Erdoğan: Millet başkanlık istemezse öper başımıza koyarız

0
17
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2’nci Mülki İdare Amirleri Toplantısı’nda konuştu.
Erdoğan, “Biz ABD ile NATO’da beraber değil miyiz? Senin dostun biz miyiz yoksa YPG mi PYD mi? O zaman çık, bunu da açıkla. ‘Dostum YPG’ye silah yardımı yapıyorum’ de. ‘Dostum PYD’ye silah yardımı yapıyorum’ de. Bunu da bilelim. Bilelim ki ondan sonra bu meseleleri sizinle konuşmamıza da gerek kalmasın” dedi. 

“BİRÇOK İKİ YÜZLÜLÜĞÜ ŞAHİT OLDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirilen 2’nci Mülki İdare Amirleri Toplantısı’na katıldı. Burada hitap eden Erdoğan, Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin “Son günlerde Suriye kaynaklı krizin daha da derinleştiğini, Rusya’nın müdahalesiyle iyice çıkmaza girdiğini görüyoruz. Türkiye zalim ile mazlumu savunanların ayrıldığı, maskelerin düştüğü bu süreçte küresel vicdanın sesi olmuştur. Türkiye tüm algı operasyonlarına rağmen Suriyeli kardeşlerine din, dil, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan sahip çıkarak tüm dünyaya insanlık dersi vermiştir. Suriye meselesi birçok ülke, siyasetçi, kurum içinde adeta bir turnusol kağıdı olmuştur. Bu süreçte birçok iki yüzlülüğü de şahit olduk. Hatta çok yüzlülüğe şahit olduk” ifadelerini kullandı. 

“BM ‘TESPİT EDİLİRSE BU BİR SAVAŞ SUÇUDUR’ DİYOR, DAHA NE ARIYORSUNUZ?”
Rusya’nın Suriye’deki hava bombardımanlarına tepki gösteren Erdoğan, “Kendi halkına karşı savaş yürüten rejim tarafından terör örgütlerinin desteklendiği, terörle mücadele altında kirli hesapların hayata geçirildiği dönemi yaşadık. Batı hala sessiz. Yapılan toplantılar var. Bu toplantılardan bir netice çıkıyor mu? Hayır. Rusya şu anda 500 bine yakın insanın ölümüne neden olan katil, zalim Esed’in yanında yer almak suretiyle o da kendi kimliğini ortaya koymuştur. Şu andaki süreçte yağdırdığı bombalarla çok ciddi bir insanlık suçuna ve bir savaş suçu işlemekle karşı karşıyadır. BM, eğer tespit edilirse bu bir savaş suçudur, diyor. Daha ne arıyorsunuz? Hastaneler bombalanıyor. Küvezlerin içerisindeki fotoğrafları görmediniz mi? Gönderin elemanlarınızı, oralarda yerinde incelemeleri yapsınlar” diye konuştu. 

“SENİN DOSTUN BİZ MİYİZ YOKSA YPG Mİ PYD Mİ?”
PYD’ye yönelik açıklamalarından dolayı ABD’yi eleştiren Erdoğan, “Şu anda PYD’ye, YPG’ye hala terör örgütü diyemeyen veya demiyen ‘YPG’ye desteğimiz sürecektir’ diyen ABD’yi de anlamakta zorlanıyorum. Terör örgütü PKK’nın bütün kayıtlarında PYD’nin kurucusunun, YPG’nin kurucusunun kim olduğu bellidir. Biz ABD ile NATO’da beraber değil miyiz? Senin dostun biz miyiz yoksa YPG mi PYD mi? O zaman çık, bunu da açıkla. ‘Dostum YPG’ye silah yardımı yapıyorum’ de. ‘Dostum PYD’ye silah yardımı yapıyorum’ de. Bunu da bilelim. Bilelim ki ondan sonra bu meseleleri sizinle konuşmamıza da gerek kalmasın. Gizli kapılar arkasında bazı şeylerin konuşulması bizleri üzmektedir. Dost, dostluğunun gereğini yapmalıdır. Biz dost bildiğimize gereğini yaparız. Ama bizi dost olarak görmeyenler lütfen açıkça, net bunu ifade etsinler” açıklamasında bulundu. 

“BİLGİLERİ BİZDEN ALACAKSIN, KALKILIP DA TERÖRİSTLERE SORULUR MU?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün sözcünün açıklamasını duyuyoruz. Ne diyor? ‘YPG’ye yardımımız devam edecektir. Ama orada yapılan mücadelede işimizi zorlaştırmasın’. Lafa bak. Bir defa temelden bu yaklaşım sakat. Bu bilgileri sen bizden alacaksın. Kalkılıp da teröristlere bu sorulur mu? Ona soracaksın onun verdiği bilgiye göre hareket edeceksin. Terör örgütleri ve teröristler arasında ayrım yapıldığını, iyi terörist kötü terörist şeklinde sınıflandırmalara gidildiğini görüyoruz” dedi. 

“EL NUSRA İLE EL KAİDE ARASINDAKİ İLİŞKİ NEYSE PKK İLE PYD ARASINDAKİ İLİŞKİ DE ODUR”
İyi terörist, kötü terörist ayrımı olmadığını savunan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: “Suriye’de dün de bugün de demokrasiyi savunuyoruz. İlk gün ne diyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin Esed ve destekçilerinin devlet terörüyle PYD’den DAİŞ’e kadar çeşitli terör örgütleri arasında bir tercihe zorlanamayacağını ifade ediyoruz. Suriye halkını ’40 katır mı, 40 satır mı’ tercihine zorlayanlar insanlıktan nasibini almamış olanlardır. İyi terörist kötü terörist yoktur. El Nusra ile El Kaide arasındaki ilişki neyse PKK ile PYD arasındaki ilişki de odur. DAİŞ söz konusu olduğunda adeta dünyayı yıkmayı göze alanlar PYD ve YPG terör örgütünün yanında yer alarak samimiyetsizliklerini gösteriyor”

“HANİ KOALİSYON GÜÇLERİ OLARAK BERABER HAREKET EDECEKTİK?”
Uçuşa yasak ve güvenli bölge vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben aylar önce Suriye’de eğit-donat, terörden arındırılmış güvenli bölge, uçuşa yasak bölge bu 3 başlığı söylediğim zaman buna yaklaşmayanlar bakın şimdi diyorlar ki ‘Uçuşa yasak bölgeye evet diyoruz’. Terörden arındırılmış bölge konusunda evet, diyenler de var ama uçuşa yasak bölgeye hala evet demiyorlar. Soruyorum, ey Amerika bak sen uçuşa yasak bölgeye evet demedin ama bak orada Rus uçakları cirit atıyor ve binlerce mazlum, mağdur insan ölüyor. Hani biz koalisyon güçleriydik? Hani koalisyon güçleri olarak beraber hareket edecektik? Hani ne oldu? Kalkıp Türkiye’ye şu söyleniyor. ‘PYD’ye, YPG’ye top atışlarını durdurun’. Kusura bakmayın, bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye’ye bir kişi kalkar da havan topu atarsa kalkar da bir mermi atarsa bu kat be kat fazlasıyla karşılığını bulacaktır. Bu uluslararası angajman kurallarının işletilmesi demektir. Bunu yapıyoruz, yapacağız”

“SURİYE’DE HERKES KENDİ İKTİDARINI HAYATA GEÇİRMENİN ÇABASI İÇİNDE”
Rusya’nın bölgede IŞİD’le mücadele içerisinde olmadığını savunan Erdoğan, “Suriye içinde PYD’ye verilen silahlar DAİŞ yerine bölge halkına ve onun meşru temsilcisi olan muhaliflere yönelmiştir. PYD ve PKK arasındaki bağı yok saymak körlük değilse ülkemize karşı hasmane bir tutumdur. Onlar bu gerçeğe gözlerini ne kadar kapatırsa kapatsın biz terör örgütüne, terör örgütü demeye ve o şekilde muamele etmeye devam edeceğiz. Rusya’nın DAİŞ’le herhangi bir mücadele gayreti yoktur. DAİŞ’le mücadele bahanesi kimi ülkeler için bölgedeki çıkarlarını hayata geçirmenin bir aracı haline dönüşmüştür. Bugün Suriye’de herkes kendi iktidarını, kendi çıkarını hayata geçirmenin çabası içinde” diye konuştu. 

“ANGAJMAN KURALLARIMIZ HER TÜRLÜ TEHDİDİ KAPSAYACAK ŞEKİLDE GENİŞLEYEBİLİR”
Suriye konusunda angajman kuralları gereği her türlü adımın bundan sonra da atılacağına dikkat çeken Erdoğan, “Suriye konusunda Türkiye nefsi müdafaa konumundadır. Yaptığımız her şeyin attığımız her adımın meşruiyeti vardır. Bu hassasiyeti anlayamayan veya saygı duymayan herkes öyle veya böyle bunun bedelini ödeyecektir. Türkiye can evine yöneltilen silahlar karşısında geri çekilecek veya teslim olacak bir ülke asla değildir. Bugün angajman kurallarımız ülkemize yönelik silahlı saldırılara karşılık vermekten ibaret olabilir ama yarın gerekirse aynı kurallar ülkemize yönelik her türlü tehdidi kapsayacak şekilde genişleyebilir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı. 

“BASKI YAPILMASI GEREKEN ADRES TÜRKİYE DEĞİL, REJİM VE DESTEKÇİLERİDİR”
Uluslararası topluma Suriye’de yaşanan gelişmeler üzerinden çağrı yapan Erdoğan, “Buradan açık ve net ifade etmek istiyorum. Güney sınırımızda yeni bir Kandil’in oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. PYD terör örgütünün Halep’in kuzeyinde attığı provokatif adımlara ve hayata geçirmeye çalıştığı emrivakilere asla müsade etmeyeceğiz. Bölgede Türkiye’ye rağmen ‘Oldu bitti’lerle fiili durumlar ortaya çıkartılmasına sessiz kalamayız. Kalmayacağız. Suriye’de ülkemizin güvenliğini tehdit eden tüm terör yapılarına karşı gerekli adımları atmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Bu konuda baskı yapılması gereken adres Türkiye değil, rejim ve destekçileridir. Uluslararası toplumun Rusya ve rejim unsurlarının saldırılarına karşı sesini yükseltmesi şarttır. Amacımız asla ülkemizi ve milletimizi altından kalkamayacağı bir yükün altına sürüklemek değildir. Bu yapılanların gerisinde Türkiye’nin sabrının sınırlarını denemek gibi bir niyet varsa o sınırların sonuna gelindiğini de bilmelidirler” açıklamasında bulundu. 

“‘İPE UN SERMEK’ DENİR BUNA, BUNLARIN İŞ YAPMAK DİYE BİR DERDİ YOK”
Anayasa Komisyonu’nuna dair yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şu söylenerek masadan çekinilmez. ‘Darbeyle yapılan o Anayasa’nın tümünün değiştirilmesi’. Ancak onlar değişecek ki ondan sonra Anayasa çalışmasına başlayalım. Maddelerin hepsi gözden geçecek. Her madde bir gününü alsa nereden bakarsan bak 3-4 yıl burayla geçer. Ondan sonra Anayasa’ya başlanacakmış. Böyle bir mantık olur mu? Bu işi tıkamaktan başka bir şey değil. İpe un sermek, denir buna. Bunların iş yapmak, iş üretmek diye bir derdi yok. Bu sadece ülkeyi kilitlemektir. Bunlardan bir şey çıkmaz. Öyle veya böyle aklıselim sahibi olan parlamentonun diğer üyeleri kesinlikle bu işe kararlı şekilde yürürlerse masadan çekilenlere de ‘Hayırlı olsun’ demekten başka söyleyecekleri bir şey yok. Ben diyorum ki masada kalanlar kararlı şekilde bu işi sürdürmelidirler. Yazık olur. Umutla bekleyen milletimize de yazık olur. Türkiye mutlaka yeni Anayasa’sına kavuşacaktır. Tüm bu partilerin uzlaşmasıyla sağlanamıyorsa o zaman aklını ve vicdanını ön planda tutan kim varsa onlarla birlikte bu yolda yürünmeye devam edilir”

“MİLLETİM BAŞKANLIK SİSTEMİNİ İSTEMİYORSA ONU DA ÖPER BAŞIMIZA KOYARIZ”
Yeni Anayasa konusunda gerekirse halkın görüşüne başvurulması gerektiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ey parlamentodaki saygın üyeler, gelin bir karar alın. Deyin ki biz millete gideceğiz. Millete gidin. Bakın bakalım millet size ne diyor. Hazırlayın sunun millete. Millet evet diyorsa egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Siz Atatürkçü değil miydiniz? Atatürkçü olduğunuza göre haydi millete gidelim ve millet bu kararı versin diyelim. Milletin verdiği karara da uyalım. Bunun başka çıkış yolu olmaz. Çünkü burası iş tıkama yeridir. Bu parlamentoya saygısızlıktır. Kim bu konuda tıkaç vazifesi görürse millete hesabını verir. Başkanlık sistemi de inşallah bu şekilde hayata geçecek. Millet başkanlık sistemini istemiyor, benim milletim başkanlık sistemini istemiyorsa bizim milletimize söyleyeceğimiz bir şeyimiz yoktur. Onu da öper başımıza koyarız”