. Hisse fonlarda özellikle bireysel yatırımcıları çekebilecek farklı talep ve risk seçeneklerine uygun çeşitlilik artırılabilmeli. Risk almak istemeyen yatırımcılar için en düşük riske odaklanıldığı gibi dünya görüşü, inanç ve kategorik tercihlere hitap edebilen fon çeşitliliği yaratılabilmeli. Bilindik enstrümanlar yerine farklı seçeneklerle yatırımcıların altın ve dövizden fonlara kaymasının avantajlarını sağlayacak enstrümanlar geliştirilebilmeli. Tasarruf sahipleri beklentilerine uygun içerikli fonlara yönelirken bu fonların kendi sınırları içinde maksimum performans sergileyebilecekleri aktif yatırım stratejisi ile yönetilebilmesi önemli.

    Yatırım fonlarının pasif yatırım anlayışını bir tarafa bırakması gerektiğini söyleyen Ayşegül Güngör, yatırım danışmanlarının yeni döneme hazırlıklı girmesinin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Dünyada yatırım fonlarının dağılımına bakıldığında Pay Senedi Fonları, toplam fon büyüklüğünün yaklaşık yüzde 44’ünü oluşturuyor. Ancak Türkiye’de bu oran yüzde 4,8 seviyesinde bulunuyor. Öte yandan fon dağılımına bakıldığında Türkiye’de katılımcıların önemli kısmının para piyasası fonlarına yöneldiği gözleniyor. Hisse yatırım fonları oldukça zayıf bir konumda bulunuyor. Hisse fonlarında risk profilleri göz önünde bulundurularak oluşturulabilecek alternatif fonlar tasarruf sahiplerinin ilgi odağı haline gelebilir. Bunun için fonunun içeriğindeki varlıkların vadeleri, türleri, getirileri açısından çeşitlendirme mümkün.

    Bu noktada değişken ve esnek fonlar önemli bir alternatif olabilecek potansiyele sahip bulunuyor. Hemen hemen bütün değişken fonlar hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki varlıklara yatırım yapabiliyor. Bu kategori altında farklı alt dallara ayrılmış fonların kurulması ve tasarruf sahiplerine içeriklerini duyurabilmeleri önemli. Neticede fonların yatırım stratejilerinin bulunduğu izahnamelerin varlığının yetmediği asıl önemli olanın birikim sahiplerine ulaşılması olduğu göz ardı edilmemeli. Tasarruf sahipleri açısından döviz veya fiziki olmayan altın işlemlerinin artan maliyetlerine karşı beklentilerinin fonlar üzerinden de gerçekleşebileceğinin fark edilmesi beraberinde birikim kültüründe de ciddi bir değişimin habercisi olacaktır.

    Neden yatırım fonları tercih edilmeli?

    ∫ İstikrarlı ve yüksek büyüme için uzun vadeli finansman kaynağı

    ∫ Bankacılık sisteminin zorlandığı durumlarda verimli bir alternatif

    ∫ Gittikçe öne çıkacak sermaye piyasalarının en hızlı büyüyen sektörü

    ∫ Emeklilik Yatırım Fonları (EYF) ülke ekonomisinin büyümesini finanse etmesi

    ∫ EYF’ler sermaye piyasalarını derinleştirerek ve uzun vadeli finansmanı beslemesi 

    ∫ Gayrimenkul, Girişim Sermayesi ve Alt Yapı Fonlarına yatırım yaparak ekonominin finansmanına katkıda bulunması

    ∫ Derinleşen sermaye piyasalarının yabancı yatırımcılar yönünden cazibe merkezi oluşturması.