‘Fed riski devre dışı kaldı’

    0
    19

    Piyasalar tarafından aylardır merakla beklenen ABD Merkez Bankası’nın (Fed) haziran ayı toplantısı kararları, genel olarak piyasa beklentileri doğrultusunda olurken, ekonomiye yönelik tahminlerin düşürülmesi ve Başkan Janet Yellen’in açıklamaları ekonomistler tarafından “güvercin” olarak değerlendirildi.
     
    Yellen’in bu yıl şubat ayında Fed’in karar metnindeki “sabırlı” ifadesinin en az sonraki 2 toplantıda faiz artırılmayacağı anlamına geldiğini açıklaması ve mart ayı toplantısında “sabırlı” ifadesini metinden çıkarmasının ardından piyasalarda haziran ayında faizlerin artırılmaya başlanabileceği beklentisini artırmıştı.
     
    Sonraki dönemde dolardaki hızlı yükselişin ekonomik aktiviteye olumsuz yansıyabileceği söylemlerinin dile getirilmesi ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası’nın küresel ekonomiyi değerlendirdikleri raporlarda Fed’in faiz artırımına 2016’da başlamasının daha uygun olabileceğini ifade etmeleri ekonomistlerin beklentilerini ötelerken, haziran ayı toplantısının da önemini artırmıştı.
     
    Fed, ekonomistlerin ötelenen beklentileri doğrultusunda dün akşam faizleri artırmazken, Yellen’in piyasa dostu açıklamaları ile dolar endeksi ve piyasa faizleri geriledi, pay piyasaları yükseldi.
      
    “ABD’DE İSTİHDAM VE ENFLASYONUN HIZLANMASI GEREKİYOR”

    Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz konuya ilişkin değerlendirmesinde, dünkü FOMC karar metninin ilk paragrafı hariç nisan ayındaki metnin aynısı olduğunu belirtti.
     
    Giriş paragrafında FOMC üyelerinin ekonominin ılımlı hızda büyüdüğünü belirttiklerini aktaran Yılmaz, ilk çeyrekte ABD ekonomisi daraldığı için nisan ayı metninin de ona göre düzenlendiğini anımsattı.
     
    Dolayısıyla metinin geleceğe yönelik yeni bir bilgi sunamadığını vurgulayan Yılmaz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın karar metinleri de son dönemde bir öncekinin hemen hemen aynısı olduğunu ve bu durumun küresel ekonomideki yön arayışını ifade ettiğini kaydetti.
     
    Belirleyici gelişmelerin henüz gerçekleşmediği için görüş mesafesinin düşük olduğunu belirten Yılmaz, “ABD’de istihdam ve enflasyonun hızlanması gerekiyor, Avro Bölgesi’nde Yunanistan konusunun artık bir çözüme ulaşması lazım ve Türkiye’de de yeni hükümetin kurulması gerekiyor” dedi.
     
    “GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER İÇİN ‘FED RİSKİ’NİN ARTIK DEVRE DIŞI KALDIĞI GÖRÜŞÜMÜZÜ KORUMAKTAYIZ”
    Belirsizliklerin sürdüğü bir ortamda Fed’in güvercin olmasa bile destekleyici duruşunu koruduğuna dikkati çeken Yılmaz, Başkan Yellen’in ilk faiz artırım zamanlamasının önemini azaltmaya çalışıp faiz artırım döngüsünün toplamına konsantre olunması gerektiğini belirttiğini aktardı.
     
    Dünkü karar metni ve basın toplantısında neredeyse hiç şahin bir ifade görülmediğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
     
    “Sene sonu Fed politika faizini gösteren medyan tahmin aynı kalmasına karşın 7 üye daha bu sene yalnızca bir faiz artırmı öngördü. Bu nedenle dolar endeksi 95 seviyesinin altına sarktı (son fiyat 94,1). ABD devlet tahvillerine de talep arttı ve getiri yüzde 2,3’ün altına düştü (son işlem yüzde 2,27). Gelişmekte olan ülkeler için ‘Fed Riski’nin artık devre dışı kaldığı görüşümüzü korumaktayız.
     
    İç dinamikler gelişmekte olan ülkelerin kaderini belirlemeye aday. Böylece 2013 yılında Fed Eski Başkanı Ben Bernanke’nin ‘kesinti’ konuşmasından beri hakim olan ‘gelişmekte olan ülkeler arasında ayrışma’ teması geçerliliğini korumakta. Uzun dönem yapısal reformlara odaklananlar başarılı olabilirler. Şu ana kadar Hindistan bu konuda öncülük yaparken Brezilya ise geride kalmakta.”
     
    “HAZİRAN FOMC, DAHA GÜVERCİN BİR RESİM ORTAYA ÇIKARDIĞI ALGISINI YARATTI”
    Phillip Capital Araştırma Direktörü Özlem Bayraktar Gökşen ise ekonomik aktivite, istihdam ve enflasyon noktasındaki gidişat yorumunu ilk paragrafta veren FOMC bildirisinin, nisan toplantısına göre çok daha “yapıcı” ve “olumlu” bir yeri işaret ettiğini söyledi.
     
    Nisan ayı toplantısında ilk paragraf içerisinde ilk çeyrekte gerek kış, kötü hava koşulları gerek bazı limanlardaki grevler, gerekse dolardaki değer artışı nedeniyle tonlamanın zayıflatıldığının görüldüğünü kaydeden Gökşen, bu tonlamanın geçici olması beklentisinin bildirinin devamında yer aldığını ifade etti.
     
    Bu noktada haziran bildirisinde “geçici faktörlerin” ortadan yavaş yavaş kaybolması ile beraber söylemlerin daha güçlü bir noktaya taşındığının görüldüğünü aktaran Gökşen, şöyle konuştu:
     
    “Sonuç olarak, genel çerçevede yeni bir şey söylenmemiş olduğu gibi, özellikle faiz beklentileri tarafında aşağı yönlü revizyonların devamı Haziran FOMC’nin daha güvercin bir resim ortaya çıkardığı algısını yarattı. Bu çerçevede dolar endeksi 95’e yakın seviyesinden 94,1’e kadar geriledi. Bu değer kaybının gelişmekte olan ülke para birimleri üzerindeki etkisi de olumlu oldu.”